Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

El-kaide Cemaatinin Islâm Devleti Osmanlıya Bakışı

E Çevrimdışı

Ebu.Cendel

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
EL-KÂİDE CEMAATİNİN OSMANLI’YA BAKIŞI
zonaro_gatesofconst.jpg



Abdulkadir COŞKUN

Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra başsız kalan ümmet işgalcilere karşı tarihi mücadeleler vermiş, fakat hemen hemen hepsi maddede kurtulurken, başlarına yerli işbirlikçiler geçtiği için mânâda kurtulamamışlardır. Ne var ki geçen süreçte uyanış örnekleri kendini göstermiş, Allah-u Teâlâ Celle Celâluhu bu ümmete basiret sahibi, olayları önceden görebilen, başlarına gelecek felaketi beklemeden hazırlık yapan ve düşman kendisine saldırmadan düşmana taarruzda bulunan liderler nasip etmiştir. “Hilafet bayrağı Anadolu’da indi, yine Anadolu’da dikilecek” anlayışıyla alternatifsiz, dünya çapında bir fikriyat ortaya koyan ve bu fikriyat çerçevesinde “yerli emperyalistler”le kıyasıya bir kavgaya tutuşan İbda Mimarı Salih Mirzabeyoğlu, cihadın sembol şahsiyeti, dünya üzerindeki pek çok cihâdî hareket üzerinde gerek malî, gerek lojistik, gerekse teşvik anlamında payı olan Şeyh Üsame bin Laden ve yardımcısı Dr. Eymen el-Zevahiri, şanlı Çeçen komutanı Şamil Basayev (Allah rahmet eylesin) ve bayrağı taşıyan Komutan Dokko Ömerov, Cezayir’de demokrasi oyununa gelmeyerek silahı bırakmayan ve Fransız yanlısı Cezayir devletinin canını okuyan Ebu Mus’ab Abdulvedud ve isimleri şu aklımıza gelmeyen nice şahsiyetli önderler bu cümleden olarak Mevla Teâlâ’nın bu ümmete göndermiş olduğu birer “nimet”tir.

ABD’nin, 11 Eylül uçaklama eyleminden sonra iyice azgınlaşarak İslam dünyasına saldırması ve fakat gelinen süreçte iyice batağa saplanması dünya Müslümanlarını cesaretlendirmiş, ifadesini “kendinden zuhur” düşüncesinde bulan bir anlayışla cephe cephe, grup grup oluşumlar meydana gelmiş, her düşünce ve akımdan Müslümanlar kendi zaviyelerince cihâdî hareketler tesis etmişlerdir.

Bilindiği gibi savaş konusunda çok ciddi tecrübeye sahip olan ve ABD’nin baş belası konumunda olan el-Kaide içersinde her anlayıştan Müslüman bulunmaktadır. Çünkü gelinen süreçte el-Kaide’nin elinde olmaksızın emperyalizme başkaldıran her türlü fraksiyondan Müslüman hatta kimi gayr-i Müslim unsurlar el-Kaide’nin çekiciliğinden dolayı kendilerini el-Kaide’ye nisbet etmektedirler. Ancak mühim olan anlayış noktasında el-Kaide’nin kurucularının durduğu nokta neresi olduğudur.

Biz bu yazıda son zamanlarda Türkiye’de çoğalmaya başlayan, sadece cihada ve mücahidlere sevgi duyan, fakat bu konularda herhangi bir altyapısı olmayan, sırf Anadolu’da hâkim olan Hanefi-Maturidi-Tasavvufi çizgiye karşı oldukları için Suud parasıyla büyümüş cihad ve mücahid düşmanı hocaların kitaplarını Türkiye’de okuyan ve okutan kimi samimi fakat bilgisiz kardeşlerimize o çok övdükleri İbn Useymin, İbn Baz gibi kimselerin Üsame bin Laden’e ve diğer mücahidlere ne denli düşman olduklarını delilleriyle göstereceğiz. İkinci olarak Türkiye’deki Osmanlı aleyhtarlığı yapan bu bilgisiz kardeşlerimize Şeyh Üsame şahsında el-Kaide’nin Osmanlı Devleti’ne bakışını kendi sözlerinden yorumsuz olarak aktaracağız.


“OSMANLI HİLAFET DEVLETİ”

Üsame bin Laden ve Eymen el-Zevahiri hemen her konuşmasında “ba’de sukuti devleti’l-hilafeti’l-Usmaniyye” demektedirler ki “Osmanlı Hilafet Devleti’nin yıkılmasından sonra” anlamına gelmektedir. Her şeyden önce bu ifadeden onların Osmanlı Devleti’ni şer’î bir hilafet devleti olarak kabul ettiklerini anlıyoruz. Nitekim el-Kaide’nin Irak emiri şehid Ebu Mus’ab ez-Zerkavi’nin şehadetinden kısa bir süre önce seri halinde yayınlanan konuşmalarında bu durum gayet açık bir şekilde görülüyor.

Şöyle diyor şehid Zerkavi: “Ve o Rafiziler (Şiiler) Osmanlılar zamanında, Osmanlılar İslam’ın cihad hareketini canlandırdığında, hatta Avrupa’ya kadar ulaştıklarında Osmanlılar haçlılarla savaştığı sırada Rafıziler İslâm beldelerini elde etmek için Müslümanlara zarar verdiler.

Zerkavi “Osmanlı Hilafet Devleti” olarak bahsettiği Osmanlılar’a Şiiler’in ihanetlerini sayarken siyasi açıdan müstakil bir devlet kurmak istemeleri ve “Osmanlı’nın mücahidleri” Avrupa’nın kalbindeyken fetihlerin durmasına sebep olduklarını vurguluyor.(1)

Üsame bin Laden Suudi Arabistan’ı her eleştirdiğinde Suudiliği ilk kuranın Osmanlı’yı arkadan vurmasına vurgu yapar sık sık:

Riyad’ın Karzai’si yakın zaman önce Amerika’ya sığınarak Kuveyt’e saldırmasında yardım eden değil mi? Tıpkı dedesi ibnü’r-Reşid’in Osmanlı devletine saldırarak onları öldürmek istemesi gibi. İşte onlar Haçlılar’dır. Riyad’ın Karzai’siyle Kabil’in Karzaisi arasında hiçbir fark yoktur.(2)

Nitekim el-Kaide’nin resmi yayın organı es-Sahab Media’nın ilk yayınladığı videolardan olan Hâlu’l-Ümmeh (Ümmetin Durumu) isimli VCD’nin birinci bölümünde el-Cezire TV’de yayınlanmış olan Emir Tallal bin Abdulaziz’in röportajından Suudi Devleti’nin kurucusuyla alakalı aşağıdaki diyalog görüntülü olarak nakledilmektedir:

Tallal: Kral Abdulaziz şöyle söylüyor: İhsa’ya gittik. Ve oranın zayıflığını gördüğümüzde orayı Türklerden aldık. Bu şu anlama geliyor ki: Eğer onlar güçlü olsaydı biz İhsa kentini almakta tereddüt edecektik. Bu yüzden ülkelerindeki süper güç ile yani İngilizlerle barış anlaşması yaptı.

Sunucu: Onun İngiltere’den maaş aldığı doğru mu?

Tallal: Evet, o maaş alıyordu. Ve benim düşünceme göre bu maaş zengin ülkelerin fakir ülkelere verdiği bir borç gibiydi.

Sunucu: Yani demek istiyorsunuz ki bu maaş İngilizlerle olan ittifakının bir ödülü veya susmasının karşılığı değildi öyle mi?

Tallal: Muhtemelen! Bu İngilizlerin bir oyunudur. Çölde yaşayan bir insana o zamanda 5.000 paund vermelerinin ne anlamı olabilir? Ona bunu yalnız Allah rızası için vermeleri mümkün mü? Ona kendi menfaatlerini yapması için verdiler.

Üsame bin Laden şehid Zerkavi’nin ilk ve son görüntülü konuşmasının yer aldığı videoda Irak’a yakın ülkelerde yaşayan Müslümanların Irak direnişine destek olmaları gerektiğini belirtirken Türkiye üzerinde özellikle duruyor ve Anadolu halkına şöyle sesleniyor:

Ey Sultan Muhammed Fatih’in torunları! Irak’taki cihadın yardımına koşun.

Şimdi Üsame bin Laden’i sevdiğini söyleyen arkadaşlar Osmanlı aleyhinde sarfettikleri sözleri kime nisbetle söylüyorlar anlamak mümkün değil! Olsa olsa bilgisizlikten söylüyorlar.

Şimdi bir de klasik Suudi hocalarından bir tanesinin kitabından Osmanlı Devleti ile ilgili pasajları yorumsuz olarak aktaralım ki sözkonusu arkadaşlar kendi zihinlerinde bir kıyas yapsınlar:

“Buna karşılık Osmanlı devleti yönetimindeki güçler, bid’at ehline, tasavvufçulara ve akılsız kimselere her türlü fikir hürriyeti tanımıştı. Bu kimselerin halknezdinde değerini yücelterek halkın onların evliyâ olduklarına inanmalarını sağlamıştır.”

“Merkezîyönetimtarafındantasavvuf tarikatlarının nüfûzunun yayılması, bizzat müslüman âlimler tarafından desteklenmekteydi. Tasavvuf tarikat şeylerinin nufûzu öyle birnoktayaulaştıkionlardanbirkaçıbelirlibirdönemEzher şeyhliğine bilegetirildiler.

BununyanındaOsmanlıdevletininhâkimolduğu bölgelerintamamı ilediğermüslüman ülkelerdeinsanlar arasında yaygınlaşan bid’atlar tevhîdinözüne işlemişti. Bu sebepleçeşitliülkelerde,evliyâvesâlihkimselerintürbelerininüzerine kubbelerin yapılması yaygınlaşmış, yalvarmak, yardımdilemek,kurbankesmek,adakadamakveşefaat istemek gibi, Allah’tan başkasınayapılmasıcâizolmayan şeyleri,insanlartürbelerdeyatanlarayapmayabaşlamıştı.”

“Peygamber-sallallahualeyhivesellem-’in doğum gününü kutlamak ve bu merasimlerde gerçekİslâm’ınözünden tamamen uzak olanişlenen bid’atlar,bubid’atlardandır. Osmanlılarınbuvebunabenzerbütün bid’atlerle İslâmdînineverdikleriönemikaybettiklerinivetabiyetinde yaşayanlarıngönüllerineyerleştirmesigerekengerçek İslâmdînine gereken önemivermediklerinigörmekteyiz.

MuhammedHâmidFakkîbukonuda şöyle der:

“Osmanlılarınİslâmdînineverdiğiönem,câmilerisüslemek, Kur’ânlarıyaldızlarlasüslemek, Delâilul-Hayrâtkitabıile(Bûsîrî’nin) Kaside-iBürde’sininbasımınıyenilemekvebuna benzerşeyler yapmaktanibâretti.”(3)


Meşhur SELEFİ(!) HOCALARININ ÜSAME BİN LADEN’E BAKIŞI

Üsame bin Laden Suudi yönetimini gayr-ı meşru kabul ettiği için oradaki meşhur selefi hocaları kendisine çok sert bir cephe almışlardır. Bin Laden bir röportajında şöyle demektedir: “Afganistan tek İslam devletidir, Pakistan İngiliz kanunlarına tabi olmuştur. Ben Suudi Arabistan’ın İslam devleti olduğuna itibar etmiyorum.”(4) Buna rağmen Üsame bin Laden sürekli olarak Hicaz’daki Amerikan askerlerinin varlığına vurgu yapmış, savaş kızışana ve Suud yönetimi ihanette son raddeye varıncaya kadar Suudilere karşı saldırma emri vermemiştir.

Nitekim Üsame bin Laden bu sözüyle kalmamış, teorik düşüncesini pratiğe geçirerek önce sözlü uyarılar yapmış, ancak ne Suud kralı ne de kuyrukçuları uyarılardan nasibini almayınca Üsame’nin adamları Hobar’daki ABD üssünü basmışlar ve 19 tane Amerikan askerinin ölümüne sebep olmuşlardır. Ardından körfezdeki ABD savaş gemisine patlayıcı yüklü kayıklarla saldırmışlar ve 25 tane Amerikan askerini cehenneme postalamışlardır. Daha bunun dışında Arap Yarımadası’nda mevcut olan pek çok Amerikan hedeflerini vurmuşlardır. Bütün bu olanlara Amerikalılardan fazla Suudi yöneticileri ve kuyrukçuları, alim geçinen cühela takımı üzülmüş ve mücahidler karşısında iğrenç yüzlerini göstermişlerdir. Patlamalarla ilgili Üsame bin Laden şöyle demektedir:

“Ümmeti, Harem-i Şerif’i işgal ve gasp eden bu düşmanı çıkarmaya teşvik ettik. Bunun sonucunda bu teşviğimize gençlerden icabet eden etti. Bunlardan bir kısmı şu gençlerdi: Fahd bin Said, Abdulaziz el-Ma’sem, el-Haciri, Muslihu’ş-Şemrani. Allah şehadetlerini kabul eylesin. Onlar ümmetin şerefini korudular ve Suudi Arabistan hükümetinin küfre karşı göstermiş olduğu yaltaklanmadan dolayı bize bulaşmış utançtan bir kısmını yok ettiler. İşte biz kahraman, mücahid gençlere baktığımızda onların Allah Resulü (SAV)’nün cihad anlayışına uyduğunu görüyoruz. Biz teşvik ettik, onlar da icabet ettiler. Allah-u Teala’dan onların şehadetini kabul etmesini, ailelerine sabır vermesini, ailelerine ve bize şefaat edecek şehidler kılmasını dilerim.”


“Ben bu büyük insanlara büyük bir saygı ve hürmetle bakıyorum. Çünkü onlar Riyad’daki, Hobar’daki, Doğu Afrika’daki ve diğer yerlerdeki patlamalarla ümmete bulaşmış zilleti bir nebze de olsa kaldırdılar.”(5)

Buna karşılık meşhur Suudi müftüsü Abdulaziz bin Baz bu saldırıları yapanlara karşı bakın neler diyor: “Bu suçu işleyenlerin şüphesiz Allah’a ve ahiret gününe imanı yoktur.”(6)


Yine Afgan cihadında Üsame bin Laden hakkında övücü sözler söylerken namlunun Suud’a döndüğünü görünce çark eden meşhur İbn Useymin ise bunu yapanların çok çirkin bir yolda olduklarını ve Hariciler’den olduklarını iddia ediyor.(7)


Salih e-Fevzan: “Şüphesiz onlar Hariciler’dir. Onların fiili Haricilerin fiilidir. Bilakis onların fiili Hariciler’in fiilinden daha şiddetlidir.”(8)

Bin Baz: “Üsame bin Ladin veliyyü’l emr’e itaatten çıkan, şerli ifsad yolunu ortaya çıkaran yeryüzünde fesad çıkaran bir kişidir.”(9)

İşte bu şerli alim geçinen işbirlikçi hainler ilmini dünyalık karşılığında satan, ilim ve fikir namusundan uzak kimselerdir. Bunlar bir yandan bizde de birilerinin yaptığı gibi kitaplarında “Suud Devletinin Faziletleri”(10) diye bölümler yazarlarken, bir yandan da Üsame bin Laden’i ABD’ye teslim etmeyen Hanefi-Maturidi çizgisinde olan Molla Muhammed Ömer’e savaş esnasında “Sufi, Hurafeci ve Diyobendi” diyerek iğrenççe saldırmışlar ve ciğerlerindeki lekeyi olduğu gibi göstermişlerdir.


NETİCE

Bu yazımız bu konuda bir giriş denemesi oldu. Türkiye’de Bin Baz ve İbn Useymin gibi cihad ve mücahid düşmanlarının bilgisiz arkadaşlarca örnek alim gibi gösterilmesi çok yanlış. Öte yandan Osmanlı aleyhine ikide bir konuştuklarını görmemiz de bizi üzüyor. Üstelik bu kardeşlerimiz şunun farkında olsunlar:

Eymen el-Zevahiri’nin şer’i lider ve Mü’minlerin Emiri dediği ve Üsame bin Laden’in de kendisine biat ettiği Taliban lideri Molla Muhammed Ömer amelde Hanefi, itikadda Maturidi ve aynı zamanda Tasavvufu ve ehlini önceleyen bir Ehl-i Sünnet savaşçısıdır. O ki sırf “misafirimdir” dedi Şeyh Üsame için ve “bir Müslüman asla bir müslümanı kafirlerin eline teslim etmez” düsturunu haykırarak ülkesinin işgali pahasına “misafir”ini vermedi. Ve de halen her ikisi de aslanlar gibi savaşıyorlar.

Ümmetin zor zamanlar geçirdiği şu günümüzde böyle ayrılık konularına vurgu yaparak insanların dikkatlerini başka tarafa çekmeyin.


DİPNOTLAR


1)Bkz. Zerkavi, “Hel Etâke Hadîsu’r-Râfıza?” isimli konuşmalarının yazılı hale getirildiği kitap. http://tawhed.ws/r?i=4048&c=6010 (Kitabın Şia’nın Osmanlılar Zamanındaki İhanetleri bölümü tarafımızdan tercüme edilip yayına sunulacaktır.)

2)http://www.aljazeera.net/programs/hourissues/aticles/1-22-2/2/2003.htm

3)Prof. Dr. Muhammed Selman, Hakîkatu Muhammed bin Abdulvehhab, www.islamhouse.com/ar, www.saaid.net

4)Ceridetü’r-Re’yi’l-Âm el-Kuveytiyye, 11/11/2001.

5)http://www.aljazeera.net/programs/prog_variaty/articles/2001/9/9-23-1.htm#L5

6)Ceridetü’l-Medine, 25/4/1416hicri. www.binbaz.org.sa Üsame bin Laden ve bağlıları hakkında Suudi hocalarının fetvaları ve sözleri hakkında bkz. www.sahab.org/books/book.php?id=423&query

7)http://www.ibnothaimeen.com/index.shtml

8)www.alfawzan.ws

9)Ceridetü’l Müslimîn, 9/5/1417 hicri.

10)Bkz. Sultan el-Iyd, Ya ehle’l Harameyn ve Askere’l İslam, sh. 4. http://anti-erhab.com/wlatalamr/ead_ahlalharamaen.doc
 
ك Çevrimdışı

كعب بن مالك

La İlahe İllallah
İslam-TR Üyesi
Allah razı olsun abi. Osmanlı ya da herhangi bir grup, cemaat, devlet ya cepheye bakışımız El Kaide gibi tevhid ehli topluluklar ya da tevhid ehli alimlere göre değil, Kuran ve sünnete göre şekillenmeli.
 
E Çevrimdışı

Ebu.Cendel

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah razı olsun abi. Osmanlı ya da herhangi bir grup, cemaat, devlet ya cepheye bakışımız El Kaide gibi tevhid ehli topluluklar ya da tevhid ehli alimlere göre değil, Kuran ve sünnete göre şekillenmeli.

Zaten öyledir sevgili kardeşim fakat burda dikkat etmek istediğim husus açık ve nettir.İlimsiz ve kibirlice kendinden önce gelen herkesi müslüman olarak görmeyen-tekfir eden,İlk İslam devletini kendisinin kuracağını zanneden ve alimliği ve ilmi-müslümanlığı sadece SUUDÇULUĞA hapsetmiş;Maturudi ve Eşari kardeşleri İslam dışından görüp(Tıpkı önceki Vahhabi atalarının yaptığı gibi) kendisini has Müslüman gören zavallı güruh için özellikle paylaştım,Yoksa aynen dediğin gibi sevgili kardeşim; İslam kimsenin tekelinde değildir. İslam Allah azze ve celle nin pak dinidir Ne kaide cemaatinin ne ibda cemaatinin ne hizbuttahrir cemaatinin vb. Tek elinde değildir. Bizler İslam ile yüceliriz bizlerin,İslama ihtiyacı var,İslamın bize ihtiyacı yok o zaten paktır.
Bizler selefi maturudi eşari diye birbirimizi tekfirlemek/ayırmak/fitne çıkarmak yerine Ehl-i Sünnet olarak birlik olmamız icab eder.
Zira afgan cihadında Kaide ile taliban cemaatinin birliği,Çeçen cihadında,bosna cihadında olanlar buna en güzel örnektir ve vahdeti bu şekilde anlamak lazım. Bunun en yakın zaman örneklerinden biri de Suriyede Şeyh Abdullah Muhaysinidir (Allah ona rahmet etsin)Vahdet derken Muslumanların vahdetinden bahsediyorum tabii şia diniyle olan sözde vahdetten değil...

Allah cümlemize rahmet etsin sevgili kardeşim. Selametle
 
ك Çevrimdışı

كعب بن مالك

La İlahe İllallah
İslam-TR Üyesi
Zaten öyledir sevgili kardeşim fakat burda dikkat etmek istediğim husus açık ve nettir.İlimsiz ve kibirlice kendinden önce gelen herkesi müslüman olarak görmeyen-tekfir eden,İlk İslam devletini kendisinin kuracağını zanneden ve alimliği ve ilmi-müslümanlığı sadece SUUDÇULUĞA hapsetmiş;Maturudi ve Eşari kardeşleri İslam dışından görüp(Tıpkı önceki Vahhabi atalarının yaptığı gibi) kendisini has Müslüman gören zavallı güruh için özellikle paylaştım,Yoksa aynen dediğin gibi sevgili kardeşim; İslam kimsenin tekelinde değildir. İslam Allah azze ve celle nin pak dinidir Ne kaide cemaatinin ne ibda cemaatinin ne hizbuttahrir cemaatinin vb. Tek elinde değildir. Bizler İslam ile yüceliriz bizlerin,İslama ihtiyacı var,İslamın bize ihtiyacı yok o zaten paktır.
Bizler selefi maturudi eşari diye birbirimizi tekfirlemek/ayırmak/fitne çıkarmak yerine Ehl-i Sünnet olarak birlik olmamız icab eder.
Zira afgan cihadında Kaide ile taliban cemaatinin birliği,Çeçen cihadında,bosna cihadında olanlar buna en güzel örnektir ve vahdeti bu şekilde anlamak lazım. Bunun en yakın zaman örneklerinden biri de Suriyede Şeyh Abdullah Muhaysinidir (Allah ona rahmet etsin)Vahdet derken Muslumanların vahdetinden bahsediyorum tabii şia diniyle olan sözde vahdetten değil...

Allah cümlemize rahmet etsin sevgili kardeşim. Selametle

Biliyorum abicim sözüm sana değildi. :)
جزاك الله خيرآ
 
Üst Ana Sayfa Alt