Erkeğin Hanımına Karşı olan Vazifeleri ve Mesuliyetleri Nasıl Olmalıdır?
Hamd Alemlerin Rab'bı olan Allah'a, salat ve salam Onun Rasulüne, aline, ashabına ve kıyamet gününe kadar O'na ihsanla tabi olanların üzerlerine olsun. -Amin-
"Sizin kadınlarınız üzerenizde elbette hakkınız vardır ve kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır." (Tirmizi, 1083, 3012)
Bundan önceki yazımızda kadının eşine karşı olan görevlerini görmüştük. Bu yazımızda erkeğin hanıma olan sorumlulukları ve görevleri üzerinde duracağız inşAllah. Hadistede görüldüğü üzere erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi kadınında erkek üzerinde hakları vardır. Yani evlilik sadece kadının itaat etmesinden ibaret değildir..
Erkeğin görevleri hususunda genelde bilinen iki şey vardır. Bunlar: Evinin rızkını temin etmek, Hanımının zaruri ihtiyaçlarını karşılamaktır. Oysa erkeğin görevleri sadece bunlarla sınırlı değildir. Elbette bunlar yapılması zaruri olan yapılmadığı taktirde günaha girilebilecek hususlardır. Yanlız evliliği ayakta tutacak, güzel devam etmesini sağlıyacak görevler vardır ve bunlar genelde erkek tarafından pek kabul edilmek istenilmeyen veya gereksiz gözüyle bakılan görevlerdir. Aslına bakılacak olursa, bu görevleri çoğu erkek bilmez dahi.
Bunların birkaçını sıralayacak olursak;
-Hanımına karşı iyi muamelede bulunması,
-Onun için temiz, güzel giyinip kokular sürünmesi,
-Zamanın bir kısmını onunla geçirip, ilgilenmesi,
-Onu İslam'i Kültürü ile en güzel şekilde eğitmesi,
-Hanımının kendisine itaat etmesinin farz olduğunu bildiği halde, onun yapamıyacağı veya istemediği şeyleri zorla yaptırmaması,
-Anlayışlı ve güler yüzlü olmasıdır (vs)
Erkek evin emiri ve yöneticisidir. Eve çıkan girenden haberdardır. Ailesini gözetler, korur ve ancak onun izni dogrultusunda hareket edilir. Emir sahibi erkek oldugu için evliliğin büyük sorumlulukları onun omuzlarındadır. Çünkü o evin yöneticisidir. Bir diğer deyişle evde sözü geçendir. Bu durumda ona büyük iş düşmektedir. Emir sahibi olduğu için ailesini İslam'a göre eğitip bu istikamette yetiştirebilme gücüne sahiptir.
Bilindiği gibi erkek ve kadın arasındaki tek fark kadının duygusal, zayıf olması, erkeğinde dayanıklı ve güçlü olmasıdır. bunun dışında yaratılış gereği aralarında bir farklılık yoktur. Allah cc. erkeği kadının emiri olarak seçmiştir ve kadının da emirine itaat etmesini farz kılmıştır. İşte kadın ve erkek Allah'ın bu nizamına bağlandıkları sürece aile kurumunun yıkılması imkansız olur. Yıkılmasının en büyük sebeblerinden biri kadının emirine itaat etmemesi oldugu gibi aynı zamanda erkeğinde kadının doğasını (yaratılışını), yapısını anlamaması ve erkeğin yaratılışından farklı oldugunun bilincinde olmamasıdır.
Allah cc., Rasulü aracılığıyla kadınların nasıl varlıklar olduğunu tafsilatlı bir şekilde açıklamıştır ki, erkek bunları ögrensin ve hanımına karşı davranışlarda dikkatli olsun.. Bakın Allah Rasulü kadınları doğasını nasıl anlatıyor:
Ebu Hurayra r.a.'dan rivayetle Allah'ın Rasulu şöyle buyuruyor:
"Kadınlara iyi davranmızı tavsiye ediyorum; vasiyetimi tutunuz! Zira kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiklerinin en eğri olanı en üstte olandır. Eğer o eğriliği tamamen yok etmek istersen onu kırarsın. Eğer olduğu gibi bırakırsan bu kez de tamamen eğri kalır. Öyle ise bu durumda kadınlara sürekli iyi tavsiyelerde bulunun." (Buhari 3084, Müslim 2671)
"Şüphesiz kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Hep seni hoşnut edecek şekilde davranamaz. Eğer ondan faydalanmak istersen bu haliyle faydalanabilirsin. Şayet doğrultayım dersen kırarsın. Kadının kırılması da boşanmasıdır." (Müslim, Rada' 59)
Bu ve bunlara benzer bir çok hadiste kadının yaratılışı açıklanmıştır. Kadın hamile olur, doğum sancısı çeker ve çocuğunu yetiştirir. Bu yüzden Allah cc. kadını çok duygusal ve merhametli yaratmıştır. Böylece hiç bıkmadan, usanmadan hamile kalabilsin ve herşeye rağmen çoçuklarını sabrla yetiştirebilsin. Kadınlar duygusal ve merhametli oldukları için herşeye çok çabuk kırılır ve üzülürler. Bir olay karşısında hemen duygularına kapılırlar ve çogu zaman aklı devreden çıkartıp duyguları ile haraket ederler. Bu yüzden erkek evlenmeden önce kadının nasıl bir varlık olduğunu iyi araştırmalı ki kale sağlam ayakta kalabilsin..
Allah'ın Rasulu "En hayrlınız aile fertlerine hayrlı olandır. Zira ben ehline karşı en hayrlı olanınızım." (Tirmizi, İbni Mace) diye buyurdu.
Nasıl ki insanlar hiç tanımadıkları birileriyle temasta bulunduklarında onlarla yakınlık kurmak ve güvenlerini kazanmak için tatlı dille ve güler yüzle yaklaşırlar, onları kırmamak ve kötü söz söylemek için çok dikkatli olurlar, aynı şekilde hanımlarına karşıda böyle olmalıdırlar. Onun yakınlığını ve güvenini kazanmak için bunu yapmak zorundadır. Hatta hanımına dışardaki insanlarla ilgilendiğinden daha çok ilgilenmelidir. Çünkü kadın erkeğin hayat arkadaşıdır. Ömür boyu onunla hayatını sürdürecek kişidir. Onu kaybettiği an bir daha kazanma imkanı olmıyabilir.
Öyle insanlar vardırki, dışarda herkese karşı hoşgörülü, sakin, yumusak ve naziktirler ama eve gelince bambaşka insan olurlar. Maskeleri düşer dünyanın en kaba, en asık suratlı ve en müsamahasız insanı olur çıkarlar. İşte bu hal ehline karşı hayrsız olmanın tipik örneğidir.
Allah (cc.) Nisa suresi 19, ayetinde :
وَعَاشِرُوهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ
"Kadınlarla iyi geçinin" diye emretmiştir. İslam alimleri kadınlara iyi davrananların değerli kişiler, kötü davrananların ise adi kimseler olduğunu ortaya koymuşlardır ve erkeğin evinde çoçuk gibi fakat dışarıda erkek gibi davranması gerektiği husunda sağlam ölçü vermişlerdir.
Ebu Hureyre'den rivayet edilen bir Hadiste Allah'ın Rasulu şöyle buyuruyor:
"Bir kimse karısına kin beslemesin. Onun bir huyunu beğenmesse, bir başka huyunu beğenir." (Müslim, Rada' 61)
Hiç bir insan mükemmel olamaz. Mükemmellik yanlızca Allah cc'ye mahsustur. Ve insanlar kusurlu, hata yapabilen varlıklar olarak yaratılmıştır. Her insanın kusurları olabileceği gibi elbet kadınların da kusurları ve hataları olur. Evlenecek olan erkek dört dörtlük ve hatasız bir kadın arayışına çıkarsa öyle bir kadın bulamıyacağı gibi hayatı boyunca evlenemiyecektir. ‘Kusursuz dost arayan dostsuz kalır' atasözü yerinde bir tesbittir. Bu yüzden kadınların kusurlarını coğu zaman görmemezlikten gelinip Allah Rasulununde buyurduğu üzere onun iyi huylarının hatırlanması gerekli.
DEVAMI GELECEK INSAALLAH ..
Hamd Alemlerin Rab'bı olan Allah'a, salat ve salam Onun Rasulüne, aline, ashabına ve kıyamet gününe kadar O'na ihsanla tabi olanların üzerlerine olsun. -Amin-
"Sizin kadınlarınız üzerenizde elbette hakkınız vardır ve kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır." (Tirmizi, 1083, 3012)
Bundan önceki yazımızda kadının eşine karşı olan görevlerini görmüştük. Bu yazımızda erkeğin hanıma olan sorumlulukları ve görevleri üzerinde duracağız inşAllah. Hadistede görüldüğü üzere erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi kadınında erkek üzerinde hakları vardır. Yani evlilik sadece kadının itaat etmesinden ibaret değildir..
Erkeğin görevleri hususunda genelde bilinen iki şey vardır. Bunlar: Evinin rızkını temin etmek, Hanımının zaruri ihtiyaçlarını karşılamaktır. Oysa erkeğin görevleri sadece bunlarla sınırlı değildir. Elbette bunlar yapılması zaruri olan yapılmadığı taktirde günaha girilebilecek hususlardır. Yanlız evliliği ayakta tutacak, güzel devam etmesini sağlıyacak görevler vardır ve bunlar genelde erkek tarafından pek kabul edilmek istenilmeyen veya gereksiz gözüyle bakılan görevlerdir. Aslına bakılacak olursa, bu görevleri çoğu erkek bilmez dahi.
Bunların birkaçını sıralayacak olursak;
-Hanımına karşı iyi muamelede bulunması,
-Onun için temiz, güzel giyinip kokular sürünmesi,
-Zamanın bir kısmını onunla geçirip, ilgilenmesi,
-Onu İslam'i Kültürü ile en güzel şekilde eğitmesi,
-Hanımının kendisine itaat etmesinin farz olduğunu bildiği halde, onun yapamıyacağı veya istemediği şeyleri zorla yaptırmaması,
-Anlayışlı ve güler yüzlü olmasıdır (vs)
Erkek evin emiri ve yöneticisidir. Eve çıkan girenden haberdardır. Ailesini gözetler, korur ve ancak onun izni dogrultusunda hareket edilir. Emir sahibi erkek oldugu için evliliğin büyük sorumlulukları onun omuzlarındadır. Çünkü o evin yöneticisidir. Bir diğer deyişle evde sözü geçendir. Bu durumda ona büyük iş düşmektedir. Emir sahibi olduğu için ailesini İslam'a göre eğitip bu istikamette yetiştirebilme gücüne sahiptir.
Bilindiği gibi erkek ve kadın arasındaki tek fark kadının duygusal, zayıf olması, erkeğinde dayanıklı ve güçlü olmasıdır. bunun dışında yaratılış gereği aralarında bir farklılık yoktur. Allah cc. erkeği kadının emiri olarak seçmiştir ve kadının da emirine itaat etmesini farz kılmıştır. İşte kadın ve erkek Allah'ın bu nizamına bağlandıkları sürece aile kurumunun yıkılması imkansız olur. Yıkılmasının en büyük sebeblerinden biri kadının emirine itaat etmemesi oldugu gibi aynı zamanda erkeğinde kadının doğasını (yaratılışını), yapısını anlamaması ve erkeğin yaratılışından farklı oldugunun bilincinde olmamasıdır.
Allah cc., Rasulü aracılığıyla kadınların nasıl varlıklar olduğunu tafsilatlı bir şekilde açıklamıştır ki, erkek bunları ögrensin ve hanımına karşı davranışlarda dikkatli olsun.. Bakın Allah Rasulü kadınları doğasını nasıl anlatıyor:
Ebu Hurayra r.a.'dan rivayetle Allah'ın Rasulu şöyle buyuruyor:
"Kadınlara iyi davranmızı tavsiye ediyorum; vasiyetimi tutunuz! Zira kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiklerinin en eğri olanı en üstte olandır. Eğer o eğriliği tamamen yok etmek istersen onu kırarsın. Eğer olduğu gibi bırakırsan bu kez de tamamen eğri kalır. Öyle ise bu durumda kadınlara sürekli iyi tavsiyelerde bulunun." (Buhari 3084, Müslim 2671)
"Şüphesiz kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Hep seni hoşnut edecek şekilde davranamaz. Eğer ondan faydalanmak istersen bu haliyle faydalanabilirsin. Şayet doğrultayım dersen kırarsın. Kadının kırılması da boşanmasıdır." (Müslim, Rada' 59)
Bu ve bunlara benzer bir çok hadiste kadının yaratılışı açıklanmıştır. Kadın hamile olur, doğum sancısı çeker ve çocuğunu yetiştirir. Bu yüzden Allah cc. kadını çok duygusal ve merhametli yaratmıştır. Böylece hiç bıkmadan, usanmadan hamile kalabilsin ve herşeye rağmen çoçuklarını sabrla yetiştirebilsin. Kadınlar duygusal ve merhametli oldukları için herşeye çok çabuk kırılır ve üzülürler. Bir olay karşısında hemen duygularına kapılırlar ve çogu zaman aklı devreden çıkartıp duyguları ile haraket ederler. Bu yüzden erkek evlenmeden önce kadının nasıl bir varlık olduğunu iyi araştırmalı ki kale sağlam ayakta kalabilsin..
Allah'ın Rasulu "En hayrlınız aile fertlerine hayrlı olandır. Zira ben ehline karşı en hayrlı olanınızım." (Tirmizi, İbni Mace) diye buyurdu.
Nasıl ki insanlar hiç tanımadıkları birileriyle temasta bulunduklarında onlarla yakınlık kurmak ve güvenlerini kazanmak için tatlı dille ve güler yüzle yaklaşırlar, onları kırmamak ve kötü söz söylemek için çok dikkatli olurlar, aynı şekilde hanımlarına karşıda böyle olmalıdırlar. Onun yakınlığını ve güvenini kazanmak için bunu yapmak zorundadır. Hatta hanımına dışardaki insanlarla ilgilendiğinden daha çok ilgilenmelidir. Çünkü kadın erkeğin hayat arkadaşıdır. Ömür boyu onunla hayatını sürdürecek kişidir. Onu kaybettiği an bir daha kazanma imkanı olmıyabilir.
Öyle insanlar vardırki, dışarda herkese karşı hoşgörülü, sakin, yumusak ve naziktirler ama eve gelince bambaşka insan olurlar. Maskeleri düşer dünyanın en kaba, en asık suratlı ve en müsamahasız insanı olur çıkarlar. İşte bu hal ehline karşı hayrsız olmanın tipik örneğidir.
Allah (cc.) Nisa suresi 19, ayetinde :
وَعَاشِرُوهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ
"Kadınlarla iyi geçinin" diye emretmiştir. İslam alimleri kadınlara iyi davrananların değerli kişiler, kötü davrananların ise adi kimseler olduğunu ortaya koymuşlardır ve erkeğin evinde çoçuk gibi fakat dışarıda erkek gibi davranması gerektiği husunda sağlam ölçü vermişlerdir.
Ebu Hureyre'den rivayet edilen bir Hadiste Allah'ın Rasulu şöyle buyuruyor:
"Bir kimse karısına kin beslemesin. Onun bir huyunu beğenmesse, bir başka huyunu beğenir." (Müslim, Rada' 61)
Hiç bir insan mükemmel olamaz. Mükemmellik yanlızca Allah cc'ye mahsustur. Ve insanlar kusurlu, hata yapabilen varlıklar olarak yaratılmıştır. Her insanın kusurları olabileceği gibi elbet kadınların da kusurları ve hataları olur. Evlenecek olan erkek dört dörtlük ve hatasız bir kadın arayışına çıkarsa öyle bir kadın bulamıyacağı gibi hayatı boyunca evlenemiyecektir. ‘Kusursuz dost arayan dostsuz kalır' atasözü yerinde bir tesbittir. Bu yüzden kadınların kusurlarını coğu zaman görmemezlikten gelinip Allah Rasulununde buyurduğu üzere onun iyi huylarının hatırlanması gerekli.
DEVAMI GELECEK INSAALLAH ..