Âleykum selam we rahmetullah;
“Ey iman edenler! Hamr (aklı örten, perdeleyen her türlü katı ve sıvı yiyecek ve içecekler), kumar, dikili taşlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 5/90)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem :
"Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır."
(Tirmizi, Eşribe, 3; Nesaî, Eşribe, 25; İbn Mâce, Eşribe, 10; Dârimî, Eşribe, 8; Ahmed b. Hanbel, II/ 91, 167, 179, III/343)
İslâm'da sarhoşluk veren içkiler yanında her türlü uyuşturucu yasaklanmıştır. Çünkü bunlarda da sarhoş edici özellik vardır. Âyeti kerimede:
Bize İsbâk b. İbrahim ile Ebû Bekr b. İshâk ikisi birden Ravh b. Ubade'den rivayet ettiler. (Derniş ki) : Bize İbn-i Curaye rivayet etti. (Dedi ki) : Bana Musa b. Ukbe Nâfi'den, o da İbn-i Ömer'den naklen haber verdi ki: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem :
«Her sarhoşluk veren şey şarabdır ve her sarhoşluk veren şey haramdır.»
(Muslim, Eşribe, 73; Ebu Davud, Eşribe, 5; Tirmizi, Eşribe, 1)
Nevevî şöyle diyor: «Bu hadîsler açık açık gösteriyor ki, her sarhoşluk veren içki haramdır. Ve şarabdır. Ulemâmız bütün bu şıralardan yapılan içkilere şarab ismi verileceğine ittifak etmişlerdir. Lâkin ekserisi bunun yalnız üzüm suyu hakkında hakikat, diğerlerinde mecaz olduğunu söylemiş. Bir cemâat da hadîslerin zahirine bakarak hakikat olduğunu bildirmişlerdir.»
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem :
«Sarhoşluk veren her içki haramdır.» hadîsi hakkında Hattâ bî şöyle bir mutalâa dermeyan etmiştir; «Bu hadîste sarhoşluk veren şeyin azı da, çoğu da haram olduğuna delil vardır. Hangi neviden olursa olsun. Çünkü umum sîgasıyla sarhoşluğu doğuran içkinin cinsine işaret edilmiştir. Bu söz «karın doyuran her yemek helâldir.» demeye benzer. Çünkü mânâsı fiilen doyurmasa bile doyurmak şanından olan her yemek helâldır, demektir.»
Esrar ve bilumum uyuşturucu maddeler kişiyi sarhoş ettiği ve uyuşturduğu için haram kılınmıştır.
"Her sarhoşluk veren fey içki (hamr) hükmündedir ve her sarhoşluk veren fey haramdır"
(Muslim, Eşribe, 73, 75; Buharî, Edeb, 80)
Esrar, İslâm dünyasında 12. yüzyılda Tatar istilasına uğranıldığı sırada ortaya çıkmıştır. Dört büyük muctehidin yaşadığı dönemlerde esrardan söz edilmemesi, onun o zamanlar bilinmediğini gösterir. Sonraki mezheb imamları esrarın haram olduğuna dair fetvalar vermişler ve onu satanın te'dib olunacağını bildirmişlerdir (İbn Abidin, Reddu'l Muhtar, XVI, 77; Yusuf el-Kardavî, İslâm'da Helal ve Haram, Trc: Mustafa Varlı, Ankara 1970, 85-87)