Enginar Yaprağı
Diğer İsimler; Cynara Scolymun
Bileşimi; Flavonalglikozitleri, tanen, cynarin,ve içinde cynoropicrin içeren acı madde, protein, karbonhidrat, yağ ve fosfor, kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum, demir, çinko gibi mineraller, A, C ve B grubu vitaminler bulunur.
Şifaları; Karaciğere zarar vermeden safra akımını arttırmaktadır.
Bu etkinin cynarinden ileri geldiği gösterilmiştir.
Ayrıca karaciğerde kan akımını arttırarak bu organın bazılarında iyileşme yi hızlandırır.
Enginar, karaciğer ve safra kesesinin çalışmasını hızlandırmak suretiyle bu organlardan kaynaklanan mide ağrılarını bulantıyı yorgunluk hissi ve karın gazlarını azaltır.
Kanda yağ seviyesini düşürür.
Hem damar sertliği hem de safra taşlarının oluşumunda yüksek kan yağları seviyesinin etkili olduğu göz önüne tutulursa, bu açıdan oldukça faydalıdır.
Yağ hücrelerinin kana geçmesini engeller.
Üre ve kolestrolu düşürür.
Kandaki şeker miktarını düşürür.
Sarılığa çok faydalı olması gibi tüm karaciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesini sağlar.
Romatizmanın da şikayetlerini giderir.
Mide ve bağırsağı temizler.
Bir bardak kaynamış suya 1 tutam atıp 15 dakika süzülmeye bırakılmalı ve günde 3 sefer e kadar içilebilir.
Asıl şifalı kısmı olan yapraklarıysa, kömeçler kesildikten sonra güneşli havalarda toplanıp gölgede kurutulmalıdır.
Kurutulmuş yaprak üzerine kaynar su dökülerek elde edilen çay, acı olmakla birlikte çok yararlıdır. Karaciğeri güçlendirir, safra akımını artırır, sindirimi kolaylaştırır, kandaki yağ oranını düşürür ve kanı temizler, cinsel isteği ve gücü artırır, idrar söktürür.
Fazla içilmesi bulantıya yol açarsa da bunun dışında başka bir yan etkisi yoktur.
Enginar yapraklarının bu şifalı etkilerinden yararlanmak için 30 gram kuru enginar yaprağı 1 litre (5 bardak) suda kaynatılıp günde 3 bardak içilir.
Ayrıca, enginar kömecinin tüylü kabuklarıyla demlenen çayla yıkanan saçlar güçlenir, canlılık kazanır.
Enginar, eski Yunan ve Roma Dönemi'nden beri bilinen ve bu dönemlerde kral sofralarının en geçerli yemeği olarak tüketilen bir sebzedir.
Enginar 15. yüzyıldan beri Avrupa'da sebze olarak değerlendirilmekte olup, 16. yüzyılda Fransa, Almanya ve İngiltere'ye yayılmış, 17. yüzyılda Amerika'ya girmiştir.
alıntı;
Diğer İsimler; Cynara Scolymun
Bileşimi; Flavonalglikozitleri, tanen, cynarin,ve içinde cynoropicrin içeren acı madde, protein, karbonhidrat, yağ ve fosfor, kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum, demir, çinko gibi mineraller, A, C ve B grubu vitaminler bulunur.
Şifaları; Karaciğere zarar vermeden safra akımını arttırmaktadır.
Bu etkinin cynarinden ileri geldiği gösterilmiştir.
Ayrıca karaciğerde kan akımını arttırarak bu organın bazılarında iyileşme yi hızlandırır.
Enginar, karaciğer ve safra kesesinin çalışmasını hızlandırmak suretiyle bu organlardan kaynaklanan mide ağrılarını bulantıyı yorgunluk hissi ve karın gazlarını azaltır.
Kanda yağ seviyesini düşürür.
Hem damar sertliği hem de safra taşlarının oluşumunda yüksek kan yağları seviyesinin etkili olduğu göz önüne tutulursa, bu açıdan oldukça faydalıdır.
Yağ hücrelerinin kana geçmesini engeller.
Üre ve kolestrolu düşürür.
Kandaki şeker miktarını düşürür.
Sarılığa çok faydalı olması gibi tüm karaciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesini sağlar.
Romatizmanın da şikayetlerini giderir.
Mide ve bağırsağı temizler.
Bir bardak kaynamış suya 1 tutam atıp 15 dakika süzülmeye bırakılmalı ve günde 3 sefer e kadar içilebilir.
Asıl şifalı kısmı olan yapraklarıysa, kömeçler kesildikten sonra güneşli havalarda toplanıp gölgede kurutulmalıdır.
Kurutulmuş yaprak üzerine kaynar su dökülerek elde edilen çay, acı olmakla birlikte çok yararlıdır. Karaciğeri güçlendirir, safra akımını artırır, sindirimi kolaylaştırır, kandaki yağ oranını düşürür ve kanı temizler, cinsel isteği ve gücü artırır, idrar söktürür.
Fazla içilmesi bulantıya yol açarsa da bunun dışında başka bir yan etkisi yoktur.
Enginar yapraklarının bu şifalı etkilerinden yararlanmak için 30 gram kuru enginar yaprağı 1 litre (5 bardak) suda kaynatılıp günde 3 bardak içilir.
Ayrıca, enginar kömecinin tüylü kabuklarıyla demlenen çayla yıkanan saçlar güçlenir, canlılık kazanır.
Enginar, eski Yunan ve Roma Dönemi'nden beri bilinen ve bu dönemlerde kral sofralarının en geçerli yemeği olarak tüketilen bir sebzedir.
Enginar 15. yüzyıldan beri Avrupa'da sebze olarak değerlendirilmekte olup, 16. yüzyılda Fransa, Almanya ve İngiltere'ye yayılmış, 17. yüzyılda Amerika'ya girmiştir.
alıntı;
Son düzenleme: