Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Ehli Sünnet İtikadında "Allah Nerededir?" Sorusuna Verilecek Cevap?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allah Nerde bilmiyorum benide ilgilendirmiyor NERDE olduğu...Yazımı siliyorum...Cevap yok...İsteyen Allah'a tapsın isteyen Şeyhine isteyen ineğe...Umrumda bile değil...

KONUMU SİLDİM CEVABIDA SİLDİM

HERKES İSTEDİĞİNE TAPSIN MEKANINI ZAMANINI DA BELİRLESİN...

İSTEYEN ŞEYHİNE HOCAFENDİSİNE ÜSTADINA VEYA RİSALEYE VEYA PARAYA VEYA İNEĞE TAPAR BU BENİM UMRUMDA OLMAZ...

HERKES ÖZGÜR...

ALLAH'IN NERDE OLDUĞU UMRUMDA DEĞİL...

İSTEYEN TEKFİR ETSİN...BENİ..

BEN İNANIYORUM Kİ VAR,ÖNEMİ YOK NERDE OLDUĞUNUN...
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
BENİ İLGİLENDİRMİYOR NERDE OLDUĞU YORUMDA YAPMAM HANGİ ALİM ALLAH'I NASIL TANIYORSA O ONUN FİKRİDİR BENİM DEĞİL...GELSİN ÖLÜ ALİMLERİMİZ AÇIKLASINLAR NERDE OLDUĞUNU...

ÖLÜ TAPICILARIDA İNANSINLAR...KAFASNA GÖRE...UMRUMDA DEĞİLLER..

gökte değil ahi ARŞ ( SEMADA )TA ARŞIN KEYFİYETİ KONUSUNDA İHTİLAF VARDIR
 
S Çevrimdışı

serveti

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
kusura bakmayin da ehli sünnet vel cemaatin akidesi bu degildi eger böyle olsaydi imam ebu hanife fikh el ekber de bunu reddetmezde ve daif hadislerle bunu ispatliyamazsin 2cisi ayetlere cok yanlis mana verip de milleti dinden cikarmayin 3cüsü sadece istiva`` kelimesi arapcada 15 manasi selese geade gehere v.s. lütfen bunu dogru arastirin süphesiz cehennem cok derin ve cok sicak oldugu gibi akidede böyle bir yanlisla ebedi cehennem vardir sura süresi 11 ci ayet size delil olarak yeter
 
hitman Çevrimdışı

hitman

Üye
İslam-TR Üyesi
gökte değil ahi ARŞ ( SEMADA )TA

Allah arşta arş da gökte saçmalayıp durma...

ARŞIN KEYFİYETİ KONUSUNDA İHTİLAF VARDIR

keyfiyet hakkında atıp tutmak konuşmak hak mı ki ihtilaf da olsun.

kusura bakmayin da ehli sünnet vel cemaatin akidesi bu degildi eger böyle olsaydi imam ebu hanife fikh el ekber de bunu reddetmezde ve daif hadislerle bunu ispatliyamazsin 2cisi ayetlere cok yanlis mana verip de milleti dinden cikarmayin 3cüsü sadece istiva`` kelimesi arapcada 15 manasi selese geade gehere v.s. lütfen bunu dogru arastirin süphesiz cehennem cok derin ve cok sicak oldugu gibi akidede böyle bir yanlisla ebedi cehennem vardir sura süresi 11 ci ayet size delil olarak yeter

yanlış...

cehennem cok derin ve cok sicak

doğru... özellikle hadis inkarcısı cehmi ve mutezili tayfa için...
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Allah arşta arş da gökte saçmalayıp durma...



keyfiyet hakkında atıp tutmak konuşmak hak mı ki ihtilaf da olsun.



yanlış...



doğru... özellikle hadis inkarcısı cehmi ve mutezili tayfa için...

üstad yanlış diyorsun da neye göre yanlış diyorsun adamlara kafadan atma derken ...aynı şeyi kendin yapmıyormusun laflarına dikkat et...yazacaksan delilli yaz..herkes bilsin...bilgiyi bi kendine saklama
 
F Çevrimdışı

ferdiosman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Yukarıda ki Sapıklıklara ve yanlış bilgilendirilmelere,Peygamberimize ve Müçtehid imamlara atılan iftiraları tek tek cevap verelim inşallah...

Ehli sünnet ve'l Cemaatin akidesi;
Allâhu Teâlâ’yı mekândan münezzeh olarak bilmek Ehl-i Sünnet’ Vel-Cemaat’in akidesidir


Ehli Sünnet ne Cehmiyye/Mutezile gibi ne Allah Her yerdedir demiş,Ne de Mücessime ve Müşebbihe gibi Allaha bir mekan yön tayin etmişlerdir Ehli sünnet vel Cemaat bu konuda da vasat(orta) yolu benimsemiş ve ''Allah Mekansız ve Yönsüz olarak vardır demişlerdir''

Resulullah (s.a.v.) yatağına yerleşince şöyle dua ederdi: "Ey, göklerin rabbi, yerin rabbi ve herşeyin rabbi olan, taneyi ve çekirdiği yaratan, Tevratı, İncili ve Kur´anı indiren Alhıhım, ben senin, perçeminden yakalayacağın her şer sahibinin şerrinden sana sığınırım. Sen evvelsin, senden önce hiçbir şey yoktu. Sen sonsun. Senden sonra da hiçbir şey kalmayacaktır. Sen zahirsin, senin üs*tünde hiçbir şey yoktur. Sen bâtınsın, senin altında hiçbir şey yoktur. Sen, be*nim borcumu öde, fakirliğimi gider.[Ebu Davud, K el-Edeb, bab: 98, Hadis no: 505/ Müslim, K. ed-Dua, bab: 61, Hadis no: 2713 / Tirmizi, K. ed-Da?vat bab: 19, Hadis no: 3400]

Bakın Ebu Hanife ''Allah neredir?'' sorusuna nasıl cevap vermiş;
''Yaratılmadan önce mekan yoktu,halbuki Allah vardı.Mahlukattan hiçbiri yokken , ''nerede'' mefhumu mevcut değilken Allah vardı.O her şeyin yaratıcısıdır '' cevabının verilmesini ister. (İmam-ı Azamın 5 eseri,Fıkhu'l Ebsat terc.Mustafa Öz Marmara Üniversitesi İlahiyyat Fakültesi Vakfı yayınları-İmam-ıAzam Ebu Hanife ve Eserleri Fıkh-ı Ebsat sh.102 ,ter.şerh Doç.Dr.Abdülvehap Öztürk-Şamil yay.)Bu rivayetlerden bu arkadaşların haberi yok mu sanıyorsunuz?

Peygamberimizin (sav) '' Allah vardı,O'ndan önce başka bir şey yoktu...'' .hadisi şerifi .(Buhari,Megazi,67,74,Bed'ul-Halk 1,Tevhid 22;Tirmizi,Menakıb,3946) de bu gerçeğe işaret eder.

Bundan dolayı İbni Hacer Fethu'l Bari'deAllah’ın semâda oluşu sözünün zâhiri murad değildir. Zira Allah bir mekana girmek ve hülûl etmekten münezzeh olduğundan bu sözden zâhiri (ilk akla gelen mânâsı) kasdedilmemiştir, deriz..[1]
1=13/412) قال الحافظ: "قال الكرماني: قوله: "في السماء" ظاهره غير مراد؛ إذ الله منزه عن الحلول في المكان، لكن لما كانت جهة العلو
أشرف من غيرها أضافها إليه إشارة إلى علو الذات والصفات

işte uydurma bir rivayet güya İmam-ı Azam şöyle demiş;“Arşın semada olduğunu inkar ettimi şübhesiz ki o kafir olur.”


Bakın Fıkhu'l Ekber Şarihi ki bu vehhabiler Alliyyul Kari'nin mevzu rivayetleri anlamada ne kadar önemli bir şahsiyet olduğunu bilirler.Bu rivayet uydurma olduğunu söyledikten sonra sahih senedle gele şu rivayeti yapar; İmam Abdusselâm, “Hallür-Rumûz” adlı kitabında İmam Âzam'ın şu sözünü kaydediyor: “Kim ALLAH'ın yerde mi gökte mi olduğunu bilmiyorum derse, kâfir olur. Çünkü bu söz, ALLAH'ın bir mekânı olduğu düşüncesini akla getirir. ALLAH'ın me*kânı olduğunu düşünen kimse ise ALLAH'ı yaratıklara benzeten ki*şidir.”Şüphe yok ki Abdullah b. Selâm ilim adamlarının büyüklerinden biri olup güvenilir bir âlimdir. Şarihin naklettiğine değil, onun naklettiğine itimat etmek gerekir. (Aliyyu'l Kari Fıkhu'l Ekber şerhi Miraç bahsi İbn-i Mevlüt el-Hanefi ''Bir kitabın düşündürdükleri'' 14.nolu dipnot)

Aliyyul Kari'nin dediği gibi Ebu Hanife ''Müteşâbih sıfatlara inanır ve tevilinden sakınırdı. ALLAH Teâlâ'yı bu sıfatların zahirî manasından da tenzih eder, dolayısıyla Selef âlimlerinin görüşünde olduğu gibi bu husustaki bilgiyi ALLAH Teâlâ'ya havale eder.'' ALLAH Teâlâ'nın kulları üzerine yük*selmesi, mekân bakımından yükseklik değil, mertebe ve makam bakımından yüksekliktir. Yani şânı yüce olmak demektir. Ehl-i Sünnet vel-Cemaat âlimleri ile Mutezile, Havariç vesair İslâm taifelerince de durum bu şekilde tesbit edilmiştir. Diğer bidat taifeleri de aynı görüştedir. Ancak, ALLAH Teâlâ’ya cihet ispat eden Hanbelilerle Mücessimeden(*) bir taife bu görüşte değildir. ALLAH Teâlâ onların isnad et*tiklerinden uzaktır.Şârih (İbni Ebi'l-İzz) ne tuhaftır ki ALLAH Teâlâ'nın yüceliğini ispat etmekte: “Şüphesiz bu Kur'an'ı, Emin ruh Cebrail, korkutuculardan olasın di*ye, senin kalbine indirdi.” (Şuara: 26/93-94.) âyetini delil getiriyor. Müellifin bu âyet*le ALLAH Teâlâ'nın yücelik sıfatını ispat etmeye çalışmasının garibliği apaçıktır. Zira nüzul ve tenzil kelimeleri alâ harf-ı cerri ile mütâaddi olurlar. Burada Kur'an'ın gökten inmesinden murad edilen, Hz. Pey*gamber sallellahu aleyhi vesellem'in kalbine indirilen kelâmın yüceliğidir. Bu konuda bir çekişme bahis konusu değildir. Kelâmın yüce*liğinden Melik ve Allâm olan ALLAH Teâlâ'nın mekânının yüceliği yani ona yüce bir makam ispatı lâzım gelmez.(Aliyyu'l Kari Fıkhu'l Ekber şerhi Miraç bahsi İbn-i Mevlüt el-Hanefi ''Bir kitabın düşündürdükleri'' 14.nolu dipnot)

İmam-ı Azam Ebu Hanife el-Vasıyye'de şöyle der"Allahü teâlâ, kendisi için ihtiyaç ve (Arş'ın üzerine) istikrar (yerleşme) söz konusu olmaksızın Arş'ı istiva etmiştir. O, Arş'ı da, Arş'tan başkasını (diğer yarattıklarını) da korumaktadır. Eğer (Allahü teâlâ Arş'a ve bir yerde yerleşmeye) muhtaç olsaydı, tıpkı mahluklar gibi alemi yoktan var etmeye ve idareye muktedir olmazdı. (Bir mekânda) oturmaya ve karar kılmaya muhtaç olsaydı, Arş'ın yaratılmasından önce Allahü teâlâ nerede idi? Yüce Allah bundan (bir yere yerleşmek ve orayı mekân tutmaktan) münezzehtir" (Bkz. el-Vasıyye, 73. Çev: E.Sifil Bkz.İslam ve Modern Çağ, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2004; c.1, s.74-81.Çağdaş Dünyada İslami Duruş, 168 vd. )

Güya Ebu Hanife;“Allahu Teala semadadır, yerde değil” [21]

Kendisi “kulluk ettiğin ilah’ın nerededir?” diye soran kadına: “Allah’u Subhanehu ve Teala semada’dır, yerde değildir”, cevabını verdi. [22] [21] el-Esma ve’s-Sıfat
[22] el-Esma ve’s-Sıfat

Buna yine sizin uydurma rivayetler konusunda marifetlerine saygı duyduğunuz Nasıruddin Albani'den cevap verelim

O Zehebi'nin uluvvu'nun tahkikinde şu rivayetler için Albani derki;Derim ki ;Müellifin Beyhaki'den naklettiğinin zahirinden anlaşıldığına göre Beyhaki bu kıssanın senedi hakkında bir şey söylememiştir fakat böyle değildir.Çünkü sözü geçen ifadelerinin sonlarında ''ondan nakledilen bu hikaye sahih ise''sözleriye ZAYIF olduğuna işaret etmektedir.
Derimki; Hem bu nasıl sahih olabilir ki bunu rivayet eden uydurmakla itham edilmiş bulunan Nuh el-Cami'dir.Hatta bazıları;O doğrunun dışında her şeyi toplamıştır demişitirler(Zehebi uluvv sh.162 dip not 145 Guraba yay.)

Diğer güzide imamlarımızın akidesini diğer mesajlarımızda verelim inşallah....Cariye hadisine,yukarıdaki yanlışlıklara tek tek cevap vereceğiz...
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Neyine Cevap vereceksin Cariye Hadisinin Sende Kevseri'nin zırvaladıklarınımı zırvalayacaksın...Hadisin başka şahidi olmadığını senedin de illet bulunduğunu Muaviye radıyallahu anhuma'nın Fakih olmadığınımı söyliyeceksin Senin Şaşkın Kevseri bunları zırvalıyor sende zırvala bir şeyler sanada cevap verelim Ama bu Sefer Hem senin hemde Senin gibi düşünenleri Tenkidim ağır olacaktır ...bunu baştan belirteyim çünkü sizlere güzel muamelede bulunmak ile yaranılmıyor bizde ne Yapalım Çektik Keskin kalemlerimizi uçlarınıda sivrilttik Dallinleri bekliyoruz Dall ve mudill'leri bekliyoruz ....Her kim ki diyoruz Allah'ın 7 kat semaların Üzerinde Arş'ına İstiva etmediğini iddia ederse o kafirin tekidir tövbe etmesi istenir.......
 
T Çevrimdışı

tewh1d

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
118- el-Fıkhu’l-Ekber’in sahibi Ebû Mutî’ el-Hakem b. Abdullah
el-Belhî’den bize şöyle dediği ulaşmıştır:
Ebû Hanîfe’ye: Ben Rabbim semâda mıdır yahut yerde midir bilmiyorum, diyen kimsenin durumu hakkında soru sordum, o: Bu kişi kâfir olur, çünkü Yüce Allah: “Rahmân Arşa istivâ etmiştir” buyuruyor. O’nun Arşı ise semâlarının üstündedir, dedi.
Ben: Böyle bir kimse şöyle der: O’nun Arşa istivâ ettiğini kabul ediyorum, fakat Arş semâda mıdır yoksa yerde midir bilmiyorum, diyorsa hükmü ne olur? dedim. Şu cevabı verdi: O’nun semâda olduğunu
inkâr edecek olursa kâfir olur.
Bunu el-Farûk’un sahibi rivayet etmiştir.146

146 Derim ki: Burada sözü geçen Ebû Muti’, Ebû Hanîfe’nin arkadaşlarından ileri gelen
ve fakihlerinden birisidir. Müellif, el-Mîzân adlı eserinde şunları söylemektedir: “Re’y hususunda basîret sahibi, çok büyük âlim, şanı büyük birisi idi, ama rivayetleri zapt etmekte gevşektir. İbnu’l-Mübârek dini ve ilmi konusunda onu tazim ve tebcil ederdi. İbn Maîn: Bir şey değildir, demiştir…”
Derim ki: Müellifin: “el-Fıkhu’l-Ekber’in sahibi” adlı sözleri “el-Fıkhu’l-Ekber” adlı eserin İmam Ebû Hanîfe rahimehullah’a ait olmadığına güçlü bir işarettir. Bu, Hanefîlerce meşhur olan kanaate muhaliftir. Eser defalarca ona nispet edilerek basılmıştır.
Hanefîlerden birden çok kişi tarafından da şerh edilmiştir. Akîde bakımından
Hanefîlerin çoğunluğunun kendisine mensup olduğu Ebû Mansûr el-Mâturîdî de bunlardan birisidir. Onların çoğunluğu bu hususta te’vilcilerdendir. Bundan dolayı sözü geçen Ebû Mansûr’un, Ebû Hanîfe’nin kitapta ve el-Fıkhu’l-Ekber’de zikredilen sözünü Ebû Hanîfe’nin söylediklerini ifsad sonucunu veren bir şekilde te’vil ettiklerini ve onu te’vil hususunda selef cemaati dışına çıkardıklarını görüyoruz.
İmam rahimehullah’ın “kâfir olur” sözünü te’vil ederek (s. 19, Mısır baskısı) şunları söylediğini görüyoruz: “Çünkü o bu sözleri ile onun bir yerinin olduğu izlenimini vermektedir. Bundan dolayı müşriktir.” Fakat onun bu te’vilini çürüten sözünün geri kalan kısmına hiç iltifat etmemektedir. Bu da imamın şu sözleridir:
“Çünkü Allah-u Teâlâ: ‘Rahman Arşa istiva etti’ buyurmaktadır.”
Derim ki: Bu ifade, böyle bir kimsenin kâfir oluş sebebinin bu ayetin Allah Subhânehu’nun Arşı üzerinde oluşunu açıkça ifade ettiğini ve buna delil teşkil etmesini inkârı olduğu hususunda çok açıktır. Yoksa böyle bir kimse, Allah-u Teâlâ’nın bir mekânı olduğu izlenimini (bu inkârıyla) verdiğinden dolayı değildir. Yüce Allah bundan yüce ve münezzehtir. Sözünü ettiğimiz bu husus dolayısıyla el-Akîdetü’t-Tahâviyye’yi şerh eden, -Allah’ın rahmeti üzerine olsun- Ebû Mutî’ el-Belhî’nin rivayetini zikrettikten sonra (el-Mektebü’l-İslâmî dördüncü baskısı, s. 323) şunları söylemektedir:
“Ebû Hanîfe mezhebine mensup olanlar arasından bunu kabul etmeyen kimselere iltifat edilmez. Çünkü Ebû Hanîfe’ye Mu’tezile’den ve başkalarından itikat ettiği birçok konuda ona muhalefet eden pek çok taifeler intisab etmiştir. Nitekim Mâlik,
Şafi‘î ve Ahmed’e de kimi itikat konularında muhalif olan kimseler müntesib olmaktadır. Ebû Yûsuf’un, Bişr el-Merîsî’yi Yüce Allah’ın Arşın üzerinde oluşunu inkâr etmesi üzerine tevbe etmeye davet ediş olayı meşhurdur. Bunu Abdurrahman b. Ebî Hâtim ve başkaları rivayet etmiş bulunmaktadır.”
Derim ki: Burada kendisine işaret olunan olay, biraz sonra bu kitapta Ebû Yûsuf’un biyografisinde -Allah’ın izniyle- gelecektir. Bu olayda da Ebû Hanîfe’nin ilk dönem
arkadaşlarının Allah-u Teâlâ’nın mahlûkatı üzerinde oluşuna iman noktasında
selef ile birlikte olduklarına delil teşkil etmektedir. Bu da İmam Ebû Hanîfe’den diye rivayet edilen bu gibi rivayetleri nispeten güçlendirmektedir. Hanefî İmam Ebû Cafer et-Tahâvî’nin akîdesinde Yüce Allah’ın Arşa ve Arşın altında bulunanlara
muhtaç olmadığını ve her şeyi kuşatıp, her şeyin üstünde olduğunu açıkça ifade etmesi bunlar arasındadır.
119- Kadı, imam Tâcuddîn Abdülhâlik b. ‘Ulvân’ı şöyle derken dinledim: İmam Ebû Muhammed Abdullah b. Ahmed el-Makdisî el-Mukanna’ adlı eserin müellifini -Yüce Allah ona rahmetini ihsan eylesin, cennet onun meskeni olsun- şöyle derken dinledim: Bana Ebû Hanîfe rahimehullah’ın şöyle dediği ulaşmıştır:
“Azîz ve Celîl olan Allah’ın semâda olduğunu inkâr eden kimse kâfir olur.”


☼ Uluv Meselesi ve Sıfatlar Hakkında Alimlerin Görüşleri, Cehm bin Savfan'ın Görüşünün Ortaya Çıktığı Sıralarda İmamların Söyledikleri ☼

Yaşadığı Dönemde Şam Diyarının Alimi Ebu Amr Abdurrahman b.Amr el.Evzai (157) Ebu Abdillah el-Hakim el-Evza,i den şöyle dediğini rivayet etmektedir.Bizler-ki tabiunun çokça bulunduğu bir zaman idi-şöyle derdik.Şüphesiz Aziz ve Celil olan Allah Arşının üstündedir,Biz sünnette O,nun sıfatlarına dair gelmiş buyruklara da iman ederiz.(*) (*)-(SENEDİ SAHİHTİR)-el-Beyhaki bunu el-Esma ve,s-Sıfat (s.408) de rivayet etmiştir. Ravileri imam ve sika kimselerdir. Horasan Alimi Mukatil b.Hayyan (…150 den önce) Abdullah b.Ahmed b.Hanbel es-Sünne adlı eserinde babasından rivayet etmektedir.O Nuh b.Meymun,dan o Bukeyr b.Maruf,tan o Mukatil b.Hayyan,dan Yüce Allah,ın:Üç kişi fısıldaşmayıversin.Muhakkak O,onların dördüncüleridir.(Mücadele 58/7)buyruğu hakkında şunları söylemiştir.O Arşı üzerindedir,ilmi onlarla birliktedir.(*) (*)-(SENEDİ HASENDİR)-Bu es-Sünne )s.71) de yer almaktadır.Ebu Davud,da bunu aynı şekilde el-Mesail adlı eserinde (s.263) İmam Ahmed,den el-Lelekai (1,92/b) de Beyhaki (s.430-431) de kaydetmektedir.Beyhaki bir başka rivayetinde bunu Mukatil b.Hayyan,dan o ed-Dahhak,tan diye böylece rivayet etmiş bulunmaktadır.Bu aynı zamanda el-Acurri,nin de (s.289) rivayetidir. Şeyhu,l-İslam Ahmed b.Hanbel (164/241) Ebu Bekr el-Hallal,ın hocası Yusuf b.Musa el-Kattan dedi ki:Ebu Abdullah,a Allah yedinci semanın üstünde Arşı üzerinde yarattıklarından ayrı ama kudreti ve ilmi ile her yerdedir öyle mi diye sorulunca o şu cevabı verdi:Evet o Arşı üzerindedir ve hiçbir şey onun ilminin dışında değildir. (SENEDİ SAHİHTİR) Bunu el-Hallal rivayet etmiştir.Burada sözü edilen el-Kattan Buhari,nin hocalarından sika birisidir.(253) yılında vefat etmiştir.Bunu da ondan Hallal dinlemiştir. Horasan,ın Şeyhi Kuteybe b.Said (150-240) Ebu Ahmed el-Hakim ve müfessir Ebu Bekr en-Nekkaş-ki lafız ona aittir-dedi ki:Bize Ebu,l-Abbas es-Serrac tahdis edip dedi ki:Kuteybe b.Said,i şöyle derken dinledim:Bu İslam sünnet ve,l cemaat arasında imam olan kimselerin kabul ettikleri kanaattir. Biz Rabbimizi yedinci semada Arşının üzerinde biliriz.Nitekim Allah Celle Celaluhu :. اَلرَّحْمَنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَى Rahman Arşa istiva etmiştir : (Taha 20/5) Musa b.Harun da aynı şekilde Kuteybe,den şöyle dediğini nakletmektedir:Biz Rabbimizi yedinci semada Arşı üzerinde biliriz. İşte Kuteybe hem imam hem doğru sözlü birisi olarak bu mesele üzerine icma bulunduğunu nakletmektedir.Kuteybe Malik el-Leys Hammad b.Zeyd ve büyük ilim adamları ile karşılaşmış uzun bir dönem yaşamış hadis hafızları onu kapısında kalabalıklar oluşturmuşlardır.Bir adama:Bu kış mevsimi bizde kal ben de sana beş kişiden naklen yüz bin hadis çıkartayım demiş 240 yılında vefat etmiştir.(el-Uluvv li,l-Aliyyil-Azim (s.231) Bağdat,ın Şeyhi Muhammed b.Mus,ab el-Abid (….228) Ebu,l-Hasen Muhammed b.Attar dedi ki:Muhammed b.Mus,ab el-Abid,i şöyle derken dinledim:Senin konuşmadığını ahirette görülmeyeceğini idda eden bir kimse Senin zatını inkar eden birisidir.Şahadet ederim ki Sen Arşın üstündedisin.Yedi semanın üstündesin.Allah,ın düşmanı zındıkların söyledikleri gibi değilsin. (SENEDİ SAHİHTİR) Bunu Abdullah b.Ahmed sonra da Ebu,l-Hasen ed-Darakutni rivayet etmiştir.Es Sünne (s.34)de Ayrıca Hatip Bağdadi et-Tarih (III ,280) de Darakutni yoluyla rivayet etmiştir.Daha sonra İbn Sa,d,ın şöyle dediğini rivayet etmektedir.Muhammed b.Mus,ab Ebu Cafer künyelidir.Allah,ın kitabını güzel okuyan birisi idi.Hadis de dinlemiştir ilim adamı insanlarla oturup kalkmıştır.Yüce Allah,ın izniyle sika birisidir.Bağdat,ta 228 yılında vefat etmiştir:Bu ise Muhammed b.Mus,ab el-Karkasani,den başka birisidir.Muhammed b.el-Attar,nın biyografisini yine el-Hatip (III,203-204) de kaydetmiş ve Abdullah b.Ahmed,den onun hakkında sika birisidir dediğini rivayet etmiştir.bu sened sahih tir. Şeyhu,l-İslam Abdullah b.el Mübarek (118-181) Ali b.el-Hasen b.Şakik,den şöyle dediği sahih olarak rivayet edilmiştir.Abdullah b.el-Mubarek,e Aziz ve celil olan Rabbimizi nasıl tanırız diye sordum.Şu cevabı verdi: O yedinci semada Arşı üstündedir.Cehmiye,nin dediği gibi o işte burada yerdedir demeyiz. (SENEDİ SAHİHTİR) Darimi er-Reddu ale,l-Merisi,(s.24-103) er-Reddu ale,l-Cehmiyye (s.50) Abdullah b.Ahmed (s.7-25-35-72) de çeşitli yollardan İbn Şakik,ten diye rivayet etmişleridir,Zehebi el-Uluvda senedi sahih tir demektedir.Bu İbn el-Mübarek,ten ve Ahmed radıyallahu anh,den sabit sahih bir rivayettir. Hicret Yurdu (Medine) nin İmamı Malik (93-179) Abdullah b.Ahmed b.Hanbel er-Reddu ale,l-Cehmiyye,de şunu rivayet etmektedir:Bana babam tahdis etti (Sonrada senedini) Abdullah b.Nafi,den diye zikrederek şunları söylediğini belirtti: Malik b.Enes dedi ki:Allah semadadır ilmi her yerdedir.Hiç bir şey O,nun ilminin dışında değildir. (SENEDİ SAHİHTİR) Bunu Abdullah es-Sünne (s.5) de rivayet ettiği gibi Ebu Davud el-Mesail,de (s.263) el-Acurri (s.289) el-Lalekai (I/92/b) de rivayet etmiş olup senedi sahih tir.İmam Ahmed de el-Acurri,nin naklettiği bir rivayete göre bunu delil göstermiştir. El-Velid b.Müslim dedi ki: el-Evza,i ye Malik b.Enes,e Sufyan es-Sevri,ye ve el-Leys b.Sa,d,a Allah,ın sıfatlarını ihtiva eden hadisler hakkında soru sordum.Hepsi bana:Onları tefsir etmeksizin geldikleri gibi alınız dediler. Bunu bir topluluk el-Heysem b.Harice,den o el-Velid,den diye rivayet etmişlerdir. Malik döneminde Medinelilerin imamı es-Sevri Küfe,nin imamı el-Evza,i Dımaşk ahalisinin imamı el-Leys Mısır ahalisinin imamı idi Hepsi de Etbau,t Tabiinin büyüklerindendir Onlardan sonra Irak,ın fakihi Muhammed b.el-Hasen de bu hususta icma olduğunu nakletmektedir. (SENEDİ SAHİHTİR) Ravilerin hepsi sikadır.Zehebi el-Uluvv-(s.169) Büyük İlim Adamlarından Hafız Hammad b.Zeyd el-Basri (98-179) İmam Malik ile birlikte aynı yılda vefat etmiştir. Süleyman b.Harb dedi ki:Hammad b.Zeyd,i şöyle derken dinledim: Onlar bu sözleri ile semada bir ilah yoktur demek istiyorlardı Bununla Cehmiyye,yi kastetmektedir. Selef,in ve sünnet imamlarının hatta Ashab-ı Kiram,ın Allah,ın Rasülünün ve müminlerin söylediği Aziz ve Celil olan Allah,ın semada olduğu Allah,ın Arşı üzerinde olduğu Allah,ın semavatınnın üstünde olduğu O,nun dünya semasına indiği şeklindedir.Onların buna dair delilleri ise bu konudaki naslar ve rivayetlerdir. Cehmiyye,nin benimsediği kanaat ise Allah ve Tebareke ve Teala bütün mekanlardadır,şeklindedir.Yüce Allah onların söylediklerinden münezzehtir.Aksine biz nerede olursak olalım O ilmi ile bizimle beraberdir. (SENEDİ SAHİHTİR) Musannıf Hafız İbn Ebi Hatim er-Razi,nin rivayeti ile Kitabu,r-reddu ale,l Cehmiyye,de bunu böylece zikretmiştir.Biza babam tahdis etti bize Süleyman b.Harb bunu böylece Tahdis etti.Bunu ayrıca Abdullah b.Ahmed es-Sünne adlı eserinde (s.9-10) Süleyman dan böylece farklı iki rivayet yoluyla daha rivayet etmiştir. Senedi sahihtir. Müteahhir kelamcıların görüşüne gelince.Yüce Allah semada değildir.Arşın üzerinde de semavatın üstünde de arzda da? Ne alamin içindedir ne alemin dışındadır?O mahlukatından ayrıda değildir.onlara muttasıl da değildir.(ne alttadır ne üstte ne sağdadır ne de solda ne öndedir ne de arkada bu Bir alimin dediği gibi bunlar Mabudunu kaybetmişler yokluğa ibadet etmektedirler.) Sünnet ve eser ehli onlara derler ki:Biz bu hususlara dalmayız ve naslara uyarak sözünü ettiğiniz bu kanaatleri de söylemeyiz her ne kadar sizler iddia etseniz bile…Biz bununla birlikte sizin görüşünüzü kabul etmiyoruz.Çünkü bu olumsuz ifadeler yok olanın nitelikleridir. Allah,u Teala ise yokluk kavramından yüce ve münezzehtir.Akisine O hem vardır hem yaratıklarından ayrıdır.Kendi zatını nitelendirmiş olduğu Arşın üzerinde keyfiyeti bilinmeksizin bulunmak sıfatına sahiptir. Hafız Bişr b.Ömer ez-Zehrani (….207) Abdullah b.Şereveyh dedi ki:ben İshak b.Ruhuye,yi şöyle derken dinledim:Bize Bişr b.Ömer bildirip dedi ki:Ben Müfessirlerden birden çok kimseyi şöyle derken dinlemişimdir. اَلرَّحْمَنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَى Arş,a istiva etti.Arşın üzerine yükseldi (demektir) (SENEDİ SAHİHTİR) Bu sika hafızlar ile müteselsilen gelen sahih bir senedir.Çünkü İshak b.Ruhuye,İmam Ahmed,in akranından meşhur sika bir hafızdır.Abdullah b.Şereveyh de aynı şekilde sika bir hafızdır.Asıl adı Abdullah.b.Muhammed b.Abdurrahman b.Şireveyh b.Esed el-Kuraşi el-Muttalibi en-Nisaburi,dir.Şerazatu-z-Zeheb (II/246) da şöyle denilmektedir.Hafızlardan birisidir.İshak b.Ruhuye,Ahmed b.Meni ve onların tabakasındaki alimlerden hadis dinlemiş pek çok eser tasnif etmiştir sika bir ravi idi. Ebu Cafer b.Ebu Şeybe (…297) Hafız Ebu Cafer Muhammed b.Osman b.Muhammed b.Ebu Şeybe el-Absi-ki dönemindeki Küfe Muhaddisi id.Onun hakkında konuşulmuştur-Arşa dair bir eser telif etmiştir.Şöyle demektedir: Hakledildiğine göre Cehmiyye şöyle der:Allah ile mahlukatı arasında bir hicap yoktur.Onlar Arşın varlığını inkar etmiş Allah,ın üstte oluşunu kabul etmemiş ve şöyle demişlerdir.O her yerdedir. İlim Adamları ise .O sizinle beraberdir buyruğunu ilmi ilmi kastedilmiştir diye tefsir etmişlerdir.Diğer taraftan Allah,u Teala,nın Arşı yaratıp onun üzerine istiva ettiği hususu mütevatir olarak gelmiş bulunmaktadır.O mahlukatından ayrı,onlardan tamamıyla mütebayin (ayrı) olarak Arşın üstündedir Ebu Cafer 297 yılında vefat etmiştir.Ahmed b.Yunus ve onun tabakasındakilere yetişmiştir.Bu eserin bir yazma nüshası Zahiriye Kütüphanesi,nde 297 hadis numarası ile kayıtlı bulunmaktadır. Zekeriya es-Saci (…307) Sünnete dair dört ciltlik el-İbanetü,l-Kübra adlı eserin musannıfı imam Ebu Abdillah b.Batta el-Ukberi dedi ki:Bize Ebu,l-Hasen Ahmed b.Zekeriyya b.Yahya es-Saci tahdis edip dedi ki:Babam dedi ki: Ben kendileri ile karşılaştığımız hadis ehli olan arkadaşlarımızı islediğini gördüğüm sünnete uygun yol hakkında söylenecek sözün şu olduğunu öğrendim:Allah,u Teala Arşı üzerindedir semasındadır,mahlukatına nasıl dilerse öylece yaklaşır,Daha sonra da inanılan değer itikadi hususları sıraladı. Es-Saci Basra,nın şeyhi ve hafız idi .Ebu,l-Hasen-el-Eş,ari hadis ilmini ve Ehli sünnet sıfkalarının görüşlerini ondan öğrenmiştir.el-Müzeni,nin ve er-Rebi,nin yanında yolculuk yaparak her ikisinden fıkıh öğrenmiştir.İlelü,l-Hadis ve İhtilafu,l-Fukaha gibi eserleri vardır.Ebu,r-Rebi ez-Zehrani ve onun tabakasında olanlarla karşılaşmış 80 küsür yıl yaşamış ve 307 yılında vefat etmiştir.(el-Uluv (s.248) İmamların İmamı İbn Huzeyme (223-311) Hafız ebu Abdillah el-Hakim dedi ki:Muhammed b.Salif b.Hani,yi şöyle derken dinledim:İmamların imamı Ebu Bekr Muhammed b.İshak b.Huzeyme,yi şöyle derken dinledim: Allah,ın yedi semasının üzerinde mahlukatından ayrı olarak Arşa istiva ettiğini kabul etmeyen bir kimse tövbe etmesi istenecek bir kafirdir.Tövbe ederse mesele yok aksi takdirde boynu vurulur ve kokuşarak kıble ehline ve zimmet ehline eziyet vermemesi için de bir çöplüğe atılır. (SENEDİ SAHİHTİR) Bunu el-Haravi de Zemmu-l-Kelam (VI.124/b) de bir başka yoldan İbn Hani,den diye rivayet etmiştir.o sika birisidir. Arap Dili İmamı Sa,leb ….(/291) Hafız Ebu,l-Kasım el-Lalekai es-Sünne adlı eserinde şöyle diyor:Ben Darakutni,nin kendi el yazısıyla İshak el-Kazi,den yazılı olarak şunu buldum.(*) Ebu,l-Abbas es-Sa,leb,i şöyle derken dinledim: اسْتَوَى İsteva: istiva etti –(bir şey) eğri olmasa dahi ona yöneldi demektir.Sonra semaya istiva etti:Ona yöneldi demektir ama عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَى isteva ale,l-Arş: Arşa istiva etti yani yükseldi demektir. (*) el-Kazi Bağdat kasabalarından birisi olan Kaze,ye nispettir.Adı İshak b.Ahmed b.Muhammed Ebu,l-Hüseyn,dir el-Hatib (IV.440) da onun biyografisini verdikten sonra şöyle demektedir.Sika birisi idi İbn Rezkaveyh bize onu zahid diye nitelemiştir.346 yılında vefat etmiştir,Ondan gelen bu rivayet el-Lalekai (I.92/a) de yer almaktadır. Fakif Ebu Cafer et-Tirmizi Adı Muhammed b.Ahmed.bNasr,dır Sika ve fazilet sahibi birisidir.Şafi,i meshebine mensuptur.(201/295) Mansur b.Muhammed b.Mansur el-Kazzaz dedi ki:Ebu Hafs b.Şahin,in babası Ebu,t-Tayyib Ahmed,i şöyle derken dinledim: Ebu Cafer et-Tirmizi,nin yanında idim:Birisi ona Rab Teala,nın nüzülü hadisi ile ilgili olarak:O nun üstünde bir yükseklik kaldığı halde nüzül nasıl olur şeklinde bir soru sorunca şu cevabı verdi: Nüzül akıl ile bilinen bir şeydir.Keyfiyeti ise bilinemez ona iman etmek vacibtir ona dair soru sormak da bid,attir. Bağdat,ın kendi zamanındaki fakihi ve alimi doğru söylemiştir.Çünkü nüzülün mahiyeti hakkında soru sormak gereksiz bir külfete girmektir.Zira soru ancak dilde bilinmeyen bir kelime hakkında olur.Aksi takdirde inmek,konuşmak,işitmek,görmek,ilim,isteva gibi ifadeler dinleyen için açık seçik ifadelerdir.Hiçbir benzeri bulunmayan bunlarla nitelenecek olursa sıfat mevsufa (niteleme nitelenene) tabi olur.Bunun keyfiyeti ise insanlar tarafından bilinemez. (SENEDİ SAHİHTİR) Bunu musannıf Ebu Bekir el-Hatib,e ulaşan senediyle rivayet etmiştir.Ebu Bekir el-Hatib de bunu Tarih,u-Bağdad (I/365) te şöylece rivayet etmektedir.Bana el-Hasen b.Ebi Talib tahdis edip dedi ki:Bize Ebuil-Hasen Mansur b.Muhammed b.Mansur el-Kazzaz bildirdi…….Bu hepsi de sika olan ravilerin yer aldığı bir senedir.Bunların biyografileri Tarüh,u-Bağdad,ta verilmiştir.el-Hasen b.Ebi Talib ise el-Hasen b.Muhammed b.el-Hasen b.Ali Ebü Muhammed el-Hallal olup 439 yılında vefat etmiştir. Büyük İlim Adamı Ebu Bekir ed-Dab,i (342) Ebu Abdillah el-Hakim dedi ki: Fakif Ebu Bekr Ahmed b.İshak ed-Dab,i en-Nisaburi dedi ki: Araplar kullanımda (ala) yerinde fi,yi de kullanırlar Yüce Allah (فَسِيحُوا فِى اْلاَرْضِ ) Yeryüzünde dolaşınız (Tevbe 9/2) (وَلاُصَلِّبَنَّكُمْ فِى جُذُوعِ النَّخْلِ ) Ve andolsun sizleri hurma ağaçları dallarında asacağım (Taha 20/17) diye buyurmaktadır.Burada ise ale,l-ard yerin üstünde ve ale,n-nahl hurma ağaçları üstünde demektir.Yüce Allah,ın (مَنْ فِى السَّمَآءِ ) men fi,s-sema: gökte olan buyruğu da böyledir ki bu da men ale,l-Arş:Arşın üstünde olan anlamındadır.Nitekim Rasülullah s a v,den sahih olarak gelen haberler de böyledir.el-Uluv (s.272/273) İmam Ebu Bekr el-Acurri (280/360) Hafız zahid Allah,ın Beyt-i Haram,ında mücavirlik yapmış bulunan Ebu Bekr Muhammed b.el-Hüseyn el-Acurri eş-Şeri,atu fi,s-Sünne adlı eseri telif etmiştir.Bu eserin başlıklarından birisi de Hululiyye Meshebinden Sakındırma adını taşımakta sonra şunları söylemektedir: İlim ehlinin benimsediği kanaate göre Allah-u Teala semavatının üstünde,Arşının üzerindedir.İlmi her şeyi kuşatmıştır.Yüce göklerde yarattığı her şeyi,yedi yerde bulunan şeyi ilmiyle kuşatmıştır.Kulların amelleri O,na yükseltilir. Şayet: Üç kişi fısıldaşmayıversin,Muhakkak O onların dördüncüleridir.buyruğunun anlamı nedir diye sorulacak olursa şöyle cevap verilir: Maksat Onun ilmidir.Allah Arşının ütündedir.ilmiyle onların fısıltılarını kuşatmıştır.İlim ehli bunu böylece tevsir etmiştir.Ayetin başı da sonu da O,nun Arşı üstünde olduğu halde,beraber oluştan kastın ilmi olduğuna delil teşkil etmektedir.Müslümanların kabul ettiği görüş budur. Sonra şöyle demektedir:Bize İbn Mahled tahdis etti bize Ebu Davud tahdis etti,bize Ahmed b.Hanbel tahdis etti,bize Süreyh b.en-Numan tahdis etti,bize Abdullah b.Nafi tahdis edip dedi ki: Malik dedi ki:Allah semadadır.İlmi ise her yerdedir.Onun ilminden bulunmadığı hiçbir yer yoktur.(eş-Şeri,a (285-289) El-Acurri fakih muhaddis,rivayetleri iyi bilen güzel eserler tasnif etmiş birisidir.Bir süre Mescid,i-Haram,da mücavirlik yapmıştır.el-Kecci,den Ebu Şuayb el-Harrani,den ve onların çağdaşlarından rivayet nakletmiştir.Hacca giden birçok kimse ondan hadis almıştır.360 yılında vefat etmiştir. İbn Batta (304-387) Çağdaşı Hanbelilerin hocası imam zahid Ebu Abdillah b.Batta el-Ukberi,kendisinin derlemiş olduğu üç ciltlik el-İbane adlı eserinde yer alan,Allah,ın Arşı üzerinde mahlukatından ayrı olarak bulunduğuna.ilminin de mahlukatını kuşatmış olduğuna dair başlık altında şunları söylemektedir. Ashab ve tabiinden olan Müslümanlar,Allah,ın semavatı üzerinde Arşı üstünde mahlukatından ayrı olduğu hususunda icma etmişlerdir.Yüce Allah,ın :Ve O sizinle beraberdir buyruğuna gelince bu ilim adamlarının dedikleri gibi O,nun ilmidir.Yüce Allah,ın O göklerde ve yerde Allah,tır buyruğunun anlamına gelince O göklerde Allah,tır yerde Allah,tır.(İlahtır) Bunun doğrulayıcı ifadesi de Yüce Allah,ın kitabında yer almaktadır: O gökte de ilah olandır yerde de ilah olandır. Cehmiyye mensubu kişi,Üç kişi fısıldaşmayıversin muhakkak O onların dördüncüleridir buyruğunu delil göstererek şöyle der:Şüphesiz Allah (bizimle beraberdir ve bizim aramızdadır) İlimler ise burada O nun ilminin söz konusu olduğunu belirterek tefsir etmiştir.Daha sonra Yüce Allah aynı ayetin sonunda Şüphesiz Allah her şeyi çok iyi bilendir buyurmaktadır.Diğer taraftan İbn Batta kendi senedleri ile burada maksat O,nun ilmidir,diyenlerin görüşlerini sıralamaktadır.Bu kimseler ise ed-Dahhak,es-Sevri,Nuaym b.Hammad,Ahmed b.Hanbel ve İshak b.Ruhuye ,dir.(el-Uluvv li,l-Aliyyi,l-Azim (s.280/281) Ebu Nuaym el-Asbahani (336-430) Hilyetü,l-Evliya adlı eserin müellifi büyük hafız Ebu Nuaym Ahmed b.Abdullah b.Ahmed el-Asbahani el,İ-itikad adlı eserinde der ki: Bizim yolumuz kitaba sünnete ve ümmetin icmaiına uyan selefin izlediği yoldur.Onların arasında şu da vardır. Nihayet şunları da söyler:Arş hakkında Allah,ın üzerinde istiva ettiği ile ilgili sabit olmuş olan hadisler gereğince kanaat belirtirler,onları herhangi bir keyiflendirme ve temsil söz konusu olmaksızın sabit kabul ederler.Yüce Allah,ın yarattıklarından ayrı olduğuna,yaratılmışların da O,ndan ayrı olduğuna inanırlar.Allah onların içine hulül etmez onlara karışmaz,O arzı (yer) üzerinde değil semasında Arşı üzerine istiva etmiştir. İşte bu imam kanaat hakkında icma bulunduğunu nakletmiş bulunmaktadır.Allah,a hamdolsun (Zehebi el-Uluvv li,l-Aliyyi,l-Azim (s.289-290) Ebu,l-Kasım el-Lalekai (..418) Kabarık bir cilt olan Şerhu İ,tikadi Ehli,s-Sünne,nin sahibi.İmam hafız,Ebu,l-Kasım Hibetullah b.el-Hasen et-Taberi eş-Şafi,i der ki: Yüce Allah,ın Rahman Arşa istiva etti: buyruğu hakkında ve Allah,ın Arşı üzerinde olduğuna dair gelmiş rivayetler:Aziz ve Celil olan Allah: Güzel söz O,na yükselir.Gökte olanın…emin mi oldunuz?....Ve O,kullarının üstünde kahir olandır.diye buyurmaktadır.İşte bu ayetler O,nun Semada olduğuna,ilminin ise her yerde olduğuna delildir.Bu Ömer,İbn Mes,ud,İbn Abbas,Ümmü Seleme,den tabiinden Rabi,a Süleyman et-Teymi ve Mukatil b.Hayyan,dan rivayet edilmiştir.Malik es-Sevri ve Ahmed de bu görüşü belirtmişlerdir.(Şerhu İ-tikadi Ehli,s-Sünne (I 90/a) El-Lalekai ilim deryalarından Şafi,ilerin büyüklerinden birisi idi.418 yılında vefat etti: İbn Abdilberr (368-463 İmambüyük alim Mağrib,in hafızı Ebu Ömer Yusuf b.Abdullah b.Abdilberr en-Nemri el-Endelusi-et-Temhid,el-İstizkar,el-İsti,ab,el-İlm ve son derece değerli eserlerin müellifi-el-Muvatta,da yer alan nuzül hadisini şerhederken şunları söylemektedir. Bu sahih bir hadistir.Hadis alimleri sıhhati hususunda ihtilaf etmemişlerdir.Bu hadiste Allah,u Teala,nın semada yedi semanın üstünde,Arşın üzerinde olduğuna delil vardır.Nitekim cemaat da böyle demiştir.(el-Erba,in adlı eserinde (179/a) belirttiği üzere el-Muvatta şerhinde böyle demiştir. Kadı Ebu Ya,la (380-458) Irak,ın alimi Ebu Ya,la Muhammed b,el-Huseyn b.el-Ferra el-Bağdadi el-Hanbeli 458 yılında vefat etmiştir. Kadı Ebu Ya,la cariye ile ilgili hadisi söz konusu ettikten sonra şunları söylemektedir: Bu haber ile ilgili açıklamalar iki fasıla ayrılır: Birincisi,Allah,u Teala hakkında, O nerededir,diye sormanın caiz oluşu. İkincisi ise,O,nun semada olduğuna dair haber vermesinin caiz oluşu.Nitekim Yüce Allah bize kendisinin semada olduğunu haber vererek:Gökte olanın sizi yere geçirmesinden emin mi oldunuz? Ve O,Arşın üzerindedir. diye buyurmaktadır.(Muhtasar el-Uluvv li,l-Aliyyi,l-Azim (s.298-299-300 ) Beyhaki (384-458) Birçok eserin müellifi imam Şeyhu,l-İslam Ebu Bekr Ahmed b. el-Hüseyn b.Ali el-Beyhaki el-Mu,tekad adlı eserinde der ki: İsteva hakkında açıklama: Yüce Allah Rahman Arşa isteva etti buyurmuştur ve başka yerde de:Sonra Arşa isteva etti : O kullarının üstünde kahir olandır.Üstlerindeki Rablerinden korkarlar,Güzel söz O,na yükselir,Gökte olanın…emin mi oldunuz ? buyurmaktadır.Bu buyruğunda da göğün üzerinde olanı kastetmiştir.Nitekim Yüce Allah :fi cuzui,n-nahli /Hurma dallarında diye buyurmuş olmakla birlikte (buyruk ala cuzui,n-nahli hurma dallarının üzerinde anlamındadır.) (*) Yine Yüce Allah,ın Fesihu fi,l-ardi / yerde dolaşın buyruğu da ale,l-ard /yerin üzerinde dolaşın demektir.Yukarıda olan her bir şey semadır.Arş ise semaların en yükseğidir.Buna göre ayet Siz Arşın üzerinde olandan emin mi oldunuz,demektir.Nitekim bu anlamı diğer ayetlerde çok açık bir şekilde ifade etmiştir. Bizim yazmış olduğumuz bu ayeti kerimeler,Cehmiyye mensubu olan kimseler arasından,Allah zatı ile her yerdedir,diyen kimselerin görüşünü çürütmek için yeteri kadar delil teşkil etmektedir. Yüce Allah,ın: Nerede olursanız O sizinle beraberdir buyruğu ile O,ilmi ile beraber olduğunu kastetmiş,zatıyla beraberliği kastetmiş değildir.(el-İ-tikad ala Mezhebi,s-Selef Ehli,s-Sünne ve,l-Cema,a (s.42-43) (*)-Beyhaki,nin el-İ-tikad adlı eserinde (s.42) Fakih Nasr el-Makdisi (410 civarı-490) İmam zahid Şeyhu,l-İslam Ebu,l-Feth Nasr b.İbrahim el-Makdisi eş-Şafi,i.Sünnete dair bir ciltlik eseri olan el-Hucce adlı kitabında şöyle diyor: Şüphesiz Allah,u Teala,kitabında buyurduğu gibi Arşı üzerinde istiva etmiştir.Mahlukatından ayrıdır. .(Muhtasar el-Uluvv li,l-Aliyyi,l-Azim (s.303) Ebu,l-Hasen el-Kerci (458-532) Büyük ilim adamı Şeyhu,l-İslam el-Herevi,nin arkadaşı Ebu,l-Hasen (Muhammed b.Abdülmelik) meşhur akidesinin baştaraflarında şöyle diyor: Hadis ashabının akidesi pek yükseklere çıkarılmıştır Allah,ın dinine mensup olanları en yüksek mertebelere Onların akidelerine göre şüphesiz ilah zatıyla Arşı üzerindedir.Bununla birlikte bütün gaybları da bilir. Rabbin istivası akıl ile kavranılır Ama keyfiyeti hakkında yaşlıların bilgisizliği gibi bilgisiz kalınır. Bu kaside 200 beytten daha fazla uzunca bir kasidedir. Bu kasidenin şairi el-Kerci,Şafi,i fakihlerinin büyüklerindendi el-Kerci 532 yılında vefat etmiştir.( Muhtasar el-Uluvv li,l-Aliyyi,l-Azim (s.310) Şeyh Abdülkadir (471-562) Şeyhu-l-İslam Irak,ın şeyhi vaizlerin efendisi,Ebu Muhammed Abdülkadir b.Salih b Cenegidost el-Cili el-Hanbeli bir ciltlik el-Gunye adlı eserinde şöyle diyor: Ayetlerle ve delillerle kısaca yaratıcıyı bilmeye gelince bu O,nun bilinmesi ve Allah,ın bir ve tek olduğuna kesin olarak iman edilmesi demektir.Nihayet şunları söyler: O,Arşın üzerine istiva etmiştir.Mülkü ihtiva etmiş,ilmiyle eşyayı kuşatmıştır.Güzel söz O,na yükselir,Salih ameli de yukarıya kaldırır. O,nun her yerde olduğunu söyleyerek nitelendirmek caiz değildir.Aksine O,semada Arşın üstündedir.denilir.Nitekim Yüce Allah : Rahman Arşa istiva etmiştir buyurmuştur.Bunu herhangi bir Te,vil yapmaksızın mutlak olarak söylemek gerekir.Allah,u Teala,nın Arşın üzerinde oluşu,kendisine risalet verilmiş her nebiye indirilen kitapta zikredilmiş bir husustur.Arşın üzerinde oluşunun da keyiflendirilmesi söz konusu değildir.
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Diğer rivayetler sabittir Ama ilk aktardığın Ebû Mutî’ el-Hakem b. Abdullah el-Belhî’ Yalancılıkla suçlanmıştır: İbn Hibban Murcie reislerinden kezzap yalancı olduğunu söylemiştir Ebu Davud Hadisleri terk edilmiştir.Yahya İbn Main Hiç bir şey değil El-Mizan'da senin de yukarda aktardığın gibi zabt konusunda gevşek biridir...Yine Ahmed b Hanbel kendisinden hadis almamıştır bu ravi cennet ve cehennemin fani olacağını savunur yine alimler bu ravinin hadis konusunda zayıf olduğu için ondan hadis almamışlardır.Hatîb, Tarih, VIII, 223,224.İbn Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, VII,374.

Mesela bu Ravi Ebu Hanife adına şunu zikreder.

Muhammed b. el-Hüseyin İbnü’l-Fadl el-Kattan > Ali b. İbrahim en-Necâd >Muhammed b. İshak es-Serrâc > İbrahim b. Ebî Talip > Abdullah b. Osman er-Rumh > Ebû Mûti el-Belhi.

“Ben, Ebu Hanîfe’nin, “cennet ve cehennem yaratılmıştır. O ikisi de fânidir”,dediğini işittim”Hatîb, Tarih , XIII, 386.

 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
KIM CEHENNEM CENNET GECICIDIR DIYORSA AKLINI PEYNIR EKMEK ILE YEMISTIR EBU HANIFEYE O LAFI ISNAD EDEN KISIDE OYLEDIR

ZUHRUF 74/75
AHZAB 64/65
CINN 23
MAIDE 37
FATIR 36
SECDE20
KIM CIKIPTA IMAM AZAM EBU HANIFE BU AYETI KERIMELERDEN HABERI YOKTU DERSE ALLAHUALEM GIDECEGI YER BELLIDIR ....IFTIRANIN BUKADARI ANCAK OLUR....
 
hitman Çevrimdışı

hitman

Üye
İslam-TR Üyesi
cennet ve cehennem sonradan yaratılmıştır o halde bir gün yok olup giderler, kimbilir belki de insanları korkutmak için söylenmiş bir mecaz da olabilirler, Allahtan başka her şey sonradan yaratılmıştır o halde kuran da mahluktur, iman artmaz ve azalmaz, kalbin temiz olduktan sonra namaza gerek yok yine de kafir olmazsın, Allah mekandan münezzehtir ona arş üzerinde dememeli, bilakis heryerdedir demek gerekir...

bu ve benzeri hurafeler bilindiği üzere mürcie-mutezile-cehmiyye üçlüsü ve onlara eşlik eden diğer 72 bidat ehli fırkanın şüphelerindendir.
 
F Çevrimdışı

ferdiosman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Evet Selefiyecilerin Ebu Hanife hakkında uydurdukları rivayetlerden hareket ettiklerini açıkça gösterdikten sonra ,Hatip'in ebu Hanife Hakkında söyledikleride mezhep taassubundan kaynaklanmıştır.Yoksa Ahmed b. Hanbel hakkında söyledikleride bu şekildedir.Çünkü onun Hanbelilerede garezi vardır.

Cennet cehennemin ebediliği meselesinde de görüşü kendi eserlerinde apaçık ortadadır.İmam Tahavi 'de akidesinde bunu açık bir şekilde o da belirtmiştir.

İmamı Azam Fıkhu'l Ebsatta diyor ki;
-Eğer cennet ve cehennem fani olacaktır derse?diye sordum
-Ona Allahu teala Kuran'da cennetin nimetlerini ''Kesilip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen ''(vakıa 32) vasfetmektedir de.
Cennetlik ve cehennemlikler girdikten sonra cennet ve cehennem yok olucaktır diyen kimse de orada ebedi kalışı inkar ettiği için KAFİR olur.

Ebu Hanife ve talebelerinin itikadını yazdığı Akide eserinde İmam Tahavi derki;Cennet ve cehennem yaratılmışlardır; ebediyyen yok olmazlar, zail olmazlar. (Akidetüt'tahaviyye)

Alleme İmam Kevseri derki;Cennet ve Cehennemin yada bunlardan birinin baki olduğunu inkar edenlerin tekfiri Ehli Hakkın icmasına dayanır. (Makalat 377)
Cennet ve Cehennemin baki olması Kuran ,Sünnet ve yakini icma ile sabittir.(Makalat 450)

Ehli Sünnetin bu icmasından sonra peki kim Cennet ve cehenmin fani olucağını söylemiş?

Cehennemin Ebedi olmadığı iddiası üzüleceksiniz ama ne yapayım Albani'nin dediği gibi bu görüş İbni Kayyıma aiddir..Şimdi İbni Teymiyye ve İbni Kayyıma Mürcie derseniz onu bilemem .

Nâsıruddîn el-Albânî, Hanbelî mezhebine mensup Hadis hafızlarından “İbnu’l-Mibred” veya İbn Abdilhâdî diye bilinen Cemâluddîn b. Hasan’ın (909/1503) Fihrist’inde İbn Teymiyye’nin, Cennet ve Cehennem’in fena bulacağı görüşüne reddiye mahiyetinde bir eseri bulunduğunun zikredildiğini söyler.[Silsiletu’l-Ahâdîsi’d-Da’îfe ve’l-Mevdû’a, II, 75.]

Aynı bilgiye es-Safedî’nin el-Vâfî bi’l-Vefeyât’ında da rastlıyoruz[es-Safedî, el-Vâfî, VII, 26.] ki bu eser, er-Redd alâ Men Kâle bi Fenâi’l-Cenneti ve’n-Nâr ve Beyânu’l-Akvâl fî Zâlik ismiyle neşredilen risale olmalıdır.[er-Redd alâ Men Kâle bi Fenâi’l-Cenneti ve’n-Nâr ve Beyânu’l-Akvâl fî Zâlik, (Muhammed b. Abdillah es-Semherî tahkikiyle), Dâru Belensiye, Riyad-1415/1995.]


Takiyyüddîn es-Sübkî’nin (756/1355) el-İ’tibâr bi Bekâi’l-Cenneti ve’n-Nâr adlı risalesini[es-Sübkî’nin mezkûr eserini neşreden Hubeyşî’nin, bu eserin İbn Teymiyye’ye değil de İbnu’l-Kayyım’a reddiye olarak kaleme alındığını söylemesi isabetli değildir. (Bkz. el-İ’tibâr, 4-5) Zira İbnu’l-Kayyım’ın konuyla ilgili olarask kmuhtelif eserlerinde yazdıkları, İbn Teymiyye’nin ilgili risalesindeki argümanların geliştirilmesinden ibarettir.] neşreden Tâhâ ed-Düsûkî Hubeyşî, bu eserin sonunda “Mülhak” ünvanıyla yer verdiği bölümde[Takıyyüddîn es-Sübkî, el-İ’tibâr bi Bekâi’l-Cenneti ve’n-Nâr, (”Mülhak”), 90 vd.], İbn Teymiyye’nin bir risalesinden bazı pasajlar aktaran bir yazma risaleden söz eder. M. Nâsıruddîn el-Albânî tarafından tahkik edildiğini belirttiği bu üç sayfalık risale –yine el-Albânî’den naklen belirttiği gibi– İbn Teymiyye’nin, “Cennet ve Cehennem’in son bulacağı görüşüne” reddiye olarak kaleme alınmıştır.
Nitekim risalenin tanıtım cümlesi, “Şeyhülislam Ahmed b. Teymiyye –Allah ona rahmet eylesin–, Cennet ve Cehennem’in son bulacağı görüşüne reddiye olarak kaleme aldığı risalede şöyle dedi:…” tarzındadır.

İşte ! el-Albânî’nin itirafı
İbn Ebi’l-İzz tarafından şerh edilen el-Akîdetu’t-Tahâviyye’deki hadislerin tahricini yapan el-Albânî, yukarıda bir kısmını naklettiğim sözleri İbnu’l-Kayyım’a nisbet ederek eleştiri konusu yaparken[el-Akîdetu’t-Tahâviyye, 428 vd.] Nakdu Ta’lîkâti’l-Albânî adlı tenkidinde İsmail Muhammed el-Ensârî buna itiraz ederek, bu sözlerin İbnu’l-Kayyım’a değil İbn Teymiyye’ye ait olduğunu söyler. [İsmail Muhammed el-Ensârî, Nakdu Ta’lîkâti’l-Albânî, 132 vd.]


Hasılı daha fazla bilgi isteyenler şu makaleden alabilirler,anlaşılmıştır ki İmamı Azam başta olmak üzere Ehli sünnet bu görüşten beridir.;
http://www.reddulmuhtar.com/giris/k...dilii-meselesindeki-goerueuenuen-tesbiti.html
'
Elhamdülilah bu sitede genelde Ebu Hanife ve İmam Kevseri'yi mürcie olmakla itham eden cahiller belki taasuptan sıyrılırlar ve meselelere insafla bakma şansı bulurlarsa kimin Mürcie olduğu anlaşılacaktır.
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Fıkhu'l Ebsatta diyor ki: Bunun sened zincirinde de Aynı ravi Ebû Mutî’ el-Hakem b. Abdullah el-Belhî’vardır.Dolayısı ile bunu ebu hanifeden nakleden kişi yine bu ravidir bu ravide yukarda açıkladığımız gibi yalancılıkla itham edilmiştir daha bunu neden yazdığımızı ve neden zikrettiğimizi kavrıyamıyan kişiler hala yazdıkları ile atıp tutmaktadır.

Kevseri'nin dedikleri peş para etmez Alim olmayan cahil avam takımının dedikleride bizleri bağlamaz.....
 
F Çevrimdışı

ferdiosman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
1-Ebu Muti'den yaptığımız nakil ,kendisinden yukarıda yapılmış diğer nakille kıyas yapılıp anlaşılması içindir.Çünkü diğer nakilde Ebu Muti Ebu Hanife'nin Cehennemin fani olacağını söyledğini nakletmişdiniz,Fıkhu'l Ebsat ta ise tam tersi anlayana....Ebu Muti'den yaptığınız yalan haşa Allah'ın zatıyla yukarda olduğu ile ilgili rivayete yaptığımız itirazı hatırlayın.....

2-İmam Ebu Hanife (rh.a), "El-Fıkhu'l-Ekber" aldı eserinde şöyle der: "Cennet ve cehenem hâlen yaratılmıştır, ebediyen de fani olmayacaklardır. Huriler, ebediyen ölmezler. Yüce Allah'ın cezası da, sevabı da ebedîdir.( İmam-s Azam'ın Beş Eseri, sh.71.
Şerhi için bkz. İmam-ı Azam, Fıkh-ı Ekber Şerhi, sh,263 ve 268.)

Evet Fıkhu'l Ekber'in kendisine nispetinde sorun yoktur.Ve bunun senedinde Ebu Muti de yok şimdi ne yapıcan ?


Ebu Hanife el -Vasıyye;
Cennet ehli cennette, cehennem ehli de cehennemde ebedî kalacaklardır. Allah Teâlâ, mü'minler için: "Onlar, cennetliklerdir, orada ebedî kalacaklardır.[Bakara, 2/82]
Kâfirler için de:
"Onlar, cehennemliklerdir, orada ebedî kalacaklardır.[Bakara, 2/257] buyurmaktadır.[İmam-ı Azamın Beş Eseri, sh.76.]


İmam Tahavî (rh.a), "El-Akîdedu't-Tahâviyye" adlı eserinde şunları beyan eder:
"Cennet ve cehennem yaratılmış olup ebediyyen sona ermez ve yok olmaz. (Dr. Arif Aytekin, A.g.e.sh.64, md.81. Ayrıca bkz.Taftazânî, A.g.e.sh.259.)


Allahtan İmam Tahaviye dil uzatmadın,Kevseri'de aynı düşünüyor,

Ya İbni Teymiyye ve İbni Kayyım ?onada cevap vermemişsin ....Madem fani olduğunu söyleyenler mürcie ,haydi bu sözünüze bizde katılıyoruz..Albaniye göre İbni Kayyım cehennemin fani olacağı görüşünde ne olacak şimdi ,İbni Kayyım mürcie mi?

Bu sefer bari kıvırmadan cevap ver.....


Birde teessüf ;Askalini nickli üyeye şu yazıya dua ettiği için...Keşke İbni Hacer Askalani'nin zemm ettiği akaiddeki insanlara dua" etmeseydi....İbni Hacer derki;-''Mânânın Allah’ın ilmine havale edilmesi evla olan metoddur.[30)İstivâ müteşâbihtir, mânâsı Allah’a tafvid edilir.[31]Arş’a istivâ, Allah’ın arşa istikrar etmesi mânâsında değildir.[32]Allah zâtıyla arştadır, itikâdı yanlıştır. [33]Allah’ın semâda oluşu sözünün zâhiri murad değildir. Zira Allah bir mekana girmek ve hülûl etmekten münezzeh olduğundan bu sözden zâhiri (ilk akla gelen mânâsı) kasdedilmemiştir, deriz..[34]Allahın nüzûlü muhâldir. Hareket; yücelikten süfliyâta inmek mânâsına gelir. Allah ise bundan münezzehtir. Nüzûlden murad olan rahmet meleğinin inmesi de olabilir. Mânânın Allah’ın ilmine tafvid edilmesi de uygundur.. [35]Allah’ın yakınlığı mesafe yakınlığı mânâsında değildir.[36]Allah cisimlikle vasfolunmaz.[37] Allah hareket, intikal, hülûl, mahlûkâtın içine girmek gibi şeylerden münezzehtir.[38]Yahudilerden tecsim inancında olan birisi ‘kendisinden başka ilah olmayan Allah göktedir’ dese bu sözüyle iman etmiş olmaz.Âmmeden birisi aynı sözü söylese (tecsimin mânâsını bilmeyecek derecede bilgisizse) İslam’a girişi sahih olur. Cariye hadisindeki durum da bu çerçevededir..[39]Kulun Allah’a yakınlaşmasının mânâsı değerinin Allah katında yükselmesidir.[40] Yed sıfatı uzuv değildir.[41]Sadakanın Allah’a yükselmesinin mânâsı; sadakanın ve salih amellerin kabul edilmesidir.[42]Allah’a sûret nisbet edenler mücessimedir.[43]Allah’ın kelâmı harfler ve seslerle değildir.[44]Hanbeliler (bazıları) Allah’ın harf ve sesle konuştuğunu söylediler.[45]Dıhk (gülme) beşer için kullanılan mânâda değildir ve bu mânânın Allah’a nisbeti de câiz değildir.[46]İmam Buhârî gülmenin ‘rahmet’ mânâsında olduğunu söylemiştir. ‘Rızasıdır’ şeklinde mânâlandırılması daha doğru olsa gerektir.[47] ''-
30-قال الحافظ– (13 / 383): "والصواب الإمساك عن أمثال هذه المباحث والتفويض إلى الله في جميعها، والاكتفاء بالإيمان بكل ما أوجب الله في كتابه أو على لسان نبيه إثباته له أو تنزيهه عنه على الإجمال، وبالله التوفيق".
31=قال الحافظ في المقدمة ص 136 : قـــوله " استوى على العرش " هو من المتشابه الذي يفوض علمه إلى الله تعالى ، ووقع تفسيره في الأصل .اهـ
32=قال الحافظ 7 / 124 على حديث رقم ( 3803) قال : " وليس العرش بموضع استقرار الله.. ".
33=قال الحافظ ابن حجر 1/508: "وفيه الرد على من زعم أنه على العرش بذاته "[أي:حديث : إن ربه بينه وبين القبلة]
34=13/412) قال الحافظ: "قال الكرماني: قوله: "في السماء" ظاهره غير مراد؛ إذ الله منزه عن الحلول في المكان، لكن لما كانت جهة العلو أشرف من غيرها أضافها إليه إشارة إلى علو الذات والصفات
35= قال الحافظ (11 / 129): "وقال الكرماني: ...النزول محال على الله؛ لأن حقيقة الحركة من جهة العلو إلى السفل، وقد دلت البراهين القاطعة على تنزيهه عن ذلك، فليتـأول ذلك بأن المراد نزول ملك الرحمة ونحوه، أو يفوض مع اعتقاد التنزي."
36=(13 / 374-375) قال الحافظ: "وليس المراد قرب المسافة؛ لأنه منزه عن الحلول كما لا يخفى، ومناسبة الغائب ظاهرة من أجل النهي عن رفع الصوت...".
37=(13 / 345) قال الحافظ : "وقال ابن بطال: تضمنت ترجمة الباب أن الله ليس بجسم، لأن الجسم مركب من أشياء مؤلفة....".
38=قال الحافظ 7 / 156 على حديث رقم ( 3803) قال: " ومع ذلك فمعتقد سلف الأئمة وعلماء السنة من الخلف أن الله منزه عن الحركة والتحول والحلول ليس كمثله شيء ... " .
39=(13 / 359) قال الحافظ : "ولو قال من ينسب إلى التجسيم من اليهود: لا إله إلا الذي في السماء لم يكن مؤمنا كذلك، إلا إن كان عاميًا لا يفقه معنى التجسيم فيكتفى منه بذلك، كما في قصة الجارية التي سألها النبي صلى الله عليه وسلم: "أنت مؤمنة؟" قالت: نعم، قال: "فأين الله؟" قالت: في السماء، فقال: "أعتقها فإنها مؤمنة" ، وهو حديث صحيح أخرجه مسلم.... ".
40=قال الحافظ (10 / 258) على حديث رقم 5788
41= (13/398) قال الحافظ : " وقد تقرر أن اليد ليست بجارحة .... " .
42= /416 قال الحافظ:" قال البيهقي: صعود الكلام الطيب والصدقة الطيبة عبارة عن القبول، وعروج الملائكة هو إلى منازلهم في السماء، وأما ما وقع من التعبير في ذلك بقوله: "إلى الله" فهو على ما تقدم عن السلف في التفويض، وعن الأئمة بعدهم في التأويل، وقال ابن بطال: غرض البخاري في هذا الباب..." .
43= 13/427 قال الحافظ: "وقال ابن بطال: تمسك به المجسمة فأثبتوا لله صورة....".
44=(13/458) قال الحافظ: "قال البيهقي: الكلام ما ينطق به المتكلم ...إلى قوله: فسماه كلامًا قبل التكلم به، قال: فإن كان المتكلم ذا مخارج سُمِعَ كلامُه ذا حروف وأصوات، وإن كان غير ذي مخارج فهو بخلاف ذلك، والباري عز وجل ليس بذي مخارج، فلا يكون كلامه بحروف وأصوات....".
45= (13/460) قال الحافظ: "وأثبتت الحنابلة أن الله متكلم بحرف وصوت....".
46=قال الحافظ 6 / 40 على حديث رقم ( 2826) قوله : " يضحك الله إلى رجلين " قال الخطابي : الضحك الذي يعتري البشر عندما يستخفهم الفرح أو الطرب غير جائز على الله تعالى ، وإنما هذه مثل ضرب لهذا الصنيع الذي يحل محل الإعجاب عند البشر فإذا رأوه أضحكهم ، ومعناه الإخبار عن رضا الله بفعل أحدهما وقبوله للآخر ومجازاتهما على صنيعهما بالجنة مع اختلاف حاليهما …
47=قال الحافظ 6 / 40 على حديث رقم ( 2826) قوله وقد تأول البخاري الضحك في موضع آخر على معنى الرحمة ، وهو قريب ، وتأويله على معنى الرضا أقرب ، فإن الضحك يدل على الرضا والقبول (Arapça kaynaklar ve tercümesi ,sayfa numaraları Guraba dergisi 10. Sayı ''İbni Hacer el-Askalani Allah'ın isim ve sıfatlarının tevkifiliği ile ilgili görüşleri'' bölümünden alınmıştır.)

Artık utanırda bir şey yazmazsın...


 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İbn Kayyım rahımullah



İbnu’l-Kayyım, “el-Vabil es-Sayyıb mine’l-Kelâmi’t-Tayyıb” adlı eserinde söyle demektedir:

“Cehennem, sözlerde, amellerde yiyecek ve içeceklerde hep kötülük yurdudur. Allah, orada habis ruhlu insanları bir araya getirecek ve onları birbirinin üzerine yıgacaktır. Sonradan onlar, oranın yaranlarıyla birlikte cehennemde kalacaktır. insanlar hiç habisligi (kötülügü) olmayan iyiler, hiç iyiligi olmayan habisler ve kendinde hem iyilikler, hem habislikler bulunanlar, diye üç tabaka oldugu için yurtlar da üçe ayrılmıştır. Sırf iyilik yurdu,(Cennet) sırf habislik yurdu.(Cehennem) Bu iki; yurt asla fani olmaz. Bir yurtta kendilerinde hem iyilik hem kötülük bulunanlar içindir. Bu yurt fani (yok) olucudur. Çünkü burası isyankârlar içindir. Zira cehennemde tevhid ehlinden hiç kimse kalmayacaktır.

Yine İbn Kayyım rahımullah “İctimau’l-Cuyûsadlı eserinde söyle der: “...cennet ve cehennem haktır ve asla yok olmayacaktır. İbnu’l-Kayyim el-Cevziyye, İctimau’l-Cuyûsi’l-İslamiyye alâ Gazvi’l-Muattile ve’l-Cehmiyye, Beyrut, 1984, s. 145.

Yeterlimi Tatmin ettimi seni buna Tatmin ol bundan sonrada İbn teymiyye Rahımullah'ın bu görüşte olmadığını ve bu görüşünden vaz geçtiğini sana yazacağım inş.......
 
F Çevrimdışı

ferdiosman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İbni Kayyım önceleri bu konuda terddüt ettiysede sonra Albani'nin belirttiği gibi Cehennemin fani olacağı görüşünü benimsemiştir.

Boynuz kulağı geçer ya siz şimdi Albani'de bu konuda yanılmıştır dersiniz.Albani ile anlaşamamanızın nedeni İbni Kayyım ve İbni Teymiyye'nin görüşte terddüt yaşamalarıdır,O tereddüt ,kararsızlıkta niye yaşandıysa;

İbni Kayyım'da hocasının(İbni Teymiyye) bu konudaki kararsızlığının SON MECLİSİNDE görüşünün kesinleştiğini belirtmiştir.

"Ben bu meseleyi Şeyhülislam´a İbni teymiyye (Allah onun ruhunu takdis eylesin) sorduğumda, "Bu, azim ve büyük bir meseledir" demiş ve herhangi bir cevap vermemişti. Aradan bir zaman geçtikten sonra Abd b. Humeyd el-Keşşî´nin tefsirinde yukarıda zikrettiğim rivayetlerden bazılarını gördüm. Bu eseri kendisine gönderdim. O sırada kendisi son meclisinde idi ("ve huve fî meclisihi´l-ahîr"). Rivayetlerin zikredildiği yere bir işaret koydum ve kitabı kendisiyle gönderdiğim kişiye, "Burası ona müşkil gelmiş; ne olduğunu bilememiş" demesini söyledim. Bunun üzerine bu konudaki meşhur eserini yazdı. Allah´ın rahmeti onun üzerine olsun..."
İbnu´l-Kayyım´ın burada sözünü ettiği "meşhur eser" hangisidir? er-Redd alâ Men Kâle bi Fenâi´l-Cenneti ve´n-Nâr mıdır, yoksa aksi istikamette kaleme alınmış bir başka kitap mıdır?
Şu an için elimizde bulunan malzeme bizi, bu "meşhur" eserin, yukarıda zikri geçen er-Redd alâ Men Kâle bi Fenâi´l-Cenneti ve´n-Nâr olduğunu söylemeye icbar ediyor. Zira İbn Teymiyye´nin, münhasıran Cehennem hayatının son bulacağı görüşüne reddiye mahiyetinde bir eser kaleme aldığına dair herhangi bir malumata rastlanabilmiş değildir.


Buna göre İbn Teymiyye, önceleri "beka-i nar" görüşünde iken bilahare bu konuda bir tereddüt safhası geçirmiş olmalıdır. İbnu´l-Kayyım´ın sorusuna "Bu, azim ve büyük bir meseledir" demekle yetinmesini, bu tereddüt sürecinin devam ettiği bir safhaya ait bir tavır olarak okumak yanlış olmasa gerek...(E.Sifil Cehennemim ebediliği meselesi)
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
size sah damarinizdan daha yakiniz ayeti celilesine ragmen bu ucubet soruyu sormak 4 buyuk imama gore HASTALIKTIR ....
sakin cariye hadisini ornek vermeyin o hadisi serifin zamanninda din tamamlanmis degildi her turlu soruyu sormak arastirmak gayet dogaldi.......
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt