Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Evde, Mescidde Vs. Tütsü Yakmak Caiz mi?

S Çevrimdışı

Salman Raduyev

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
esselamunaleykum

evde değişik kokularda tütsü yakmak caizmidir?birde cinlerle ilgili bi alakası varmı tütsünün?

şimdiden ALLAH c.c. razı olsun inşallah
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bazı mulhidlerin tütsü ile kutsama yapmaları ve tütsü yakıldığında ulvi ruhların hazır bulunacaklarına itikad etmiş olmaları, cahiller muslumanlar (!) arasında da yayılmakta, büyücüler tarafından kullanılmaktadır. Oysa caiz olan tütsü kullanmakdaki amaç bunlar değil de, güzel koku edinmek veya ölünün cesedinin kokmamasını sağlamaktır. Konuyla ilgili rivayetleri aşağıya aktaralım:

5045- Nafi (r.anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Abdullah b. Ömer, tütsü yaptığı zaman kafûr ve başka bir koku karıştırmaksızın sadece öd ağacıyla tütsü yapardı. Bazen de kafûrla öd ağacını karıştırırdı ve "
Rasûlullah (s.a.v)’de böyle tütsü yapardı derdi. "
(Nesâi, Süslenme, Bab 38, Hadis no : 5045)

Namaz bölümünde şunlar yazıyor:
750) "... Vasile bin el-Eskâ , (Radıyallâhu anh) den rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu, demiştir:
«
Çocuklarınızı, delilerinizi, satın almanızı, satışınızı, münakaşalarınızı, seslerinizi yükseltmeyi, had cezalarınızın infazını mescidlerinizden uzak tutun. Mescidlerinizin kapılarının yakınında abdest alma yerlerini ittihaz ediniz. Ve Cumua günlerinde mescidlerinizi buhurla tütsüleyiniz.»"
(Nesâi, Namaz, 750)


720- Enes b. Malik (r.anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) Mescidin kıble duvarında bir tükrük gördü ve o kadar gazablandı ki yüzü kıpkırmızı oldu. Ensardan bir kadın kalkarak tükrüğü kazıdı ve oraya güzel bir koku sürdü.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) de “Ne güzel oldu” buyurdu.
(Nesai, Mesacid, Bab 35, hadis no : 720; Muslim, Mesacid, 13; İbn Mâce, Mesacid: 10)

41-42. Cenazenin Âteşle Uğurlanması (Caiz Midir?)

3171... Ebû Hurayra'dan (rivayet olunduğuna göre) Peygamber (s.a.v.);
"Sesle ve ateşle cenazenin peşinden gidilemez." buyurmuştur.
(Bu hadisi musannif Ebû Davud'a rivayet eden) Harun (b. Abdullah bu rivayetine) şunları da ekledi: "Cenazenin önünde de yürünmez."
(Ebu Davud, Cenazeler, 3171)

Açıklama
Feryad-u figan ederek cenazenin peşinden gitmek mutlak surette caiz olmadığı gibi, meşaleler ve benzeri ateşlerle cenazenin peşinden gitmek de caiz değildir.
Bu mevzuda Hanefi fıkıh kitaplarından el-Bedayi isimli eserde şöyle deniyor:
Peygamber (s.a.v.), bir cenaze kabre götürülürken bir kadının elinde bulunan bir buhurdanlıkla cenazeyi takib ettiğini görünce, onu azarladı ve kovdu, kadın da oradan uzaklaşarak, ileride bulunan tepelerin arkasına saklandı. Ebû Hurayra (r.anh) de ölmeden önce "Benim arkamdan buhurdanlık taşımayınız. Çünkü bu ehl-i kitabın adetlerindendir. Onlara benzemek çirkin bir iştir." diye vasiyyette bulundu.

Taberânî'nin Zeyd b. Erkam'dan rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"Gerçekten Allah üç yerde sukut etmeyi sever. Kur'an okunurken, harb edilirken ve cenazenin yanında iken."
İbn Mace'nin, Ebû Burde'den rivayet ettiğine göre, Ebû Musa (r.anh) ölümü yaklaşınca "Beni buhurdanlıklarla takip etmeyiniz." diye vasiyyet etmiş.
Etrafında bulunanlar da ona: "Bu hususta (Hz. Peygamberden) bir şey mi işittin?" demişler.
O da: "Evet Rasûlullah (s.av.)'den işitmiştim" karşılığını vermiş.
Hz. Aişe (r.anha) ile Ubade b. es-Samit, Ebû Hurayra, Ebû Sâid-el-Hudri ve Esma bint Ebû Bekr (r.anh) in de bu şekilde vasiyyette bulundukları rivayet olunmuştur.

Bazı Hükümler

1. Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerif, cenazeyi kabre götürürken onu buhurdanlık, meşale gibi ateşlerle uğurlamanın meşru olmadığına delalet etmektedir. Çünkü bu putperestlerin adetlerindendir.
2. Cenaze götürürken yüksek sesle Kur'an okumak, veya zikretmek caiz değildir. Tüm halef ve selef imamları bu görüştedirler. Dört mezhebin imamı da bunun caiz olmadığında ittifak etmişleridir.

a) Bu mevzuda Hanefilerin "ed-Dürrü'1-Muhtar" isimli eserinde ve İbn Abidin Haşiyesi'nde şöyle deniyor:
"Nitekim cenazede yüksek sesle zikirde bulunmak, veya Kur'an okumak da mekruhtur. Bazıları bu kerahatın tahri-mi, bazıları da tenzihi olduğunu söylemişlerdir. Nitekim Bahir'de Gaye'den naklen böyle denilmiştir.
Yine orada Gaye'den naklen şöyle denilmiştir: "Cenazenin arkasından gidenin uzun zaman susması gerekir."
Aynı eserde Zahiriye'den naklen de şunlar söylenmiştir: "Eğer Allah Tealayı zikretmek isterse, onu içinden zikreder. Çünkü Allah Teala hazretleri "O haddi tecavuz edenleri (yani sesli dua edenleri) sevmez." buyurmuştur".
İbrahim Nehâî'den rivayet olunduğuna göre, kendisi cenaze ile beraber giden bir kimsenin "Bunun için afv dileyin ki Allah sizi de afvetsin!" demesini mekruh sayarmış.
Ben derim ki: Dua ve zikir hakkında hüküm bu olunca, şu zamanda ortaya çıkan musikiye ne buyurursun." (Ahmed Davudoğlu, İbn Abidin, III - 481, 482)

b) Şafiî mezhebinin bu mevzudaki görüşlerini de İmam Nevevî şöyle ifade ediyor:
"Bil ki, cenaze ile yürümek sırasında doğru ve beğenilen hal, selefin yaptığı gibi susmak ve sükut etmektir. Bu esnada kıraat, zikir ve başka şeylerle ses yükseltilmez. Bundaki hikmet açıktır. Çünkü sukunet, hayalin arınarak daha çok işlemesine ve bu anda, istenen bir gaye olan tefekkürün toparlanarak bütünü ile cenazeye dair hususlar üzerinde düşünmesine daha çok yarar. Hak ve doğru olan budur. Cenaze merasiminde bu sukuneti ihlal ederek başka şeyler yapanların çokluğuna aldanma. Ebû Ali Fudayl İbn Iyad (r.a) şu manada bir söz söyledi:
"Hidayet yollarında yürü. Yolcuların azlığı sana zarar vermez ve sapıklık yollarından sakın. Helak onların çokluğuna aldanma."
Beyhakî'in Sunen'inden yaptığımız rivayetler de bu söylediğim sukuneti gerektirir. Cenaze üzerine temtıyt (aşın nağme) ile okumak ve sözü mevzuundan çıkarmak gibi Şam'da cahillerin yaptıkları şeyler, alimlerin ittifakı ile haramdır. Bu hareketlerin çirkinliğini, ağır haram oluşunu ve yapabildiği halde bunları önlemeyenin fasıklaştığım Adabü'l-Kurra isimli kitabımda söyleyip izah ettim. Yardım Allah'dan dilenir." (Abdulhalık Duran, el-Ezkar, 196)

c) Maliki âlimlerden İbnu'l-Hak el-Medhal isimli eserinde yüksek sesle zikr ederek ve Kur'an okuyarak cenaze uğurlamanın meşru olmadığını ifade ettikten sonra sözü kendi zamanında bu işi ücretle yapan ve âdet haline getiren kimselere intikal ettirmiş ve bunları şiddetli şekilde tenkit etmiştir.

d) Hanbelilere göre de cenazenin yanında feryadu figan etmek, yüksek sesle Kur'an okumak veya zikretmek ve cenazeyi meşale ve buhurdanlıklarla uğurlamak mekruhtur. Cahiliyye adetlerindendir. Halktan bazılarının da halka hitaben "kardeşiniz için istiğfar ediniz." gibi sözler sarfetmesi İmam Ahmed (r.aleyh)'e göre bidattir. Ebû Hafs ise bu gibi hareketlerin haram olduğunu söylemiştir.
3. Cenazenin önünde yürümek mekruhtur. Nitekim Hanefî âlimleri metnin sonunda bulunan "cenazenin önünde yürünmez" cümlesine dayanarak, bu hükme varmışlar ve "cenazenin .arkasından yürümek mendubtur. Zira cenaze metbudur. Bu emir vucub değil, nedb içindir. Bu hususta icma' vardır" demişler ve Hz. Ali'nin "Cenazeyi önüne koy, gözünü ondan ayırma; çünkü o ancak bir meviza, bir hatıra ve bir ibrettir." dediğini söylemişlerdir. (Ahmed Davudoğlu, İbn Abidin, III - 480)



Rasulullah (s.a.v.)'in vasiyeti ise kendisine has olması ihtimal dahilindedir. O bunu tavsiye etmiş, fakat yasaklamamıştır. Naklettiğimiz hadiste de ummetine dair yasaklama kat'i değildir. İbn Teymiyye ve Zehebi (Allah onlara rahmet etsin) tütsüyü kafirlere benzeme olarak değerlendirmişlerdir fakat bu konuda gelen rivayetleri dikkate aldığımızda: şayet tütsü hakkında itikadi olarak da kafirler gibi inanılırsa bu kişiyi kufre sokar. Sadece güzel koku sağlamak için yapılırsa kafirlere benzemek olmaz. Çünkü bu sünnette de varid olmuştur.
Bu konudaki farklı rivayetlere gelince:

1- Cabir (r.anh)’den; Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki; “Ölülerinizi (kefenlerini) üç defa tütsüleyin
(Sahihtir. İbni Ebi Şeybe(2/467) Bezzar(813) İbni Hibban(5/15) Hakim(1/355) Beyhaki(3/405) Ahmed(3/331) Tarihu İbni Main(3/307) Deylemi(2569) Zeylai Nasbur Raye(2/264) Mecmauz Zevaid(3/26) İbni Hacer ed Diraye(1/232)

2- Esma bintu Ebi Bekr (r.anha) kefeninin tütsülenmesini vasiyet etmiştir.
(İbni Sad(8/254); İbni Ebi Şeybe(2/467) isnadı sahihtir)

3- İbni Ömer (r.anh) her Cuma elbisesini tütsülerdi.
(İbni Ebi Şeybe (1/481)

4- Ebu Hurayra, İbni Sirin, Hasen el Basri ve İbrahim en Nehaî;kefen tütsülenir” dediler.
(İbni Ebi Şeybe(2/467); İbni Kudame el Mugni(2/169)

5- Nuaym el Mucmir (r.anh), Rasulullah (s.a.v.)’in mescidini tütsülediği için “el mucmir” lakabını almıştır.
(Fethul Bari(2/7); Tehzibut Tehzib(10/414);Tehzibul Kemal(29/488); Taberani Sagir(2/32); Nevevi el Minhac(3/134); İbni Abdilberr et Temhid(16/177); Zukani Şerhul Muvatta(1/106); İsbehani Ricalu Muslim(2/295); Ebu Ya’la el Halili el İrşad(1/217); Kettani Teratib(1/170); el Mudevvene(1/107)

6- Ömer (r.anh) her Cuma mescidi tütsületirdi.
(İbni Abdilberr et Temhid(16/177); Ebu Yala(1/170); İbni Ebi Şeybe(2/141); Mecmauz Zevaid(2/11); Tefsiru İbni Kesir(3/394); Suyuti Tenvirul Havalik(1/42); Tuhfetul Ahfezi(3/160); İbni Kesir; hasen dedi)

7- Ömer (r.anh) Medine'deki mescide üzeri insan figürüyle süslü Suriye işi bir gümüş buhurdanlık hediye etti.
(İbni Rusteh el Âlâkun Nefise (s.66)

8- İmam Malik Bin Enes (r.aleyh) hadis dersi verirken tütsü yaktırırdı.
(Kadı Iyaz , Tertibul Medarik (1/154); Şifau Şerif (s.431)

9- Selman (r.anh) evlendiği gün eşinin tütsü yaktığını görünce; “bu zararlıdır, yangına sebeb olabilir. Bunu memleketinden mi getirdin?” demiş, eşi; “düğün evinin süslenmesi adettir” deyince karşı çıkmamıştır.
( İbni Habib Gaye ve Nihaye(37); Ebu Nuaym Hilye (1/185)

10- Vehb Bin Munebbih (r.anh) dedi ki; “Harun (a.s.) mabedleri tütsülerdi.”
(İbni Ebi Şeybe (7/221)

 
Üst Ana Sayfa Alt