Çevrimdışı
Ne zamandır gündemi meşgul eden Gara Olayı ve Türkistan ve Anayasa meselesi hakkında bir yazı kaleme almak istiyordum, nefsim galip geliyor ve devamlı tehir ediyordum,
Velakin, HÜDAPAR'ın belkide en etkili ismi olan Zekeriya YAPICIOĞLU'nun, daha dün Kanal 5'te katıldığı program ve biri Milli Görüş, diğeri Aydınlık camiasından olan iki gazetecinin sorularının cevabladığı canlı yayını izleyince, yıllarını o Cemaatte geçirmiş birisi olarak kendimi buna bir nevi zorunlu hissettim.
Program Gara olayı ile başladı, belki kaçırmış olabilirim ama Zekeriya Yapıcıoğlu orada vefat edenler için Şehid demedi, üstelik kendi camiasınada en düşman bir grup tarafından katledilmelerine rağmen. Eğer, kaçırdığım bir şey yok ise bu iyi bir durumdur. Mazlumen öldüklerini söyledi el hak doğrdur.
Devletin üzerine düşeni yapıp yapmadığını bilmediğini söyedi. Bu şübhesiz siyasi bir kelamdır, evet devletin arka kapıda ne yaptığından haberimiz yoktur ancak şu bir gerçektirki devlet isterse onları kurtarabilirdi.
Bir defa bu insanlar 6 gündür değil, 6 senedir esir durumdalar. 6 senedir devlet ne yapıyordu? Neden 6 sene sonra bu gün başarısız olması için adeta uğraşılan bir operasyon yapıldı? Sosyal medyada, olaydan sonra TSK mensublarının; bir kısım esir PKK militanlarını infaz edip uçurumdan attıkları görüntüler hemde "Biz böyle yaparız işte" edası ile paylaşıldı. Peki o insanlar takas edilemezmiydi? 13 esir TC vatandaşının, Öztürk Yılmaz kadar kıymeti yokmuydu? Erdoğan'ın çarşamba günü vereceği müjde bumuydu? Erdoğan, esirlerin öldürülmesini isteyecek kadar hainmi, yoksa böyle bir hata yapacak kadar Ahmakmı? Öcalana seçim için mektup yazdırmasını bilen hükümet neden bunun için temas kurmadı?
Bütün bu sorular, akleden kalplerde hala kilitli maaleseft. Orada, Yapıcıoğlunun hiç olmazsa bir iki tanesini en azından ima yolu ile dile getirmesini isterdim ve beklerdim.
Akabindeki mesele "Yeni Anayasa"
Zekeriye Bey orada bazı öneriler sunuyor: Elbetteki, legal bir Siyasal Parti liderinden orada: "Anayasamız Kur'an'dır" minvalinde bir açıklama duymak fazla iyimserlik olacaktır. Aslında beklemediğim derecede müsbet şeyler söyledi, değiştirilemez bir maddenin olmaması gerekliliği HÜDAPAR gibi oyu az ve İslami bir Parti için cesurca bile sayılacak bir söylemdir Allahu Alem. Gerçi, DOĞRUHABER gazetesini okursanız orada şu anda anayasa mevsimi olmadığına dair pek çok yazıda bulabilirsiniz. Bazı polemklere giriliyor ve açıklamalar yapıyor Yapıcıoğlu... Seçim sistemi vs gibi. Bunlar Siyasi açıklamalardır, eğer şu bir kaç ayda itikadları değişmediyse Demokrasi taraftarı değillerdir.
Gelgelelim, en azından benim nezdimde zurnanın zırt dediği yere, Türkistan Meselesi...
Orada, bizim Müslüman ve Muvahhid din kardeşerimiz vardır; Hiçbir maslahat onlara yapılan zulme gözümüzü yummayı meşru kılmaz.
İlk başta gayet güzel şeyler söyledi ve derken oradaki ulusal kanal muhabiri "Orada Türkistan İslam Partisi denilen bir grup var. Uluslarası arenada terörist kabul ediliyor siz ne düşünüyorsunuz"
Zekeriya Beye orada yakışacak cevab şu olmalıydı "Oradaki tek Terörist Çindir!".
Ama bunu gösteremedi yinede Mücahidler hakkında menfi bir yorumda bulunmadı "ben onları bilmiyorum" dedi sadece hatta uluslarası arenada "Terörist" denilen herkesin Terörist olmadığınıda vurguladı. Gerçekten bilmiyor olma ihtimali elbetteki vardır, ama şu bir gerçektirki orada kendisine bu sorunun sorulacağı muhakkaktı, Doğu Türkistan ile bu kadar ilgili bir hareketin, sahadanda haberdar olması lazımdır. Türkistanda tıpkı Filistin gibi ümmetin toprağıdır ve muhakka oranın mücahidleride gündem edilmelidir. Bu konuda daha fazla yazmak istemiyorum aksi takdirde konu başka yere gidecek
Konya geri dönelim: Türkistan; Türkü ile, Kürdü ile, Arabı, Lazı veya Kafkasyalısı ile bütün ümmetin problemidir. Onlar, bizim Ümmetimizin çocuklarıdırlar.
Eğer bir terörist aranacaksa orada Çin'den başka terörist yoktur.
Zekeriya Bey, bu konu hakkında konuşurken birden camızın suya def-i hacet etmesi misali bir ses daha çıktı Ulusal Kanal Muharinden "İdlibde Mehmetçiğe(!) kurşun sıktılar"
Bir ön bilgi vereyim, İdlib'deki TSK konvoyuna yapılan saldırıyı doğru bulmuyorum. Şeyh Muhaysini'nin bu konudaki açıklamaları var, oraya rejimin saldırması çok daha muhtemel.
Ama ne zamandan beri, teröristliğin ölçüsü TSK mensublarına kurşun sıkmak?
Orada Yapıcıopluna düşen, Kore savaşını ve Esed rejimi ile girilen çatışmaları hatırlatmaktı. Esad TSK'ya kurşun sıkarsa "Vatanını korur" ama TİP sıkarsa "Terörist olur". Bu, ikiyüzlülüğü hatırlatmaması kendisine hiç yakışmayan bir iştir. Buradada daha fazla ileri gitmiyorum zira konu değişir.
Yazımı rabbimden onlar ve bizim için hidayet ve ıslah dileyerek ve @Hattab Amedi abi'ye en içten selamlarını göndererek ve ondanda kısada osla (Elbetteki mufassal olması daha iyidir) bir değerlendirme yazısı bekleyerek bitiriyorum.
Velakin, HÜDAPAR'ın belkide en etkili ismi olan Zekeriya YAPICIOĞLU'nun, daha dün Kanal 5'te katıldığı program ve biri Milli Görüş, diğeri Aydınlık camiasından olan iki gazetecinin sorularının cevabladığı canlı yayını izleyince, yıllarını o Cemaatte geçirmiş birisi olarak kendimi buna bir nevi zorunlu hissettim.
Program Gara olayı ile başladı, belki kaçırmış olabilirim ama Zekeriya Yapıcıoğlu orada vefat edenler için Şehid demedi, üstelik kendi camiasınada en düşman bir grup tarafından katledilmelerine rağmen. Eğer, kaçırdığım bir şey yok ise bu iyi bir durumdur. Mazlumen öldüklerini söyledi el hak doğrdur.
Devletin üzerine düşeni yapıp yapmadığını bilmediğini söyedi. Bu şübhesiz siyasi bir kelamdır, evet devletin arka kapıda ne yaptığından haberimiz yoktur ancak şu bir gerçektirki devlet isterse onları kurtarabilirdi.
Bir defa bu insanlar 6 gündür değil, 6 senedir esir durumdalar. 6 senedir devlet ne yapıyordu? Neden 6 sene sonra bu gün başarısız olması için adeta uğraşılan bir operasyon yapıldı? Sosyal medyada, olaydan sonra TSK mensublarının; bir kısım esir PKK militanlarını infaz edip uçurumdan attıkları görüntüler hemde "Biz böyle yaparız işte" edası ile paylaşıldı. Peki o insanlar takas edilemezmiydi? 13 esir TC vatandaşının, Öztürk Yılmaz kadar kıymeti yokmuydu? Erdoğan'ın çarşamba günü vereceği müjde bumuydu? Erdoğan, esirlerin öldürülmesini isteyecek kadar hainmi, yoksa böyle bir hata yapacak kadar Ahmakmı? Öcalana seçim için mektup yazdırmasını bilen hükümet neden bunun için temas kurmadı?
Bütün bu sorular, akleden kalplerde hala kilitli maaleseft. Orada, Yapıcıoğlunun hiç olmazsa bir iki tanesini en azından ima yolu ile dile getirmesini isterdim ve beklerdim.
Akabindeki mesele "Yeni Anayasa"
Zekeriye Bey orada bazı öneriler sunuyor: Elbetteki, legal bir Siyasal Parti liderinden orada: "Anayasamız Kur'an'dır" minvalinde bir açıklama duymak fazla iyimserlik olacaktır. Aslında beklemediğim derecede müsbet şeyler söyledi, değiştirilemez bir maddenin olmaması gerekliliği HÜDAPAR gibi oyu az ve İslami bir Parti için cesurca bile sayılacak bir söylemdir Allahu Alem. Gerçi, DOĞRUHABER gazetesini okursanız orada şu anda anayasa mevsimi olmadığına dair pek çok yazıda bulabilirsiniz. Bazı polemklere giriliyor ve açıklamalar yapıyor Yapıcıoğlu... Seçim sistemi vs gibi. Bunlar Siyasi açıklamalardır, eğer şu bir kaç ayda itikadları değişmediyse Demokrasi taraftarı değillerdir.
Gelgelelim, en azından benim nezdimde zurnanın zırt dediği yere, Türkistan Meselesi...
Orada, bizim Müslüman ve Muvahhid din kardeşerimiz vardır; Hiçbir maslahat onlara yapılan zulme gözümüzü yummayı meşru kılmaz.
İlk başta gayet güzel şeyler söyledi ve derken oradaki ulusal kanal muhabiri "Orada Türkistan İslam Partisi denilen bir grup var. Uluslarası arenada terörist kabul ediliyor siz ne düşünüyorsunuz"
Zekeriya Beye orada yakışacak cevab şu olmalıydı "Oradaki tek Terörist Çindir!".
Ama bunu gösteremedi yinede Mücahidler hakkında menfi bir yorumda bulunmadı "ben onları bilmiyorum" dedi sadece hatta uluslarası arenada "Terörist" denilen herkesin Terörist olmadığınıda vurguladı. Gerçekten bilmiyor olma ihtimali elbetteki vardır, ama şu bir gerçektirki orada kendisine bu sorunun sorulacağı muhakkaktı, Doğu Türkistan ile bu kadar ilgili bir hareketin, sahadanda haberdar olması lazımdır. Türkistanda tıpkı Filistin gibi ümmetin toprağıdır ve muhakka oranın mücahidleride gündem edilmelidir. Bu konuda daha fazla yazmak istemiyorum aksi takdirde konu başka yere gidecek
Konya geri dönelim: Türkistan; Türkü ile, Kürdü ile, Arabı, Lazı veya Kafkasyalısı ile bütün ümmetin problemidir. Onlar, bizim Ümmetimizin çocuklarıdırlar.
Eğer bir terörist aranacaksa orada Çin'den başka terörist yoktur.
Zekeriya Bey, bu konu hakkında konuşurken birden camızın suya def-i hacet etmesi misali bir ses daha çıktı Ulusal Kanal Muharinden "İdlibde Mehmetçiğe(!) kurşun sıktılar"
Bir ön bilgi vereyim, İdlib'deki TSK konvoyuna yapılan saldırıyı doğru bulmuyorum. Şeyh Muhaysini'nin bu konudaki açıklamaları var, oraya rejimin saldırması çok daha muhtemel.
Ama ne zamandan beri, teröristliğin ölçüsü TSK mensublarına kurşun sıkmak?
Orada Yapıcıopluna düşen, Kore savaşını ve Esed rejimi ile girilen çatışmaları hatırlatmaktı. Esad TSK'ya kurşun sıkarsa "Vatanını korur" ama TİP sıkarsa "Terörist olur". Bu, ikiyüzlülüğü hatırlatmaması kendisine hiç yakışmayan bir iştir. Buradada daha fazla ileri gitmiyorum zira konu değişir.
Yazımı rabbimden onlar ve bizim için hidayet ve ıslah dileyerek ve @Hattab Amedi abi'ye en içten selamlarını göndererek ve ondanda kısada osla (Elbetteki mufassal olması daha iyidir) bir değerlendirme yazısı bekleyerek bitiriyorum.
