Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Havf ve reca -korku ve ümit-

I Çevrimdışı

islami bilgiler

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بســـم الله الرحمن الرحيم


Havf ve reca -korku ve ümit-


- Allah'ın zâtını isteyen ve O'na bakan "âbid",

- Dileğinin yerine getirilme sini uman, "râgıb",

- Dileğinin yok olmasından korkan "râhib" olarak aynı zamanda hem korkan hem de umandır.

Şu iki âyet bunun misâlidir.

"Gerçekten onlar hayır işlere koşarlar, umarak ve korkarak bize duâ ederlerdi ve bize derin saygı gösterirlerdi." (Enbiyâ, 21/90)

"Yanları yataklard an uzaklaşır, korkarak ve umarak Rab'lerine duâ ederler." (Secde, 32/16)

İster "ibâdet", isterse "dilek" amacı içeren duâ olsun, Allah'a duâ eden kimsenin, "umma" ve "korkma" duygularından uzak olduğu düşünülemez.

Bazı şeyhlerin korku ve ümidi avama has makamlard an saydıkları anlatılır. Bu anlayış şu şekilde yorumlanm aktadır:

Bunu söyleyen şeyhin anlatmak istediği, mukarrabi nler'in (yani Allah'a yakınlık kesbetmiş kimseler) sadece Allah'ın zâtını istedikle ri, O'na bakmakla haz almayı amaçladıklarıdır. Orada O'nunla haz alan yaratıklar bulunmasa da onlar bu isteğin gerçekleşmesini umarlar, ondan mahrum kalmaktan korkarlar .

Aslında onlar da korku ve ümid duygularından uzak değildir, fakat onların umdukları ve korktukla rı, talep ettikleri ne göredir.

Sözgelimi bunlardan birisi şöyle söylemektedir:

"Sana ne cennetini arzulayar ak ne de ateşinden korkarak ibâdet ediyorum."

Bu sözü söyleyen zât cennetin, alelade yaratıkların yararlandığı bir yerin, ateşin ise, yaratıkların duydukları acının ötesinde özel bir azab olmayan yerin adı olduğunu sanıyor.

Oysa böyle düşünen kimseler cennetin adını anlama noktasında büyük eksiklik içindedirler.

Halbuki Allah'ın dostlarına ödül olarak ahirette hazırladığı yerin adı cennettir .

Allah'ın cemâline bakmak da cennet nimetleri nden bir nimettir.

Bunun için mahlûkatın en faziletli si olan kimse Allah'ın cennetini ister, cehennem ateşinden de O'na sığınır.

Bu yüzden Rasûlullah'ın sahabesi namazlarında şöyle duâ ederlerdi:

"Ben Allah'tan cenneti dilerim ve cehennem ateşinden Allah'a sığınırım."

(İbn Mâce, el-İkâme b, c. 1, s. 295, H. No 910; Duâ, c. 2, s. 1264, H. No 3847; İbn Huzeyme, Sahih, c. 1, s. 258, H. No 725, Ebû Salih Ebu Hüreyre'den. Ebû Dâvud, Namaz babı, c. 1, s. 501, H. No 792; Ahmed, el-Müsned, c. 3, s. 474, c. 5, s. 74; Rivayet eden sahabi zikredilm emiş)

Bir grup kelamcı, yukarıda zikredile n (senden cemâline bakma lezzetini isterim) sözünü yadırgamışlardır.

(En-Nesâî, el-Müctebâ, Kitab-üs-Sehv c. 3, s. 54; Ata b. Sâib babasının şöyle dediğini naklediyo r:

Ammar bin Yâsir bizimle kısa bir namaz kıldı. Orada bulunanla r namazı niçin kısaltarak kıldığını sordular, şöyle cevap verdi: Ben orada Rasûlullah'dan dinlenile n duayı okudum. Ammar oradan kalkınca, aralarından birisi onu izleyerek okuduğu duanın hangi duâ olduğunu sordu. O da şu duayı okudu:

“Allah’ım! Gayb bilgine ve yarattıklarına olan kudretine dayanarak senden istiyorum . Yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat. Ölüm benim için hayırlı olduğu zaman beni öldür.

Allah’ım! Gizli ve açık hallerimd e senden korkmayı istiyorum . Kızgın olduğum ve olmadığım zamanlard a doğru konuşmayı istiyorum . Zenginlik te ve fakirlikt e senin rızana uygun hareket etmeyi istiyorum . Senden bitmeyen nimetler istiyorum . Kesintisi z göz aydınlığı istiyorum . Başa gelen olaylara razı olup isyan etmemeyi istiyorum . Ölümden sonra (kabirde) güzel yaşamayı istiyorum . Senin yüzüne bakma lezzetini tattır. Başıma gelen kötü bir olay veya saptırıcı bir fitne sebebiyle olmaksızın seninle karşılaşmayı özlettir.

Allah’ım! Bizi iman ziyneti ile süsle. Hidayete çağıran, hidayete ermiş kullarından eyle.”

Bu haber ayrıca şu kaynaklar da yer almaktadır: Hâkim, el-Müstedrek, c. 1, s. 524; İbn Hibban, s. 509; Hadisi Hâkim, sahih kabul etmiş, Zehebî de bu görüşü onaylamış. Ayrıca Nesâî, c. 3, s. 55. Ahmed, el-Müsned, c. 4, s. 264, Hadisin ravileri güvenilir kimselerd ir. Rasûlullah'a ait olduğu tesbit edilen bu duanın kelimeler ini inkâr eden kelâmcıların görüşüne iltifat edilmemiştir.)

Onlar sanıyorlar ki Allah'a bakmaktan tad alınmaz; yaratılmışların dışında haz alınacak nimet yoktur.

Diğer (sûfiler) gibi bunlar da cennetin mânâsı konusunda yanlışa düşmüşlerdir.

Ancak onlar talep edilmeye lâyık gördüklerini istiyorla r, bunlar ise bu talebi inkâr ediyorlar .

 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt