I
Çevrimdışı
İslamdan Önce Kadının Konumu
Hamd, Alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur . Salâtü Selâm Rasûlullah sallallah u aleyhi ve sellem’in, ehlinin, sahabesin in ve de kıyamete kadar onları dost edinen herkesin üzerine olsun.
“İslam’dan önce” tabiri ile özel olarak Arapların, genel olarak da bütün yeryüzündeki insanların yaşadıkları cahiliye dönemi kastedilm ektedir. Bu dönemde insanlara gelen Peygamber lerin ardı arkası kesilmiş, yollar seçilmez olmuştu. Hadis-i şerifte belirtild iği üzere Allah onlara nazar etmiş, Araplarıyla Arap olmayanla rıyla –kitap ehlinden geriye kalmış bir azınlık dışında- hepsine gazap etmiştir. Bu dönemde kadın, genellikl e- Arap toplumund a- karanlık bir dünyanın içinde yaşıyordu. Araplar kız evlatlara sahip olmaktan hoşlanmıyorlardı. Kimileri onu diri diri toprağa gömer, kimileri ise zelil ve aşağılık bir hayat sürsün diye onu hayatta bırakır, ona dokunmazdı. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmakt adır:
“Onlardan birine kız çocuğu müjdesi verilince pek öfkeli olarak yüzü simsiyah kesilir, kendisine verilen kötü müjdeden ötürü kavminden gizlenir, aşağılanmayı göze alarak onu alıkoysun mu yoksa diri diri toprağa mı gömsün (şaşırır kalır)? Bak verdikler i hükümleri ne kadar kötüdür!” (en-Nahl, 16/58-59)
“Diri diri gömülen kız çocuğa hangi günahtan dolayı öldürüldü, diye sorulacağı zaman” (et-Tekvir, 81/8-9)
Diri diri gömülen kız çocuğu (el-mev’ûde): Toprağın altına gömülerek öldürülen kız çocuğu demektir. Eğer bu kız diri diri gömülmekten kurtulup hayatta kalırsa o vakit oldukça aşağılık bir hayat sürerdi. Yakınlarının malları ne kadar çok olursa olsun, kendisi ne kadar muhtaç ve fakir bulunursa bulunsun yakınlarından kalan mirastan hiç bir pay alamazdı. Çünkü onlar mirası erkeklere verirler, kadınları mirastan mahrum ederlerdi . Hatta kadın, ölen kocasının miras malı kabul edilirdi. Pek çok sayıda kadın bir tek erkeğin eşi olarak yaşardı. Çünkü o dönemlerde erkekleri n evlenebil ecekleri kadın sayısı için herhangi bir sınır yoktu. Bundan ötürü karşı karşıya kaldıkları sıkıntılar, haksızlıklar ve tazyikler hiç kimse tarafından önemsenmezdi.
Hamd, Alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur . Salâtü Selâm Rasûlullah sallallah u aleyhi ve sellem’in, ehlinin, sahabesin in ve de kıyamete kadar onları dost edinen herkesin üzerine olsun.
“İslam’dan önce” tabiri ile özel olarak Arapların, genel olarak da bütün yeryüzündeki insanların yaşadıkları cahiliye dönemi kastedilm ektedir. Bu dönemde insanlara gelen Peygamber lerin ardı arkası kesilmiş, yollar seçilmez olmuştu. Hadis-i şerifte belirtild iği üzere Allah onlara nazar etmiş, Araplarıyla Arap olmayanla rıyla –kitap ehlinden geriye kalmış bir azınlık dışında- hepsine gazap etmiştir. Bu dönemde kadın, genellikl e- Arap toplumund a- karanlık bir dünyanın içinde yaşıyordu. Araplar kız evlatlara sahip olmaktan hoşlanmıyorlardı. Kimileri onu diri diri toprağa gömer, kimileri ise zelil ve aşağılık bir hayat sürsün diye onu hayatta bırakır, ona dokunmazdı. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmakt adır:
“Onlardan birine kız çocuğu müjdesi verilince pek öfkeli olarak yüzü simsiyah kesilir, kendisine verilen kötü müjdeden ötürü kavminden gizlenir, aşağılanmayı göze alarak onu alıkoysun mu yoksa diri diri toprağa mı gömsün (şaşırır kalır)? Bak verdikler i hükümleri ne kadar kötüdür!” (en-Nahl, 16/58-59)
“Diri diri gömülen kız çocuğa hangi günahtan dolayı öldürüldü, diye sorulacağı zaman” (et-Tekvir, 81/8-9)
Diri diri gömülen kız çocuğu (el-mev’ûde): Toprağın altına gömülerek öldürülen kız çocuğu demektir. Eğer bu kız diri diri gömülmekten kurtulup hayatta kalırsa o vakit oldukça aşağılık bir hayat sürerdi. Yakınlarının malları ne kadar çok olursa olsun, kendisi ne kadar muhtaç ve fakir bulunursa bulunsun yakınlarından kalan mirastan hiç bir pay alamazdı. Çünkü onlar mirası erkeklere verirler, kadınları mirastan mahrum ederlerdi . Hatta kadın, ölen kocasının miras malı kabul edilirdi. Pek çok sayıda kadın bir tek erkeğin eşi olarak yaşardı. Çünkü o dönemlerde erkekleri n evlenebil ecekleri kadın sayısı için herhangi bir sınır yoktu. Bundan ötürü karşı karşıya kaldıkları sıkıntılar, haksızlıklar ve tazyikler hiç kimse tarafından önemsenmezdi.