Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Esed kötü ama "cihatçılar" kadar tehlikeli değil!

farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Esed kötü ama "cihatçılar" kadar tehlikeli değil!Suriye siyasetini rejim değişikliğinden ziyade İslamcıları engelleme üzerine oturtan Batı'nın tavrı giderek netleşiyor!

09 Aralık 2013 Pazartesi - 16:15



Robert F. Worth ve Eric Schmitt’in New York Times’ta kaleme aldıkları yazı ABD’nin Esed politikasındaki değişikliğe dikkat çekiyor. Suriyeli “cihatçılar”dansa Esed’in daha tercih edilir olduğunu işleyen makaleyi Haksöz-Haber için Hasan Soylu çevirdi.

***


Esed Kötü Ama “Cihatçılar” Kadar Tehlikeli Değil!

Robert F. Worth, Eric Schmitt / New York Times / 3 Aralık 2013

Amerikalı istihbarat ve terörizmle mücadele yetkilileri cihadi grupların Ortadoğu’da yükselişinin ve bilhassa da Suriye’de kendileri için güvenli bir zemin bulmalarının ABD, Batı ve İsrail için giderek daha büyük bir tehdit olduğunu düşünüyorlar.

Batı’da Mali’den Libya’ya, Doğu’da Yemen’e kadar uzanan sinyaller Obama’nın Mayıs ayında terörizme karşı savaş konusunda sarf ettiği iyimser sözleri nakzetmekte. Senato ve Meclisin araştırma komitelerinin başkanları Kaliforniya’dan Senatör Dianna Feinstein ve Temsilciler Meclisi üyesi Michigan’dan Mike Rogers geçtiğimiz hafta CNN’de katıldıkları programda Amerikalıların şu anda 2011’den daha güvenli bir konumda olmadıklarını ifade ettiler.

Bu noktada bazı analistler ve Amerikalı yetkililer Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’e karşı savaşan muhalif gruplar arasında yükselen potansiyel tehdidin Obama yönetimini daha etkin önlemler almaya itebileceğini belirtiyorlar. Analistler Suriye’de muhalif gruplara yönelik saldırıların siyasi, askeri ve hukuki birtakım engeller çıkarabileceğine dikkat çekiyor ve bunun aynı zamanda Esed’in zalim fakat laik yönetimiyle geçici ya da taktiksel de olsa bir tür uzlaşmayı göze almayı gerektirdiğini vurguluyorlar.

Suriye, Irak ve Afganistan’da görev yapmış tecrübeli bir diplomat olan Ryan C. Crocker “Esed rejimiyle yeniden görüşmelere başlamamız gerekiyor” diyor ve ekliyor “Olabildiğince hızlı bir şekilde bununu yapmalıyız. Esed ne kadar kötü olursa olsun, onun yerine gelecek cihatçılar kadar kötü olması mümkün değil.”

Uzun bir süre Suriyeli muhalifleri destekledikten ve Esed’in gitmesi gerektiğini söyledikten sonra Beyaz Saray’ın tutum değişikliğine gidip gitmeyeceğini kestirmek kolay değil. Bunun için başta Suudi Arabistan olmak üzere Suriyeli muhalif grupları destekleyen Ortadoğu’daki müttefikler ikna edilmeli.

Giderek gelişen bir rahatsızlık kaynağı da Batılı ülkelerden Suriye’ye cihada giden ve muhtemelen döndüklerinde yaşadıkları ülkelerde ciddi bir terör tehdidi oluşturmasından korkulan Müslümanların sayısındaki artış. Analizciler savaşın başından itibaren en az 1.200 Avrupalı ve onlarca Amerikalının Suriye’ye gittiğini söylüyorlar.

Suriye’deki kaosun Obama yönetimini daha direkt müdahaleye sevk etme ihtimali mevcut. Bununla birlikte bunun nasıl bir müdahale olacağı belirsiz. Amerikalı yetkililer Suriye’de yeni bir insansız hava saldırıları cephesi açmaya pek yatkın görünmüyorlar. Diğer tercihler ise büyük riskler içeriyor. Ekim ayında Amerikalı komandolar Libya ve Somali’de terör şüphelilerini yakalamak için operasyonlar gerçekleştirdiler. Libya operasyonu başarılıydı ama Somali’deki başarısız oldu.

Aslında Suriye’de son zamanlarda cihatçı gruplar arasında yaşanan çatışma tehdidin dozunu biraz hafifletti ama bunun ne kadar süreceği belli değil. Zevahiri bir temsilcisini, Ebu Halid es-Suri’yi Nusra Cephesi ve Irak-Şam İslam Devleti arasında yaşanan anlaşmazlığı çözmek üzere bölgeye gönderdi bile.

Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey bir röportajında el-Kaide’nin hem sayı hem de alan itibariyle etkinliğini artırdığını söylüyordu.

Gündemlerin hızlıca değiştiği yerlerden biri de Yemen. Bir yetkili, mezhebî gerilimin burada militanların dikkatini Batılı hedeflerden içe döndürebileceğini söylüyor. Bununla birlikte ülkede gelişen radikalleşmenin el–Kaide için mükemmel bir ortam sunduğunu da ekliyor.

Yemen’e Amerika’nın gerçekleştirdiği insansız hava araçları saldırılarıyla pek çok şüpheli imha edilmekle birlikte, bu yılın başında iki grup Avrupalı rehinenin bırakılması için Katar ve Umman hükümetlerinden alınan 20 milyon doların yıllarca bu örgütün eylemlerini karşılamaya yeteceği söylenebilir.

Aynı yetkili Yemen’de askeri merkezlere yönelik son saldırıların Yemen güvenlik servislerine sızıldığını gösterdiğini de ekliyor. Eylemlerden birinde askeri üniforma giymiş altı militan onlarca askerin bulunduğu yerde üç gün boyu süren bir saldırı gerçekleştirdiler.

Aynı tehdit unsuru Mısır’da ve Libya’da da belirginlik kazanıyor. Afrika’daki Amerikan Kuvvetlerinin komutanı Orgeneral Patrick Donahue “Tüm bölgesel müttefiklerimiz Güney Libya’da yaşanan istikrarsızlığın tehlikesini hissediyorlar.” diyor.

Cihatçı hareketler uzmanı ve uzun yıllar Dışişleri Bakanlığında danışman olarak görev yapmış William McCants “Görünen o ki, Amerikan siyasetini yönlendiren temel unsur olarak terörle mücadele konseptine geri dönüyoruz” diyor.

---

ÇEVİRİ: Hasan Soylu / Haksöz-Haber

Timeturk
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Güncelleme: 21:42, 26 Aralık 2013 Perşembe

ryan-crockeresedabdsuriye-buyukelcisikaidenusrasamorta-dogu.jpg

"Esed El Kaide'den daha iyi"
Amerika'nın eski Suriye büyükelçisi Ryan Crocker, Esed'in El Kaide'den daha iyi olduğunu ve Amerika'nın Esed rejimiyle diyalog başlatması gerektiğini söyledi.

incanews / Haber Merkezi

ABD'nin Suriye, Irak ve Afganistan büyükelçisi olarak görev yapan Ryan Crocker, Beşar Esed'in El Kaide'den iyi olduğunu savundu. New York Times'ta ve katıldığı bir programda görüşlerini bildiren büyükelçi, "Suriye'de Esed'i içeren bir geleceği düşünmeliyiz. Ve o ne kadar kötü olursa olsun, ondan daha kötüsü var" dedi. Crocker, daha kötüsünün ne olduğu sorusuna "El Kaide" yanıtını verdi. Eski diplomat, "Beşar Esed bu savaş için hazır. Kendisi ve babası 30 yıldır bunun için hazırdı. İktidarlarının süreceğini tahmin ediyorum. Başından beri yanlış algıladığımız şuydu; Suriye'deki muhalefet Amerika'nın ılımlı, yumuşak bir arkadaşı olmayacaktı. Şu anda gördüğümüz gibi katı tutumlu El Kaide olacaktı" diye konuştu.

Amerika'nın Suriye'deki savaşa daha erken müdahale etmesi halinde, durumun ılımlı muhalefet lehine olacağı şeklindeki eleştirileri cevaplayan eski elçi, "Eğer daha önce, daha fazla yardımla gelseydik, El Kaide'nin daha fazla silahı olurdu çünkü Suriye'nin kuzeyindeki Özgür Suriye Ordusu depolarında olduğu gibi, bizim verdiğimiz silahları onlardan alırlardı." yorumunu yaptı.

Crocker, Amerika'nın başlangıçta Esed karşıtı bir tutum sergileyerek, gerçeklerin farkına varamadığını ve politikasının çalışmadığını vurgularken, yaklaşan Cenevre konferansında Amerika'nın Esed'in temsilcileriyle diyalog başlatması gerektiğini savundu.





--------------------------------
NOT : burdan sonrası
farkındayız tarafndan yapılan yorumdur;

Benim kişisel kanaatim; Bu konu Türkiyedeki yaşananlar ile direk alakalıdır. Şöyle ki benim tezim şu şekilde;
ABD nin siyasi stratejisi Esed lehine daha önceden değişmiş, rte den de paralel olarak söylemlerini ve tavırlarını Esed i destekleyecek şekilde değiştirmesi istenmiş, buna uyması halinde iç siyasi kitlesini kaybetmekten korkan rte, alevi açılımı, şiilere karşı sempatik söylemler, Kaideyi ve nusrayı terörist etme vs söylemler ile durumu kurtarmaya çalışsa da bu kadarı ile yetinmeyen batı için artık rte yi safdışı bırakma süreci gelişmiştir. Aslında ABd nin siyasetinin değiştiği tarihi ( daha önce de yazmıştım burda) İsrailden jetlerin kalkarak suriye'de askeri tesisi bombaadıkları gün olarak kabül ediyorum. RTE için sonun başladığı gün o gündür, ABD için strateji değişikliğinin tarihi o gündür. O gün ; içinde bulunduğumuz coğrafya için kritik bir gündür kanımca.

Buna da şöyle dayanak veriyorum.
o günden sonra olan birkaç ana başlık;

1.Perde (hazırlık)
-Hizbuşşeytan suriyeye gitmiştir,
-Mısır gösterilerin, Mursi nin alınması,
-şii grupların suriyede daha fazla isimlerinin duyulması
-Pkk çeklime süreci, PYD nin suriyedeki varlığı ile ilgili haberlerin artması
-Reyhanlı patlaması,
-Taksim olayları
-Cami cemevi inşaatı,
-Esed Kimyasal katliamı
-Myanmar, somali, mali, libya, yemen, .....
-Suriyede müslüman müslümanı vuruyor vaazlarının iyice dillendirilmesi
-CHP Kılıçtaroğlunun ortadoğu ziyaretleri, Ardından ABD ziyareti
-Suriyedeki mücahitler hakkında dezoenformasyon amaçlı sahte haber pompalanması

2.Perde (seyirlik)
-Dersane tartışması
-Gutanın bir kısmının mücahitlerce alınması
-Suriyede mücahit grupların birleşme haberlerinin sıklaşması, ÖSO nun demokrasi isteyen grubunun yalnızlaşması, fonksiyonunu yitirmesi
-Irak, Yemen, myanmar, mali, libya
-Irak sınırlarında el kaideye karşı operasyona başlaması
-Bakan çocuklarının da adlarının karıştığı bir dizi operasyon
-İsrailin Filistine saldırması, Kudüse
-Mısırda ihvanın terörist ilan edilmesi
-Operasyon yapanlara yapılan Kontra görevden almalar,
-Beddua seansı
-Karşı bedduavari beyanlar
-uykusuz rte geceleri..
- Kontra görevden almaya karşı Atak 2. Operasyon hazırlıkları,
-İsrail tekrar filistini bombaladı
-Ryan Crocker ın yorumları tekrar medyada
-Bugün

Yarın ne getirecek ALLAH cc Bilir.


Ancak Türkiye'de neden bunlar oluyor diyenlere derim ki;

Bu ülke dışarıdan bakıldığında (%99 müslüman) müslüman olarak görülen bir ülke ise eğer,
şu an müslüman ülkeler içerisinde diyebilirim ki halihazırda en sakin ülke durumunda. Operasyon dedikleri şey ise yakın zamanda başlayan ,türkiyeye yapılan şey değildir. Operasyon 1 yıllık ya da 10 yıllık falan da değildir.
Onlar dediklerimiz kendi inandığı şeyleri yapıyorlar, inançları ne ise onu uyguluyorlar,
Problem bizde, biz hem inandığımız dini dahi öğrenmiyoruz, hem onlara şirin görünmek uğruna her türlü pisliğe dalıyor, inancımızdan dolayısı ile hem dünyamızdan, hem ahiretimizden oluyoruz.

orada savaş zulüm, akla gelmedik türlü türlü ölümler var iken,
O suriyeden edilen beddualar dan sonra
Gözlerimiz bile ıslanmadıysa bu ülkede bizlerin
buralarda bize huzur HAK mıdır ki????

Daha ne musibetler yaşarız bundan sonra kimbilir. ALLAH ım sana sığınıyorum
 
Üst Ana Sayfa Alt