Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

El-vera Ve'l-bera

I Çevrimdışı

isimsiz_mucahid

Bu hesap kullanılmamaktadır!!!
İslam-TR Üyesi
Selamun aleykum kardeşler yine ufak çaplı bir sohbet yapçam inşallah bi bakıp eksik veya yalnış varsa söylerseniz benim için iyi olur inşallah hemde bana olduğu gibi sizede faydalı olur inşallah.(önüme koycağım kağıt olduğu için noktalama işaretlerine dikkat etmedim hakkınızı helal edin.)

‘’Euzu besmele salat ve selam asr ve anlamı’’

Elhamdulillah Rabbimize bizi iman etmiş Salih ameller işleyen biribirlerine hakkı ve sabrı tavsiye eden bir grup bir topluluk olarak bu akşamda bir araya geldik.

Bugün sizlere vera ve bera kavramlarını dilimin döndüğü kadarıyla anlatacağım inşallah önce kendi nefsime ve ehlime sonra size ve tüm Müslüman kardeşlerimize Rabbimiz Allah azze ve celle okuduğumuzu dinlediğimizi anlamayı anladığımız ile amel edip hakkıyla anlatmayı bizlere nasib etsin.

Öncelikle vela ve beranın anlamlarını sizlerle paylaşayım inşallah.

Vela kelimesi lügatte, sevmek, dostluk göstermek, yardım etmek, iki şey arasında tercihte bulunmak, müttefik olmak ve arkadaşlık yapmak manalarına gelmektedir.

Bera kelimesi lügatte, beri olmak, uzaklaşmak, mesafeli durmak gibi manalara gelmektedir. Vela kelimesinin tam zıddıdır. Yani sevmemek, dostluk göstermemek, yardım etmemek, arkadaşlık yapmamak gibi anlamları ihtiva eder.

Şer’i ıstılaha göre vela ve beranın anlamı; Allah için sevmek, Allah için buğz etmek, her müslümanı sevip yardım etmek, İslam ve İslam memleketini savunmak için canını ve kanını seve seve vermek, kâfirlere düşmanlık ve buğzetmek, onlardan biri gibi olup onlara benzememek ve fikri, kültürel, askeri alanlarda onlarla savaşmaktır. Bundan dolayı müslümanlığını iddia edip de müslümanların acılarını paylaşmayan, sevdiklerini sevmeyen, buğzettiklerine buğzetmeyenin dininde şüphe, akidesinde ise karışıklık vardır.

Bu konuyla ilgili Rabbimiz Allah azze ve celle maide suresi 55-56 ayeti kelimelerinde bizlere şöyle buyuruyor:

Sizin dostunuz önce Allah, sonra peygamberi, sonra namaza devam eden ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek zekat veren mü'minlerdir, Ve her kim Allah'a, peygamberine ve iman edenlere dost olursa, şüphe yok ki, ancak Allah'tan yana olanlar üstün geleceklerdir.

Rabbimiz Allah azze ve celle veranın kimlere yapılması gerektiğini bizlere ayetiyle açıkladı yani vela nedir kardeşler önce Allah’ı sonra resulunu sonrada müminleri dost veli edinmek peki bunların dışında olanlara müslümanın tavrı nasıl olmalıdır kardeşler Rabbimiz Allah azze ve celle tevbe suresinin 23. ayetinde bizlere’’ Ey iman edenler, eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşı küfürden hoşlanıyorlarsa onları dost edinmeyin! Sizden her kim onları dost edinecek olursa, işte bunlar kendilerine zulmedenlerdir’’.buyuruyor.

Rabbimiz Allah azze ve celle hemen bir sonraki ayette yani tevbe suresi 24. ayette ise bizlere şöyle buyuruyor;

De ki: «Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, aşiretiniz, ele geçirdiğiniz mallar, kesat gitmesinden korktuğunuz bir ticaret ve hoşunuza giden evler size Allah ve peygamberinden ve onun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah öyle fasıklar güruhunu doğru yola erdirmez.

Yani kardeşler Allah azze ve celleninin bize emrettiği ve Resulunun gösterdiği şekilde Müslümanları dost edinecez ve kafirlere ise buğz edecez.

Peki kafirlere buğz etmek günümüzde nasıl olmalı sadece onlara dostluk etmememiz yetermi sizce kardeşler ?

Hayır tabikide kafirleri dost edinmicez ama bunun yanındada onların adetlerini yapmıyacağız onların özel günlerini kutlamayacağız onlara kalbimizde sevgi beslemeyeceğiz ve onların yaptıkları işlerden beri olduğumuzu korkmadan sıkılmadan ve kuşku duymadan dik bir şekilde göstereceğiz.Günümüzden örnek verecek olursak kardeşler : Doğum günü kutlamayacağız,Noeli kutlamıyacağız hatta o gün evde televizyon açmayıp çocuklarımızın akıllarını boyamalarına izin vermiyeceğiz, günümüz kafirlerinin adetleri olan 23 nisan 19 mayıs 29 ekim 15 temmuz gibi günleri asla kabullenmiyip imkan varsa ehlimizi bu sapıkların seslerini duymucağımız yerlere götüreceğiz,Her 4 yılda bir şirk işlemek için akın akın okullara koşan insanlardan beri olduğumuzu göstereceğiz.Son olarak kardeşler sizlere mümtehine suresinin mealini okuyup konuyu bitireceğim inşallah.


Rahman ve rahim olan Allahın adı ile


Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkâr etmişler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp sapmış olur.


Eğer sizi ele geçirecek olurlarsa, size düşman kesilirler, ellerini ve dillerini kötülükle size uzatırlar. Onlar sizin inkâr etmenizi içten arzu etmişlerdir.


Ne yakın akrabalarınız, ne çocuklarınız kıyamet günü size bir yarar sağlayamaz. (Allah) Sizin aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı görendir.


İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki: "Biz, sizlerden ve Allah'ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp inkar ettik. Sizinle aramızda, siz Allah'a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir." Ancak İbrahim'in babasına: "Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Allah'tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez." demesi hariç. "Ey Rabbimiz, biz sana tevekkül ettik ve 'içten sana yöneldik.' Dönüş sanadır."


"Rabbimiz, bizi inkâr edenler için fitne (deneme konusu) kılma ve bizi bağışla Rabbimiz. Şüphesiz Sen, üstün ve güçlüsün, hüküm ve hikmet sahibisin."


Andolsun, onlarda sizlere, Allah'ı ve ahiret gününü umud edenlere güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirecek olursa, artık şüphesiz Allah, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan), Hamid (övülmeye layık olan)dır.


Belki Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık besledikleriniz arasında bir sevgi-bağı kılar. Allah güç yetirendir. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.


Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah adalet yapanları sever


Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkaranları ve sürülüp-çıkarılmanız için arka çıkanları dost (veli) edinmenizden sakındırır. Kim onları dost edinirse, artık onlar zalimlerin ta kendileridir.


Ey iman edenler, mü'min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir. Şayet (gerçekten) mü'min kadınlar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kafirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir. Onlara (kafir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin. Onlara (hicret eden mü'min kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikahlamanızda size bir güçlük yoktur. Kafir (kadın)ların ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin. Onlar da (mü'min kadınlara) harcadıklarını istesinler. Bu, Allah'ın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.


Ve eğer eşlerinizden (kafirlere kaçmalarından dolayı) herhangi bir şey kafirlere geçer, böylece siz de (savaşta onları yenip) ganimete kavuşursanız, eşleri (kaçıp) gidenlere (mehir olarak) harcama yaptıklarının bir mislini verin. Kendisine iman ettiğiniz Allah'tan sakının.


Ey Peygamber, mü'min kadınlar, Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleri ve ayakları arasında bir iftira düzüp-uydurmamak (gayri meşru bir çocuğu kocalarına dayandırmamak), ma'ruf (iyi, güzel ve yararlı bir iş) konusunda isyan etmemek üzere, sana biat etmek amacıyla geldikleri zaman, onların biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret iste. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.


Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.


AZİM OLAN ALLAH DOĞRU SÖYLEDİ ELHAMDULİLLAHİ RABBİL ALEMİN


19.12.2017 21:40
 
Üst Ana Sayfa Alt