Çevrimdışı
Yapmadıklarıyla övünen başı örtülü çıplaklara ...
EY SAHTE MUVAHHİDE !
Şeytan !...
Kanın damarda dolaştığı gibi dolaşır durur içinde insanın,
hatta bazen yoldaş olur insana.
Ardına düşer de isyandan isyana koşar insan,
arkadaşı olur onun yalan, iftira ve zan...
Sabah erkenden kalkıp aynaya bakmaz,
kendi haline bakıp İblis'ten saymaz...
Örtülü çıplaktır, aldırmasa da haline,
hayır gelmez ondan çevresine, âl'ine.
Ağzında çalkalar durur da İslam'ı,
lakin geçmez boğazından aşağı Allah'ın kelamı.
Sabahtan akşama dem vursa da İslam'dan,
bihaberdir madâm aslında Kur'an'dan.
Yalanla gidermeye çalışır yüzündeki kırışıklıkları,
selülitlerini tedavide kullanır en alçak iftiraları.
Bir de sû-i zan çekti mi saçındaki aklara,
keyfine diyecek yoktur, atar madâm kendini sokaklara.
Ölü etiyle beslenir, gıybet eder üç öğün.
Salih amelleriyle ısınır, hasedlenir kış boyu...
Kuş uçmaz kervan geçmez, harabedir evi madâmın,
çoluk çocuk akşamdan akşama yüzün görür adamın.
Çürük çarık meyveleri doldurup heybesine,
satamaz da pazar pazar dolaşır öylesine.
Be hey şaşkın !
Be hey sahte âlime !
İslam diye ağzından yalanlar akıyor senin,
dalâlet, fısk-ı fücûr hep senin eserin.
Sözlerin bühtandır İlahi Kelam'a,
taş çıkartırsın Vallahi binlerce Bel'âm'a.
Kimileri yol teper Allah için bu arzda,
sahtekarlar kudurur senin gibi bu tarzda.
Uğrun açık olsun Ey sahte Muvahhide !
Hüdâ dilini ateşten makaslarla kese !
Hakikat ! Şeytan'ı hoşnut ettin,
Cenâb-ı Hak da seni ede (!)
Yeter gayrı başı örtülü çıplak !
Lak lak etmeyi bırakıp dön de aynaya bak!
Handan Ayyıldız
EY SAHTE MUVAHHİDE !
Şeytan !...
Kanın damarda dolaştığı gibi dolaşır durur içinde insanın,
hatta bazen yoldaş olur insana.
Ardına düşer de isyandan isyana koşar insan,
arkadaşı olur onun yalan, iftira ve zan...
Sabah erkenden kalkıp aynaya bakmaz,
kendi haline bakıp İblis'ten saymaz...
Örtülü çıplaktır, aldırmasa da haline,
hayır gelmez ondan çevresine, âl'ine.
Ağzında çalkalar durur da İslam'ı,
lakin geçmez boğazından aşağı Allah'ın kelamı.
Sabahtan akşama dem vursa da İslam'dan,
bihaberdir madâm aslında Kur'an'dan.
Yalanla gidermeye çalışır yüzündeki kırışıklıkları,
selülitlerini tedavide kullanır en alçak iftiraları.
Bir de sû-i zan çekti mi saçındaki aklara,
keyfine diyecek yoktur, atar madâm kendini sokaklara.
Ölü etiyle beslenir, gıybet eder üç öğün.
Salih amelleriyle ısınır, hasedlenir kış boyu...
Kuş uçmaz kervan geçmez, harabedir evi madâmın,
çoluk çocuk akşamdan akşama yüzün görür adamın.
Çürük çarık meyveleri doldurup heybesine,
satamaz da pazar pazar dolaşır öylesine.
Be hey şaşkın !
Be hey sahte âlime !
İslam diye ağzından yalanlar akıyor senin,
dalâlet, fısk-ı fücûr hep senin eserin.
Sözlerin bühtandır İlahi Kelam'a,
taş çıkartırsın Vallahi binlerce Bel'âm'a.
Kimileri yol teper Allah için bu arzda,
sahtekarlar kudurur senin gibi bu tarzda.
Uğrun açık olsun Ey sahte Muvahhide !
Hüdâ dilini ateşten makaslarla kese !
Hakikat ! Şeytan'ı hoşnut ettin,
Cenâb-ı Hak da seni ede (!)
Yeter gayrı başı örtülü çıplak !
Lak lak etmeyi bırakıp dön de aynaya bak!
Handan Ayyıldız
