H
Çevrimiçi
"Fazilet ve Rahmet Ayı: Ramazan"
Ramazan...
Kendisinde pek çok nimetin, rahmetin, fazileti ve bereketin buluştuğu ay...
Koskoca yılda 11 aylık bekleyişin ardınan ruhu yenilemek için 1 aylık muazzam bir fırsat...
İnsan'ın bu dünyadaki yolculuğunda azık toplaması için en elverişli zaman dilimi...
Ahiret yurduna gitmeden önce temizlenmek, af dilemek, yenilenmek ve hayırlara koşmak için bulunmaz bir fırsat...
Bağışlanmadan çıkanın şaşılacak durumda olacağı derecede önemli bir ay...
İnsan olarak hepimiz yaşayan birer canlıyız. Her gün yiyoruz, içiyoruz, başka canlılarla ve dünyayla farklı şekillerde iletişim kuruyoruz. Bu sırada sürekli olarak hatalar yapıyoruz, yeri geliyor Yüce ALLAH'ın yasaklarını çiğniyoruz, yeri geliyor tek derdimiz dünyalık oluyor, o gaflet anında ahireti unutuyoruz. Aslında hepimiz birer yolcuyuz lakin bunu çok çabuk unutuyoruz bu dünyanın süslü aldatmacaları arasında. Hepimiz anne karnında başladık bu yolculuğa, sonra büyük geliştik derken yaşlandık. Ve hepimiz aynı durakta bitireceğiz bu yolculu farklı zamanlarda olsa da. Kimimizin ki belki on yıllarca sürecekken kimininki belki de sadece birkaç saat. Ama geldiğimiz yer ve gideceğimiz yer aynı. Bu dünya aslında gideceğimiz yer için azık toplama yeri. Çünkü son durakta oraya ne götürdüğümüze bakılacak ve getirdiğimiz yani bu dünyadan topladığımız şeylere göre bir sonraki durağımız belirlenecek. Eğer bizler Cennet'e ulaşmak istiyorsak biletimizde Cehennem yazmadığından emin olmalıyız. Doğru bilete sahip olmazsak yanlış yere gideriz. Doğru biletin ilk anahtarı İman'dır. Yüce ALLAH'a tam bir iman ve teslimiyet ile müslüman olmak. Kelimei Tevhidi gerçekleştirmek. Ardından biletimizin sorumluluklarını yerine getirmemiz gerekiyor. Nasıl ki siz bir trene binerseniz belirli kurallar vardır, kafeterya mesela 9'da açılır ve kendi yiyeceğinizi götüremezsiniz. Ya da tuvalet molaları 5dk. Bunun gibi bizimde biletimizde uymamız gereken kurallar var. Ayrıca son durak için bazı valiz kuralları da mevcut. Öncelikle dünya malı götüremezsiniz hepsini burada bırakmanız lazım. Yanınızda sadece yaptığınız iyi-kötü ameller olabilir. Başkasının amellerini de alamazsınız, kendinizinkileri de veremezsiniz. Ayrıca yanınızdaki iyi ve kötü amelleriniz tartılacak ve bu tartı sonucunda bir sonraki durağınız belli olacaktır. Bu sebeple bu dünyada mümkün olduğunca iyi amel toplayıp kötü olanlarından kaçınmak icap ediyor. Fakat insan zayıf olduğundan bu her zaman o kadar kolay olmuyor. Fakat Yüce ALLAH insan için bazı fırsatlar yaratmış. Örneğin her günki farz namazlar bağışlanıp temizlenmek için bir fırsattır. Ya da her hafta Cuma günü bu fırsatlardan birisidir. Fakat öyle bir fırsat varki kendi içinde bile çok büyük fırsatlar barındırıyor. O fırsat Ramazan Ayı'dır. Fazilet ve rahmet ayıdır. Bağışlanma ve sevap kazanma ayıdır. Kur'an'ın indiği mübarek aydır. Cennet kapılarının açıldığı, Cehennem kapılarının kapandığı, şeytanların bağlandığı ve mükafatı bizzat ALLAH'a ait olan Ramazan Orucu'nun bulunduğu aydır. Yılda tek bir defa gelen 365 gün içerisindeki en bereketli gece olan, 1000 aydan daha hayırlı Kadir Gecesi'nin bulunduğu aydır. Öyle özel bir aydır ki Ramazan, bu aya erişip de bağışlanmayan kınanmıştır.
Bu kadar fazilet ve rahmet ile dolu bir ayı hiçbir aklı selim boşa geçirmez ve geçirmemelidir de. Bu ayı bol bol ibadet ederek, nafile namazlar kılarak, bol bol Kur'an'ı Kerim okuyarak, Teheccüd kılarak, Teravih kılarak, zikir, istiğfar ve ibadet ile geçirip mümkün olan en fazla şekilde faydalanaıp temizlenmek gerekir ki öbür dünyaya götürecek azığımız hazır olsun. Yoksa bu ayı boş dünya zevkleri ile geçirip bu muazzam bağışlanma fırsatını kaçırana gerçekten yazıklar olsun.
Ramazan...
Kendisinde pek çok nimetin, rahmetin, fazileti ve bereketin buluştuğu ay...
Koskoca yılda 11 aylık bekleyişin ardınan ruhu yenilemek için 1 aylık muazzam bir fırsat...
İnsan'ın bu dünyadaki yolculuğunda azık toplaması için en elverişli zaman dilimi...
Ahiret yurduna gitmeden önce temizlenmek, af dilemek, yenilenmek ve hayırlara koşmak için bulunmaz bir fırsat...
Bağışlanmadan çıkanın şaşılacak durumda olacağı derecede önemli bir ay...
İnsan olarak hepimiz yaşayan birer canlıyız. Her gün yiyoruz, içiyoruz, başka canlılarla ve dünyayla farklı şekillerde iletişim kuruyoruz. Bu sırada sürekli olarak hatalar yapıyoruz, yeri geliyor Yüce ALLAH'ın yasaklarını çiğniyoruz, yeri geliyor tek derdimiz dünyalık oluyor, o gaflet anında ahireti unutuyoruz. Aslında hepimiz birer yolcuyuz lakin bunu çok çabuk unutuyoruz bu dünyanın süslü aldatmacaları arasında. Hepimiz anne karnında başladık bu yolculuğa, sonra büyük geliştik derken yaşlandık. Ve hepimiz aynı durakta bitireceğiz bu yolculu farklı zamanlarda olsa da. Kimimizin ki belki on yıllarca sürecekken kimininki belki de sadece birkaç saat. Ama geldiğimiz yer ve gideceğimiz yer aynı. Bu dünya aslında gideceğimiz yer için azık toplama yeri. Çünkü son durakta oraya ne götürdüğümüze bakılacak ve getirdiğimiz yani bu dünyadan topladığımız şeylere göre bir sonraki durağımız belirlenecek. Eğer bizler Cennet'e ulaşmak istiyorsak biletimizde Cehennem yazmadığından emin olmalıyız. Doğru bilete sahip olmazsak yanlış yere gideriz. Doğru biletin ilk anahtarı İman'dır. Yüce ALLAH'a tam bir iman ve teslimiyet ile müslüman olmak. Kelimei Tevhidi gerçekleştirmek. Ardından biletimizin sorumluluklarını yerine getirmemiz gerekiyor. Nasıl ki siz bir trene binerseniz belirli kurallar vardır, kafeterya mesela 9'da açılır ve kendi yiyeceğinizi götüremezsiniz. Ya da tuvalet molaları 5dk. Bunun gibi bizimde biletimizde uymamız gereken kurallar var. Ayrıca son durak için bazı valiz kuralları da mevcut. Öncelikle dünya malı götüremezsiniz hepsini burada bırakmanız lazım. Yanınızda sadece yaptığınız iyi-kötü ameller olabilir. Başkasının amellerini de alamazsınız, kendinizinkileri de veremezsiniz. Ayrıca yanınızdaki iyi ve kötü amelleriniz tartılacak ve bu tartı sonucunda bir sonraki durağınız belli olacaktır. Bu sebeple bu dünyada mümkün olduğunca iyi amel toplayıp kötü olanlarından kaçınmak icap ediyor. Fakat insan zayıf olduğundan bu her zaman o kadar kolay olmuyor. Fakat Yüce ALLAH insan için bazı fırsatlar yaratmış. Örneğin her günki farz namazlar bağışlanıp temizlenmek için bir fırsattır. Ya da her hafta Cuma günü bu fırsatlardan birisidir. Fakat öyle bir fırsat varki kendi içinde bile çok büyük fırsatlar barındırıyor. O fırsat Ramazan Ayı'dır. Fazilet ve rahmet ayıdır. Bağışlanma ve sevap kazanma ayıdır. Kur'an'ın indiği mübarek aydır. Cennet kapılarının açıldığı, Cehennem kapılarının kapandığı, şeytanların bağlandığı ve mükafatı bizzat ALLAH'a ait olan Ramazan Orucu'nun bulunduğu aydır. Yılda tek bir defa gelen 365 gün içerisindeki en bereketli gece olan, 1000 aydan daha hayırlı Kadir Gecesi'nin bulunduğu aydır. Öyle özel bir aydır ki Ramazan, bu aya erişip de bağışlanmayan kınanmıştır.
Bu kadar fazilet ve rahmet ile dolu bir ayı hiçbir aklı selim boşa geçirmez ve geçirmemelidir de. Bu ayı bol bol ibadet ederek, nafile namazlar kılarak, bol bol Kur'an'ı Kerim okuyarak, Teheccüd kılarak, Teravih kılarak, zikir, istiğfar ve ibadet ile geçirip mümkün olan en fazla şekilde faydalanaıp temizlenmek gerekir ki öbür dünyaya götürecek azığımız hazır olsun. Yoksa bu ayı boş dünya zevkleri ile geçirip bu muazzam bağışlanma fırsatını kaçırana gerçekten yazıklar olsun.
