Çevrimdışı
Filistin Sivil Dayanışma Konferansı Sona Erdi
İki gün süren Filistin Sivil Dayanışma Konferansı sona erdi. Konferansta Filistin’in özgürlüğüne kavuşması için İslam ülkelerine İsrail’e karşı birlikte hareket etme çağrısı yapıldı. Konferansa uluslararası düzeyde çok sayıda ilim adamı ve akademisyen katıldı.
25.05.2009 09:26
İstanbul'da muhtelif sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde "Filistin'in daimi kurtuluşuna doğru" sloganıyla düzenlenen düzenlenen Uluslararası Filistin Sivil Dayanışma Konferansı 22-23 Mayıs 2009 Cuma-Cumartesi günleri Beylikdüzü Kaya Ramada Otel'de düzenlenen ve geç saatlere kadar devam eden kapanış programıyla ve Sonuç Bildirisi'nin okunmasıyla sona erdi.
Siyonist işgale karşı, Filistin halkının haklı ve meşru direnişinin desteklenmesi amacıyla bir sivil dayanışma tarzında düzenlenen İstanbul konferansında ağırlıklı yönü uygulamaya yönelik projelerin ele alındığı çalışma atölyeleri oluşturuyordu. Bu amaçla on farklı konuda çalışma atölyesi oluşturuldu ve bunların her biri kendi sahasıyla ilgili, uygulamaya dönük projeleri ele aldı. Her bir çalışma atölyesinde, ele alınan ve uygulamaya geçirilmesine karar verilen projelerin takibi için ayrı birer organizasyon komitesi oluşturuldu. Bütün bu organizasyon komiteleri önümüzdeki dönemde Uluslararası Filistin Sivil Dayanışma Konferansı adıyla sürdürülecek genel organizasyonun çatısı altında çalışmalarını yürütecek. Projelerin hayata geçirilmesi için kaynak temini çalışmaları da yine aynı konferansın çatısı altında ve şeffaflık ilkesine göre yürütülecek.
İki gün devam eden konferans süresince ayrıca Filistin davasıyla ilgili muhtelif konuların gündeme getirildiği, Siyonist işgal karşısında tüm dünya halklarına düşen görev ve sorumlulukların ele alındığı sempozyumlar ve oturumlar düzenlendi. Bu sempozyum ve oturumlarda Filistin davasıyla ilgili oldukça önemli hususların vurgulandığı, ciddiye alınması gereken gerçeklerin dile getirildiği konuşmalar yapıldı.
İHH İnsani Yardım Vakfı'nın Dünya Müslüman Alimler Birliği, İslam Ulusal Konferansı, Gazze Ambargosunun Kaldırılması ve Filistin'in Kurtuluşu Uluslararası Komitesi, Saldırıya Karşı Küresel Kampanya, Ulusal Arap Konferansı Örgütü, Dünya Müslüman Parlamenterler Forumu, Uluslararası Kudüs Müessesesi, Filistin İçin İşbirliği Cemiyeti, Arap Doktorlar Birliği, El Muctema Dergisi (Kuveyt) ve Filistin Dayanışma Derneği (FİDDER) ile birlikte organize ettiği Filistin Sivil Dayanışma Konferansı Beylikdüzü Kaya Ramada Otel'de ikinci gün devam etti.
Etkinlik çerçevesinde atölye çalışmaları ve sempozyumlar ikinci gün de devam etti. Saat 11:30'da Dr. Saadettin Osmani başkanlığında başlayan oturumda konuşan Dünya Avukatlar Birliği Üyesi Tom Nelson, Filistinlileri öldüren silahların ülkesi Amerika'dan gittiğini, bir Amerikalı olarak ülkesinden utanç duyduğunu belirtti. Nelson, "İsrail'in son saldırılarda kullandığı fosfor bombası da Amerikan ürünü bir silah. Amerika, buradaki katlima maalesef her türlü desteği veriyor" dedi.
Avrupa ve Amerika'dan da birçok konuşmacı ve iştirakçinin yer aldığı konferansta. Tom Nelson Siyonist saldırıların uluslararası hukuk boyutunu ele aldı. Nelson, işgalcilerin Gazze'de beyaz fosfor bombaları kullandıklarının belgeleriyle ortaya konduğuna dikkat çekerek, bu bombaların insan bedeni üzerindeki etkileri hakkında görüntülerle bilgi verdi. Nelson bütün bu bilgi ve belgelere dayalı olarak Siyonist işgalcilerin savaş suçları işlemelerinden dolayı uluslararası hukuk nezdinde yargılanmaları gerektiğini dile getirdi.
Filistin davasının tamamen insani bir dava olduğunu ifade eden Nelson, "İnsan olan herkes bu davaya sahip çıkmalıdır" şeklinde konuştu.
Kudüs Müessesi Başkanı Dr. Muhammed Adluni ise Arap ülkelerini işgale sesiz olmakla eleştirirken Türkiye'nin duruşundan övgüyle bahsetti. Sultan Abdülhamit'in Filistin topraklarını satın almak isteyen Yahudilere, "Müslümanların malları ve kanları üzerinde sizinle pazarlık yapamam" cevabını hatırlatan Adluni, bugün Türkiye'nin de aynı şeyi yaptığını belirtti.
Adluni, "Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan Davos'ta Sultan Abdülhamit gibi davrandı. Türkiye bizim gönlümüzde halen hilafetin merkezi olarak yaşıyor. Türkiye'nin bu duruşunun bütün Arap ülkeleri tarafından örnek alınmasını temenni ediyorum" dedi.
Hamas Siyasi Birim üyesi ve Lübnan temsilcisi Usame Hamdan da "Filistin'de Direnişin Geleceği" konulu sempozyumda bir konuşma yaparak direnişin önünde duran engeller ve bütün bu engellere rağmen direnişin sürdürülmesi için izlenen strateji hakkında bilgi verdi. Usame Hamdan, olumsuz durumların ve engellerin Filistin direnişinin ilerleyişini durduramayacağını, Gazze'de kazanılan zaferle de bunun ispat edildiğini dile getirdi.
İslâm âleminin ileri gelen ilim adamlarından Dr. Ömer Süleyman el-Eşkar da işgalci Siyonistlerin "vaat edilmiş topraklar" iddialarının tam anlamıyla bir din sömürüsü olduğunu, Siyonistlerin böyle bir iddiadan yola çıkarak milyonlarca insanı yurtlarından çıkarma, onların topraklarını işgal etme haklarının olamayacağını dile getirdi. Dr. El-Eşkar konuşmasında ayrıca, peygamberlerin çizgilerinin ortak tevhid çizgisi olduğunu hatırlatarak onların mirasını hak edenlerin de onların yolundan gidenler olduğunu vurguladı. Dr. El-Eşkar, Yüce Allah'ın tüm peygamberlerden aynı sözü aldığını, İbrahim (a.s.)'ın ve Musa (a.s.)'ın mirasını peygamberler silsilesinin son halkası Hz. Muhammed (s.a.s.)'in ve onun ümmetinin hak ettiğini ifade etti.
Müslümanlar medyayı etkin bir şekilde kullanmalı
'Kudüs'ü Yahudileştirmeye çalışıyorlar' diyen Muhammed Adluni, İsrail'in utanç duvarını bunun için ördüğünü, Mescid-i Aksa ve çevresindeki kazıların bunun için yapıldığını ve 400 bin Filistinlinin Küdüs'ten koparıldığını belirtti.
Lübnan'da yayın yapan Kudüs TV'nin Genel Yayın Yönetmeni Gassan Bin Ciddu ise konuşmasında İsrail'in amacına ulaşmak için yandaş medyayı etkin bir şekilde kullandığını, Müslümanların ise medyayı yeteri kadar kullanamadığını belirtti.
Gassan, bir çok İslam ülkesinde direkt İsrail ile işbirliği içerisinde hareket eden medya kuruluşlarının olduğuna dikkat çekti. Bu tür medya kuruluşlarının direnişten çok hep diplomatik yollardan barıştan bahsettiklerini ifade eden Gassan Bin Ciddu, "Böyle yaparak İsrail'in işgalini genişletmesine yardımcı oluyorlar. Bu şekilde Filistin halkını ve dünya kamuoyunu oyalıyorlar. Bu medya kuruluşları İsrail'den çok ciddi mali destek alıyor" şeklinde konuştu.
Yandaş medyanın İsrail saldırılarını sansürlemeye çalıştığını belirten Gassan Bin Ciddu, "Daha önce ölen ya da yaralanan çocukların fotoğrafları medyada yer almıyordu. Çünkü kimse bunları yayınlamıyordu. Ama son zamanlarda Müslüman medya bu fotoğrafların hepsini yayınladı. Bazıları 'bu fotoğrafları bize niye gösteriyorsunuz, bu insani değil' diyor. Biz bu fotoğrafları göstermeyelim de İsrail insanları öldürmeye devam mı etsin. İnsanlara bir şekilde İsrail işgalini, katliamlarını göstermek zorundayız" dedi.
AK Parti Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir ise Filistin'e giderek oradaki halkın yaşadığı sıkıntıları, acıları bizzat görme imkanı bulduğunu belirtti. Demir şöyle konuştu: "Filistin İslam dünyasının en önemli sorunlarının başında geliyor. Filistin söz konusu olunca aramızdaki ihtilafları bir kenara atıp bir araya geliyoruz. Filistin bunca saldırılara rağmen dim dik ayakta durmaktadır. Filistin arazileri İslam dünyasınındır ve Filistin özgürleşecektir. Yeter ki biz Filistin'e destek olalım."
Mısırlı düşünür Fehmi Huveydi de konuşmasında Filistin davasının tasfiye edilmeye çalışıldığına dikkat çekti. Huveydi, bazı Arap ülkelerinin İsrail ile açıktan işbirliği içinde hareket ettiğini belirterek, bu işbirliğine son vermeleri çağrısında bulundu.
Huveydi, Filistin'in kurtuluşu için bütün İslam ülkelerinin ortak tavır almaları gerektiğini söyledi.
Konferansın hem açılış, hem de kapanış oturumunda birer konuşma yapan değerli ilim adamı Prof. Dr. Yusuf el-Karadavi, Filistin'in işgalden kurtarılması görevinin sadece Filistinlilerin değil tüm dünya Müslümanlarının ortak görevi olduğunu, Müslümanların bu önemli görevi ihmal etmeye haklarının olmadığını çünkü bunun nafile değil farz bir sorumluluk olduğunu hatırlattı.
Uluslararası Filistin Sivil Dayanışma Konferansı'nın başkanı olan eski Sudan Cumhurbaşkanı General Abdurrahman Suvaruzzeheb de hem açılış hem de kapanış oturumunda birer konuşma yaparak Arap dünyasının Siyonist işgal ve zulüm karşısındaki sessizliğine tepkisini dile getirdi. General Suvaruzzeheb, Siyonist bir bakan "Bizim Gazze ve Batı Yaka'ya yönelik stratejimiz insanları aç bırakma temellidir" demesi karşısında Arap dünyasındaki yönetimlerin kılının kıpırdamamasının utanç verici bir durum olduğuna dikkat çekti.
Heniyye'den mesaj
Konferansın kapanış oturumunda ayrıca Filistin Başbakanı İsmail Heniyye'nin bir mesajı okundu. Heniyye, dinleyiciler tarafından tezahüratla ve sevgi alkışlarıyla karşılanan mesajında Kudüs ve Mescidi Aksa'yla ilgili önemli bir konferansa ev sahipliği yapan Türkiye'ye şükranlarını ilettikten sonra kutsal toprakların işgalden kurtarılması için Müslüman halklara düşen sorumluluğu hatırlattı: "Bu tür konferanslara çok ihtiyacımız var. Size dünyanın en büyük hapishanesinden sesleniyorum. Şehitler ve tutsaklar adına konuşuyorum. Kesinlikle direnişten vazgeçmeyeceğiz. Bölünmeyi ortadan kaldıracağız. Birliği sağlayacağız. Kardeş ülke Türkiye'yi selamlıyorum. İnşallah bu tür konferanslar Mescid-i Aksa ve Kudüs'te de yapılır."
İki gün süren Filistin Sivil Dayanışma Konferansı sona erdi. Konferansta Filistin’in özgürlüğüne kavuşması için İslam ülkelerine İsrail’e karşı birlikte hareket etme çağrısı yapıldı. Konferansa uluslararası düzeyde çok sayıda ilim adamı ve akademisyen katıldı.
25.05.2009 09:26
İstanbul'da muhtelif sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde "Filistin'in daimi kurtuluşuna doğru" sloganıyla düzenlenen düzenlenen Uluslararası Filistin Sivil Dayanışma Konferansı 22-23 Mayıs 2009 Cuma-Cumartesi günleri Beylikdüzü Kaya Ramada Otel'de düzenlenen ve geç saatlere kadar devam eden kapanış programıyla ve Sonuç Bildirisi'nin okunmasıyla sona erdi.
Siyonist işgale karşı, Filistin halkının haklı ve meşru direnişinin desteklenmesi amacıyla bir sivil dayanışma tarzında düzenlenen İstanbul konferansında ağırlıklı yönü uygulamaya yönelik projelerin ele alındığı çalışma atölyeleri oluşturuyordu. Bu amaçla on farklı konuda çalışma atölyesi oluşturuldu ve bunların her biri kendi sahasıyla ilgili, uygulamaya dönük projeleri ele aldı. Her bir çalışma atölyesinde, ele alınan ve uygulamaya geçirilmesine karar verilen projelerin takibi için ayrı birer organizasyon komitesi oluşturuldu. Bütün bu organizasyon komiteleri önümüzdeki dönemde Uluslararası Filistin Sivil Dayanışma Konferansı adıyla sürdürülecek genel organizasyonun çatısı altında çalışmalarını yürütecek. Projelerin hayata geçirilmesi için kaynak temini çalışmaları da yine aynı konferansın çatısı altında ve şeffaflık ilkesine göre yürütülecek.
İki gün devam eden konferans süresince ayrıca Filistin davasıyla ilgili muhtelif konuların gündeme getirildiği, Siyonist işgal karşısında tüm dünya halklarına düşen görev ve sorumlulukların ele alındığı sempozyumlar ve oturumlar düzenlendi. Bu sempozyum ve oturumlarda Filistin davasıyla ilgili oldukça önemli hususların vurgulandığı, ciddiye alınması gereken gerçeklerin dile getirildiği konuşmalar yapıldı.
İHH İnsani Yardım Vakfı'nın Dünya Müslüman Alimler Birliği, İslam Ulusal Konferansı, Gazze Ambargosunun Kaldırılması ve Filistin'in Kurtuluşu Uluslararası Komitesi, Saldırıya Karşı Küresel Kampanya, Ulusal Arap Konferansı Örgütü, Dünya Müslüman Parlamenterler Forumu, Uluslararası Kudüs Müessesesi, Filistin İçin İşbirliği Cemiyeti, Arap Doktorlar Birliği, El Muctema Dergisi (Kuveyt) ve Filistin Dayanışma Derneği (FİDDER) ile birlikte organize ettiği Filistin Sivil Dayanışma Konferansı Beylikdüzü Kaya Ramada Otel'de ikinci gün devam etti.
Etkinlik çerçevesinde atölye çalışmaları ve sempozyumlar ikinci gün de devam etti. Saat 11:30'da Dr. Saadettin Osmani başkanlığında başlayan oturumda konuşan Dünya Avukatlar Birliği Üyesi Tom Nelson, Filistinlileri öldüren silahların ülkesi Amerika'dan gittiğini, bir Amerikalı olarak ülkesinden utanç duyduğunu belirtti. Nelson, "İsrail'in son saldırılarda kullandığı fosfor bombası da Amerikan ürünü bir silah. Amerika, buradaki katlima maalesef her türlü desteği veriyor" dedi.
Avrupa ve Amerika'dan da birçok konuşmacı ve iştirakçinin yer aldığı konferansta. Tom Nelson Siyonist saldırıların uluslararası hukuk boyutunu ele aldı. Nelson, işgalcilerin Gazze'de beyaz fosfor bombaları kullandıklarının belgeleriyle ortaya konduğuna dikkat çekerek, bu bombaların insan bedeni üzerindeki etkileri hakkında görüntülerle bilgi verdi. Nelson bütün bu bilgi ve belgelere dayalı olarak Siyonist işgalcilerin savaş suçları işlemelerinden dolayı uluslararası hukuk nezdinde yargılanmaları gerektiğini dile getirdi.
Filistin davasının tamamen insani bir dava olduğunu ifade eden Nelson, "İnsan olan herkes bu davaya sahip çıkmalıdır" şeklinde konuştu.
Kudüs Müessesi Başkanı Dr. Muhammed Adluni ise Arap ülkelerini işgale sesiz olmakla eleştirirken Türkiye'nin duruşundan övgüyle bahsetti. Sultan Abdülhamit'in Filistin topraklarını satın almak isteyen Yahudilere, "Müslümanların malları ve kanları üzerinde sizinle pazarlık yapamam" cevabını hatırlatan Adluni, bugün Türkiye'nin de aynı şeyi yaptığını belirtti.
Adluni, "Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan Davos'ta Sultan Abdülhamit gibi davrandı. Türkiye bizim gönlümüzde halen hilafetin merkezi olarak yaşıyor. Türkiye'nin bu duruşunun bütün Arap ülkeleri tarafından örnek alınmasını temenni ediyorum" dedi.
Hamas Siyasi Birim üyesi ve Lübnan temsilcisi Usame Hamdan da "Filistin'de Direnişin Geleceği" konulu sempozyumda bir konuşma yaparak direnişin önünde duran engeller ve bütün bu engellere rağmen direnişin sürdürülmesi için izlenen strateji hakkında bilgi verdi. Usame Hamdan, olumsuz durumların ve engellerin Filistin direnişinin ilerleyişini durduramayacağını, Gazze'de kazanılan zaferle de bunun ispat edildiğini dile getirdi.
İslâm âleminin ileri gelen ilim adamlarından Dr. Ömer Süleyman el-Eşkar da işgalci Siyonistlerin "vaat edilmiş topraklar" iddialarının tam anlamıyla bir din sömürüsü olduğunu, Siyonistlerin böyle bir iddiadan yola çıkarak milyonlarca insanı yurtlarından çıkarma, onların topraklarını işgal etme haklarının olamayacağını dile getirdi. Dr. El-Eşkar konuşmasında ayrıca, peygamberlerin çizgilerinin ortak tevhid çizgisi olduğunu hatırlatarak onların mirasını hak edenlerin de onların yolundan gidenler olduğunu vurguladı. Dr. El-Eşkar, Yüce Allah'ın tüm peygamberlerden aynı sözü aldığını, İbrahim (a.s.)'ın ve Musa (a.s.)'ın mirasını peygamberler silsilesinin son halkası Hz. Muhammed (s.a.s.)'in ve onun ümmetinin hak ettiğini ifade etti.
Müslümanlar medyayı etkin bir şekilde kullanmalı
'Kudüs'ü Yahudileştirmeye çalışıyorlar' diyen Muhammed Adluni, İsrail'in utanç duvarını bunun için ördüğünü, Mescid-i Aksa ve çevresindeki kazıların bunun için yapıldığını ve 400 bin Filistinlinin Küdüs'ten koparıldığını belirtti.
Lübnan'da yayın yapan Kudüs TV'nin Genel Yayın Yönetmeni Gassan Bin Ciddu ise konuşmasında İsrail'in amacına ulaşmak için yandaş medyayı etkin bir şekilde kullandığını, Müslümanların ise medyayı yeteri kadar kullanamadığını belirtti.
Gassan, bir çok İslam ülkesinde direkt İsrail ile işbirliği içerisinde hareket eden medya kuruluşlarının olduğuna dikkat çekti. Bu tür medya kuruluşlarının direnişten çok hep diplomatik yollardan barıştan bahsettiklerini ifade eden Gassan Bin Ciddu, "Böyle yaparak İsrail'in işgalini genişletmesine yardımcı oluyorlar. Bu şekilde Filistin halkını ve dünya kamuoyunu oyalıyorlar. Bu medya kuruluşları İsrail'den çok ciddi mali destek alıyor" şeklinde konuştu.
Yandaş medyanın İsrail saldırılarını sansürlemeye çalıştığını belirten Gassan Bin Ciddu, "Daha önce ölen ya da yaralanan çocukların fotoğrafları medyada yer almıyordu. Çünkü kimse bunları yayınlamıyordu. Ama son zamanlarda Müslüman medya bu fotoğrafların hepsini yayınladı. Bazıları 'bu fotoğrafları bize niye gösteriyorsunuz, bu insani değil' diyor. Biz bu fotoğrafları göstermeyelim de İsrail insanları öldürmeye devam mı etsin. İnsanlara bir şekilde İsrail işgalini, katliamlarını göstermek zorundayız" dedi.
AK Parti Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir ise Filistin'e giderek oradaki halkın yaşadığı sıkıntıları, acıları bizzat görme imkanı bulduğunu belirtti. Demir şöyle konuştu: "Filistin İslam dünyasının en önemli sorunlarının başında geliyor. Filistin söz konusu olunca aramızdaki ihtilafları bir kenara atıp bir araya geliyoruz. Filistin bunca saldırılara rağmen dim dik ayakta durmaktadır. Filistin arazileri İslam dünyasınındır ve Filistin özgürleşecektir. Yeter ki biz Filistin'e destek olalım."
Mısırlı düşünür Fehmi Huveydi de konuşmasında Filistin davasının tasfiye edilmeye çalışıldığına dikkat çekti. Huveydi, bazı Arap ülkelerinin İsrail ile açıktan işbirliği içinde hareket ettiğini belirterek, bu işbirliğine son vermeleri çağrısında bulundu.
Huveydi, Filistin'in kurtuluşu için bütün İslam ülkelerinin ortak tavır almaları gerektiğini söyledi.
Konferansın hem açılış, hem de kapanış oturumunda birer konuşma yapan değerli ilim adamı Prof. Dr. Yusuf el-Karadavi, Filistin'in işgalden kurtarılması görevinin sadece Filistinlilerin değil tüm dünya Müslümanlarının ortak görevi olduğunu, Müslümanların bu önemli görevi ihmal etmeye haklarının olmadığını çünkü bunun nafile değil farz bir sorumluluk olduğunu hatırlattı.
Uluslararası Filistin Sivil Dayanışma Konferansı'nın başkanı olan eski Sudan Cumhurbaşkanı General Abdurrahman Suvaruzzeheb de hem açılış hem de kapanış oturumunda birer konuşma yaparak Arap dünyasının Siyonist işgal ve zulüm karşısındaki sessizliğine tepkisini dile getirdi. General Suvaruzzeheb, Siyonist bir bakan "Bizim Gazze ve Batı Yaka'ya yönelik stratejimiz insanları aç bırakma temellidir" demesi karşısında Arap dünyasındaki yönetimlerin kılının kıpırdamamasının utanç verici bir durum olduğuna dikkat çekti.
Heniyye'den mesaj
Konferansın kapanış oturumunda ayrıca Filistin Başbakanı İsmail Heniyye'nin bir mesajı okundu. Heniyye, dinleyiciler tarafından tezahüratla ve sevgi alkışlarıyla karşılanan mesajında Kudüs ve Mescidi Aksa'yla ilgili önemli bir konferansa ev sahipliği yapan Türkiye'ye şükranlarını ilettikten sonra kutsal toprakların işgalden kurtarılması için Müslüman halklara düşen sorumluluğu hatırlattı: "Bu tür konferanslara çok ihtiyacımız var. Size dünyanın en büyük hapishanesinden sesleniyorum. Şehitler ve tutsaklar adına konuşuyorum. Kesinlikle direnişten vazgeçmeyeceğiz. Bölünmeyi ortadan kaldıracağız. Birliği sağlayacağız. Kardeş ülke Türkiye'yi selamlıyorum. İnşallah bu tür konferanslar Mescid-i Aksa ve Kudüs'te de yapılır."
