Ş
Çevrimdışı
El Kaide lideri Dr. Eymen El Zevahiri bundan on ay kadar önce yayımlanan konuşmasında Mısır’daki önemli gelişmelere değindi. El Zevahiri Mısır’da İslam’ın demokrasi yoluyla hakim kılınamayacağının anlaşıldığını vurguladığı bu konuşmasında anayasa mahkemesine ve Mısır Yargısına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Incanews / Haber Merkezi
El Kaide Lideri Dr. Eymen El Zevahiri 2012 yılının Eylül ayında yayınlanan ‘Kahire ve Şam Kudüs’ün iki kapısıdır’ başlıklı konuşmasında Mısır’daki Anayasa Mahkemesi ve yargıyı değerlendirdi. Örgüt lideri bu mahkeme ve yargıda görülen yozlaşmaya değinerek şöyle dedi: "Anayasa mahkemesi yozlaşmış aslın yozlaşmış bir koludur. Mısır yargısı da kök ve dal olarak yozlaşmış bir varlıktır. Kökündeki bozukluk şeriata başvurmayan laik bir yargı olmasından kaynaklanmaktadır. Alt yozlaşma ise önce Hüsnü Mübarek sonra da Askeri Konsey döneminde bozulmuş ve oynanmış olmasındandır. Yargıda tayinler Devlet Güvenliğin gözetiminde, adam kayırma ve aracılar vasıtasıyla gerçekleşiyordu. Bu nedenle Yargıçlar Kulübü’nün de tanıyıp kabul etmesiyle o makamı haketmeyenler yargıçlık görevini üstlendi. Yargıçlardan birçoğu doğru dürüst Arapça konuşmayı bilmiyor. İçlerinden büyük kısmı hukuk fakültesinden düşük dereceyle mezun olmuş kimseler."
Dr. El Zevahiri Askeri Konsey’in halkı kandırdığının ve devrimi İslami her türlü içerikten soyutladığının ikinci delilinin ise Anayasa Mahkemesi’ne ve laik azınlığa halk meclisi seçimlerini iptal etme fikrini vermesi olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Mısır’da çatışma tüm açıklığıyla ortadadır. Bu, Amerika ve Batı tarafından desteklenen, Mübarek ve Amerikan yapımı olan asker (ordu) desteğine dayanan, kiliseyle müttefik laik azınlıkla Mısır’da şeriatı hakim kılmaya, Amerika’ya bağımlılıktan kurtulmaya, Filistin ve İslam topraklarını özgürleştirmeye, sosyal adaleti gerçekleştirmeye, maddi yolsuzluk ve ahlaki yozlaşmaya karşı savaşmaya çalışan Müslüman ümmeti arasında bir çatışmadır. Dr. Saad El Kettani (dağıtılan halk meclisi başkanı), (başbakan) Kemal Ganzouri’nin parlamentonun dağıtılması mevzuunun görülmek üzere Anayasa Mahkemesinin listesine alındığı yönünde kendisini tehdit ettiğini açıklamıştı. Bu dağıtma, İslam’ın Mısır’da seçimler aracılığıyla, laik anayasa ve kanunlar şemsiyesi altında hakim olacağını düşünen herkese bir ders olmuştur."
Çatışmanın hakikatinin bu olduğunu, İslam düşmanlarının askeri kuvvet, güvenlik birimleri, yolsuz yargı ve siyasetle medyayı bozmaya güç yetirecek paraya sahip olduğunu vurguladıktan sonra ise Mısır’da adaletsizliğe karşı ayaklanan tüm onurlu, özgür kimselere şöyle soruyorum dedi: "Anayasa mahkemesi bize dayatılmış bir put mu? Bu mahkeme nedir? Bu, laikliği, devrimin düşürdüğü laik anayasaya bağlılığı kabul eden, Mübarek’in askerleri tarafından Amerika’dan gelen işaretlerle çıkarılan anayasa beyanlarına dayanan laik bir mahkemedir. Hangi meşruiyet??? Kurtların ve hırsızların meşruiyeti! Öyle ki bu sözde meşruiyete sahip bile olmayan Askeri Konsey, haketmeyen yolsuz yargıya meşruiyet vermiştir. Bu anayasa mahkemesinin yargıçları, Mübarek rejiminin halkı ezmede kullandığı yolsuz yargının bir parçasıdırlar. Bu mahkemenin şeriata aykırı, utanç verici rezil hükümleri bulunmaktadır."
El Kaide lideri yargının yolsuzluğuna örnek olarak ise kanun yasakladığı halde Ahmet Şefik’in (Mübarek rejimi dönemi başbakanı) cumhurbaşkanlığı adaylığının sürmesine izin vermesini, Şeyh Hazım Ebu İsmail’in lehine hüküm çıktığı halde kendisini adaylıktan uzaklaştırmasını, sonra da İslami hareketlerin çoğunluğu elde ettiği parlamento seçimlerini iptal etmesini getirdi. Ardından: ‘Yargıçlarını Mübarek’in tayin ettiği yolsuz bir yargı! Bu nedenle içişleri suçlularını ve Mübarek’in oğullarını beraat ettirdi’ dedi.Dr. El Zevahiri Mısır’da şeriatın hakim kılınması, Mısır’ın Amerika’ya bağlılıktan ve İsrail’in egemenliğinden kurtulması, Arap ve İslam dünyasındaki lider rolünü yeniden oynayabilmesi, bağımsızlık, özgürlük ve onur için çaba sarfeden, Mısır’ın sosyal adaletsizlikten, mali yolsuzluktan, yolsuz devletten kurtulmasını isteyen tüm ihlaslı kimselere de seslenerek şöyle dedi: "Tüm bu kişilere diyorum ki: Çatışma bitmedi. Aksine başladı. Şeyh Hazım, destekçileri ve Mısır’daki tüm dürüst kimseler, yarıda bırakılan, kazanımlarıyla oynanan devrimi tamamlamak, Müslüman, mücahit, murabıt Mısır halkının şeriat, izzet, adalet, özgürlük, onur adına isteklerini yerine getirmek, Mısır’daki yolsuz güçleri popüler, teşvik edici ve davetsel çalışma aracılığıyla halkın taleplerine boyun eğmeye mecbur etmek için teşvik edici, davet kapsamlı popüler bir kampanya başlatmalıdır. Allah Resulü’nün (s.a.s.) şu hadisini özümseyip öyle olmaya çalışmalıdır: ‘Şehitlerin efendisi Hamza İbn-u Abdulmuttalib'tir ve zalim yöneticiye karşı çıkıp ona (marufu) emreden ve onu (münkerden) nehyeden ve (bunun için) katledilen kimsedir.’Mısır devrimi sürmelidir, Müslüman ümmeti de istediğinin gerçekleşmesi, Mısır’ın onuru ve izzetinin Mısır’da hala hüküm süren yolsuz güçlerden ardından da uluslararası suç güçlerinden çekilip alınması, eskiden olduğu gibi yeniden Arapların ve İslam’ın kalesi olması –Allah’ın izniyle de öyle kalacak- için kurbanlar vermelidir."
Mısırda neler mi oluyor?
1- Dün, Allahın dediği oldu,
2- Bugün, Allahın dediği oluyor,
3- Yarın, Allahın dediği olacak.
FEYZULLAH BİRIŞIK