Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

'Gelecekteki Savaşımız İslamcılarla Olacak'

M Çevrimdışı

mrhb

Üyeliği İptal Edildi
Banned
64707_suriye-muhalif-albay-riyad-esad-mustafa-seyh.jpg


El Hayat Gazetesi, Hatay’daki mülteci kamplarında yaşayan Askeri Konsey Başkanı Tuğgeneral Mustafa Eş Şeyh ve Özgür Suriye Ordusu komutanı Riyad Es’ad’la görüştü.
Görüşmede, Askeri Konsey ve Özgür Suriye Ordusu’nun devrim sürecindeki son gelişmelere bakışı, Suriye içerisinde bir hafta önce kurulan Suriye Ulusal Ordusu ele alındı.
"SAVAŞI İNTERNET ÜZERİNDEN SÜRDÜRÜYORUZ"
Bir soru üzerine “Suriyeli devrimcilerin, Türkiye’deki Özgür Suriye Ordusu komuta kademesinin refah içerisinde yaşadığı yönündeki eleştirilerine” yanıt veren Riyad Es’ad “Devrimin tüm liderliği, dışarıda. Biz, buradan içeriye yardım ulaştırmak için çalışıyoruz. Bunda bir sıkıntı yok. Teknolojinin ilerlediği bu dönemde imkansız hiçbir şey yok. Savaş, internet üzerinden sürüyor” dedi.
Özgür Suriye Ordusu çatısı altında savaşmayanların silahlandırılmasına karşı olduğunu belirten Riyad Es’ad “Devrimcilerin ellerindeki silahlar, vur-kaç savaşı, gerilla savaşı için yeterlidir. Özgür Suriye Ordusu’na katılmayanların silahlandırılmasına karşı uyarıda bulunuyoruz. Çünkü bazı kişiler, siyasi ve şahsi çıkar peşinde, bu çıkarları gerçekleştirmek için çalışıyor. Biz, herkesi bencil davranışları terk etmeye ve Özgür Suriye Ordusu çatısı altında birleşmeye çağırıyoruz” dedi.
Özgür Suriye Ordusu’nun uygulamalarından rahatsız olan bazı subay ve askerlerin Suriye Ulusal Ordusu adlı bir ordu kurdukları yönündeki iddiaların sorulması üzerine Es’ad “Akil Haşim’in bir ordu kurma niyetinde olduğunu duydum. Akil Haşim de kim? O, koltuk peşinde koşan bir emekli general. Bizim elimizde veriler var. Fakat paylaşmak istemiyoruz. Fakat kesin olan, İmaduddin Reşid liderliğindeki siyasi bir grup, Ulusal Konsey’deki otoriteyi ele geçirmek ve Ulusal Konsey’e bağlı askeri bir yapılanma oluşturmak istiyor. Hatta onlar Körfez ülkelerinden, Sudan’dan ve Libya’dan bizim adımıza para topluyorlar. Herkes, İstanbul Konferansı öncesinde safları birleştirmek için çalışırken onlar safları bölmek, ülkeyi kaos ve fitneye sürüklemek için çalışıyorlar” diye konuştu.
'GELECEKTEKİ SAVAŞIMIZ İSLAMCILARLA OLACAK'
Riyad Es’ad’dan sonra söz, gündemi sarsacak çarpıcı açıklamalarıyla Mustafa eş Şeyh’e geldi. Eş Şeyh, Suriye muhalefetinin ne siyasi ne de askeri kanadında, Beşşar Esed rejimi sonrasına ilişkin bir stratejinin olduğunu, özellikle de İhvan’ın Suriye muhalefetine hakim olduğu bir zamanda stratejinin belirginleşmemesinden ötürü batının destek vermediğini söyledi.
El Hayat muhabirine “Gelecekteki savaşımız İslamcılara karşı olacak” diyen Eş Şeyh, konuşmasına şöyle devam etti: “Batı, Beşşar Esed sonrasında İsrail sınırının korunması, bölgedeki çıkarlarının güvence altına alınması, Suriye’nin aşırılık yanlısı İslamcı akımların etkinlik gösterdiği ve azınlıkları ezdiği meydana dönüşmemesi için güvence istiyor. Bizim gözlerimiz, Suriye devriminin İslamlaşmasına karşı tetikte. Gelecekteki savaşımız bu olacak” dedi.
İhvan-ı Müslimin’e yönelik sert eleştirilerde bulunan eş Şeyh “İhvan-ı Müslimin’deki durum, “Sözünü duyuyorum seviniyorum ama eylemlerini görüyorum hayretler içerisinde kalıyorum” sözünü çağrıştırmakta. Eğer İhvan, sivil devrime inanıyor ve Özgür Suriye Ordusu’nun çatısı altında çalışmayı kabul ediyorsa Sivilleri Koruma Kurulu da ne oluyor. Bu kurul, onların Suriye’deki askeri kanadı değil mi? Bu kurul için bağış topluyorlar ve dağıtıyorlar. Ve bu eylemleri (askeri) için de yanıltıcı bir isim (sivil) seçiyorlar” dedi.
eş Şeyh, son olarak “Eğer bazı şahıslar, tek taraflı olarak hareket ederse Suriye Ulusal Ordusu gibi bağımsız tugayların sayısı artacak. Bu da ülkeyi, içinden çıkılması zor olan bir tünele sokacak” dedi.
NATOCU GENERAL DE ORDU KURDU
genera-akil-haysem-suriye-muhalif.jpg

Özgür Suriye Ordusu ve Askeri Konsey’in uygulamalarından rahatsız olan Ulusal Konsey üyesi Emekli General Akil Haşim, Suriye Ulusal Ordusu’nu kurdu. 1942 yılında Homs’ta doğan Haşim, 1962 yılında Suriye Ordusu’na katıldı. Orduda tuğgeneral rütbesine kadar yükselen Haşim, 1989 yılında isteği üzerine emekli oldu.
Ulusal Konsey başkanı Burhan Galyun’un Ulusal Konsey’e bağlı olarak 1 Mart’ta kurduğu Askeri Şura Konseyi’nin “dış müdahale” çağrısı yapmamasından ötürü Ulusal Konsey’deki üyeliğini askıya alan Haşim, Türkiye’deki kamplarda yaşayan muhalif subayları rahatsız eden bir girişimle yeniden gündeme geldi.
Özgür Suriye Ordusu komutanlarından Halid Hamud, Akil Haşim’in kurduğu Ulusal Ordu’nun muhalif güçler arasındaki tefrikayı artıracağını ve muhalefeti zayıflatacağını söyledi. Haşim liderliğindeki Ulusal Ordu’nun kendileriyle irtibata geçmediğini belirten Hamud, Esed rejimine karşı sivil ve askeri muhalefeti birliğe çağırdı.
Paris’te yaşayan Akil Haşim ise el Arabiya Televizyonu’na 27 Mart’ta yaptığı açıklamasında suçlamaları reddederek Ulusal Ordu’nun hedefinin “Suriye içerisindeki ve dışarıdaki muhalif askeri yapılanmaları bir çatı altında toplamak ve Beşşar Esed sonrası Suriye’nin Ulusal Ordusu olmak” olduğunu söyledi.
Suriye Ulusal Ordusu’nun herhangi bir ideolojik ya da siyasi duruşunun olmadığını belirten Haşim, “Özgür Suriye Ordusu, Suriye’deki askeri direnişin sadece bir kısmını oluşturmaktadır. Özgür Suriye Ordusu’nun dışında da askeri birimler var. Ulusal Ordu’nun hedefi, tüm askeri yapılanmaları bir çatı altında toplamaktır. Yakında da Ulusal Ordu’ya bağlı Askeri Konseyi kuracağız” dedi.
1 Mart 2012 tarihinde Barada TV’ye yaptığı açıklamasında Haşim, Burhan Galyun’un askeri müdahaleyi talep etmemesinden ötürü Ulusal Konsey’de çalışmayı kabul etmediğini açıkladı. Galyun, 1 Mart’ta düzenlediği basın açıklamasında, Suriye’deki rejim karşıtı silahlı yapılanmanın kontrol altında tutulabilmesi için Yüksek Askeri Şura’yı oluşturmuştu. Normal şartlarda Askeri Şura’da Haşim’in yanı sıra Riyad Es’ad ve Mustafa Şeyh’in de bulunmasını gerekiyordu. Haşim’in Şura’ya başkanlık etmesi bekleniyordu. Fakat, Galyun’un 1 Mart’ta düzenlediği basın açıklamasından sadece dakikalar önce askeri müdahaleye kesinlikle karşı olduğunu açıklaması üzerine, Haşim basın açıklamasına katılmazken Riyad Es’ad, Galyun’un ilan ettiği Yüksek Askeri Şura’yı tanımadığını açıkladı.
Haşim, 3 Mart’ta Şada Televizyonu’nda yayınlanan Şeyh Adnan Arur’un programına katılarak, Burhan Galyun’dan ötürü Ulusal Konsey’deki Yürütme Kurulu’yla bağlantısını kestiğini söyledi.
Haşim, 23 Eylül 2011’de yayınladığı mesajında, devrimin başarısız olması halinde Suriye rejiminin muhalifleri hedef alan kapsamlı tutuklamalara başlayacağına dikkat çekerek acilen dış müdahalenin gerçekleşmesi gerektiğini söylemiş, NATO’dan bu rolü üstlenmesini istemişti.
NATO güçlerinin karadan Suriye’ye girmesine karşı olan Haşim, “Şimdi Uluslararası Askeri Müdahale’yi istiyoruz” başlıklı mesajında, Güvenlik Konseyi kararı olmadan da NATO’nun tek taraflı olarak hava müdahalesini beklediğini belirtmişti. (İsra Haber)

ASIL KAYNAK:

Dar Al Hayat
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
en sevdiğim hocalardan birtanesi Allah cc onu kurtarsın mutezilenin akılcı olduğunu söylüyor bazı guruplarda sadece nakilci diyor ehlisünnet ise hem akıl hemde nakilden gerektiği kadar istiafade eder diyor ama şiiler özellikle rafiziler ne akılcı nede nakilcidir babasının eşşeği bile onlardan daha aklı selimdir diyor bu yoruma katılmamak imkansız sanırım
 
Y Çevrimdışı

Yavuz_Selim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Beşşar Esed kafiri aylar önce bir İngiliz gazetesine verdiği demeçte, laik Arap milliyetçileri olarak Suriye'de İslamcılara karşı savaştıklarını söylemişti.

Ama nedense Suriye'li müslümanlara karşı, Beşşar Esed kafirini destekleyen birçok İrancı Beşşar Esed'in bu sözlerini görmezden gelmişti..

Tıpkı İrancı , şii Nureddin Şirin'in yaptığı gibi...

Ama israhaber.com'un sahibi olan İrancı , şii Nureddin Şirin bu konunun açılışındaki haberin üzerine hemen atlamakla kalmamış , bu haberi de elinden geldiğince çarpıtmaya çalışmış...

Hadi eğer gerçekten bu general bazı batılı ülkelerin desteğini kazanmak amacıyla Beşşar Esed'den sonra Suriye'li ''İslamcılara'' karşı savaşacağını söylediyse bile, bu generalin Esed'den sonra kendileriyle savaşacağını söylediği bu Suriye'li ''İslamcılar'' zaten şuan Beşşar Esed kafirine karşı savaşıyorlar!..






Esed: Savaş İslamcılar İle Milliyetçiler Arasında

Esed, ülkedeki mücadelenin 'İslamcılarla Arap milliyetçileri (sekülerist)' arasında yaşandığını savunarak, "1950'lerden bu yana Müslüman Kardeşler ile savaşıyoruz ve hala savaşmaya devam ediyoruz." diye konuştu.

29396.jpg


31 Ekim 2011 Pazartesi 18:21

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, ülkesine müdahale edilmesi halinde bunun "depreme" yol açacağını ve "büyük bir yıkıma" sebep olacağını söyleyerek, Batılı güçleri sert bir dille uyardı.

Suriye'deki isyanlardan sonra ilk kez Batılı medyaya açıklama yapan Beşşar Esed, Batı'nın ülkesi üzerindeki baskıyı arttırdığını söyleyerek, rejime yönelik müdahalenin ikinci "Afganistan'a" sebep olabileceğini iddia etti.

Sunday Telegraph'a konuşan Esed, "Suriye, birçok yönden Mısır, Tunus ve Yemen'den çok farklı. Tarihi farklı. Siyaseti farklı." diyerek isyanlara yönelik diğer Arap Baharı ülkelerinden farklı şekilde tepki vereceklerini ima etti. Örnek verdiği ülkelere, sonuna kadar askeri mücadelesini sürdüren Kaddafi'nin ülkesi Libya'yı göstermemesi dikkat çekti.

Suriye'nin bölgenin 'merkez ülkesi' olduğunu kaydeden Esed, "Bizim ülkemizdeki fay hattı diğerlerinden farklı. Eğer ülkemizin zemini üzerinde oyun oynarsanız, büyük bir depreme sebep olabilirsiniz. Farklı bir Afganistan görmek ister misiniz? veya onlarca Afganistan?" diyerek Batıyı uyardı.

Suriye'deki problemin bütün bölgeyi ateşe atacağını ileri süren Beşşar Esed, "Eğer amaç Suriye'yi ikiye bölmekse, bu tüm bölgeyi ikiye bölmek anlamına gelir." şeklinde açıklamada bulundu.

Olayların başında kendi askerlerinin birçok hata yaptığını itiraf eden Esed, şimdi ise sadece 'terörist grupları' hedeflediklerini vurguladı.

Esed, ülkedeki mücadelenin 'İslamcılarla Arap milliyetçileri (sekülerist)' arasında yaşandığını savunarak, "1950'lerden bu yana Müslüman Kardeşler ile savaşıyoruz ve hala savaşmaya devam ediyoruz." diye konuştu.

haksozhaber.net



Beşşar Esed: “Her adımı atarım ama din eksenli, şeriat partilerine izin vermem. Laikliğe zarar verecek örgütlenmeye izin vermem. Bana baskı yapan devlet adamları aynaya bakıp kendi laikliklerini sorgulasın. Olayların arkasında farklı gruplar var. Samimi reform isteyenlerin dediklerini yapacağım. Ama bir de şeriatçılar var: El Kaide ve Müslüman Kardeşler. PKK Türkiye için neyse, Müslüman Kardeşler de bizim için o. Türkiye’nin Müslüman Kardeşler’in hamisi gibi davranması bizi üzüyor”

haber7.com
 
Y Çevrimdışı

Yavuz_Selim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
El Kaide'den Suriye Direnişine Açık Destek

Eymen ez Zevahiri, Suriye'deki direnişine açık verdi.

21403.jpg


12 Şubat 2012 Pazar 11:12

El Kaide lideri Eymen ez Zevahiri, Suriye'deki ayaklanma hareketine destek verirken isyancılara Türkiye, Arap Birliği ya da Batı'ya değil kendilerine güvenmeleri çağrısında bulundu.

Zevahiri, video kaydında Suriyeli isyancıların kendi ifadesiyle ''kanserli rejim''den kurtulmak için her türlü aracı kullanma hakları olduğunu söyledi.

Zevahiri video kaydında kendi ifadesiyle ''Suriye'nin Aslanları''na sesleniyor.

Esad muhaliflerine, Batı'ya, Amerika'ya ya da Arap hükümetleri veya Türkiye'ye değil, kendi özverilerine, direnişlerine, fedakarlıklarına ve Allah'a güvenmeleri tavsiyesinde bulunan Zevahiri, yine Türkiye, Irak, Ürdün ve Lübnan'daki kendi ifadesiyle ''şerefli ve hür'' her müslümana Suriye'deki kardeşlerine yardım etmek için harekete geçmeye çağırdı.

Zevahiri, ''Eğer özgürlük istiyorsak bu rejimden kurtulmalıyız, adalet istiyorsak bu rejime karşılık vermeliyiz'' dedi.

haksozhaber.net

El Kaideden Suriye Direni?ine Aç?k Destek haberi
 
Y Çevrimdışı

Yavuz_Selim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Suriye tüm kirli yüzleri ifşa ederken...

Önce Irak'ta öldürdüler.

ABD işgaline direnen, onurunu teslim etmeyenleri kadınıyla, çocuğuyla, erkeğiyle birer birer bulup, efendileri Amerika'nın desteğiyle katlettiler.

Sustuk.

Ümmetin maslahatı, her şeyin üstündeydi.

Üstelik Irak'ta kaos vardı. Direniş diye söylenen şey, üç beş teröristin pazar yerlerinde, orada burada kendini patlatmasından ibaretti. Birilerinin dediği gibi, at izi it izine karışmıştı. Bize göre asla öyle olmamıştı ya. Olsundu. Susmak lazımdı.

Türkiyeli Müslümanlar Irak işgali konusunda savaş başlarken büyük ses çıkarmışlardı fakat; savaş ilerleyip de mezhep eksenine kaydığı haberleri yoğunlaşınca sükutu tercih etmişlerdi. İşte böylesi bir suskunluğun olduğu bir vasatta ne yapabiliriz diye düşünüyorduk. Bir grup arkadaşla birlikte bir gece organize etmeye karar vermiştik: Irak Halkıyla Dayanışma Gecesi. Ebu Garip işkencehanesinin en meşhur mağduru Hacı Ali el-Kaysi'yi çağıracak ve işgal gerçeğini birinci ağızdan Müslümanlara anlatabilecektik. Gerçekten de gece büyük bir katılımla olmuştu. Fakat, biz Hacı Ali'yi götürdüğümüz her yerde, ona kısa bir hatırlatma yapıyor; Irak'ta Şii yönetimin Sünni halka zulmettiğinden bahsetmemesini öğütlüyorduk. O ise biraz kızgın, fakat daha çok bizi mahcup etmemenin telaşıyla yutkunuyor, derdini içine atıyordu. Hacı Ali'ye refakat eden kardeşimiz cümlelerini çevirirken hayretini gizlemiyor, ama "Bu olayı da anlatmayalım, fitne büyümesin!" diyordu.

Yine sustuk. Mezhepçilik fitnesine bir odun da biz taşımayalım istedik.

Oysa ki, onların susmaya, durmaya hiç niyetleri yoktu.

Filistinli muhacirler, Bağdat'tan IİDK lideri El Hekim'e bağlı Bedir Tugayları tarafından sürülürken de sustuk. Mehdi Ordusu, Bedir Tugaylarıyla el ele verip Felluce'yi ABD bombardımanı eşliğinde yok ederken de tüm suçu işgalciye attık, bu katilleri ifşa etmedik.

3 milyon Iraklı, Sünnilerin hakim olduğu El Anbar'a, Musul'a, Diyala'ya doğru kaçarken, suçlunun işgalci ABD olduğunu söyledik. Azamiye'nin etrafı tıpkı Siyonistlerin yaptığı gibi yüksek duvarlarla çevrilip, İmam-ı Azam Külliyesi ve etrafındaki mahalle tecrit edildiğinde de tepki vermedik. Mezhepçilik fitnesine bir odun da biz taşımayalım istedik.

Ümmetin kahraman evlatları bedenlerini teker teker çıkartıp, işgalcilerin üzerlerine fırlatırken, ABD'nin Irak'ı teslim ettiği Dava Partisi, Sadrcılar, El Hekimciler "mezhepçi, tekfirci, terörist vs.. gibi uzayan bir listeyle" arkalarından seslendiler, biz ise onlara itibar ettik. Üzerlerine yarım ton bomba atılıp, paramparça edildiklerinde arkalarından mağfiret bile dilemedik. İmtina ettik; çünkü, haklarında arkalarından güzel bir söz söyleyemeyecek kadar çok yalan dinlemiştik. Direniş ve direnişçiler hakkında yalanların gündeme boca edildiği bu ortam yüzünden oluşan derin saflaşma, direnişçi kardeşlerimizin yaptığı hataları da makul bir düzeyde tartışma zeminini ortadan kaldırdı.

***

Iraklı kardeşlerimizin kanları henüz kurumadı.

Şimdi Suriyeli bebekler, babalarının kucağında, paramparça olmuş bedenleriyle gözlerimizin içine bakıyorlar: Bizi yeniden terk edecek misiniz?

Mermiler mi büyük, bedenler mi küçük?

Bir değil, binlerce çocuk.

Nusayri Baas diktası katlederken bebeklerimizi, yardakçıları yalan haberlerle takviye ediyorlar karanlık cephelerini. Unutmayacağız artık. Vallahi. Ve billahi.

***

Ya Rabbi, kardeşlerimizi katleden azgın fitneci ve yalancılardan beriyiz.

Onların Türkiye'deki ve dünyanın farklı yerlerindeki propagandistlerinden;

İslam'a ve Müslümanlara karşı her türlü kirli düzenlerle işbirliği yapanlardan;

Hatay'da katil Esad'ın posterleriyle yürüyüp, "kanını canını Esad'a feda" etmekten bahsedenlerden;

Bu çirkin eylemi "Türkiye halkının Esad'a desteği" gibi yayınlayarak kimlerle "vahdet" yaptığını açıkça ortaya koyanlardan;

Zulümleri meşrulaştırmak için bin türlü takla atanlardan;

Yalan ve hilelerle Suriyeli Müslümanların onurlu direnişlerini karalamaya çalışanlardan;

Sırf İran ve Hizbullah'ın çıkarları için Kafkasya'nın katili Rusya'yı, Türkistan'ın katili Çin'i kardeş bilenlerden;

Irak'ta işgalcilerle kol kola gezip, katillerin sofralarından kalkmayıp, sözde "direniş hattı"ndan bahsedenlerden;

Lübnan Ordusunu, güneyin işgali sırasında İsrail askerlerini çaya davet ettiği için haklı olarak "hain, işbirlikçi" diyerek tanımlayan, fakat aynı Lübnan Ordusu, Nehr-ul Berid'de Filistinli Müslümanları -Feth-ul İslam'a bağlı mücahidleri- katlederken "Lübnan Ordusu meşru bir ordudur, iç karışıklığa elbette müsaade edemez" diyen ikiyüzlülerden;

Müminlerin annelerine, Hulefa-i Raşidin’e hakaret edenlerden;

Ağızlarından vahdeti düşürmeyip, en büyük mezhep bağnazlığı yapanlardan BERİ OLDUĞUMUZU ikrar ediyoruz.

Şeytan'ın ve şeytanca hilelerin peşinden gidenlerden, Şeytan'ın askerlerinin şerrinden sana sığınıyoruz.

***

Ey Rabbimiz! Suriyeli kardeşlerimize, Nusayri-Baas diktasına, Katil Hafız Esed’in oğlu Beşşar Esed katiline, bu katilleri destekleyen mezhepçi, taifeci örgüt ve devletlere ve küresel emperyalistlere karşı direnişlerinde yardım et.

Biz onların her türlü baskı ve zulme rağmen, senin yolunda olduğuna ve senden başka hiç kimseden yardım dilemediğine şahidiz. Komplo ve maslahat masallarıyla ümmeti yanıltmaya çalışanlara fırsat verme!

Bu duamızı, Suriyeli kardeşlerimizi katledenlerden ve onların yardakçılarından beri olduğumuza dair açık bir beyan olarak kabul et!

Murat Özer - 8 Mart 2012


6005682946a12990cd9bb.jpg


 
Y Çevrimdışı

Yavuz_Selim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
(havacı) Tuğgeneral Muhammed Yahya Bitar, Suriye Ordusu'ndan ayrılıp Özgür Suriye Ordusu'na katıldığını açıklıyor...

Özgür Suriye Ordusu'nu büyük bir çabayla karalamaya çalışan İrancılar, bu komutanın arkasındaki tevhid bayrağından mı rahatsız oluyorlar?!



Üsteğmen Ahmed Talas, yeni bir tugayın kuruluşunu ilan ediyor!...

 
F Çevrimdışı

furkan

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
haberin aslina bak kaynak şia köpekleri
işte harberin aslı inş
102392.jpg
Yüksek Askeri Konsey Başkanı Mustafa eş-Şeyh, el-Hayat’ın “İslamcılarla savaş” ibareli haberini yalanladı.


Suriye dışında bulunan Askeri Konsey başkanı Tuğgeneral Mustafa eş-Şeyh’in, el-Hayat gazetesine yaptığı ve içinde “İslamcılarla savaşılacak” ibarelerinin yer aldığı iddia edilen açıklamasının ardından gelen tepkiler üzerine eş-Şeyh, yeni bir açıklamada bulundu. Aşağıda bu açıklama ile ilgili haberimiz yer almakla birlikte, gelişmelerle ilgili bazı konulara açıklık getirmenin de zorunluluğu ortadadır.
Bilindiği üzere, Suriye ordusundan ayrılan askerler muhalefetin genel çatısını temsil etmesi hasebiyle Özgür Suriye Ordusu çatısı altında toplanmaktaydı. Azınlıkta da kalsalar sesleri yükseltilen farklı kimliklerden unsurların da yer aldığı bu çatı altında farklı siyasi görüşlerin de varlığı bilinmeyen bir husus değildi. Başından bu yana Suriye İhvanı, bu farklılıkların direnişe zarar vermemesi noktasında azami bir çaba içerisindeydi.
Silahlı direnişin başladığı dönemden bu yana muhalefet çatısı altında olsa da Suriye direnişine dışarıdan komuta eden ve Özgür Suriye ordusuna dahil olmayan kesimlerin yaptıkları bazı açıklamaların İhvan’ın yönelimleri ve öncelikleriyle çeliştiği görülebilmekteydi. Özellikle Batı medyasına verilen demeçlerde, katliamların bir an önce durdurulması adına Hür ordu içerisindeki İslami direniş unsurlarının ve İhvan’ın politikaları ve açıklamalarıyla çelişen demeçlerin de yansıdığı olmuştu. Elbette pek çok tekzibe ya da şerhe maruz kalanlar da cabasıydı.
El-Hayat’ın çarpıtarak verdiği ve eş-Şeyh’in tekzip ettiği açıklamasında da görüldüğü üzere eş-Şeyh’in “İslamcılarla savaşılacak” anlamında sarfettiği sözlerin, İhvan’ı kapsamadığı ve kapsamayacağı çok açık olduğu halde, bu ifadeler bir takım kesimler tarafından genel anlamda muhalefetin, direniş unsurlarının ve Özgür Suriye Ordusunun genel kanaati ve duruşu imiş gibi yansıtıldı. Bununla da kalınmayıp, Özgür Suriye Ordusunun, başından bu yana Batılı güçlerin istekleri doğrultusunda örgütlenmiş bir yapı olduğuna dair karine olarak lanse edildi. Zaten bu kara propagandayı dillendirenler, aynı zamanda Suriye İhvan’ının hem siyasi muhalefet olarak, hem de Hür Ordu içerisinde gücünün abartıldığı yargısını kamuoyunda pekiştirmeye çalışan kesimlerdi.
Mustafa eş-Şeyh’in kimliği, muhalif duruşu ve İhvan’la arasındaki mesafenin varlığı bilinmekle birlikte, yaptığı açıklamanın Batılı güçleri tatmin etmeyi amaçlayan bir mesaj taşıdığı çok açıktı. Tekzibinde de yer aldığı üzere, ifadesinde Suriye muhalefetinin Suriye halkı nezdindeki en güçlü temsilcisi olan İhvan’ı kastetmediği de netlik kazanmaktaydı. Aynı zamanda eş-Şeyh’in açıklamasının ardından gelen güçlü tepkiler de direniş güçlerinin kimliğinin niteliği ve birlikteliğinin sağlamlığına ilişkin göstergelerdi. Velev ki Askeri Konsey’i temsil eden eş-Şeyh’in el-Hayat’a verdiği bu mülakat baştan sona doğru olsa ne olurdu? Bu açıklama, bütün bir Suriye direnişine kara çalmak için malzeme olmaya yeterli görülmüş olacak ki, haber üzerinden, propagandif ya da dezenformasyon olma özelliği hiç hesaba katılmadan, farklı kaynakların açıklaması beklenmeden bir anda fırtına estirildi.
Bu açıklama, tüm Özgür Suriye ordusuna kara çalmak için adeta fırsat bilindi.
Çarpıtılan ya da direnişin genelini temsil etmeyen bir açıklamadan yola çıkılarak, mal bulmuş mağribi misali eş-Şeyh’in kimliğinin direnişin genelini temsil ettiği gibi bir algı oluşturup, ardından da “İşte işbirlikçi Hür Ordu!” vaveylalarıyla tozu dumana katmanın anlamı nedir? Bir takım malum web siteleri marifetiyle, facebook ve twitter üzerinden de fırtınalar kopartılarak yaygınlaştırılan bu tutumun, vicdan körlüğünü “işbirlikçilik” edebiyatıyla pekiştirmekten ve direnişe kara çalarak zihinleri bulandırmaktan başka bir işlevi var mıdır?
***
Yüksek Askeri Konsey Başkanı Mustafa eş-Şeyh, el-Hayat’ın “İslamcılarla Savaş” İbareli Haberini Yalanladı
Londra’dan yayın yapan El-Hayatgazetesi, Yüksek Askeri Konsey Başkanı Tuğgeneral Mustafa eş-Şeyh’in, Esed sonrasında savaşın özellikle İhvân’a ve tüm İslamcılara karşı olacağını söylediğini iddia etti. İddiaya göre eş-Şeyh, İhvân’ı bütün muhalifleri kontrol etmeye çalışmakla, Özgür Suriye Ordusunun da Esed sonrası net bir planı olmamakla suçladığı iddia ediliyordu. (Haberin orjinal kaynağı: Dar Al Hayat)
Bisân eş-Şeyh imzalı haberin Baas ve İran eksenli çeşitli yayın organlarında bir dezenformasyon argümanı olarak kullanılması üzerine eş-Şeyh’e ulaştık. Tuğgeneral eş-Şeyh söz konusu haberin maksatlı olarak çarpıtıldığını ve kendisine ait olmayan ibareler eklendiğini ifade ederek el-Hayat’ı yalanladı.
Tuğgeneral Mustafa eş-Şeyh’in Haksöz Haber’e yaptığı açıklama şöyle: “Hiç şüphe yok ki İhvan-ı Muslimin Suriye muhalefetinin en önemli parçalarından biridir. Biz Muhalefetin tüm kesimlerini saygıyla karşılıyor ve kabul ediyoruz. Ben, kendisini İslam’a nispet edip devrimin gerçekleşmesini uzatacak karanlık yapıları kastettim. Bunu muhabir hanıma özellikle de vurguladım. Sözlerimin tümünü yayınlayacaklarına dair kendilerinden söz de aldım. Onlar ise ben sanki İhvan dahil tüm İslamcıları hedef alıyormuşum gibi yansıttılar. Ancak el-Hayat’ın bu tutumu hem gazetecilik ahlakı hem de siyasi açıdan manidardır.”
Haksöz Haber


102392.jpg
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt