Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Evde İtikaf Olur mu?

A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
KURAN VE SÜNNET IŞIĞINDA
RAMAZAN AYININ BİDATLERİ

ubeydullah arslan
İslamabad Uluslararası Üniversitesi

13.Soru-Ramazanın son on gününde yapılan itikafı mescidde değil de evimde yapsam bidat olur mu ?

Rasulullah’ın Ramazanın son On gününde itikaf ettiği sabittir. İtikaf, müslümanın mescidde Rabbinin azametini bilerek ona kulluk etmesi, duada bulunması amacıyla gerçekleştirdiği bir sünnet ibadettir. İtikaf evde olmaz ancak mescidde olur. Evde yapılan itikaf bidattir. Zira Rasulullah itikaflarını mescidde yapmıştır.

1.Delil : “ Yoksa onların (kuran ve sünnette) Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine dinden hüküm koyan ortakları mı vardır ? “ (Şura 21)
Açıklama : Allah ve Resulünün izin vermediği bu hususu yapmak, hüküm koymak olduğundan sakınmak gerekir.

2.Delil: Rasulullah ramazanın son 10 gününde mescidde itikaf ederdi.” (Buhari- Ebu Davud, İbn Mace )
Açıklama : Bu hadis, Rasulullah’ın itikafını mescidde yaptığına açık delildir.

ASR-SAADET

selamunaleykum ve rahmetullah
bu delillere bakarak evde uygulanan itikaf bidat midir?
bilgisi olan kardeşler delil sunarak açıklarsa sevinirim
selametle...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
İTİKAF

Hanefilere göre: (Felhu'l-Kadîr, II, 106; ed-Durru'l-Muhtâr, II, 176; Meraki'l-Felâh, 118; el Lubâb, I, 174)
Cemaatle namaz kılınan bir mescidde oruçlu olarak ve itikâfa niyet ederek beklemektir. Mescidde beklemek itikâfın ruknudur. Çünkü itikâf beklemek, mescidde bulunmakla gerçekleşir. Adanan itikâfta oruçlu olmak ve niyetlenmek şarttır. Erkeğin İlikâfı cemaatle namaz kılınan bir mescidde olur. Cemaatle namaz kılınan mescid, imam ve muezzini bulunub beş vakit namazın öncelikle kılındığı yerdir. Kadınlar için itikâf ise evinin mescidinde yapılır. Bu mescid de kadının evi içinde namaz kılmak için belirlediği yerdir. Kadınların evinin dışındaki mescidde itikâfa girmeleri mekruhtur. Kadının itikâfa girmesi evinde namaz kıldığı yerden başka yerde sahih değildir.


Mâlikilere göre: (eş-Şerhu'l-Kebîr, I, 541 vd; eş-Şerhu's-Sağîr, T. 725 vd)
İtikâf temyiz çağındaki Müslüman bir kimsenin, herkese açık olan mescidde oruçlu olarak cinsî ilişki ve bu ilişki öncesi davranışlardan uzak kalarak ibadet kasdıyla ve niyetli olarak, bir gün bir gece veya daha fazla bir zaman kalmasıdır. Kâfir kişinin itikâfa girmesi sahih değildir. Bunun gibi temyiz çağında olmayan kimselerin itikâfı ve herkese açık olmayan mescidde yapılan itikâf ile oruçsuz olarak yapılan ilikâf sahih değildir. Bu oruç ister Ramadan orucu gibi farz oruç olsun, ister nafile olsun fark etmez. Gece veya gündüz cinsî ilişkide bulunmakla yahut cinsî ilişki öncesi öpüşmek, sevişmek gibi hareketlerle itikâf batıl olur. İtikâfın en azı bir gün bir gece olup çoğu için her hangi bir sınır yoktur. İbadet kastı ve niyetle yapılmasının sebebi ibadet olmasına binaendir. Çünkü her ibadetin niyete ihtiyacı vardır.

Şafîlere göre: (Muğni'l-Muhtâc, I, 449)
Itikâf belirli bir kimsenin niyet ederek mescidde kalmasıdır.

Hanbelilere göre: (Keşşafu'l-Kınâ, III, 404; el-Muğnî, III, 183)
İtikâf, özel bir şekilde, Müslüman, akıllı, mumeyyiz, guslü gerektirecek şeylerden temizlenmiş kişilerin Allah'a itaat etmek için mescidde kalması demektir. En azı kısa bir muddettir. Murted de olsa kâfirin itikâfı sahih değildir. Bunun gibi delinin ve çocuğun itikâfları da geçerli değildir. Çünkü niyet yoktur. Cunub ve benzeri kimsenin itikâfi abdeslli de olsa sahih değildir. Mescidden geçmek itikâf için yeterli değildir. En azı bir lahzadır.

İTİKAF YAPILACAK YER

Hanefilere göre: (ed-Durru'l-Muhtâr, II, 176)
Erkeklerle temyiz çağındaki çocuklar için itikâfın yeri cemaatle namaz kılman mesciddir. Bu mescid de, ister içinde beş vakit namaz kılınsın, ister kılınmasın, imam ve muezzini bulunan mesciddir. Camide itikâf, ittifakla mutlak olarak sahihtir. Bu görüşün dayandığı delil İbra Mes'ud'un şu sözüdür: "İtikâf ancak cemaatle namaz kılınan yerde yapılır." (Taberanî rivayet etmiştir. Nasbu'r-Râye, II, 490)
Kadınlar için itikâf yeri evlerinin mescididir. Bu yer de evde namaz kılmak için ayrılan yerdir.

Hanbelilere göre : (el-Muğnî, III, 187-191; Keşşafu'l-Kınâ, II, 409-412)
Cemaatle namaz kılması gerekli olan erkekler ancak cemaatle namaz kılman mescidde itikafa girebilirler. İhtilafsız olarak mescid dışında itikâfa girmek sahih değildir. Çünkü Allah tealâ: "Mescidlerde itikâfta bulunduğunuzda kadınlarınıza yaklaşmayın." buyuruyor. Eğer mescidler dışında itikâfa girmek sahih olacak olsaydı, kadınlarla cinsî ilişki yasaklanmazdı. Çünkü cinsî ilişki itikâfta mutlak olarak haramdır. Mescidin içinde cemalle namaz kılınan bir mescid olmasının şart koşulmasının sebebi, cemaatle namaz kılmanın vâcib olmasına binaendir. Kişinin cemaatle namaz kılınmayan bir mesdde itikâfa girmesi şu iki şeyden birine sebeb olmaktadır: Ya vâcib olan cemaati terk etmeye yahud vâcib olan cemaatle namaz için mescidden çıkmaya sebeb olur. Bundan sakınmak mümkün olmasına rağmen bu durum çok kereler itikâfa giren kişinin dışarı çıkmasına sebeb olur. Bu ise itikâfa aykırıdır. Çünkü ilikâf, kişinin bir yerden ayrılmaması, o yerde Allah'a ibadet üzere ikamet etmesi demektir.
Aşağıdaki durumlarda bulunan her mescidde itikâf sahihtir:

a) Eğer ilikâf namaz vaktinin dışında bir gecelik bir zaman yahud günün bir kısmında bir engel olmaksızın yapılırsa sahihtir. Eğer itikâf yapılan bir mescidde bazı zamanlarda cemaatle namaz kılmıyorsa o zamanda itikâfa girmek sahih olup diğer zamanlarda sahih değildir.

b) Hasta, özürlü, kadın, çocuk, kendisinden başka namaz kılanın bulunmadığı bir köyde oturanlar gibi cemaatle namaz kendileri için vâcib olmayan kimselerin her mescidde ilikâfa girmeleri caizdir. Çünkü zaten onlara cemaat vâcib değildir.

Kadın eğer mescidde itikâfa girerse önüne bir perde çekmesi mustehabtır. Çünkü Peygamber (a.s.)'ın hanımları itikâfa girmek isteyince mescidde kendilerine çadır kurulmasını emrettiler. Dolayısıyla mescide gittiler. Çünkü mescide erkekler gelir gider. Hem erkekler hem de kadınlar için hayırlı olan onların erkekleri, erkeklerin de onları görmemeleridir.

Cumua kılındığı hâlde cemaatle namaz kılınmayan bir mescidde cemaatle namaz kendisine vâcib olan kimselerin üzerinden bir namaz vakti geçiyor ise böyle bir mescidde itikâfa girmeleri sahih değildir. Çünkü cemaatle namaz kılmayı terk etmemek gerekir.
Mescidin üstü mescidi çevreleyen ve kapısı bulunan avlusu, kendisi veya kapısı avluda bulunan minare de mescidden sayılmalıdır. Çünkü cûnub kişiler bu zikredilen yerlere girmekten yasaklanmışlardır.
Mescide yapılan ekler ve sevab bakımından mescidden sayılan her yer, hatta Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi çevresindeki ilavelerde itikâf yeridir. Çünkü Ebu Hurayra'dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bu mescid eğer Sana'ya kadar büyütülecek olursa yine benim mescidimdir." (Hadis zayıftır, Zubeyr b. Bekkâr "Ahbâru'l-Medîne"de rivayet etmiştir)

Ömer (r.anh) de Mescid-i Nebevi'yi genişletince: "Bu mescide ilâvede bulunup Cebane'ye kadar büyütsek de Peygamber (s.a.v.)'in Mescidi olur." demiştir.
Yolcu ve kadınlarda olduğu gibi, cumua namazı kendilerine farz olmayan kimseler, Cumua namazı kılınmayan bir mescidde itikafa girerlerse, Cumua kılmak için mescidden çıkmaları durumunda Cumuaya çıkmayı şart koşmamışsa itikatları bozulur.
İtikâf arasına Cumua namazı girecekse cami durumundaki mescidlerde itikâfa girmek daha faziletlidir. Bunun sebebi Cumua için oradan çıkmak ihtiyacını duymamaktır. Eğer aksi olursa itikâfı terk etmesi gerekir, oysa bundan sakınma imkânı bulunmaktadır.
Bir kimse üç meşhur mescid dışında her hangi bir mescidde itikâfa girmeyi adarsa o kişi başka bir mescidde de namaz veya itikâf adağını yerine getirebilir. Çünkü Allah tealâ kendisine ibadet için belirli bir yer tayin etmemiştir. Dolayısıyla kişinin adamasıyla böyle bir belirleme yapılamaz. Eğer belirlenseydi, oraya gitmeye mecbur olurdu.
Bir kimse üç büyük mescidden birinde (Mescid-Haram, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa) itikâfa girmeyi yahud namaz kılmayı adaşa başka mescidlerde adağını yerine getirmesi yeterli değildir. Çünkü bu mescidlerde ibadet etmek diğerlerine göre daha faziletlidir. Dolayısıyla bunları belirlemekle ibadet tayin edilmiş olur. Böyle bir kimse bu üç mescidden biri için yolculuk yapabilir.
Çünkü Ebu Hurayra'dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte şöyle duyurulmuştur: "Ancak üç mescid için yolculuk yapılır: Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa ve benim bu mescidim. (Mescid-i Nevevi)
(Bu hadis üzerinde Buhari ve Muslim ittifak etmişlerdir. Şöyle bîr rivayet de vardır. "Kuba Mescidi mustesna. Çünkü Peygamber (a.s.) her Cumuartesi günü bu mescide yaya yahud binekli olarak gelir ve iki rekat namaz kılardı." Bu rivayet de muttefekun aleyhtir. İbni Ömer de böyle yapardı)

Üç mescidin en faziletlisi Mescid-i Haram, sonra Mescid-i Nebevi, sonra Mescid-i Aksa'dır. Bir kimse adağında üç mescidin en faziletlisi diyerek belirlemeyle adakta bulunursa bu Mescid-i Haram'dır, diğerlerinde itikâfa girmek yahud namaz kılmak yeterli olmaz. Çünkü bunlar birbirine denk değildir.

Malikîlere göre: (el-Kavânînu'l-Fıkhıyye, 125; eş-Şerhu's-sağîr, L 725; II, 253-255, 265)
Bütün mescidler itikâf yeridir. Herkese açık olmayan ev mescidlerinde itikâf yapmak sahih değildir. Bir kimse edâ ederken Cumua namazına gitmesi gerekecek bir sürelik itikâfa niyet etse bu itikâfın camide olması taayyun eder. Çünkü Cumua namazı için dışarı çıkarsa itikâfı bozulur. Adağı yapan kimsenin belirlemiş bulunduğu mekâna riayet etmesi lâzım gelir. Meselâ bir kimse Mekke veya Medine mescidlerinde ilikâfa girmeyi yahud namaz kılmayı adarsa adağı bu iki yerde yerine getirmek gerekir. Malikflere göre Medine Mekke'den daha faziletlidir. Medine Mescidi de Mescid-i Haram'dan daha faziletlidir. Bunları Mcscid-i Aksa tâkib eder. Çünkü Dârakutnî ile Taberani'nin Rafi" b. Hadic'den rivayet ettikleri bir haberde: "Medine Mekke'den daha hayırlıdır" buyurulmaktadir. Yine Peygamber (a.s.)'in dualarında şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Allahım! Beni en sevdiğim ülkeden çıkardın, beni senin en sevdiğin ülkeye yerleştir." Yine Taberanî Bilal b. Haris el-Muzenfden şu hadisi rivayet etmiştir:
"Medine'de tutulan bir Ramadan, Medine dışında tutulan bin Ramadan'dan daha hayırlıdır. Medine'de kılınan bir Cumua namazı Medine dışındaki yerlerde kılınan bin cumua namazından daha hayırlıdır."

Şafîilere göre (el-Kavânînu'l-Fıkhıyye, 125; eş-Şerhu's-sağîr, L 725; II, 253-255, 265)
Şafiilere göre de ister üst kısmında, ister bağlı birimlerinde olsun mescid itikâfa girmek sahihtir. Câmi'de itikâfa girmek cami dışındaki mescidlerde rukuâ girmekten daha iyidir. Bunun sebebi Câmide itikâfa girmenin vâcib olduğunu söyleyenlerin ihtilâfından kurtulmaktır. Ayrıca hem Câmide cemaat daha fazladır. Hem de Cumua namazı kılmak için dışarı çıkmaya ihtiyaç yoktur. Kendisine Cumua namazı farz olan ve Cumua için çıkmayı şart koşmamış olan kimse tarafından içlerinde Cumua günü bulunan ve peş peşe tutulması adanan itikâflarda camilerde itikâfa girmek vacibdir.



Şafıîlerde yeni mezhebe göre, kadının evindeki mescidde itikâfa girmesi sahih değildir. Evdeki mescid namaz kılmak için hazırlanan yerdir. Sahih olmamasının sebebi burasının gerçekten mescid olmamasıdır. Bu görüşün dayandığı delil, evdeki mescid değiştirilebilir, orada cunub olarak gezilebilir olmasıdır. Ayrıca Peygamber (s.a.v.)'in hanımları (r.anha) mescidde itikâfa girerlerdi. Eğer onların evleri itikâf için yeterli olacak olsaydı, evlerinde itikâfa girmeleri daha iyi olurdu.
Bir kimse, anılan üç büyük mescid dışındaki mescidlerden belirli birinde itikâfa girmeyi adarsa başka bir mescidde itikâfa girmesi câizdir. Nitekim Hanbelîler de aynı görüşü benimsemişlerdir. Çünkü onlardan birinin diğerine göre her hangi bir meziyeti yoktur.
Bir kimse, üç büyük mescidden birinde itikâfa girmeyi adarsa bunu yapmak belirlenmiş olur ve burada itikâf yapması lâzım gelir. Çünkü Ömer'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Rasulullah (a.s.)'e: Mescid-i Haram'da bir gece itikâfa girmeyi adadım " dedim.
Peygamber (a.s.) bana "Adağını yerine getir" buyurdu" (Buhari ve Muslim)

Mescid-i Haram diğer iki mescidin yerini tutar. Çünkü bu mescid onlardan daha faziletlidir ve hac ibadetleri bu mescide bağlıdır. Aksi sabit değildir. Diğer iki mescid, Mescid-i Haram'ın yerini tutmaz. Çünkü bunlar fazilet bakımından ondan daha aşağıdadırlar. Medine mescidi Mescid-i Aksa'nıri yerini tutar. Çünkü Medine mescidi Mescid-i Aksa'dan daha faziletlidir. Fakat aksi sabit değildir. Çünkü Mescid-i Aksa fazilet bakımından Mescid-i Nebevi'den daha aşağıdadır.

Özet olarak, Malikîler ve Şafiiler hangi mescid olursa olsun itikâfi câiz görüyorlar. Hanefîler ve Hanbelîler itikâfta mescidin câmi olmasını şart koşuyorlar. Cumhura göre ev mescidlerinde itikâf câiz olmayıp sadece Hanefîlere göre kadınlar için câizdir.
(Vehbe Zuhayli; İslam Fıkhı Ansiklopedisi, C: 3 , Sf: 217 - 223)


Salgın Hastalık vb. Sebeblerden Dolayı Mescidde Kalamayan, Evinde İtikaf Yapabilir mi?

NW5B84N.png
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kardeşim;
Muekked sunnet olan itikaf ibâdeti; evde itikaf sadece Hanefi mezhebince kadınlar için sahih, erkekler için 4 mezheb muctehidlerince de câiz değildir. İtikaf; Mâliki ve Şâfilere göre mescidlerde olabilir iken, Hanefi ve Hanbeliler Câmii de olma şartını getirmişlerdir.

Günümüzdeki salgın hastalık sebebiyle sokağa, camiye / mescide çıkmanın yasaklandığı, belirli sürelerle izine bağlı olarak kısıtlandığı bir dönemde evde mecbur olarak kalırken aynı zamanda itikafa niyetlensek itikaf yerine gelmiş olur mu?
el Cevab olmaz!
Sebeb olarak da evdeki meşakkat ile evden ve ev halkı ve nîmetlerinden mahrum olunarak mescidde yerine getirilen itikaf aynı değildir. Ayrıca evler beş vakit namazda ezan okunup cemaate açık değildir.
Kıyastan delil getirecek olursak; Cumua namazı için Camiiye gidemeyen zindandaki müslümanlar, hapishanede Cumua'yı kılamamaları.

Ez Cumle olarak; normal olarak salgın hastalık da olsa itikafta aranan şartlar düşmez. Hal böyle olsa da normal şartlarda mescidde itikafa kalabilecek bir musluman, yasaklardan dolayı mescidde itikafa kalamıyor iken, evde itikaf şartları yerine gelmediğini bilse de, mescidde itikafta imiş gibi amel ve ibadet ederek geçirebilirse, bu niyetinden dolayı itikaf ecri olmasa da büyük bir ecre nâil olacağını umuyorum. Âllah-u âlem.
Nitekim ;
Sehl bin Huneyf (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Herkim kalbinden sadık olarak Allah’tan şehidlik isterse, yatağında ölse bile Allah o kişiyi şehidler mertebesine eriştirir buyurdu.”
(Tirmizi, 1705; Ebu Davud, 2541; İbni Mâce, 2797; Nesei, 3148; Beyhaki, 9/169; Hâkim, Mustedrak, 2/77)

"Kendilerine binek vermen için sana geldiklerinde "Size bir binek bulamıyorum." dediğin zaman infak edecek bir şey bulamadıkları için üzüntüden gözlerinden yaşlar akarak geri dönenlere de bir sorumluluk yoktur." (Tevbe 92)
İbn Abbâs (r.anhuma)'dan rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.) insanları Tebuk gazvesine katılmaya davet edip seferberlik ilân ettiğinde ashabından, içlerinde Abdullah ibn Muğaffel el-Muzenî'nin de bulunduğu bir grup ona gelmiş ve: "Ey Allah'ın elçisi sefere katılmamız için bize binit ver." demişler.
Allah'ın Rasûlü (s.a.v.) onlara: "Sizi üzerine bindirecek bir şey bulamıyorum." buyurmuş.
Binitleri ve yolda harcayacak nafakaları olmadığı için cihaddan geri" kalmak kendilerine ağır geldiği için ağlayarak geri dönmüşler ve işte onların Allah'a ve Rasûlü (s.a.v.)'ne sadakatları ve ihlâsları sebebiyle cihada katılmamalarında mazur olduklarını bildirmek üzere Allah Tealâ bu âyet-i kerimeleri indirmiştir.

Enes b. Mâlik'in rivayetine göre bu kişiler hakkında Rasulullah efendimiz, Tebuk seferinden dönerken Medine'ye yaklaştığında şöyle buyurmuştur.
"Medine'de öyle topluluklar var ki sizin yürüdüğünüz her mesafede ve aştığınız her vadide onlar sizinle beraberdirler."
Orada bulunan sahabiler "Ey Allanın Rasulu, onlar şimdi Medine de mi?" diye sorunca,
Rasulullah "Evet onlar Medine'de, onları özürleri orada hapsetti." buyurmuştur.

(Buhari, K. el-Megazi, bab: 81 ; Muslim, K. el-İmara, bab: 59, Hadis No: 1911)
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
ALLAH razı olsun ahi
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
İnşaALLAH bir gün bile olsa bu sünneti yerine getirebileceğimiz bir mescid olur

güncel...
 
Abdulafuv Çevrimdışı

Abdulafuv

Hak Ehli Susarsa Batıl Ehli Kendini Hak Zanneder
İslam-TR Üyesi
bu soruyu bende sormak isterim malum yasak olduğundan evde oluyoruz şafii mezhebine göre bir istisnai durum varmıdır hocam şimdiden Allah razı olsun
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
selamu aleykum, günümüzdeki kapanma durumu için bir istisna var mıdır?
bu soruyu bende sormak isterim malum yasak olduğundan evde oluyoruz şafii mezhebine göre bir istisnai durum varmıdır hocam şimdiden Allah razı olsun
Salgın Hastalık vb. Sebeblerden Dolayı Mescidde Kalamayan, Evinde İtikaf Yapabilir mi?

Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kardeşim;
Muekked sunnet olan itikaf ibâdeti; evde itikaf sadece Hanefi mezhebince kadınlar için sahih, erkekler için 4 mezheb muctehidlerince de câiz değildir. İtikaf; Mâliki ve Şâfilere göre mescidlerde olabilir iken, Hanefi ve Hanbeliler Câmii de olma şartını getirmişlerdir.

Günümüzdeki salgın hastalık sebebiyle sokağa, camiye / mescide çıkmanın yasaklandığı, belirli sürelerle izine bağlı olarak kısıtlandığı bir dönemde evde mecbur olarak kalırken aynı zamanda itikafa niyetlensek itikaf yerine gelmiş olur mu?
el Cevab olmaz!
Sebeb olarak da evdeki meşakkat ile evden ve ev halkı ve nîmetlerinden mahrum olunarak mescidde yerine getirilen itikaf aynı değildir. Ayrıca evler beş vakit namazda ezan okunup cemaate açık değildir.
Kıyastan delil getirecek olursak; Cumua namazı için Camiiye gidemeyen zindandaki müslümanlar, hapishanede Cumuayı kılamamaları.

Ez Cumle olarak; normal olarak salgın hastalık da olsa itikafta aranan şartlar düşmez. Hal böyle olsa da normal şartlarda mescidde itikafa kalabilecek bir musluman, yasaklardan dolayı mescidde itikafa kalamıyor iken, evde itikaf şartları yerine gelmediğini bilse de, mescidde itikafta imiş gibi amel ve ibadet ederek geçirebilirse, bu niyetinden dolayı itikaf ecri olmasa da büyük bir ecre nâil olacağını umuyorum. Âllah-u âlem.
Nitekim ;

Sehl bin Huneyf (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Herkim kalbinden sadık olarak Allah’tan şehidlik isterse, yatağında ölse bile Allah o kişiyi şehidler mertebesine eriştirir buyurdu.”
(Tirmizi, 1705; Ebu Davud, 2541; İbni Mâce, 2797; Nesei, 3148; Beyhaki, 9/169; Hâkim, Mustedrak, 2/77
)

"Kendilerine binek vermen için sana geldiklerinde "Size bir binek bulamıyorum." dediğin zaman infak edecek bir şey bulamadıkları için üzüntüden gözlerinden yaşlar akarak geri dönenlere de bir sorumluluk yoktur." (Tevbe 92)
İbn Abbâs (r.anhuma)'dan rivayete göre Rasûlullah (s.a.v.) insanları Tebuk gazvesine katılmaya davet edip seferberlik ilân ettiğinde ashabından, içlerinde Abdullah ibn Muğaffel el-Muzenî'nin de bulunduğu bir grup ona gelmiş ve: "Ey Allah'ın elçisi sefere katılmamız için bize binit ver." demişler. Allah'ın Rasûlü (s.a.v.) onlara: "Sizi üzerine bindirecek bir şey bulamıyorum." buyurmuş.
Binitleri ve yolda harcayacak nafakaları olmadığı için cihaddan geri" kalmak kendilerine ağır geldiği için ağlayarak geri dönmüşler ve işte onların Allah'a ve Rasûlü (s.a.v.)'ne sadakatları ve ihlâsları sebebiyle cihada katılmamalarında mazur olduklarını bildirmek üzere Allah Tealâ bu âyet-i kerimeleri indirmiştir.

Enes b. Mâlik'in rivayetine göre bu kişiler hakkında Rasulullah efendimiz, Tebük seferinden dönerken Medine'ye yaklaştığında şöyle buyurmuştur.
"Medine'de öyle topluluklar var ki sizin yürüdüğünüz her mesafede ve aştığınız her vadide onlar sizinle beraberdirler."
Orada bulunan sahabiler "Ey Allah'ın Rasulu, onlar şimdi Medine de mi?" diye sorunca,
Rasulullah "Evet onlar Medine'de, onları özürleri orada hapsetti." buyurmuştur.
(Buhari, K. el-Megazi, bab: 81 ; Muslim, K. el-İmara, bab: 59, Hadis No: 1911)


NW5B84N.png
 
Üst Ana Sayfa Alt