şehrime düşer kara bulutlar
düşer de semamı kaplar
ben ki o gökyüze aşıktım
ben ki bu sokaklara alışkındım
şimdi bir ses, bir ışık ve acı
nerden gelir belli olmaz kurşunlar
ve üstümüze yağar oldu bombalar
korku değil bekleyiş sancılı!! bulucaksa bizi...
en olmaz zamanlara sakladık şehadeti
durmuşum bir tepede
ve bakarken doğduğum şehre
gözlerimden yaşlar süzülür oldu
içim acı ile doldu
sokaklarımız gibi
evlerimiz gibi
analarımızın bağırları gibi
Filistin gibi
adı Gazze...şimdi acı oldu
kara bulutlar düşmüş şehrime
hangisi kara israil den beter
hangi kıyar masumlara
düşünürken bu vadide
üstümüze ölüm yağdırılar
savrulur bedenler toprağa
ve kana karışır acı ve umut
şehrim...sen kesişensin
sen kisiştirilensin
muammasın
hem zefersin hem bedelsin!!
savaşma nedenisin
bırak üstümeze yağsın gülleler
toprağımızda açar oldu şehidler
bırak..bırak kan sinsin üstümüze
misk kokar ahirette
gözyaşı ıslatsın toprağını
bırakta umut doğursun analar
korkamazsın bilirim
ölümle yaşarken korkamazsın ölümden
bilirim şehrim
bu karanlık geçici
güneş ardında bilirim
her dakka ölüme yaklaşsakta
hissederim zaferi
ufku kaplamış meğersem dumanlar
ve içim duman duman beni yakar
yanarken şehrim
ve sevdam
ve davam
titrer içim
hüzünden mi öfkenden mi
şehrim, bıraksa da dünya bizi
bizimledir kudüs'ün sahibi
bize emanet bırakan mescid-i
sanki hep bizimdi
ve korumak bize düşüverdi
bilirim şehrim titremen masumlar var diyedir
demek ki yokmuş bu katile göre
ayırtetmez ki...bu toprakların çocukları da başka
taş düşer kadere ne yaparsan yap!!-sapanla
davut(a.s) un taşları gibi devirir calut'u bir gün
ismail (a.s) in taşları gibi eziverir şeytanı bir gün
filistin li çocukların ki gibi zaferi getirir bir gün
şehrim kara dumanlar düşmüş üstüne
ve ateş..ateş düşmüş içine
sorulur gir gün şehrim
bir gün yanıverir seni yakan eller
sana kıyanlara bir gün kıyır elbet
umudu yazdık biz senle tarihe
biz taşını attık yerden
ve sen üsütünde taşıdın bizi
denildi ki;
gazze dayandı!
gazze ayaklandı!
gazze hiç durmadı ki şimdi kalksın
duran ümmetken nasıl buna katlansın!!
düşerse bu şehir
sıra el-aksa ya gelir
buna kim tahammül edebilir
gazze yi yakanlara susanlar katlanır anca!!
gazze ye kıyanlara duranlar katlanır anca!!
gazze yi karışıyla satanlar katlanır anca!!
ey şehrim yanaklarım ıslanır yaşlarımda
ve üşürüm seni görürken bu halinle
sen hep çocukluğumun sokakları
ve anıları..
geriye ne kaldı
yıkık dökük bir şehir
ama umutlu, ama gayretli
ama ateşli!!
yanarken yakıcak kadar
yerinde duruyorsa dünya'yı sarsıcak kadar
sana bakarken vuruldu bir ebabilin
kanı üstüme bulaştı..
arkadaşlar ise telaşlı
götürüyorlar ama meçhule
bombalanır az sonra adı hastane..
gitmem gerek şehrim
zaten göremez oldum iyice
gözlerim kırmızıya döndü
seni bu halde görünce
karadumanlar kaplamış sevdiğimi
gitmem gerek şehrim
sokaklarına çıkıcam yine
yine seni haykırıcam
yine seni yazıcam her yere
adı zafer olucak
yanıyor şehrim
adı aşk olucak!!
düşer de semamı kaplar
ben ki o gökyüze aşıktım
ben ki bu sokaklara alışkındım
şimdi bir ses, bir ışık ve acı
nerden gelir belli olmaz kurşunlar
ve üstümüze yağar oldu bombalar
korku değil bekleyiş sancılı!! bulucaksa bizi...
en olmaz zamanlara sakladık şehadeti
durmuşum bir tepede
ve bakarken doğduğum şehre
gözlerimden yaşlar süzülür oldu
içim acı ile doldu
sokaklarımız gibi
evlerimiz gibi
analarımızın bağırları gibi
Filistin gibi
adı Gazze...şimdi acı oldu
kara bulutlar düşmüş şehrime
hangisi kara israil den beter
hangi kıyar masumlara
düşünürken bu vadide
üstümüze ölüm yağdırılar
savrulur bedenler toprağa
ve kana karışır acı ve umut
şehrim...sen kesişensin
sen kisiştirilensin
muammasın
hem zefersin hem bedelsin!!
savaşma nedenisin
bırak üstümeze yağsın gülleler
toprağımızda açar oldu şehidler
bırak..bırak kan sinsin üstümüze
misk kokar ahirette
gözyaşı ıslatsın toprağını
bırakta umut doğursun analar
korkamazsın bilirim
ölümle yaşarken korkamazsın ölümden
bilirim şehrim
bu karanlık geçici
güneş ardında bilirim
her dakka ölüme yaklaşsakta
hissederim zaferi
ufku kaplamış meğersem dumanlar
ve içim duman duman beni yakar
yanarken şehrim
ve sevdam
ve davam
titrer içim
hüzünden mi öfkenden mi
şehrim, bıraksa da dünya bizi
bizimledir kudüs'ün sahibi
bize emanet bırakan mescid-i
sanki hep bizimdi
ve korumak bize düşüverdi
bilirim şehrim titremen masumlar var diyedir
demek ki yokmuş bu katile göre
ayırtetmez ki...bu toprakların çocukları da başka
taş düşer kadere ne yaparsan yap!!-sapanla
davut(a.s) un taşları gibi devirir calut'u bir gün
ismail (a.s) in taşları gibi eziverir şeytanı bir gün
filistin li çocukların ki gibi zaferi getirir bir gün
şehrim kara dumanlar düşmüş üstüne
ve ateş..ateş düşmüş içine
sorulur gir gün şehrim
bir gün yanıverir seni yakan eller
sana kıyanlara bir gün kıyır elbet
umudu yazdık biz senle tarihe
biz taşını attık yerden
ve sen üsütünde taşıdın bizi
denildi ki;
gazze dayandı!
gazze ayaklandı!
gazze hiç durmadı ki şimdi kalksın
duran ümmetken nasıl buna katlansın!!
düşerse bu şehir
sıra el-aksa ya gelir
buna kim tahammül edebilir
gazze yi yakanlara susanlar katlanır anca!!
gazze ye kıyanlara duranlar katlanır anca!!
gazze yi karışıyla satanlar katlanır anca!!
ey şehrim yanaklarım ıslanır yaşlarımda
ve üşürüm seni görürken bu halinle
sen hep çocukluğumun sokakları
ve anıları..
geriye ne kaldı
yıkık dökük bir şehir
ama umutlu, ama gayretli
ama ateşli!!
yanarken yakıcak kadar
yerinde duruyorsa dünya'yı sarsıcak kadar
sana bakarken vuruldu bir ebabilin
kanı üstüme bulaştı..
arkadaşlar ise telaşlı
götürüyorlar ama meçhule
bombalanır az sonra adı hastane..
gitmem gerek şehrim
zaten göremez oldum iyice
gözlerim kırmızıya döndü
seni bu halde görünce
karadumanlar kaplamış sevdiğimi
gitmem gerek şehrim
sokaklarına çıkıcam yine
yine seni haykırıcam
yine seni yazıcam her yere
adı zafer olucak
yanıyor şehrim
adı aşk olucak!!