Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Elini Tutmak İstiyorum, Kemal Sayar

Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Süper Moderatör
Haberleri izliyorum. "Kimsesiz" çocuklar için düzenlenen yeni yıl kutlamasında, çocuklara yeni yılda ne istedikleri soruluyor: Biri, "Öğretmenlerimizin yeni yıla aileleriyle mutlu bir biçimde girmelerini isteriz," diyor. Bir diğeri, öğretmenleri için daha iyi maaşlar diliyor.

Kameralar karşısında, kendi dileklerini değil de tembihlenmiş sözleri söyleyebilecek kadar cömert çocuklar. Bir şey istemeyi unutmuş çocuklar. Oysa bir evleri ve bir anneleri olsaydı, sımsıkı tutacakları bir el olsaydı, içinde çocukların koşuşturduğu bir ev resmi ni hiç sektirmeden çizebilselerdi, onların da kendileri için isteyebilecek bir şeyleri olacaktı.

9 Şubat 1964. Beatles, Amerikan televizyonunda canlı yayında ve Kennedy öldürüleli henüz iki ay olmuş. "I want to hold your hand" şarkısı kıtada büyük bir duygu seli yaratıyor, bu şarkı ve onu izleyen duygusal atmosfer belleklere kazınıyor. "Elini tutmak istiyorum" diyor grup, güçlü bir özlem duygusuyla. "Sana dokunduğumda içimi bir mutluluk sarıyor." Yüzeyde bir aşk şarkısı gibi görünüyor, altyazıları okuduğunuzda kederli ve bağımlı bir çocukla karşılaşıyorsunuz, uzak veya belki de olmayan bir anneyi arayan, onu çıldırasıya özleyen bir çocuk.

Hissedilmemiş çocuklar, incinmiş çocuklar. Onlar dan başarmaları bekleniyor. Rekabetçi analarının soluğu enselerinde. Kırılgan ve güvensiz egoların çığlığı: "Elini tutmak istiyorum. Ancak elini tutmakla içimin yaralarını iyileştirebilir, ancak sana dokunmakla yatışabilirim." Kendisine acıyan bir kuşağın anneyi arayışı bu şarkıda cisimleşiyor.

Dünya üzerindeki pek çok toplum, aileyi "kalpsiz bir dünyada son sığınak" olarak görür ve onun kalbi ve ruhu olarak anneyi korur, destekler ve kutlar. Modern dünyada anneliğin de tenzil-i rütbeye uğratıldığını görüyoruz. Annelik artık bıkkın, özgüveni düşük ev kadınlarının mesleğidir. Çocuk çok fazla zaman ve adanmışlık istiyor, ona verilecek zamanın maliyeti kariyer yürüyüşünde uzun bir duraklama olacaksa, kadın annelik konusunda mütereddit kalıyor.

Modern psikolojiyle birlikte annenin kadim zaman lardan farklı bir resmiyle de karşılaşıyoruz. Çocuğuyla arasındaki psişik göbek bağını kesmeye bir türlü yanaşmayan o hain gölge. Çocuğun mutsuzluk ve endişesi ona fatura edilir ve çocuklarının ruhunu emerek beslenen "vampir" anne, hedef tahtasına yerleştirilir. Bir ara o kadar ileriye gidilir ki, söz ve mesajlarıyla çocuğunu şizofren eden annelerden bile bahsedilir. Neyse ki sonraları birkaç insaf sahibi çıkmıştır da anneye iade-i itibarda bulunulmuştur. Anne çocuk için o kadar vazgeçilmezdir ki ustalardan Winnicott diye bir adam, "Bebek diye bir şey yoktur," demiştir, yani anne ve be bek vardır, tek başına bebek değil.

Çocuklar ellerine kâğıt kalem aldıklarında bir yuva, bir ev resmi çizerler. Dış dünyanın olanca karmaşıklığına rağmen ev, düzeni temsil eder. Ev, sükûnet ve huzur demektir. Ana kucağı, yorgunluk ve korkulardan kaçılıp dönülecek bir emniyet üssü, bir hayat kaynağıdır. O orada olduğu için çocuk adım atar. O kendisini beklediği için çocuk evin dışına gitmeyi göze alır. Bir hayat boyu anacığımız yanımızda olsun ve gerek duyduğumuzda elini tutabilelim isteriz. Dünyayı onun yüzünde okuruz. Küçücük bir bebekken onun hüznünden anlarız tatsız bir halde olduğumuzu, onun gözündeki ışıltılarla kendi sevinç ve coşkumuzu keşfederiz. Analarımız aynalarımızdır.

Modern dünyada birey inzivaya çekildiği, sessiz ve yalnız kalabildiği bir özel köşesi olsun istiyor. Dünya nın sağanak halinde yağan gürültüsünden kaçtığında, onu itirazsız bir sessizlikle karşılayacak bir yuvası olsun. Çocuklar ancak sığınacak bir evleri ve onları saracak bir ana kucağı varsa varlıklarını hisseder ve dünyadan bir şey isteyebilirler. Çocuğun tutacak bir el aradığı gibi, o el de hep tutacağı çocuğu arar. Hayat bir tamamlanma arzusudur.

Kemal Sayar, Yavaşla
 
Üst Ana Sayfa Alt