Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Ezanı Duyup Camiye Gitmeyenin Namazı Olur mu?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Ebû'd-Derdâ'dan; demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.)'i şöyle buyururken işittim:
"Köyde ve kırda üç kişi bir arada olur da, namazı cemaatle kılmazlarsa şeytan mutlaka onlara gâlib gelir, (musallat olur ve onları Allah'ın zikrinden alıkoyar). Aman, cemaate sarıl, çünkü kurt, sürüden ayrılan koyunu kapar".
(Ebu Davud, Namaz, Bab 46, Hadis no: 547; Nesaî, imame 4fi; Ahmed b. Hanbel, V, 196; VI, 446)


حدثنا محمد بن بشار: حدثنا محمد بن أبي عدي، عن شعبة، عن سعد بن إبراهيم، عن حميد بن عبد الرحمن، عن أبي هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال
( لقد هممت أن آمر بالصلاة فتقام، ثم أخالف إلى منازل قوم لا يشهدون الصلاة، فأحرق عليهم )
Ebu Hurayra (r.anh)'in naklettiğine göre;
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "İçimden namaz için ezan okunmasını emrettikten sonra namaza gitmeyerek, namaz için cemaate gelmeyenlerin evlerine gidip evlerini yakmayı geçirdim."

(Buhari, Kitabu'l Husumat, Bab 5, Hadis no: 2420)

Ebû Hurayra'dan; demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"And olsun ki, namazın kılınması, (ikâmetin yapılması) ve birinin geçip onlara namaz kıldırması için emir vermeyi, sonra da beraberlerinde odun bulunan bir kısım insanlarla gidip (cemaatle) namaza iştirak etmeyenlerin evlerini cayır cayır yakmayı arzu ettim"
(Ebu Davud, Namaz, Bab 46, Hadis no: 548; Muslim, mesâcıd 251, 252, 253; Tirmızî, salât 48; İbn Mâce, mesâcid 17; Ahmed b. Hanbel, II, 244, 292, 314, 319, 424, 472, 531, 539)

Ebû Hurayra'dan; demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet edilmiştir:
"İçimden öyle geldi ki gençlerime odun demetleri toplamalarını emredeyim, sonra da özürsüz olarak (cemaata gelmeyip) namazı evlerinde kılanlara gideyim ve evlerini yakayım"
(Ebu Davud, Namaz, Bab 46, Hadis no: 549; Tirmizî, mevâkît 48; İbn Mâce, mesacıd 17; Dârimî, salât 54; Ahmed b. Hanbel, I, 450; II, 314, 376, 472; Muslim, mesacid 251)


İbn Âbbâs (r.anhuma) Rasûlullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu söylemiştir:
"Muezzinin ezanını duyub da namaza gitmesine mâni bir özrü olmayan kimsenin...”;
(Bu arada sahâbîler Rasûlullah'a) "özür nedir?" diye sordular.
(Rasûlullah) "Korku veya hastalıktır" karşılığını verdi. " (Evinde) kıldığı namaz kabul olunmaz."
(Ebu Davud, Namaz, Bab 46, Hadis no: 551)



Mezheb ve Âlimlere Göre Cemaatle Namazın Hükmü

Hadis-i şerifteki tehdid ve teşdîdin zahirinden bütün namazlarda cemaatin farz-ı ayn olduğu anlaşılır. Çünkü farz-ı kifaye olsaydı, Rasûlullah ve onunla beraber olan sahâbilerin cemaat yapması ile bu farz düşerdi. Eğer sünnet olsa idi Rasûlullah cemaati terk edenleri bu şekilde tehdid etmezdi. Çünkü sünneti terk etmek böyle bir cezayı gerektirmez. Öyleyse cemaatin farz-ı ayn olduğu meydana çıkar.
Bu görüş, Atâ, Evzâî, İshâk, Ebû Sevr, İbn Huzeyme, İbnu'l-Munzir, İbn Hibbân, Zahirî ve Hanbelî mezheblerinin görüşüdür. Bunların istinad ettiği başka hadisler de vardır.

Ayrıca cemaatin farz-ı ayn olduğunu söyleyenler, onun namazın sıhhati için şart olub olmadığında ihtilâf etmişlerdir. Zahirî'lere göre cemaat, namazın sıhhati için şarttır. Binaenaleyh bu görüşe göre bir kimse ezanı işitir, özürsüz cemaate gelmez de evinde namazı kılarsa, namazı bâtıldır. Eğer ezanı duymazsa, namazını evinde, bir veya daha fazla kişi ile birlikte kılmalıdır. Eğer bir özrü varsa veya ezanı işitemeyecek yerde olur ve beraber namaz kılacak kimse bulamazsa ancak o zaman tek başına namaz kılabilir.

Şâfiî ve Mâlikî'lerin bazılarına göre cemaat farz-i kifâyedir. Hanefî'lerden Tahâvî ve Kerhî de aynı görüştedir. Ancak Şâfiilerden bu görüşte olanlar, cemaatin farz-ı kifâye oluşunu, kaza namazlarına değil, sadece edâ edilen namazlara mahsus olduğunu söylerler. Bunların delilleri de aynen cemaatin farz-ı ayn olduğunu söyleyenlerin delilleridir.
Yalnız "Cemaatle kılanan namaz tek başına kılınan namazdan yirmi beş derece daha efdaldir" hadisi ile bu farzın farz-ı kifâye olduğuna kail olmuşlardır. Çünkü bu hadisten, tek başına kılınan namazın sahih olduğu anlaşılır. Öyleyse diğer delillerden çıkarılan farziyyet, kifâye olmuş olur.

Hanefî, Malikî ve Şafiîlerin cumhuruna göre; Cemaat sünnet-i muekkededir. Delilleri az önce zikredilen hadisle, Şeyhân (Buharı ve Muslim)'in muştereken rivayet ettikleri şu hadistir:
"Ibn Ömer'den mervîdir ki; Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kişinin cemaatle kıldığı namaz tek başına kıldığı namazdan yirmi yedi derece daha efdaldır."

Cumhur, bu hadis-i şeriflerden, cemaatle namaz kılmanın sünnet-i muekkede oluşuna şöyle istidlâl ederler: Bir şeyin başka bir şeyden efdal olması ancak o iki şeyin de caiz ve faziletli olması halinde mümkündür.

Aşağıda meallerini vereceğimiz hadisler de cumhurun görüşüne delil teşkil etmektedirler:
Buhârî ve Muslim, Ebû Musa'dan rivayet etmişlerdir ki, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşdur:
"Muhakkak, namaz hususunda insanların sevab alma yönünden en üstünü namaza (camiye) yolu en uzak olanıdır. Ondan sonra uzaklığına göre sevablar ölçülür. Namazı imamla beraber kılmak için bekleyen kişinin sevabı, tek başına kılıb da yatmağa gidenin sevabından daha fazladır."

Ebû Dâvûd ve Nesâî'nin Yezîd b. Esved'den rivayetinde de, Rasûlullah (s.a.v.) kendisiyle birlikte namaz kılmayıp (bir kenarda) oturan iki adama; "Sizi bizimle namaz kılmaktan men'eden şey nedir?” diye sordu.
Adamlar : "Ya Rasûlullah biz evimizde namazımızı kıldık" dediler.
Buna karşılık Rasûlullah (s.a.v.) onlara, "Evinizde namazınızı kılıp da mescidde cemaatle namaz kılınırken gelirseniz onlarla yine kılınız. O namaz (ikincisi) sizin için nafile olur" buyurdular.

Cumhur, Ebû Davud'un bu hadisini delil olarak, cemaatle namaz kılmanın farz olduğuna hükmedenlere şu şekilde cevab vermiştir:

1. Bu hadis, cemaate gelmeyip namazı evde de kılmayan munafıklar hakkında vârid olmuştur.
2. Rasûlullah (s.a.v.) camiye gelmeyenlerin evlerini yaktırmamıştır. Eğer cemaat farz olsaydı bunu yapardı.
3. Kadı Iyaz'ın ifâdesine göre namaz için cemaatin farz oluşu, İslâm'ın ilk zamanlarında munafıkların namazı terk etmelerine mâni olmak içindi. Sonra farziyyet nesh edildi.
4. Şevkânî, cumhurun, bu hadisin cemaate gelmeyenleri zecr için vârid olduğuna kail olduklarını söyler.

Ubey b. Kâ'b'dan. Demiştir ki;

Birgün Rasûlullah (s.a.v.) bize sabah namazını kıldırdı ve "filan burada mı?" dedi.
(Ashab) "hayır" dediler.
Rasûlullah tekrar "peki ya, filan burada mı?" diye sordu,
Oradakiler yine "Hayır" karşılığını verdiler.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.); "Bu iki namaz (yatsı ve sabah namazları) munafıklara en ağır gelen namazlardır. Eğer siz bu namazlardaki (sabah ve yatsı) sevabı bilseydiniz dizler üzerinde emekleyerek de olsa (bunları cemaatle kılmak için camiye) gelirdiniz. Birinci saf (Allah'a yakınlık, şeytandan uzaklık, ecir ve sevab yönünden) meleklerin saffı gibidir. Siz birinci saftaki fazileti bilseydiniz, ona koşar (onun için yarışır)dınız. Muhakkak bir adamın başka bir adamla (cemaat yaparak) namaz kılması tek başına namaz kılmasından, iki kişi ile birlikte kılması da, bir kişi ile birlikte kılmasından daha çok sevablıdir. (Cemaat) ne kadar çok olursa Allah'a o kadar sevimli olur" buyurdular
(Ebu Davud, Namaz, Bab 47, Hadis no: 554; Nesâî, imame 45; İbn Mâce, mesacid 18; Ahmed b. Hanbel, V, 145)


İbn-i Ummi Mektûm (r.anh)'den rivayet edilmiştir ki;
Rasûlullah (s.a.v.)'a; "Ya Rasûlullah, ben gözü görmeyen ve evi mescide uzak olan bir adamım. Bana kılavuzluk etmeyen bir hizmetçim var. Benim namazımı evimde kılmama ruhsat var mı?" diye sormuştur.
Rasûlullah'ın, "Ezanı duyuyor musun?" sualine de
"Evet" cevabını vermiştir.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) "sana ruhsat bulamıyorum" buyurmuşlardır.
(Ebu Davud, Namaz, Bab 46, Hadis no: 552; ibn Mâce, mesâcid 17; Ahmed b. Hanbel III, 423; IV, 43: Muslim, mesâcid 255; Nesâî, imame)
Bu hadis-i şerifin zahirî cemaate devamın arz-ı ayn olduğunu iddia edenlerin görüşünü desteklemektedir. Subulu's-Selâm'da cemaati farz-ı ayn kabul edenlerin delillerinin yukarıda geçen "ev yakma..." hadisi ile bu hadis olduğu söylenir. Hattâbî de bu hadisin, cemaatin vucûbuna delâlet ettiğini söyler ve şunları nakleder:
Atâ b. Ebî Rebâh "Şehirde ve köyde ezanı işiten hiç kimsenin cemaati terk etmesine ruhsat yoktur" demiştir.
Evzâî de ebeveynin evlâdını cemaate gitmekten men etmesi hâlinde, ebeveyne itaatin gerekli olmadığını söyler.


***

Camide namaz, Namazın kabul şartlarından değildir. Hele ki Dar'ul harbin camileri hiç değildir.
Cemaatle namaz, tek başına kılınan namazdan 25 - 27 derece daha fazla ecri bulunur.
Camiî'ye cemaat için gidilr; imamdaki sıkıntılardan dolayı camiye gidilememesi durumunda (veya farklı ortamlarda) cemaat yapılabilmesi durumunda cemaat ecri alınabilir. Nitekim düşman istilası anında, savaş durumunda dâhi nasıl cemaatle namaz kılınması gerektiğini yüce Allah kitabında zikretmiş, herkes bulunduğu yerde tek başına kılabilir diye bir mazeret kabul etmemiştir!
Fakat bilhassa muslumanların kontrol altına alarak rejimin rıdasına uygun musluman tiplemelerinin yetiştirilmesi için kufur rejimlerinin himayesi ve maddi desteğiyle kıldırgaçlık yapan memurlar veya namaz kıldıran görevli imamın akidesinde sıkıntı olduğunun bilinmesi durumunda; mazeretsiz cemaate gidilmeyebilir . Bu durumda da muslumanların kendi içlerinden tevhid akidesine vâkıf bir muslumanı kırda, ormanda, evde, işte önlerine geçirerek arkasında namaz kılarak cemaat sevabından mahrum kalınmadığı gibi, cemaatle hareket etme melekesi de yitirilmediğinden Şeytan sevindirilmemiş olur!
 
O Çevrimdışı

ogrencitalebe

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İbn Âbbâs (r.anhuma) Rasûlullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu söylemiştir:
"Muezzinin ezanını duyub da namaza gitmesine mâni bir özrü olmayan kimsenin...”;
(Bu arada sahâbîler Rasûlullah'a) "özür nedir?" diye sordular.
(Rasûlullah) "Korku veya hastalıktır" karşılığını verdi. " (Evinde) kıldığı namaz kabul olunmaz."
(Ebu Davud, Namaz, Bab 46, Hadis no: 551)

Bu hadis diğer hadislerle nesh mi olunmuştur ?Camide namaz kabul şartı değild ise ?Yani aşağıdaki gibi hadislerle ?İzah eder misiniz ?Allah razı olsun.

Aşağıda meallerini vereceğimiz hadisler de cumhurun görüşüne delil teşkil etmektedirler:
Buhârî ve Muslim, Ebû Musa'dan rivayet etmişlerdir ki, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşdur:
"Muhakkak, namaz hususunda insanların sevab alma yönünden en üstünü namaza (camiye) yolu en uzak olanıdır. Ondan sonra uzaklığına göre sevablar ölçülür. Namazı imamla beraber kılmak için bekleyen kişinin sevabı, tek başına kılıb da yatmağa gidenin sevabından daha fazladır."
 
Üst Ana Sayfa Alt