Haber7.com yazarı ve editörü Yaşar İliksiz, yayınladığı son yazısıyla, boykot çağrılarına karşı inadına Yahudi ürünleri alacağını ilan etti. İşte o yazı:
Kadıköy'de seyyar tezgah açan arkadaşımı ziyarete gittiğimde görmüştüm onu. Gerçek adı neydi bilmiyorum. Ama herkes Mari Abla diyordu ona....
Kıçında yırtık pırtık kot pantolon ve sırtında renkli tişört vardı. Sarı saçlarını kuyruk yapmıştı ve arkadan görünüşü genç bir kızı andırıyordu ama yaptığı ağır makyaja rağmen yüzünden en az 55-60 yaşında olduğu rahatlıkla anlaşılıyordu. Başındaki mavi şapkanın üzerinde MOSSAD yazıyordu... Akli melekesi yerinde miydi, değil miydi karar veremedim. Ama oldukça güleryüzlüydü ve yaşam sevincini hiç yitirmediği gözlerinden okunuyordu. Esnaf da onu güleryüzle selamlıyor ve sıcak selamını karşılıksız bırakmıyordu. ... Yoksulmuş. Yalnız yaşıyormuş. Kendisininmiş evi ve bir Yahudi cemiyetinden aylık olarak aldığını söylediği 250-300 YTL ile devam ettiriyormuş hayatını...
Anlaşılan o ki bu vahşi kapitalizm ortamında ona insan olduğunu hissettiren ve kimlik kazandıran tek güce minnetarlığını ifade etmek için takıyordu o şapkayı...
Türk topraklarında doğan, Türkiye Cumhuriyeti nüfus kağıdı taşımasından dolayı resmi makamlarca Türk olarak tasnif edilen ama gayrı resmi bazı makamlarca 'azınlık' olarak aşağılanan zavallı Mari'ye açılan tek kucağın neden bir Yahudi örgütü olduğunu düşünmekte yarar var...
Çoğu kimse Yahudilerin ve Ermenilerin genelde varlıklı olduğuna ve servetini İsrail ile Ermenistan'ın bekası için feda ettiğine inanıyor... Oysa benim 40 yılı aşkın ömrüm boyunca tanıdığım yoksul Ermeni ve Yahudi sayısı zengin Ermeni ve Yahudi sayısından kat be kat fazlaydı.
Bir çiçek dalını çelikleyerek dikeceğim zaman altını bıçakla çenterek dörte ayırır ve arasına buğday koyarım. Bu yöntemi Galata'da sürekli plak aldığım bir Ermeni amcadan öğrenmiştim yıllar önce.
Küçücük bir dükkanda Long Play ve 45'lik plaklar arasında müzik aleminin dışında konuştuğumuz tek konu bir Ortanca'nın nasıl çeliklenebileceği olmuştu uzun yıllar boyunca. Siyaset konuşmazdı, özel hayatını hiç anlatmazdı. Kirayı ödeyemez hale geldiği günlerde ceketini alıp onuruyla çıktı dükkandan ve bir müddet dükkanın önündeki kaldırımda plak satarak yaşama tutunmayı sürdürdü. Sonra sesiz sedasız çekildi dünyamızdan... Gözlerim İstiklal Caddesinden Galata Kulesine her inişimde onu arıyor hâlâ...
Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u kuşattığında saflarında Ermeniler de vardı. Yahudileri İstanbul'a davet eden de aynı oydu. Müslümanların o günkü Cihat aşkı bugünkünden daha mı azdı? O gün ile bugün arasındaki fark nedir? Onlar mı değişti, biz mi değiştik? Şüphesiz aslında her iki taraf da çok değişti.... Ama değişmeyen tek şey var: İslam dini. Ve Müslümanım diyen her devirde insanlığa daha yakın taraf olmaya mecbur...
Sergilediği vahşetlerle, bugünkü ve kuruluşundan bu yana sergilediği vahşetle İsrail devletinin yönetim kadrolarına insan diyebilmem mümkün değil. Ama bu o topraklarda insanların yaşamadığı anlamına gelmiyor ve hatta bir gün o de insanların hakimiyetine geçeceğine inanmama engel değil...
Ermeni çetelerin sergilediği vahşeti, Türk köylülerini çoluk, çocuk demeden katlettiğini bilmemek bu cografyanın gerçeklerini inkar etmek demektir... Ama her fısatta sapla samanı karıştırarak prim yapmayı ihmal etmeyen genellemeci mantığın kurbanı olacak kadar da saf değilim...
Ne farkımız var genellemeci gözle bakıldığında "Türkler Ermenilere soykırım uyguladı" diyenlerden. Büyük resmin küçük bir detayını resmin kendisi gibi gösterenler hiç kuşku yok ki o parçadan nemalanan adaletsizlerdir. Peki bunun kime ne faydası var? Gerçekleri gizlemek en büyük zulüm değil mi?
Tabi ki İsrail'in yönetim kadrosuna maddi destek sağladığı bilinen şirketlerden alış veriş yapmak Filistin'de yaşanan katliama ortak olmaktır. Tabi ki "Ermeni soykırımı" dünyaya kabul ettirmek için çaba sarf eden Ermeni şirketlerine katkı sağlamak ahmaklıktır. Ama...
İşin bir de ama kısmı var be kardeşim... Siyonistlere para kaptırmayalım derken namuslu Yahudi vatandaşlarımızı açlığa mahkum etmek hangi Müslümanın vicdanına sığıyor?
Filistin'e yardım edenler listesindeki Yahudileri neden yok sayıyoruz? Gücünü abarta abarta bitiremedikleri Siyonistlerin korkusundan dolayı o listeye ismini yazdıramayan Türklerden daha üstün değil mi o Yahudiler ve Ermeniler. İsim vermeden yardım eden vicdanlı Yahudi ve Ermenileri nereye kadar yok sayacağız? Günlerin sonunda mizan kurulduğunda onlar da bizden haklarını almayacaklar mı?
Parasını ve canını önemseyen uyanık Türklerin, Siyonistlerin hedefinde olmamak için adını yazdırmadığı listeye Yahudi vatandaşlarımızın adını yazdıracak cesareti sergilemesini hangi mantığa hizmetle bekliyorsunuz?
Öldürüleceğini bile bile Hrant Dink'i koruyamayanların onları koruyabileceğine mi inanıyorsunuz?
Cihat özlemiyle yanıp tutuşurken, Harici mantığıyla cihadın özüne ihanet edenlerin bir kez daha hatırlamalarında yarar var: En faziletli Cihat, nefse karsi verilen cihattır ve en büyük ibadet tefekkürdür.
Bugüne kadar, Yahudi düşmanı gibi görünen ve Siyonizme sövenlerin şu süreçte İsrail'i kınamak yerine Filistin'de barış için... edebiyatının arkasında saklandığını kaç kişi fark edebildi?
isra haber