Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Er-Reddu Al'a Mubtelail Mekabir

E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ER-REDDU AL’A MUBTELAİL MEKABİR

Bismillahirrahmanirrahim

Rabbimiz! Sana tevekkül ettik sana yöneldik dönüş sanadır.(Mümtehine/4)

Dua bir İbadettir : Dua oldukça önemli bir ibadettir.Yüce Allah pek çok ayette onu özel olarak zikretmiştir.Sahih olarak rivayet edilen çok sayıdaki hadiste de Peygamber (s.a.v) onu şerefini beyan etmiştir.Duanın konumunun önemi hakkında gelen delillerden bazıları şunlardır.

حدثنا محمد بن بشار حدثنا بن أبي عدي قال أنبأنا جعفر بن ميمون صاحب الأنماط عن أبي عثمان النهدي عن سلمان الفارسي عن النبي صلى الله عليه وسلم قال إن الله حي كريم يستحي إذا رفع الرجل إليه يديه أن يردهما صفرا خائبتين قال أبو عيسى هذا حديث حسن غريب وروى بعضهم ولم يرفعه

Selman el-Farisi’nin rivayet ettiği hadiste Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Allah çok haya sahibi ve çok cömerttir.Kişi ellerini O’na doğru kaldırıp dua ettiği zaman onları boş çevirmekten haya eder.(Tirmizi (3556) Ebu Davud Salat (27) İbn Mace Edep (17) İsnadı Sahihtir.

حدثنا أحمد بن منيع حدثنا مروان بن معاوية عن الأعمش عن ذر عن يسيع عن النعمان بن بشير عن النبي صلى الله عليه وسلم قالالدعاء هو العبادة ثم قرأ { وقال ربكم ادعوني أستجب لكم إن الذين يستكبرون عن عبادتي سيدخلون جهنم داخرين } قال هذا حديث حسن صحيح وقد روى منصور عن الأعمش عن ذر ولا نعرفه إلا من حديث ذر هو ذر بن عبد الله الهمداني ثقة والد عمر بن ذر
Numan b.Beşir (r.a) den rivayete göre Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Dua ibadettir.Sonra Mü,min süresi 60 ayetini okudu: Ama Rabbiniz buyuruyor ki: Bana dua edin duanızı kabul edeyim.Şüphesiz ki bana kulluk etmekten ululuk taslayarak çekinenler aşağılık bir halde Cehenneme girecekler.(Tirmizi (3372) Tirmizi Bu hadis hasen sahihtir.

Yüce Allah subhanehu ve Teala Kur’an-ı Kerim’de duayı ibadet olarak isimlendirmiş ve şöyle buyurmuştur:

Rabbimden bana apaçık belgeler geldiği içindir ki ben sizin Allah’tan başka yalvarıp yakardığınız şeylere tapmam bana yasaklandı.(40/Ğafir/66)

Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin karşılık vereyim.Bana ibadet etmeye tenezzül etmeyenler aşağılanmış olarak cehenneme girecekler.(40/Ğafir/60)

Yüce Allah her iki ayette de duadan ibadet diye söz etmektedir.Bu onun öneminin büyüklüğünün bir delilidir.

Yine Yüce Allah şu ayetinde görüldüğü gibi duayı din olarak da isimlendirmiştir.

Gemiye bindiklerinde (bir tehlikeyle karşılaştıkları zaman) dini Allah’a has kılarak yalnız O’na yakarırlar Onları kurtarıp da karaya çıkardığında ise hemen O’na eş koşarlar.(29/Ankebut/65)

Allah subhanehu ve Teala bu ayette dini duadan bedel kıldı ve onu belirlilik ifade eden elif lam takısıyla marife yaptı.Bu duanın din olduğuna dalalet eder.Din olan şey İbadettir.

Rabbinize yalvara yalvara gizlice için için dua edin (7/A’raf:55)

Peygamber (s.a.v) de duayı emretmiştir.Nitekim şöyle buyurur:Rüküda Rab azze ve celle’yi tazim edin.Secdelerde dua etmeye çabalayın.Çünkü secdelerdeki duanız sizin için kabule daha layıktır.(Müslim (479)

Şeyh Abdullah Eba Butayn rahimullah şöyle der:Bütün alimlere göre Allah’ın amrettiği her şey ya vacip veya müstehap bir ibadettir.Kim kulun Rabbine duası ibadet değildir derse o sapık hatta kafirdir.(Tesisiu’t-Takdis fi Keşfi Telbisi Davud b.Cercis.s.127)

SADECE ALLAH’A DUA EDİLMESİ EMRİ VE O’NDAN BAŞKASINA DUA EDİLMESİNİN YASAKLANMASI

Kur’an ve Sünnet sadece Allah’a dua edilmesini emreder ve O’ndan başkasına dua edilmesini kesin bir şekilde yasaklar.Bu emir ve yasağın geçtiği buyruklardan bazıları şunlardır:

Rabbinize yalvara yalvara gizlice için için dua edin.(7/A’raf:55)

(Onlar mı daha hayırlı) yoksa kendisine dua ettiği zaman darda kalana yardım eden sıkıntıyı gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri yapan mı.Allah ile birlikte başka bir ilah öylemi.Ne kadar az düşünüyorsunuz(Neml:62)

(Ey Resül) Kullarım sana beden sorarlarsa ben şüphesiz onlara yakınım.Bana dua edenin dua ettiği zaman duasını kabul ederim.(Bakara:186)

Allah’tan O’nun lütfunu isteyin (Nisa:32)

Şeyh Abdurrahman b.Kasım rahimullah şöyle der:

Sadece Allah’a dua etme konusu Kur’an da çeşitli şekillerde üç yüz defa zikredilmiştir.Bazen onu emreden bir kalıpla zikretmiştir Mesela:

Bana dua edin size karşılığını vereyim.(Ğafir:60)

Dini yalnızca O’na has kılarak Rabbinize dua edin.(Araf:29)

Bazen yasaklama kalıbıyla zikretmiştir Mesela:

Allah’ın yanı sıra başkalarına dua etmetin/yalvarıp yakarmayın.(Cin:18)

Bazen tehditle birlikte zikretmiştir Mesela:

Allah ile birlikte başka bir ilaha yalvarma;aksi halde azab görenlerden olursun.(Şuara:213)

Bazen ulühiyyete ve ibadet edilmeye O’nun layık olduğu anlatılırken zikredilmiştir Mesela:

Allah ile birlikte başka bir ilaha yalvarma/dua etme.O’ndan başka hak ilah yoktur.(Kasas:88)

Bazen dua edeni ayıplama anlamına gelen bir hitap içinde zikretmiştir Mesela:

Allah’ın dışında sana fayda ve zarar vermeyecek olan varlıklara dua etme.(Yunus:106)

Bazen haber verme ve araştırma anlamına zikretmiştir.

Deki. Hiç düşündünüz mü Allah’tan başka dua ettiklerinizi.Gösterin bana onlar yeryüzünde neyi yaratmışlar.Yahut onların göklerde bir ortakları mı var.(Ahkaf:4)

Deki: Allah’tan başka kendileri hakkında batıl zanlar beslediğiniz o kimselere istediğiniz kadar yalvarın.Onlar ne göklerde ne de yerde zerre ağırlığınca bir şeye bile güç yetiremezler.(Sebe:22)

Bazen duanın ibadet olduğunu ve Allah’tan başkasına duanın Şirk olduğunu açıklama makamında zikretmiştir Mesela:

Allah’ı bırakıp da kıyamete kadar kendisine cevap veremeyecek kimseye dua edenden daha şaşkın ve sapkın kim vardır.İnsanlar (Allah’ın huzurunda) toplandıklarında dua edilenler dua edenlere düşman kesilecekler ve kendilerine yapılan ibadeti reddedecekler.(Ahkaf:5/6)

Sizden ve sizin Allah’tan başka yalvardıklarınızdan uzaklaşıyor ve Rabbime yalvarıyorum.Rabbime yalvarmakla gayretleri boşa gitmiş bir kimse olmam İbrahim onlardan ve Allah’tan başka ibadet ettikleri şeylerden ayrılınca ona İshak ve Yakup’u bağışladık ve hepsini de peygamber yaptık.(Meryem:48/49)

Hadiste Dua ibadetin ta kendisidir buyrulmuştur.Bu hadis Tirmizi ve diğer hadisçiler sahih olarak nitelendirirler.Bu hadiste hasr ifade etmesi için bir arazamiri getirilmiştir ve habere lam ile marifelik kazandırılmıştır.Yani anlam şöyle olur:İbadet duadan başka bir şeydeğildir ve dua ibadetlerin en büyüğüdür.Allah Teala duada kendisine başka birinin ortak koşulmasını kesin olarak yasaklamıştır.Hatta Peygamberi (s.a.v) hakkında şöyle buyurmuştur:

De ki Ben sadece Rabbime ibadet ediyor ve hiç kimseyi O’na ortak koşmuyorum.(Cin,20) O kendisine ortak koşulmasını asla affetmeyeceğini haber vermiştir.(es-Seyfu’l-Meslül ala Abdi’r-Rasul s.131-132)

Sadece Allah’a dua edilmesinin farz olduğunun delillerinden birisi de İbn Abbas (r.a)’in Peygamber (s.a.v)’den rivayet ettiği şu hadistir: İstediğin zaman Allah’tan iste yardım dilediğin zaman Allah’tan yardım dile.(Tirmizi (2516) Ahmed (1/303) Bu hadis el-Elbani’nin es-Sahihu’t-Tirmizi’sinde (2516) numaralı hadistir.

Eğer Allah’tan başkasından istemek caiz olsaydı Rasülullah (s.a.v) Benden isteyin yardım dilediğiniz zaman da benden yardım dileyin buyururdu.Bilakis amcasının oğluna irşad ve tebliğde bulundu ve sadece Allah’tan istemesini ve sadece O’ndan yardım dilenmesini tavsiye etti.

Yine Rasülullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Sizden biriniz temenni ettiği zaman çok şeyler temenni etsin.Çünkü o sadece Rabbinden istemektedir.(Abd b.Humeyd el-Müntehab (1494) İbn Ebi Şeybe (29360) el-Elbani bunun sahih olduğunu söyledi es-Silsiletü’s-Sahiha (1266)

Abdullah b.Ömer (r.a) anlatıyor:

Ben her işimde Allah’a dua ederim.Hatta bineğimin yürüyüşünü açmasına kadar Allah’a dua ederim.Bu duanın bana büyük bir huzur verdiğini anlarım.(Buhari Edebu’l-Müfred.s.263.no:643)

Göklerde ve yerde olanlar hep O’ndan isterler.(Rahman,29)

İbn Sa’di rahımullah şöyle der: Yani Allah Teala yarattıklarından hiç birine muhtaç değildir.O çok cömerttir ve çok kerem sahibidir.Bütün yaratılmışlar O’na muhtaçtırlar.Bütün ihtiyaçlarını halleri ve sözleriyle O’ndan isterler.Göz açıp kapayacak kadar hatta daha az bir süre bile O’na muhtaç olmamaları düşünülemez.

ALLAH’TAN BAŞKASINA DUA ETMENİN BATIL OLDUĞU HAKKINDA DÖRT MESHEBİN ALİMLERİNDEN VE DİĞERLERİNDEN GELEN BİLGİLER

Allah Teala Kur’an’ın iki yerinde kendisinden başkasına dua etmeyi batıl bir dua olarak nitelendirmiştir.Birincisi şu ayettir:

Bu böyledir çünkü Allah hakkın ta kendisidir.O’ndan başka tüm yalvardıkları ise sadece batıldır.(Hac,22)

İkincisi de şu ayettir:

Bu ancak Allah’ın hak olmasından ve onların yalvardıkları diğerlerinin batıl olmasından dolayıdır.(Lokman,30)

Derim ki: Dört mezhebin alimleri ve diğer alimler Allah’tan başkasına dua etmenin büyük şirk olduğunda ve sahibini İslam dininden çıkardığında icma etmişlerdir.Onlar mezheplerin bütün kitaplarında mürtedin hükmü bölümlerinde buna hükmetmişlerdir.Genel anlamda ibadeti özel anlamda duayı sadece Allah’a tahsis etmek İslam’ın zorunlu olarak bilinen temel hükümlerindendir.Alimlerden hiçbiri bu konuda muhalefet etmemiştir.Müslümanların icmaı ise bir hücettir/delillerdir.Nitekim Rasülullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

Allah benim ümmetimi sapıklık üzerinde birleştirmez.Allah’ın eli cemaat ile birliktedir.(Tirmizi (167) İbn Ömer’den rivayet etti.Hakim el-Müstedrek (392-397) Hakim bu hadisten sonra Ehl’i-Sünnet’in bu kaide üzerinde icma ettiklerini ve bunun İslam’ın kaidelerinden olduğunu anlatmıştır.

Şeyh Abdurrahman b.Kasım şöyle der: Bir fiili yasaklayıcı ve ona karşı uyarıcı failini küfürle nitelendirici ve ebedi cehennemle tehdit edici naslar içinde Allah’tan başkasına dua etmek hakkında gelen naslar gibi nasların geldiği başka bir küfür ve mürtedlik çeşidi bilmiyoruz.O halde Kitap ve Sünnet’i hakem edinmeye ve ümmetin icmaına uymaya engel olan nedir.Bu mesele müstakil eserlere konu olmuştur.Birden fazla ilim adamı tarafından bu konuda icma olduğu haber verilmiş ve bunun İslam’ın zorunlu olarak bilinen esaslarından olduğu zikredilmiştir.(es-Seyfu’l-Meslul ala Abdi’r-Rasul,s.24)

۞Hanifilerin bu konudaki söyledikleri:

Şeyh Kasım Dureru’l-Bihar’da şöyle der: Halktan pek çok kimsenin bazı Salih kişilerin kabrinin başına gelerek: Ey Efendim Eğer kaybettiğim şeyi bulursam veya hastam şifaya kavuşursa veya ihtiyacımı giderebilirsem senin için şu kadar altın vereyim veya şu kadar yütecek dağıtayım veya şöyle şöyle mum yakayım diye adakta bulunmaları şu sebeblerden dolayı icma ile batıldır/geçersizdir:

Birincisi:Yaratılmış için adakta bulunmak caiz değildir.

İkincisi: Bu ölmüş gitmiş bir kişinin bir şey yapabileceğini zannetmektir…Özellikle Şeyh Ahmed el-Bedevi’nin doğum günlerinde insanlar bu tür saçmalıkları yapmaktadırlar..Şeyh Kasım’ın sözleri burada bitti.

Şeyh Muhammed Abid es-Sindi Tevaliu’l-Envar Şerhu Tenviru’l-Ebsar Mea’d-Dürri’l-Muhtar isimli eserinde şöyle demektedir:

Bir kimse: Ey şu kabrin sahibi Benim ihtiyaçımı gider veya bunu Allah’tan iste veya Allah katında benim için şefaatçi ol diyemez.Fakat şöyle der:Ey hükmünde hiç kimse ile ortak olmayan (Allah’ım) Benim şu ihtiyacımı gider.

Şeyh Sun’ullah b.Sun’ullah el-Halebi el-Hanefi şöyle der: Evet şimdi Müslümanlar arasında evliyanın hayatlarında ve öldüklerinde tasarruf ettiklerini iddia eden topluluklar ortaya çıktı.Bunlar bela ve musibetlerde velilerden medet beklerler ihtiyaçların onlar vasıtasıyla ortadan kalkacağına inanırlar.Bu sebeble onların kerametlerine istidlal ederek kabirlerine giderler ve ihtiyaçların giderilmesi için onlara seslenirler.Bu içinde aşırılık bulunduğu gerçeği haber veren Yüce Kitabı devre dışı bıraktığı imamların akidelerine ve bu ümmetin icmaına muhalefet ettiği için helake ve ebedi azaba götüren bir sözdür.Allah Teala indirdiği Kitabında şöyle buyurmaktadır.

Her kim kendisi için doğru yol apaçık belli olduktan sonra Peygambere muhalefet eder ve müminlerin yolundan başka bir yola tabi olursa onu girdiği yolda bırakır ve cehenneme sokarız.Orası ne kötü bir yerdir.(Nisa,115) Seyfullahi ala men Kezebe ala Evliyaillahi,s.13-16 neşreden Medaru’l-Vatan li’n-Neşr)

Son dönem Hanifi alimlerinden İmam Ahmed er-Rumi Şeyh Seccan Bahş el-Hindi Muhammed b.Ali et-Tehanevi Muhammed İsmail ed-Dehlevi ve Şeyh Ebu’l-Hasan en-Nedvi de böyle söylemiş ve bu konuda şiddetli tepki göstermişlerdir.(İçinde Allah’tan başkasına dua eden kimseyi ayıpladıklarının zikredildiği kaynaklar için bak:el-Mecmüu’l-Müfid fi Nakzi’l-Kubirriyeti ve Nusrati’t-Tevhid,s.412-418)

Şeyh Şemsüddin el-Afğani’nin Kabirperestlerin akidelerinin batıllığı konusunda Hanifi alimlerinin sözlerini topladığı büyür bir eseri vardır.Suhüdu Ulemai’l Hanifiyyeti fi İbtali Akaidi’l-Kuburriyye diye isimlendirdiği üç ciltlik bu eser ile doktara unvanını elde etmiştir.

۞Malikilerin bu konudaki söyledikleri:

Ebu Bekir et-Turtişi el-Havadisu ve’l-Bideu isimli kitapta zat’ı envat diye isimlendirilen ağaçla ilgili hadisi zikrettikten sonra şöyle der:Allah sana merhamet etsin nerede bir sedir ağaçı veya insanların tazimle yöneldikleri hastalarına şifa umdukları ve çivi çakıp çaput bağladıkları bir ağaç bulursan bil ki o hadiste sözü edilen zat’ı envat’tır onu kesin (s.39,Neşreden Daru İbni’l-Cevzi)

۞Şafiilerin bu konudaki söyledikleri:

İbn Hacer eş-Şafii Şerhu’l-Erbein en-Nevevi’de şöyle der: Kim Allah’tan başkasına dua ederse kafirdir.(Şevkani bunu ondan ed-Durru’n-Nazid’de nakleder)

Şam muhaddisi İmam Ebu Şame el-Bais ala İnkari’l-Bidei ve’l-Havadis isimli kitapta şöyle der: Fakat biz bu bölümde İslam şeriatını bir tarafa atan ve fıkıhçı din alimlerinin izinden gitmeyi terk eden cahil halkın içine düştükleri durumu açıklayacağız:

Bu kendilerini derviş olarak nitelendiren kimselerin yaptıkları bir şeydir.Onlar aslında iman fakiridirler.Çünkü yabancı kadınlarla içli dışlı olurlar onlarla baş başa kalırlar şeyhlerine inanırlar…Bu ve benzeri tarikatlar ortaya çıkan putperestlik ve diğer küfür çeşitlerinin temelini teşkil ederler.Duvarlara ve direklere el sürmeyi ve her beldede birtakım özel yerlerde kandiller yakmayı şeytanın halka cazip göstermesi gibi halk arasında yaygın musibetler de bu kısma girer.Buralarda birisi rüyasında meşhur bir Salih veya veliyi gördüğünü halka anlatır (insanlar da onun kabrini kandillerle donatırlar ve türbesinin duvarlarına ve direklerine ellerini sürerler) Bu mekanları kalplerinde büyütür saygı gösterirler onlara adaklar adayarak hastalarına şifa vereceğini ve ihtiyaçlarının karşılanacağını umarlar.Bunlar Dimeşk şehrinde ve pınarlar ağaç ve duvar arasındadır.

Sonra Ebu Şame rahimullah Rasülullah (s.a.v)’den sahih bir yolla gelen şu hadisi nakletti:Beraberindeki kimseler ona (Bizim için de bir zat-ı envat belirle) dedikleri zaman Rasülullah (s.a.v) onlara şöyle buyurdu:

Subhanallah! İşte bu söylediğiniz Musa’nın kavminin söylediği şu söz gibidir: (Ey Musa! Bizim için onların ilahlarına benzer bir ilah belirle) Canım elinde tutan Allah’a yemin olsun ki sizden öncekilerin yollarını izleyeceksiniz.(Araf,138) (Tirmizi (2180) Ebu Vakid el-Leysi’den rivayet etti lafız onundur.Ahmed (218/5) el-Elbani Sahihu’t-Tirmizi’de bu hadisin sahih olduğunu söyler.(el-Bais ala İkrari’l-Bidei ve’l-Havadis.s.34-35 Özetlenerek iktibas edilmiştir.Neşreden Daru’l-Müeyyed)

Büyük alim İmam Ahmed b.Ali el-Makrizi el-Mısri eş-Şafi şöyle der: Ümmetlerin içine düştükleri şirk iki çeşittir.Ulühiyyet şirki ve rububiyyet şirki.Ulühiyet şirki başka bir ifade ile ibadette şirk.Müşriklerin içine düştükleri şirk ulühiyyet şirkidir.Bu putlara tapanların meleklere tapanların cinlere tapanların ve diri olsun ölü olsun şeyhlere Salihlere ve velilere tapanların şirkidir Onlar:

Bizim onlara ibadetimiz sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar(*) diyedir. Derler.Yani Allah katında bize şefaatçi olsunlar ve Allah’a yakınlıkları ve kerametleri sebebiyle bizi de yakınlığa ve keramete ulaştırsınlar diye tapıyoruz derler.Nitekim dünyada melikin yardımcılarına ve özellikle akrabalarına hizmet edenlerin de melikin ikramına ve yakınlığına nail oldukları bilinmektedir.İlkinden sonuncusuna kadar ilahi kitapların tamamı bu görüşün batıl olduğunu söyler onu reddeder kötüler ve onların Alah düşmanı olduklarına hükmeder.İlkinden sonuncusuna kadar bütün peygamberler bu konuda ittifak etmişlerdir.Allah Teala önceki ümmetlerden kimi helak etmişse bu tür şirk sebebiyle helak etmiştir.(*)(Zümer.2) (Tecridu’t-Tevhidu’l-Mufid.s.52-53 Tahkik Ali b.Muhammed İmran neşreden Dau Alemi’l-Fevaid)

۞Hanbelilerin bu konuda söyledikleri:

Şeyh Takıyuddin İbn Teymiyye rahımullah Hariciler hakkındaki hadis zikredilince şöyle der:

Rasülullah (s.a.v) zamanında ve onun halifeleri zamanına İslam’a intisap edip de çok ibadet etmesine rağmen dinden çıkan kimseler olduğuna göre demek ki İslam’a ve Sünnet’e intisap eden kimse de bazen dinden çıkabilir.Bu çeşitli şekillerde olur.Bunlarda birisi Allah’ın kötülediği şeylerde aşırı gitmektir.Mesela Şeyh Adiy gibi bazı şeyhler hakkında aşırı gitmek Ali b.Ebi Talib hakkında aşırı gitmek Mesih hakkında aşırı gitmek buna örnektir.Bir Peygamber veya Salih bir kişi hakkında aşırı giden ve onu bir tür ilah haline getiren herkes müşriktir.Mesela (Ey efendim bana yardım et veya beni kurtar veya sen bana yetersin) demesi gibi Allah’ı bırakıp ona dua etmesi bir şirktir ve sapıklıktır bunu diyen kimsenin tevbe etmesi istenir.Tevbe etmezse öldürülür.Çünkü Allah Teala peygamberleri insanlar sadece kendisine ibadet etsinler ve O’nunla beraber başka ilahlar edinmesinler diye göndermiştir.Allah ile beraber melekleri veya Mesih’i veya Uzeyr’i veya Salihleri veya başka birini ilah edinenler bunların yaratıcı ve rızık verici olduğuna inanıyor değillerdi bunlar sadece dua ediyorlar ve Bunlar bizim Allah katındaki şefaatçilerimizdir diyorlardı.Allah peygamberler gönderdi artık ister ibadet duası olsun ister isteme duası olsun Allah’tan başka birine ibadet edilmesi işi sona erdi.(er-Rasaletu’s-Seniyye’den özetlenerek alınmıştır.Mecmuu’l-Fetava (3/363-430)’da tam olarak yer almaktadır Yukarıda nakledilen sözler 383-400 sayfalar arasından özetlenmiştir)

Yine Şeyh Takıyüddin (İbn Teymiyye) şöyle der: Müslümanların alimlerinden hiçbiri Allah’tan yardım istenilen hiçbir şeyde yaratılmışlardan herhangi birinden ne bir peygamberden ne bir melekten ne de bir veliden ne de başka birinden yardım istenebileceğini söylememiştir.Üstelik bunun kesin olarak caiz olmadığı İslam dininde bilinmesi zorunlu olan şeylerdendir.(Mecmuu’l-Fetava s.103)

Yine O şöyde der: Kim ölülerden herhangi birinin bu ister Nefise olsun isterse başka bir ölü olsun korkanı himaye ettiğini hapsedileni kurtardığını söylerse ki bunlar birer ihtiyaçtır bunu söyleyen kimse sapık ve müşriktir.Çünkü Allah koruyup gözetendir O korunmaya muhtaç değildir.İhtiyaçlar için Allah’a müracaat edilir.Bunun yolu ihlas ve samimiyetle Allah’a dua etmektir.Nitekim Allah Teala şöyle buyurmuştur:

(Ey Rasul) Kullarım sana benden sorarlarsa ben şüphesiz onlara yakınım.Bana dua edenin dua ettiği zaman duasını kabul ederim.(Bakara,186) Allah en iyi bilendir.(Mecmuu’l-Fetava (27/490)

Yine Şeyhulislam İbn Teymiyye şöyle der: Kim melekleri ve peygamberleri aracı kılar da onlara dua ederse ve günahlarının affını kalplerin hidayetini sıkıntılarının giderilmesini ve ihtiyaçların giderilmesini onlardan istemek gibi birtakım faydaların celbini ve zararların def edilmesini onlardan isterse böyle bir kimse Müslümanların icma’ıyla kafirdir.(Mecmuu’l-Fetava (1/124)

İmam Ebi’l-Vefa Ali b.Akil en-Hanbeli rahımullah şöyle der: Kabirlere tazimde bulunan ihtiyaçları için ölülerden yardım isteyen ve Ey Efendim ey Abdülkadir Benim için şunu yap diyen kimse bu haliyle kafirdir ölülere dua eden ve ihtiyaçları için onlardan yardım isteyen kimse kafirdir.

Yine İbn Akil el-Fünun’da şöyle der: Yükümlülükler cahillere ve avam takımına zor gelince şer’i davranışları bırakıp kendi uydurdukları davranışlara yönelirler.Bu onlara daha kolay gelir.Çünkü onlar bununla başkalarının emri altına girmemiş olurlar.Bana göre onlar bu davranışlarıyla kafirdirler.Mesela kabirlere tazimde bulunmak ihtiyaçlar için ölülerden yardım istemek bir kağıt parçasının üzerine (Ey efendim Benim için şunu şunu yap) diye yazmak veya Lat ve Menat’a tapanları örnek alarak ağaçlara çaput bağlamak gibi şeyler küfürdür.

Şeyh Abdullah Eba Butayn rahımullah şöyle der:

Kadı Ebu Ya’la’nın fetvaları arasında şu fetvayı gördüm (Ey Muhammed ey Ali) diyen kimsenin durumu sorulunca şöyle dedi: Bu caiz değildir.Çünkü her ikisi de ölmüştür.(Tesisü’t-Taks fi Keşfi Telbisi Davud b.Cercis,s.147)

Şeyh Abdullatif b.Abdirrahman b.Hasan rahımullah büyük şirki irtikap edenlerin Allah’ın ayetlerini ve peygamberlerini veya kendisine delil getirildikten ve delil muteber bir yolla kendisine ulaştıktan sonra bunlardan herhangi birini inkar edenlerin tekfir edilmesinde Müslümanların icma ettiklerini zikretmiştir.Mesela Salihlere ibadet eden ve Allah ile birlikte onlara da dua eden ve yaratıklarının hak etmedikleri ibadetler ve ilahlıkta onları Allah’a denk kılan kimse kafir olur.Şeyh Abdullatif ehli ilim ve iman arasında bu konuda icma olduğunu söyledi ve şöyle dedi: Taklit edilen mezheplerin mensuplarından her bir topluluk bu meseleye kitaplarında büyük bir bölümü ayırıp müstakil olarak ele aldılar orada bu meselenin hükmünü ve dinden çıkmayı gerektiren şeyleri ve bunun sonuçlarını zikrettiler ve bunun şirk olduğuna hükmettiler.İbn Hacer de el-İ’lam bi Kavatu’l-İslam isimli kitabında bu meseleyi müstakil olarak ele almıştır.(ed-Düreru’s-Seniyye 81/467-468)

Şevkani ed-Durru’n-Nazid isimli kitabında şöyle der: Asıl bela ve musibet sözünü ettiğimiz salt tevessülün ver bir kimseyi şefaatçi edinmenin ötesinde bir şeydir.Bu halktan bir çok kimsenin ve havastan bazılarının mezarda yatan ölüler ve Salih oldukları bilinen diriler hakkında ancak Allah’ın güçünün yettiği şeylere onlarında güçlerinin yettiğine ve sadece Allah’ın yapacağı şeyleri onların da yapanileceğine inanır hale gelmeleridir.Hatta kalplerinde gizledikleri şeyleri onların dilleriyle söylediğine bile inanırlar.Sonunda bazen Allah ile beraber bazen müstakil olarak onlara dua ederler onlara isimleriyle seslenerek yardım isterler.Fayda ve zarar vermeye gücü yeten kimseye gösyerdikleri saygıyı onlarada gösterirler.Namaz ve dua için Rablerinin huzuruna durdukları zaman gösterdikleri tevazu ve huşuya ilave bir huşu ve tevazuu onlara gösterirler.Bu bir şirk değilse biz şirkin ne olduğunu hiç bilmiyoruz demektir.Eğer bu bir küfür değilse dünya da hiç küfür yok demektir.(s.22-23 tahkik:Muhammed el-Halebi Daru’l-Feth eş-Şerika)

Şeyhlerin ruhlarından yardım dilemeye gelince-tıpkı cahiliye dönemi insanlarının kendi ilahları hakkında dedikleri gibi-pek çok kimse-şeyhlerinin gaybi bir otoriteye sahip olup onunla nefislerde ve kainatta tasarruf ettiğine Allah ile kulları arasında vasıta olduğuna ve istedikleri takdirde kendilerini yüksek mertebelere çıkarıp Allah’a yaklaştıracaklarına inanmak suretiyle dalalete düşmüştür.(el-Menar Reşid Rıza)

Ne Hz Peygamber ne de ondan önce geçmiş peygamberlerden herhangi biri meleklerden peygamber ve Salihlerden-ölümlerinden sonra veya hazır bulundukları sırada-bir şey istemeyi ve onlardan şefaat dilemeyi şeriat kılmamıştır.Mesela onlardan hiçbiri Ey Allah’ın melekleri Allah nezdinde bize şefaatçı olun Allah’tan bize yardım etmesini rızık vermesini veya bizi hidayete erdirmesini dileyin dememiştir.Yine hiçbiri ölen peygamberlerden ve salih kullardan Ey Allah’ın nebisi Ey Allah’ın dostu Bizim için Allah’a dua edin Bizi bağışlaması için Allah’tan bizim adımıza istiğfar dileyin dememişlerdir.(et-Tevessül ve-l-Vesile.s.19)

Sallallahu Teâla alâ Muhammedin ve alâ A'lihi ve Sahbihi ecmaîn.

VE'L- HAMDÜ Lİ'LLAHİ RABBİ'L ALEMİN
 
G Çevrimdışı

güle sevdalı

Üye
İslam-TR Üyesi
Peygamber (s.a.v) de duayı emretmiştir.Nitekim şöyle buyurur:Rüküda Rab azze ve celle’yi tazim edin.Secdelerde dua etmeye çabalayın.Çünkü secdelerdeki duanız sizin için kabule daha layıktır.(Müslim (479)

Peki bu dua nasil olmalidir? Sunnette gecmeli midir yoksa istedigimiz gibi dua edebilir miyiz?
Bu konuda bilgim yok denecek kadar az aydinlatirsaniz sevinirim ... :)
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Hureyre (r.a)’den Aişe (r.a) şöyle dedi: Bir gece Rasülullah’ı yatakta kaybettim Bunun üzerine kendisini araştırmaya başladım Derken kendisini mescidde iki ayakları dikilmiş olarak secde halinde iken elim ayaklarının altına değdi O sırada şu duayı okumakta idi:

اللهم! أعوذ برضاك من سخطك. وبمعافاتك من عقوبتك. وأعوذ بك منك. لا أحصى ثناء عليك. أنت كما أثنيت على نفسك .

Allahumme ! euzu bi rıdake min sahatike . Ve bi mu’afatike min ukubetike . Ve euzu bike minke la uhsi senaen aleyke, ente kema esneyte ala nefsike.

Ey Allah’ım ! Senin ğadabından rızana sığınırım. Ukubetinden affına sığınırım. Hasılı senden sana sığınırım. Sana karşı layık olduğun gibi tam sena ve medih-lerini ta’dad edemem. Sen kendini nasıl sena ettiysen öylesin (Müslim:2.c no:486)

لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيراً

( Andolsunki Allah ın Resulünde sizin için, Allah’ı ve Ahiret gününü umar olanlar ve Allah’ı çok zikreden kimseler için pek güzel bir örnek vardır.(Ahzab/21)

İmam el-Hafız es-Sevri rahımullah şöyle der: Sünnete uygun olmadıkça sadece söz ve amel ve niyet de caiz değildir.(el-Lalekai Şerhu Usülu İ’tikadi Ehl’s-Sünne 1/170 (314) İbn Batta el-İbane 1/333 (190)

Yaptığımız ameller Kitap ve Sahih sünnete uygun olmalıdır.


 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt