Çevrimdışı
Filistin İran İlişkisi - Abdulkadir Şen
Videonun tamamı:
www.facebook.com
İsmail Heniyye HakkındaVideonun tamamı:
Bei Facebook anmelden
Melde dich bei Facebook an, um dich mit deinen Freunden, deiner Familie und Personen, die du kennst, zu verbinden und Inhalte zu teilen.
www.facebook.com
Her insan için mukadder olan ölüm, HAMAS lideri İsmail Heniyye içinde zulmen gerçekleşti. Kendi vatanından on yıllardır uzakta yaşayan İsmail Heniyye, günümüz Ehl-i Bid'at'ının merkezi İran'da nasıl olduğu hâlâ muammâ bir şekilde bize göre şehîd edilerek canını Allah'a teslim etti. İnnâ Lillâhi ve İnnâ İleyhi Râciûn.
İsmail Heniyye'nin bu elemli can verişi üzerine insanlar birçok gruba ayrılarak konuştular/davrandılar:
1) Kimilerine göre (Suud taraftarları ve bazı Selefîler: Zaten İsmail Heniyye Mecûsî İran'ın adamıydı. Zaten İran'daydı. Hatta ilk cenaze namazını da İran'ın dini lideri Hamaney kıldırdı. Canı Cehennem'e (!). Bu görüşü, bizim memleketteki klavye mücâhidleri de çok güzel bir biçimde yapmaktadırlar. Hatta İsmail Heniyye'yi demokrat kâfir olarak sayanları da var maalesef.
2) Kimilerine göre (Kendi taraftarları ve İhvân düşüncesinde olanlar): Heniyye İslâm'ın büyük kahramanıydı. Müslümanların reisiydi. Hiçbir hatası yoktu.
3) Kimilerine göre de(Âcizâne tercihimiz): İsmail Heniyye, Şehîd Ahmed Yâsin'in talebesi, mucâhid biriydi. Bütün hayatı çileyle geçti. Filistin özelde Gazze sırtlanlarla çevrili olduğu için akîdesini asla benimsemeden Mecûsî İran'a yanaştı. Aynen "denize düşen yılana sarılır." sözü bihakkın gerçekleşti. Yıllardır Suriye'de ve İrak'ta Sünnî Müslümanların kanını döken zâlim Kasım Süleymâni'yi şehîd addetti. Hamaneyle poz verdi. Ama dediğimiz üzere bu asla onların necîs akîdelerini kabul ederek olmadı. Filistin ve Gazze'nin ağır şartları buna vesile oldu.
Biz bu sebeplerle zulmen öldürülen İsmail Heniyye'nin inşâAllah şehîd olduğuna hükmediyoruz. Rabbim taksîratını affeylesin. Makamını âlî eylesin.
Bize de İslâm yolunda canımızı fadâ edebilme şuurunu ihsân eylesin.
NOT: Genelde İhvân özelde HAMAS ontolojik anlamda Demokrasiyi reddeder ama bu tabiri kullanırlar. Bu hususta görüştüğümüz İhvân'ın öncüsü bir âlim şöyle demişti: "Biz demokrasi derken diktatörlük olmasın ve seçen seçileni denetlesin anlamında kullanıyoruz. Yoksa Allah'ın hükmüne aykırı hüküm koymak anlamındaki demokrasi şirktir." Zamanında Üstad Mevdûdî de Teo-Demokraasi tabirini kullanmıştı. Her iki kullanımda da maksat Allahın hükmüne aykırı bir yönetim kasdı asla yoktur. Ama keşke Demokrasi tabirini hiç kullanmasalardı. Benim de âcizâne gönlümden geçen budur. Ama bu tabiri kullandıkları için insafsızca HAMAS'ı, Heniyye'yi, İhvân'ı tekfir edenleri Allah Subhânehu ıslah eylesin. Hele hele Türkiye'de ve Mısır'da klavye mücâhidliği yapan tekfircilerin şerrinden Allah'a sığınmak gerekiyor. Muhâkeme konusunda tekfircilerin ağababası Hâlis'in şu an bazı ultra tekfircilerce tekfir edildiğini müşâhede ediyoruz bu günlerde. Âh ne olaydı zamanında bu çığırı açmasaydı Hâlis. "Makdisî İhvân'ı ve HAMAS'ı tekfir etmiyorsa İslâm milletinden değildir" diyerek çatır çatır doğramasaydı. Bu kardeşlerimizin hatasıdır. Allah Subhânehu onları doğru yola iletsin deseydi. Şimdi de bilmem ne Ebû lakaplı, Hâlis'in müşrik, kâfir olduğunu deklare ediyor. Ezcümle kardeşim, HAMAS ve İhvân İslâmî teşkilatlardır. Hataları muhakkak vardır. Ama bunu güzel bir dille ifade etmek gerekir. Sırça köşklerden klavye mücâhidliği yapmak Müslüman'a yakışmaz.
Muhammed İmamoğlu
Son düzenleme:
