Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Fehmeddin Dindar Hoca'nın Şehadeti‏

A Çevrimdışı

Abdullah Yusuf

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
W9D3pRv.jpg


Fehmeddin Hoca'nın şehadeti‏


9 mart 2012 cuma gunu sabahıydı Fehmeddin hoca uykusundan uyanınca mucahıdlerden bırıne bugun ruyamda TURKIYEDE KI sevdıgım butun muslumanları gördüm diyor ve seviniyordu. Mucahidler ise o gunun sabahında Fehmeddin hocanın arkasında son kez onun sesini dinleyerek namazlarını kıldılar öğlen namazı esnasında dört tane casus uçağı mucahidlerin bulunduğu yerin üzerinde dolaşmaya başladı Fehmeddin hoca her zamanki gibi eline kitabını aldı uçakların sesleri arasında ilim okumaya devam etti o hep şu sözü şöylerdi :

İLİMSİZ MUCAHİD KATİL,
CİHADSIZ ALİM BEL'AM OLUR..


Ve bir ara yabancı mucahidlerin kendi aralarında üzerlerinde dolasan casus uçaklarıyla alakalı çok konuştuklarını ve tedirgin oldukarını görünce onlara unutulmayacak şu sözleri söyledi KORKMAYIN ONLAR SALİH KİMSELERİ VURUYOR... evet gerçekten bu söz çok doğru bir sözdü mucahidlerin ortak bir kanati vardı salih olan ve hizmet ehli olan kımselerin ŞEHİD olmalarıydı. daha sonra mucahidlerin oradakı emırı gelerek herkese ayrılmalarını söyledi bu arada fehmeddın hoca ellereini semaya kaldırmış ve başınıda bükmüş bir halde dua ediyordu hatta rabbine yalvarıyordu sanki şöyle diyordu kendisinde bir kaç yol önce şehid olan bursalı ademi ben çok özledim beni onun ile cennete buluştur beni onun yanına al.. ÇÜNKÜ o her zaman mucahidlere kendisi için böyle dua etmelerini istiyordu o ADEMİ / Zubeyr cok seviyodu adem diyince hep iç çekiyordu. ve akşam namazı vaktine doğruydu çok arzuladığı rabbine kavuşma anı yaklaşmıştı başka bölgeden arabayla gelen mucahidler Fehmeddin hocayı Rabbin seni çağırıyor dercesine çağırdılar ve arabaya binerek bir müddet yol aldıktan sonra amerikan casus uçakları tarafından atılan altı füzeyle Fehmeddin hoca şehidler kervanına katıldı inşaallah...

RABBİM ŞEHADETİNİ KABUL ETSİN BİZLEREDE NASİB ETSİN

(amin)

DUAYA MUHTAÇ KARDEŞİNİZ.........
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Rabbim çok arzuladığın şehadetini kabul buyursun kardeşim.
Fehmeddin Dindar Hocadan Ailesine ve Yakın Akrabalarına Son Veda - Nasihat Mektubu

YARINA NE HAZIRLADINIZ?

AKRABALARIMA AÇIK BİR MEKTUBUMDUR

Ey akrabalarım! Ey amca, dayı, ağabey, abla, teyze, hala, enişte, yeğen ve tüm akrabalarım! Allah’ın selamı ve rahmeti tüm Müslümanların üzerine olsun.

Yazılan tüm bu kelime ve cümleler sizin dünya ve ahiret hayrınızı isteyen kardeşinizin size nasihatleridir. Yani bunların tümü sizi seven, iyiliğinizi isteyen, değer veren ve sizden duadan başka hiçbir şey beklemeyen kardeşinizin halis öğütleridir.


NE İSTİYORUM…?

Ey akrabalarım ve ey büyüklerim! Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) buyuruyor ki:

“Sizden hiç biriniz kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olamaz.” (Buhari ve Müslim)

Peki, insan kendisi için ne ister? Sadece mal, mülk, makam ve mevki mi? Yoksa hem dünyanın hem de ahiretin güzelliğini mi? Elbette akıllı ve insaflı her insan hem dünyanın hem de ahiretin güzelliğini ister. Allah’ın kendisinden razı olmasını ister. Sırattan geçmeyi ister. Cennete girmeyi ister. Peygamberlere, Salihlere, sıddıklara ve şehidlere komşu olmayı ister. Peki, tüm bu güzel şeyleri sadece kendisi için isteyen insan bencil değil midir? Elbette ki bencildir.

İşte ben sizin kardeşiniz olarak kendim için istediğimi sizin için de istiyor ve bu satırları kaleme alıyorum. Elbette ki bu satırların miktarı az ama değeri çoktur. Ayrıca düşünen ve aklını kullanabilen herkes için yeterli ibretler ve öğütlerle doludur. Allah hepimize halis niyet ve salih amel nasip etsin.
Hiç insan kendisi cennete, akrabaları cehenneme gitsin ister mi? Kendi mizanı ağır, akrabalarının mizanı hafif olsun ister mi? Kendi günahları affedilirken ana-babası ve akrabaları cezalandırılsın ister mi? Elbette hiçbir akıllı insan bunu istemez. Bunun için ben isterim ki Allah hem benim hem de sizin günahlarınızı bağışlasın. Hem beni hem de sizi cennete koysun. Hem benden hem de sizden razı olsun. İşte bunun için bu kısa mektubu yazıyorum.


NİÇİN YARATILDIK?

Ey büyüklerim ve ey kardeşlerim! Biraz durun. Şu sonu gelmez işlerinize biraz ara verin ve düşünün. Acaba biz dünyaya niye geldik? Bizi buraya kim gönderdi? Gönderen bu zat bizden ne istiyor? Bundan sonra nereye gideceğiz?

Buraya sadece yemek, içmek ve ihtiyaçlarımızı gidermek için mi geldik? Eğer böyle ise bizim hayvanlardan ne farkımız kalır? Çünkü onlar da yiyor, içiyor ve ihtiyaçlarını gideriyor. Bizimle onlar arasında sizce de bir fark olmalı değil mi?

Peki, acaba sadece mal mülk biriktirmek için mi dünyaya geldik? Ama durun bir dakika! Sizden önce o kadar mal biriktiren, paraları kasalara dolduran dedelerimiz bütün o malı ve mülkü terk edip gitmediler mi? Hatta ve hatta bütün dünyaya malik ve sahip olan Sultan Suleyman (aleyhisselam) ve benzeri nice insanlar bu dünyayı terk edip gitmedi mi? Şair ne de güzel söylemiş:

Dünyasına dünyasına
Aldanma dünyasına
Dünya benim diyenin
Dün gittik dün yasına

Şu evrende tam 400 000 çeşit canlı var ve en üstünü insandır. Yani en şereflisi, en değerlisi ve en kıymetlisi insandır. Peki, hiç düşündünüz mü? Allah bize bu kadar şerefi niye verdi? Bu kadar canlıdan niye üstün tuttu ve bizi onlara efendi kıldı?

Ey insanlar! Şimdi yukarıda sorduğumuz bütün bu sorulara bakın Allah-u Teâlâ nasıl cevap veriyor. Bizi yaratan, dünyaya gönderen, bizi en şerefli varlık yapan Allah bakın ne buyuruyor: “ Ben insanları ve cinleri yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariat:56) Yani Allah-u Teâlâ bizi kendisini tanıyalım, ona ibadet edelim, ona kullukta bulunalım, hiçbir şeyi ona ortak koşmayalım, onu her şeyimizden çok sevelim diye yaratmıştır. Zaten bu kadar şerefli ve kıymetli olan insana da bundan başkası yaraşmazdı.

Şunu da kesinlikle bilmeliyiz ki ibadet sadece namaz, oruç, hac ve zekâttan ibaret değildir. Aksine ibadet beşikten mezara bütün hayatımızı içine alan büyük bir mefhum ve muazzam bir olgudur. Yani hayatı A’dan Z’ye ihata eden ve hiçbir gediğe mahal vermeyen bir olgu.

Allah-u Teâlâ buyuruyor ki: “De ki: Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin rabbi olan Allah içindir.”(Enam:162) Peki bu ne anlama gelir? Yani ben Allah için namaz kılar ve bütün ibadetlerimi onun için yaparım. Onun için yaşar, ticaret yapar, çalışır, kazanır, evlenir, ev alır, çocuk sahibi olur, iş sahibi olur, yerim ve içerim. Nihayet onun için ölürüm. Onun istediği gibi yani. Söyler misiniz Allah’ın istediği gibi yaşamayan biri onun istediği gibi nasıl ölsün?

Bakın başka bir yerde Allah-u Teâlâ ne buyuruyor: “Ey insan! seni kerim olan rabbine karşı aldatan nedir? Ki O seni yarattı sana intizamlı bir şekil verdi ve seni tastamam bir surette yarattı.” (İnfitar:6-8)

Evet ey insanlar! Sizi kerim, latif, habir, aziz ve hâkim olan rabbinize karşı ne aldattı? Onun sizi yarattığını, sizi yetiştirip büyüttüğünü unuttunuz mu? Eğer anne-babamızın kalbine şefkat ve merhamet yerleştirmeseydi biz bebekliğimizde ne yapardık? Kimsesiz kaç dakika yaşardık?

Peki, bu nimetlere rağmen bizi aldatan nedir? Allah’ın affedici olması mı bizi aldatıyor? Yoksa kalbimizin temiz olması mı? Yoksa “ileride düzeliriz, acele etmeye gerek yok” mu diyoruz? Allah için söyleyin bu sözlerin hangisi insafa sığar? Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) bu sebeplerden herhangi birine sığınıp bir gün olsun ibadeti terk etti mi? Yoksa sizin kalbiniz –hâşâ- onun kalbinden daha mı temiz? Ya da birileri size ne zaman öleceğinizi mi söyledi de erteleyip duruyorsunuz? Allah-u Teâlâ buyurdu ki: “Ey insanlar rabbinizden korkun. Ne babanın evladına, ne de evladın babasına hiçbir yardımda bulunamayacağı günden sakının. Şüphesiz ki, Allah’ın vaadi haktır. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. O aldatıcı( şeytan) Allah’ın affına güvendirerek sakın sizi aldatmasın.” (Lokman, 33)


NEREYE BU GİDİŞ?

Ey ağabeylerim ve kardeşlerim! Dünya gittikçe sona yaklaşıyor. Hayat tükeniyor, bedenlerimiz yorulmaya ve yaşlanmaya başladı. Nice sevdiklerimiz dünyayı terk edip gitti. Sürekli bir değişim, devamlı bir gelişim içerisindeyiz. Bakın Allah-u Teâlâ ne buyuruyor: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Herkes yarına ne hazırladığına bir baksın Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Haşr:18)

Siz yarına ne hazırlıyorsunuz? Biraz daha para, biraz daha servet, biraz daha dünya malı ve daha fazla sıkıntı ve dert mi? Yoksa takva, iman, ihlâs, ibadet ve Salih amel mi?
Ebu Hazim isimli büyük tabiin âlimi (Allah ona rahmet etsin) demiştir ki: “Siz dünyayı imar ettiniz ahireti ise harap ettiniz. Bunun için de imar ettiğiniz yeri terk edip harab ettiğiniz yere gitmek istemiyorsunuz.” Ne kadar da doğru ve güzel bir söz… Gerçekten insanlar dünyayı sürekli imar ediyor, inşa ediyor ve onarıyor da ahirete yönelik bir çalışma yapmıyor. Ya da çalışma zannettiği şeyler çok yetersiz ve cılız kalıyor. Böyle olunca da haliyle insan ölmek istemiyor. Öte yandan dünyayı da çok seviyor. Çünkü öldüğünde gideceği yeri kendisi harap etmiş. Allah bize basiret versin. Size peygamber efendimizin (sallallahu aleyhi vesellem) bir hadisini de hatırlatmak isterim. Bakın ne buyuruyor Allah Resulü (sallallahu aleyhi vesellem):

“Akıllı kimse nefsini hesaba çekip ölümden sonrası için hazırlık yapandır. Ahmak kimse ise nefsini hevasının peşine takıp sonra da Allah’tan temennilerde bulunandır.”(Riyazü’s salihin)

Şimdi bakın bakalım siz hangi durumdasınız? Akıllı mı? Yoksa aciz ve ahmak mı?
Şimdi bir işçi düşünün her gün işe saatinde geliyor, bütün görevlerini eksiksiz yerine getiriyor, işine emek veriyor, terliyor, çaba sarf ediyor ve en iyi şekilde çalışıp gününü tamamlıyor. Diğer bir işçi ise ne saatinde geliyor, ne işine gereken özeni gösteriyor ve ne de görevlerini ifa ediyor. Aksine uyukluyor, vaktini boş konuşmalarla geçiriyor ve kendisinden istenilen hemen hemen hiçbir şeyi yapmıyor. Şimdi siz iş sahibi olsanız ikisine de aynı davranır mısınız? İkisine de aynı maaşı verir misiniz? Yoksa birinci işçiyi mükâfatlandırıp diğerini işten mi atarsınız?
Biz aciz insan olduğumuz halde bu ikisini eşit görmüyorsak Aziz ve Hâkim olan Allah hiç kendisine ibadet edenle etmeyeni, ahirete hazırlananla hazırlanmayanı, kendisine itaat edenle etmeyeni ve nihayet kendisinin yolunda Cihad edenle etmeyeni bir tutar mı?
Hem her istediğinizi yapın, hayatınızı dedikodu ile geçirin, birbirinizin kuyusunu kazın, birbirinizin yüzüne başka, arkasından başka konuşun ve hem de bütün bunlarla beraber sizi yaratan, var eden ve dünyaya gönderen rabbinizin hiçbir dediğini yapmayın. Sonrada kalkıp Allah’tan günahlarınızın bağışlanmasını ve yüce cennetlerini isteyin. Heyhat ki ne heyhat. Ne tuhaf bir davranış ve ne garib bir istek……


SON OLARAK…

Ey akrabalarım ve ey yakınlarım! Artık aklımızı başımıza almanın, kendimizi toparlamanın, kıyamet gününe hazırlanmanın, günahlarımız için af dilemenin, Allah’a itaate yönelmenin, ona kulluk etmenin ve yalnızca ona boyun eğmenin zamanı gelmiş ve geçmek üzeredir.
Tekrar ederek söylüyorum ki bunlardan tek maksadım sizlerin iyiliği, dünya ve ahiret saadetinizdir. Bana düşen uyarmak ve öğüt vermektir. Kıyamet günü bu satırlar bana da size de şahidlik edecektir. Ya lehimize ya aleyhimize…
Allah sizin ve bizim niyetlerimizi halis, amellerimizi salih kılsın. Allah size ve bana cennete girmeyi, bundan önce cennete girmeyi hak edecek ameller işlemeyi nasib etsin. Hayatımızı onun şeriatına göre yaşamayı nasip etsin. Onun yüce şeriatını yeryüzüne hâkim kılsın.
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi tüm Müslümanların üzerine olsun…


“ Ben insanları ve cinleri yalnız bana kulluk etsinler diye yarattım” (Zariyat:56)





****

İlminin Bedelini Şehadetle Ödeyen Şehid :

ŞEHİD FEHMEDDİN HOCA

Fehmeddin Hoca, Bitlis Tatvan’da doğdu. Babası kendisi küçükken vefat etti. Daha sonra İstanbul’a geldi. 12 yaşlarında kendisini İslami çalışmaların içerisinde buldu. Bir yandan da rızkını temin etmek için çalışıyordu. Kendisi o yaşlarda ilim okumaya karar vermişti. Bu konuda kendisine yardımcı olabilecek bir ağabeye bu isteğini söylemişti. O da Fehmeddin Hoca’yı bir medreseye yönlendirmişti ama kendisini kabul etmediler. Buna çok üzülmüştü ve kendisini yönlendiren ağabeye durumu anlatınca şu nasihatı almıştı : ‘’Sen Allah!a tevekkül et, Allah azze ve celle senin yolunu açacaktır.‘’
Gerçekten Allah onun yolunu açmıştı. Şöyle ki, kendisinin anlattığına göre o gece teheccude kalkıyor sonra elini açıp Rabbine dua ediyor ve hüngür hüngür ağlıyor. Ve ertesi gün ona sebebini bilmediği bir şekilde medreseye gelebileceği söyleniyor. 10 kusür yıllık ilim hayatı da böyle başlıyor.

Fehmeddin Hoca konuştuğu her insan üzerinde mutlaka bir tesir bırakırdı. Onun konuşması, sohbeti farklıydı. Konuştuğunda da herkes ağzından çıkacak kelimeleri kaçırmamak için çok dikkatli bir şekilde onu dinlerdi. Sohbetlerinde hem kendisi hüzünlenir hem de dinleyenleri hüzünlendirirdi. Onunla seyahat etmek de yürümek de bir başkaydı. Zannediyoruz ki böyle olmasının sebebi öğrendiğiyle amel etmeye çalışan bir Müslüman olması ve amel etmediği konularda konuşmamasıydı. O gerek yakında gerek uzakta bulunan Müslümanları ziyaret etmeye çok önem verirdi. Yeni tanıştığı Müslümanlarla sanki uzun zamandır tanışıyormuş gibi muhabbet ederdi, çevresinde bulunan insanların hepsine ilgi göstermeye çalışırdı. Aynı zamanda nasihatleşmeye de çok önem verirdi. Nasihat isteyene mutlaka nasihat eder, ziyaret ettiği müslümanlardan da nasihat isterdi. Bir toplulukla birlikte olduğu zaman her zaman şunu yapmak için gayret ederdi, sırasıyla her kişi ya bir ayet, hadis söyleyecek ya nasihat edecek ya da bir neşid söyleyecekti. Böylece onun bulunduğu meclislerde genellikle boş konuşmalar olmazdı ve kendi ağzından da boş sözler çıkmazdı. Velhasıl müslümanları o kadar etkilemişti ki şehadetinden sonra müslümanlar onunla birlikte geçtiği yollardan geçerken gittiği yerlere giderken bile onu hatırlıyor ve anlatıyordu.

Fehmeddin Hoca bir gün okuduğu bir kıssadan çok etkilenir ve onu çevirmek ister. Çevirdikten sonra da önüne ve arkasına başka yaşanmış kıssalar eklemek ister böylece bir kitapçık haline gelir. Çevirdiği kıssa ‘’Ebu Kudame’’ kıssası olarak bilinen kıssadır. Kitabın ismini de ‘’Şehid oğlu Şehid’’ koyar. Kendisinin ve bu kitabın vesilesiyle nice kişilere Allah Subhanehu ve Teala hidayet etti. Bununla ilgili şunu anlatmak güzel olacaktır Allah’ın izniyle. Bir bacımız bu kitabı okuduktan sonra İslam’a giriyor. Sonradan bu bacımızın annesi de hidayet buluyor, elhamdulillah. Bunun gibi başka örnekler de var. Ama bilmediğimiz, olduğunu zannettiklerimizi ise Allah bilir. Çünkü bir ağabeyin de dediği gibi, o mübarek öyle bir konuşuyordu ki kalbimize işliyordu. Zaten Müslümanlar Fehmeddin Hoca gibi birini tanıyınca akidelerinin ve metodlarının doğruluğuna olan güvenleri de artıyordu.

Uzun uzun cihadı anlattığı ‘’Yoldaki İşaretler’’ dersinde – ki bu ders toplam 4 sürmüştür ve internet ortamında mevcuttur – belirttiği gibi hiçbir zaman cihad ettiğine inanmıyordu, davet yapmakla cihadı karıştırmıyordu. Şeyh Abdullah Azzam’ın şu sözünü söylüyordu :
‘’Malikiler, Hanbeliler, Hanefiler, Şafiiler ittifakla belirtmişlerdir ki, Allah yolunda cihad demek cephede silahın tetiğine basmak demektir.’’
Ailesi onun bu yönünü bildiği için ona şu vaatlerde bulunmuşlardı :
‘’Eğer cihada gitmezsen sana dayalı döşeli bir ev veririz, evlilik masraflarının tümünü karşılayarak seni evlendiririz, zaten hocasın, geçimini kendin sağlarsın.’’
Onun cevabı ise tek bir şeydi, şehadetti.

Sanki şunları haykırıyordu :

Ana ben şehadet isterem

Giderem ellere giderem Afgan’a
Allah için ölüp öldürmek isterim
Ana ben bağrımı açtım düşmana
Resulun yanında Kevser içmek isterem
Bir kutlu şehid nefer olmak isterem
Göğsümden fışkırırken şehid simgesi
Sırat-ı mustakimden kanla geçmek isterem
Dağları kanımla beslemek isterem
Yürürüm her zaman düşman üstüne
Yürürüm kafire yürürüm aşk ile
Can verip kan döküp şehadet isterem

Allah, kendisine Afganistan’da cihad etmeyi nasib etti. Bazı sebeplerden dolayı Türkiye’ye dönmek zorunda kaldı. Davet çalışmalarına bıraktığı yerden devam etti. Bir kardeş cihad hakkında fikrini sorduğunda; ‘’sen hiç aşık oldun mu, eğer olmamışsan ne kadar anlatsamda anlamazsın’’ diyordu. Fehmeddin Hoca aşık olmuştu bir kere. Kalbi Allah yolunda cihad aşkı ile atıyordu. İlk fırsatta tekrar Afganistan’a gitmeyi denedi ama giremeden geri döndü. Hiçbir zaman yılmadı, ümidini kaybetmedi. Etrafındaki bazı kişiler, ‘’senin burada kalıp davet çalışması yapman gerekiyor’’ diyordu.
Fehmeddin hoca onlara nebevi hareket metodunu hatırlatıp, davet, hicret ve cihad diyordu. Fehmeddin Hocayı tanıyan herkes onun davet çalışmasını hakkıyla yerine getirdiğine şahitlik yapabilir. Allah yolunda; ilim ve davet için defalarca hicret de yapmıştı. Sıra cihada gelmişti. Çünkü o anlattıklarıyla amel eden bir müslümandı. Herkese anlattığı davet, hicret ve cihad metodunun son kısmını uygulamak istiyordu. Bu sebeble 2012'nin Ocak ayında 3. Kez düştü Afganistan yollarına. Fehmeddin Hoca bir gün, bir kardeşe der ki : ‘’ İnşaAllah ben şehid olacağım, annem bana dedi ki, oğlum bundan sonra ben sana karışmayacağım, çünkü babanı rüyamda gördüm bana dedi ki, oğluma karışma o doğru yoldadır. ‘’

Ve mart ayında Afganistan’da ABD’nin insansız hava aracından attığı bombalarla paramparça olarak inşallah şehid oldu. Şehid olduğunda 29 yaşındaydı. O gençliğini, hayatını Allah’ın yolunda hiç düşünmeden harcadı ve Rabbine verdiği SÖZDE durarak O’na kavuştu. Allah bize de onun gibi bir son nasib etsin ve bizi Firdevsinde buluştursun… -amin- …


‘’Dinde esas ibadettir
Cihad bize saadettir
Fesad dolu şu dünyada
Tek yolumuz şehadettir.‘’


15243.jpg
lY5lpk.jpg




O Benim Canım Kardeşim


Fehmeddin Hoca

 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
İLİMSİZ MUCAHİD KATİL,
CİHADSIZ ALİM BEL'AM OLUR..

Ne güzel bir söz,RABBİM,seni ALLAH Rasulu (s.a.v) komşu eylesin amin
 
EBU NİDA Çevrimdışı

EBU NİDA

Üye
İslam-TR Üyesi
ALLAH ona rahmet etsin resmini görünce gene duygulandım. inşaALLAH onun ne kadar zeki olduğunu hatırlamak için başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. ALLAHUalem bundan 4 yada 5 sene önce trende bir yere yolculuk yapıyorduk yanımızda 3 tane talebe vardı.tabii o zamanlar ben abiyi yeni tanımıştım ilminide bilmiyordum haliyle.yol uzun olduğu için soru soruyoruz bilen olursa sorun soran sorulana bilirse kek olacak bilemezse öteki ona kek alacak.tabii ilk sorulan hep kolay oluyor her kez birbirine kek sözü veriyor indiğimizde alıyor.bende kurnazlık yapıp fehmeddin abiye zor soru sormaya çalışıyorum.diyorum maide 56 nın türkçesi pat cvp veriyor tabi ben tevafuk bildiğini düşünüyorum.tekrar sıra bana gelince her hangi bir ayet okuyorum bu nerede geçiyor pat onada cvp veriyor tabi yine tevafuk zan ediyorum sonra arapça okuyorum bir ayeti oda bana bu ayet şurda geçiyor diyor.tabi bende şaşkınlık devam ederken bir tane kadeş kulağıma eğilip ahi kurandan sorma abi hafız diyor bende bu kadar keki kaybettikten sonramı söylüyorsun bunu. bunu anlatmamın sebebi belki aklınıza gelirde onun için dua edersiniz diye.vallahi o kendisine muhalif olsa bile onda olan bir hak varsa onu överdi.ben ona halis(ebu hanzala) hoca hakkında bişey sorduğumda ALLAH ona rahmet etsin ben onun duruşunu taviz vermeyişini hakime karşı korkmadan hakkı anlattığına hayran oluyorum derdi. ALLAH ona rahmet etsin.amin
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ALLAH ona rahmet etsin resmini görünce gene duygulandım. inşaALLAH onun ne kadar zeki olduğunu hatırlamak için başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. ALLAHUalem bundan 4 yada 5 sene önce trende bir yere yolculuk yapıyorduk yanımızda 3 tane talebe vardı.tabii o zamanlar ben abiyi yeni tanımıştım ilminide bilmiyordum haliyle.yol uzun olduğu için soru soruyoruz bilen olursa sorun soran sorulana bilirse kek olacak bilemezse öteki ona kek alacak.tabii ilk sorulan hep kolay oluyor her kez birbirine kek sözü veriyor indiğimizde alıyor.bende kurnazlık yapıp fehmeddin abiye zor soru sormaya çalışıyorum.diyorum maide 56 nın türkçesi pat cvp veriyor tabi ben tevafuk bildiğini düşünüyorum.tekrar sıra bana gelince her hangi bir ayet okuyorum bu nerede geçiyor pat onada cvp veriyor tabi yine tevafuk zan ediyorum sonra arapça okuyorum bir ayeti oda bana bu ayet şurda geçiyor diyor.tabi bende şaşkınlık devam ederken bir tane kadeş kulağıma eğilip ahi kurandan sorma abi hafız diyor bende bu kadar keki kaybettikten sonramı söylüyorsun bunu. bunu anlatmamın sebebi belki aklınıza gelirde onun için dua edersiniz diye.vallahi o kendisine muhalif olsa bile onda olan bir hak varsa onu överdi.ben ona halis(ebu hanzala) hoca hakkında bişey sorduğumda ALLAH ona rahmet etsin ben onun duruşunu taviz vermeyişini hakime karşı korkmadan hakkı anlattığına hayran oluyorum derdi. ALLAH ona rahmet etsin.amin


ahi Allah cc ona rahmet etsin hocanın adil olduğu her halinden belli zaten iki hoca da bence öncülerdendir
 
hebbit kerrih Çevrimdışı

hebbit kerrih

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
ben bilmiyordum bu hocayı 2 gündür ağlatıyor beni Allah ondan razı olsun rabbim bize de şehadeti nasib eylesin. Rabbim bizi sana verdiğimiz sözde sadık kıl. Allah hocadan razı olsun.
 
eren Çevrimdışı

eren

Üyeliği İptal Edildi
Banned
ALLAH ona rahmet etsin resmini görünce gene duygulandım. inşaALLAH onun ne kadar zeki olduğunu hatırlamak için başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. ALLAHUalem bundan 4 yada 5 sene önce trende bir yere yolculuk yapıyorduk yanımızda 3 tane talebe vardı.tabii o zamanlar ben abiyi yeni tanımıştım ilminide bilmiyordum haliyle.yol uzun olduğu için soru soruyoruz bilen olursa sorun soran sorulana bilirse kek olacak bilemezse öteki ona kek alacak.tabii ilk sorulan hep kolay oluyor her kez birbirine kek sözü veriyor indiğimizde alıyor.bende kurnazlık yapıp fehmeddin abiye zor soru sormaya çalışıyorum.diyorum maide 56 nın türkçesi pat cvp veriyor tabi ben tevafuk bildiğini düşünüyorum.tekrar sıra bana gelince her hangi bir ayet okuyorum bu nerede geçiyor pat onada cvp veriyor tabi yine tevafuk zan ediyorum sonra arapça okuyorum bir ayeti oda bana bu ayet şurda geçiyor diyor.tabi bende şaşkınlık devam ederken bir tane kadeş kulağıma eğilip ahi kurandan sorma abi hafız diyor bende bu kadar keki kaybettikten sonramı söylüyorsun bunu. bunu anlatmamın sebebi belki aklınıza gelirde onun için dua edersiniz diye.vallahi o kendisine muhalif olsa bile onda olan bir hak varsa onu överdi.
ben ona halis(ebu hanzala) hoca hakkında bişey sorduğumda ALLAH ona rahmet etsin ben onun duruşunu taviz vermeyişini hakime karşı korkmadan hakkı anlattığına hayran oluyorum derdi. ALLAH ona rahmet etsin.amin
 
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
sormadan edemeyeceğim bu şehid inşaallahın kaynağı nedir ??? Var mı ilk dönemde böyle bir söz ????
 
İBNUZZEKİ Çevrimdışı

İBNUZZEKİ

Üye
İslam-TR Üyesi
sormadan edemeyeceğim bu şehid inşaallahın kaynağı nedir ??? Var mı ilk dönemde böyle bir söz ????

Selamun Aleykum Kardeşim;

“Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit düşmüş bir kimse olup huzura getirilir. Allah Teâlâ ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve bunlara kavuştuğunu itiraf eder. Cenâb-ı Hak:

"Peki, bunlara karşılık ne yaptın?" buyurur.

"ŞehiD düşünceye kadar senin uğrunda cihad ettim." diye cevap verir.

"Yalan söylüyorsun. Sen, "Babayiğit adam." desinler diye savaştın, o da denildi." buyurur. Sonra emrolunur da o kişi yüzüstü cehenneme atılır." Hadisin bir kısmı (Muslim, İmâre 152)


Hadiste de görüldüğü üzere zahiren bir kişi Allah yolunda savaşıp şehiD olmuş gözükmektedir. Ama bu zahirde böyledir...
Biz aciz kullar adamın kalbini niyetini bilmediğimizden ALLAH' ın İZNİ ile şehiDDir dememiz daha uygun olur kanaatindeyim..
 
hebbit kerrih Çevrimdışı

hebbit kerrih

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
morueqq'nun paylastıgı bir yerde buldum. Allah razı olsun. sağ tıklayıp bağlantıyı farklı kaydet dersenız mp3 olarak iniyor.

KOMÜNİZM HAKKINDA
https://archive.org/download/EhidFehmeddinDindarSohbetleri/komunizm.mp3

YOLDAKİ İŞARETLER TEK PARÇA
https://archive.org/download/EhidFehmeddinDindarSohbetleri/Yoldakisaretler.mp3

NASİHATLER
https://archive.org/download/EhidFehmeddinDindarSohbetleri/Nasihatler.mp3

KUTLU DOĞUM HAKKINDA
https://archive.org/download/EhidFehmeddinDindarSohbetleri/KutluDogumHakknda.mp3
 
Üst Ana Sayfa Alt