Havva, Adem (a.s.)'ın Eğri Kaburga Kemiğinden mi Yaratıldı Yoksa Eğri Kaburga Kemiği Gibi mi Yaratıldı?
Bu ayette geçen "nefisten yaratma" (نَفْسٍ وَاحِدَةٍ) ifadesi, ilk insan olan Âdem’i işaret eder. “Ondan da eşini var eden” ( وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا) kısmı ise Havva’nın Âdem’den yaratıldığını ima eder. Ancak burada "kaburga kemiği" veya başka bir organ belirtilmez.
"Ondan yaratıldı" ifadesi bazı alimlerce, Havva'nın Âdem’in bir parçasından yaratıldığı anlamında yorumlanmıştır.
Diğer bazı alimler ise "Ondan yaratıldı" ifadesini mecaz olarak, "aynı türden yaratıldı" şeklinde anlamışlardır.
Ancak "nefisten" (نَفْسٍ) ifadesi soyut bir kavram olduğu için, bunun kesinlikle kaburga kemiği anlamına geldiğini söylemek mümkün değildir. Zahiri yorumda bulunan alimler, bu hadisleri olduğu gibi (kaburgadan) anlamışlardır. Özellikle ilk dönem (selef-i salihin) İslam âlimleri arasında bu görüş yaygındır. Bu anlayış, Havva'nın Âdem'in bir parçasından yaratılmış olduğunu kabul eder.
Yine eşini (Havva) ise Adem (a.s.)'ın (kendi nefsinden) kaburga kemiğinden yaratarak aralarında sevgi ve merhametin husûl olmasına niyet etmiştir.
Burada Havva kastedilmektedir. Allah Teâlâ Havva'yı, Âdem'in sol ve kısa olan kaburga kemiğinden yaratmıştır. Şayet Allah Teâlâ Âdemoğullarının hepsini erkekler, cinden veya hayvandan olmak üzere kadınlarını da başka bir cinsten yaratmış olsaydı, gerek onlar arasında ve gerekse eşler arasında birbirine ısınma meydana gelmezdi. Aksine eşler birbirinden başka cinslerden olmuş olsaydı aralarında bir nefret meydana gelirdi. Âdemoğullarının eşlerini kendi cinslerinden yaratmış olması, Âdemoğulları ile eşleri arasına sevgi ve rahmet koyması da Allah'ın Âdemoğullarına olan rahmetinin işaretidir.
Bir erkek kadını ya onu sevdiği için veya ona acıdığı için tutar ki böylece onun o kadından çocuğu olur veya kadın harcamalarında ona muhtaç durumdadır veya aralarında dostluk, sevgi ve birtakım başka bağlar vardır. «Şubhesiz ki bunlarda düşünen bir kavim için âyetler vardır.» (Ebu’l-Fida İsmail İbn Kesir, Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri, Çağrı Yayınları: Cilt 12, 6341-6342)
O da Ebu Hurayra'den rivayetle bize şunları anlattı: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Kadınlar hakkındaki hayır tavsiyemi kabul ediniz. Çünkü Onlar bir kaburga kemiğinden yaratılmışlardır. Şubhesiz kaburga kemiğinin en eğri yanı, en üst tarafıdır. Sen onu düzeltmeye kalkışırsan onu kırarsın. Ona ilişmezsen eğri olarak kalır. O halde kadınlar hakkındaki hayır tavsiyemi kabul ediniz."
(Buhari, Nikah, bab 81, Hadis no: 5186)
حدثنا عمرو الناقد وابن أبي عمر. (واللفظ لابن أبي عمر) قالا: حدثنا سفيان عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة. قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "إن المرأة خلقت من ضلع. لن تستقيم لك على طريقة. فإن استمتعت بها استمتعت بها وبها عوج. وإن ذهبت تقيمها كسرتها. وكسرها طلاقها Bize Amru'n-Nâkıd ile İbni Ebî Ömer rivayet ettiler. Lâfız İbni Ebî Ömer'indir. (Dediler ki) : Bize Sufyân, Ebu'z-Zinâd'dan, O da A'rec'den, O da Ebu Hurayra'den naklen rivayet etti.
Ebu Hurayra şöyle demiş: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Şubhesiz ki, kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Senin için yeknasak bir şekilde doğrulmaz. Ondan istifade etmek istersen kendisinde eğrilik olduğu halde istifâde edersin; doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kadının kırılması boşanmasıdır.» buyurdular.
(Muslim, Kitabu'r-Rada, bab 59, Hadis no: 1468; Nesai, Nikah 15; Ahmed b. Hanbel, II/168)
ضلع : Dıla': Kaburga kemiği demektir; cem'i: adla' gelir. Bu kelimeyi dil' şeklinde okuyanlar da vardır. Müennes bir kelimedir.
عوج : Avec veya Ivec : Eğrilik mânâsına gelir. Bu kelimeyi bâzı râviler ivec, birçokları da avec şeklinde zabtetmişlerdir. Hafız Ebu'l-Kasim b. Asâkir ile diğer bir takım ulemâ «Ivec» okumuşlardır. Burada mureccah olan da budur. Çünkü lisân âlimleri iki okunuş arasında fark görmüş, avec'in duvar ve ağaç gibi dik duran şeyler hakkında, ivec'in ise yaygı, yer, maaş, borç ve sâirede kullanıldığını söylemişlerdir. Bir takımları avec'in görünen şeylerde, ivec'in ise fikir ve söz gibi görünmeyen şeyler hakkında kullanıldığını bildirmişlerdir.
Dâvûdî'nin beyanına göre bu hadîste kadının kaburga kemiğine benzetilmesi Havva kaburgadan yaratıldığı içindir. Sultânu'l-mufessirîn İbni Abbâs (Radiyallahu anhuma), Havva'nın, Adem (Aleyhîsselam) uyurken Onun sağ kaburgalarının en kısasından yaratıldığını rivayet etmiştir. Âdem (Aleyhîsselam) uyandığı zaman Havvâ'yı yanında otururken görmüş ve kucaklamış.
Teâlâ Hazretleri de : «Sizi bîr nefisden yaratan, zevcesini de Ondan halk eden Allah'dan sakının.» (Nisa 1) buyurarak buna işaret etmiştir.
Kaadî Beydâvî: «Kadınlar hakkında size vasiyyette bulunuyorum; bu vasıyyetimi tutun!» şeklinde tefsir etmiştir. Bu tefsire göre kaburga, eğrilik mânâsına istiare edilmiştir. Yâni kadınlar eğri bir asıldan yaratılmışlardır. Binâenaleyh Onlardan istifâde ancak kendilerini idare etmek ve eğriliklerine sabru tehammul göstermekle mümkün olur.
Tîbî'ye göre bu cümle : «Kadınlar hakkında nefislerinizden hayır tavsiyesi isteyin!» manasınadır ve mubalağa ifâde eder. Mezkûr cümle ile umûmî hitâb kabilinden : «Birbirlerinize kadınlar hakkında hayır tavsiye edin!» mânâsı kasdedilmiş de olabilir. Kadınların hassaten tavsiye edilmesi zayıf ve işlerine bakacak bir kimseye muhtâc oldukları içindir.
Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayetinde: «Her kim Allah'a ve âhiret gününe îmân ederse bir şey gördüğü zaman yâ hayır söylesin yâhud sussun!» buyuruluyor. Bu cümlenin mefhumu muhalifine bakılırsa hayır söylemeyen yâhud susmayan bir kimsenin mûmin olamayacağı anlaşılırsa da hadîsden kasdedilen mânâ bu değil, böyle bir kimsenin kâmil mûmin sayılamayacağını beyândır.
Hadisi umumiyetle lafzî mânada yorumlanarak Havvâ’nın Âdem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı görüşünün benimsenmesine rağmen; Tevrat’a da uygun olan bu görüş bazı âlimlerce kabul edilmemektedir. (Sâbûnî, I-II, 352-353; Munâvî, I, 503)
Bu konuda Sahih hadis kaynaklarında yer almayan Daif (zayıf) bir hadiste ;
İbn Hâcer el Askalâni, bu rivâyet hakkında Hava'nın Âdem’in kaburgasından yaratıldığını göstermez. Bu anlam daha çok İbn İshak’ın İbn Abbas’tan naklen rivayet ettiği “Havva, Âdem uyurken Onun en kısa sol kaburga kemiğinden yaratıldı.” şeklindeki hadis rivayetinden ötürü yaygınlık kazanmıştır." (İbn Hâcer, Fethu’l-Bari, 9/253) demekte iken İmam Nevevi bu hadis rivayetine hiç itibar etmemiş ve bu sözü bazı fakihlere dayandırmıştır. (Nevevi, 10/57; İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 9/253)
Bu açıklamalardan yola çıkan bâzı âlimler, “kadının eğri kaburga kemiğinden” yaratıldığını bildiren hadisin ifadesini bir teşbih, bir benzetme sanatı olarak değerlendirerek kadınların hassas ruhî durumunu belirten mecazi bir ifade olarak yorumlayarak , yaratılışın menşeinden ziyade kadınlara karşı dikkatli ve nazik davranılması gerektiğine dikkat çektiğini kabul etmektedirler.
Bu Rivayetlerden Çıkarılan Hükümler:
1- Havva, Âdem (Aleyhisselam)'ın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Birçok fukahânın kavilleri bu yöndedir..
2- Müslümana yakışan hareket daima hayr ve faydalı şeyler konuşmaktır.
3- Kadınlara rifk-u mulâyeme ile muamele etmeli, onların eğrilik ve hırçınlıklarına sabr-u tehammul göstermelidir.
İmam Gazali: «Kocanın karısı ile iyi geçinmesi, Ona karşı güzel ahlâkla muamelede bulunması kadının hakkıdır. Güzel ahlâkdan murâd : Kadına ezâ-cefa etmemek değil, Onun ezasına tehammul göstermek, Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yolundan giderek kadının taşkınlık ve gadabına karşı halîm selim davranmaktır.» diyor.
4- Kadınların eğriliğini doğrultmaya imkân yoktur. Kadını ne bahasına olursa olsun doğrultmaya çalışan Onu mutlaka kırar. Bundan murâd Onun boşanmasıdır.
Kadının eğriliği, ahlaken hırçın, aklen dâif olması, sebebsiz olarak boşanmak istemesi, kocasının tahammul edemeyeceği tekliflerde bulunması, aile sırrını ifşa etmesi, dedikodu yapması gibi şeylerdir.
Erkek hiç bir zaman kadından mustağni kalamayacağı cihetle geçinmenin çaresini bulmak, metîn ve sabırlı olmak Ona düşen bir vazifedir.
"Sizi topraktan yaratmış olması O'nun âyetlerindendir. Sonra siz, yayılmakta olan bir beşer oldunuz.
Kendileriyle huzûrâ kavuşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun âyetlerindendir. Şubhesiz ki bunlarda düşünen bir kavim için âyetler vardır." (Rum, 20 - 21)
Allah (c.c.) insanlığın atası olan Adem (a.s.)'ı toprak ve sudan yaratmıştır.
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Şubhesiz Allah Teâlâ, Âdem'i yeryüzünün her tarafından almış olduğu bir avuç (toprak)'tan yaratmıştır. Âdemoğulları yeryüzünden alınan bu topraklar ölçüsünde dünyaya gelirler. Onlardan beyazı, kırmızısı siyahı, bunlar arası bir renkte olanı, pis ve temiz olanı, uysal ve üzüntülü olanı, bunlar arasında bir tabiata sahib olanı (dünyadan alınmış olan toprakların ölçüsüne göre) dünyaya gelirler."
(Hadîsi Ebu Dâvûd ve Tirmizî, muhtelif kanallardan olmak üzere Avf el-A'râbî'den rivayet etmişlerdir.
Tirmizî hadîsin hasen, sahîh olduğunu söyler.)
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالًا كَث۪يرًا وَنِسَٓاءًۚ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ي تَسَٓاءَلُونَ بِه۪ وَالْاَرْحَامَۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَق۪يبًا
"Ey insanlar! Sizleri tek bir nefisten yaratan, Ondan da Eşini yaratan ve O ikisinden de birçok erkek ve kadın türetip (yeryüzünde) yayan Rabb'inizden korkup sakının. ..." (Nisa 1)Bu ayette geçen "nefisten yaratma" (نَفْسٍ وَاحِدَةٍ) ifadesi, ilk insan olan Âdem’i işaret eder. “Ondan da eşini var eden” ( وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا) kısmı ise Havva’nın Âdem’den yaratıldığını ima eder. Ancak burada "kaburga kemiği" veya başka bir organ belirtilmez.
"Ondan yaratıldı" ifadesi bazı alimlerce, Havva'nın Âdem’in bir parçasından yaratıldığı anlamında yorumlanmıştır.
Diğer bazı alimler ise "Ondan yaratıldı" ifadesini mecaz olarak, "aynı türden yaratıldı" şeklinde anlamışlardır.
Ancak "nefisten" (نَفْسٍ) ifadesi soyut bir kavram olduğu için, bunun kesinlikle kaburga kemiği anlamına geldiğini söylemek mümkün değildir. Zahiri yorumda bulunan alimler, bu hadisleri olduğu gibi (kaburgadan) anlamışlardır. Özellikle ilk dönem (selef-i salihin) İslam âlimleri arasında bu görüş yaygındır. Bu anlayış, Havva'nın Âdem'in bir parçasından yaratılmış olduğunu kabul eder.
Yine eşini (Havva) ise Adem (a.s.)'ın (kendi nefsinden) kaburga kemiğinden yaratarak aralarında sevgi ve merhametin husûl olmasına niyet etmiştir.
.... وَمِنْ اٰيَاتِه۪ٓ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا لِتَسْكُنُٓوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةًۜ
"Kendileri ile huzura kavuşacağınız (kendi cinsinizden) kendi nefislerinizden Size eşler (olacak dişileri) yaratmış olması da O'nun âyetlerindendir......" (Rum 21) ayetindeki mâna, aşağıdaki ayetteki anlam gibidir. ... هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ اِلَيْهَاۚ
"O, sizi tek bir nefisten (Âdem’den) yaratan ve sükûnete kavuşsun diye ondan eşini yaratandır......" (A'râf, 189) Burada Havva kastedilmektedir. Allah Teâlâ Havva'yı, Âdem'in sol ve kısa olan kaburga kemiğinden yaratmıştır. Şayet Allah Teâlâ Âdemoğullarının hepsini erkekler, cinden veya hayvandan olmak üzere kadınlarını da başka bir cinsten yaratmış olsaydı, gerek onlar arasında ve gerekse eşler arasında birbirine ısınma meydana gelmezdi. Aksine eşler birbirinden başka cinslerden olmuş olsaydı aralarında bir nefret meydana gelirdi. Âdemoğullarının eşlerini kendi cinslerinden yaratmış olması, Âdemoğulları ile eşleri arasına sevgi ve rahmet koyması da Allah'ın Âdemoğullarına olan rahmetinin işaretidir.
Bir erkek kadını ya onu sevdiği için veya ona acıdığı için tutar ki böylece onun o kadından çocuğu olur veya kadın harcamalarında ona muhtaç durumdadır veya aralarında dostluk, sevgi ve birtakım başka bağlar vardır. «Şubhesiz ki bunlarda düşünen bir kavim için âyetler vardır.» (Ebu’l-Fida İsmail İbn Kesir, Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri, Çağrı Yayınları: Cilt 12, 6341-6342)
دثنا إسحاق بن نصر: حدثنا حسين الجعفي، عن زائدة، عن ميسرة، عن أبي حازم، عن أبي هريرة:
عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (من كان يؤمن بالله واليوم الآخر فلا يؤذي جاره واستوصوا بالنساء خيرا، فإنهن خلقن من ضلع، وإن أعوج شيء في الضلع أعلاه، فإن ذهبت تقيمه كسرته، وأن تركته لم يزل أعوج، فاستوصوا بالنساء خيرا
İshak bin Nasr bize şunları anlattı, O Huseyin el-Câ'fi, Zeyde'den, O da Maysara'dan, O da Ebu Hazim'den, عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (من كان يؤمن بالله واليوم الآخر فلا يؤذي جاره واستوصوا بالنساء خيرا، فإنهن خلقن من ضلع، وإن أعوج شيء في الضلع أعلاه، فإن ذهبت تقيمه كسرته، وأن تركته لم يزل أعوج، فاستوصوا بالنساء خيرا
O da Ebu Hurayra'den rivayetle bize şunları anlattı: Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Kadınlar hakkındaki hayır tavsiyemi kabul ediniz. Çünkü Onlar bir kaburga kemiğinden yaratılmışlardır. Şubhesiz kaburga kemiğinin en eğri yanı, en üst tarafıdır. Sen onu düzeltmeye kalkışırsan onu kırarsın. Ona ilişmezsen eğri olarak kalır. O halde kadınlar hakkındaki hayır tavsiyemi kabul ediniz."
(Buhari, Nikah, bab 81, Hadis no: 5186)
حدثنا عمرو الناقد وابن أبي عمر. (واللفظ لابن أبي عمر) قالا: حدثنا سفيان عن أبي الزناد، عن الأعرج، عن أبي هريرة. قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "إن المرأة خلقت من ضلع. لن تستقيم لك على طريقة. فإن استمتعت بها استمتعت بها وبها عوج. وإن ذهبت تقيمها كسرتها. وكسرها طلاقها
Ebu Hurayra şöyle demiş: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Şubhesiz ki, kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Senin için yeknasak bir şekilde doğrulmaz. Ondan istifade etmek istersen kendisinde eğrilik olduğu halde istifâde edersin; doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kadının kırılması boşanmasıdır.» buyurdular.
(Muslim, Kitabu'r-Rada, bab 59, Hadis no: 1468; Nesai, Nikah 15; Ahmed b. Hanbel, II/168)
ضلع : Dıla': Kaburga kemiği demektir; cem'i: adla' gelir. Bu kelimeyi dil' şeklinde okuyanlar da vardır. Müennes bir kelimedir.
عوج : Avec veya Ivec : Eğrilik mânâsına gelir. Bu kelimeyi bâzı râviler ivec, birçokları da avec şeklinde zabtetmişlerdir. Hafız Ebu'l-Kasim b. Asâkir ile diğer bir takım ulemâ «Ivec» okumuşlardır. Burada mureccah olan da budur. Çünkü lisân âlimleri iki okunuş arasında fark görmüş, avec'in duvar ve ağaç gibi dik duran şeyler hakkında, ivec'in ise yaygı, yer, maaş, borç ve sâirede kullanıldığını söylemişlerdir. Bir takımları avec'in görünen şeylerde, ivec'in ise fikir ve söz gibi görünmeyen şeyler hakkında kullanıldığını bildirmişlerdir.
Dâvûdî'nin beyanına göre bu hadîste kadının kaburga kemiğine benzetilmesi Havva kaburgadan yaratıldığı içindir. Sultânu'l-mufessirîn İbni Abbâs (Radiyallahu anhuma), Havva'nın, Adem (Aleyhîsselam) uyurken Onun sağ kaburgalarının en kısasından yaratıldığını rivayet etmiştir. Âdem (Aleyhîsselam) uyandığı zaman Havvâ'yı yanında otururken görmüş ve kucaklamış.
Teâlâ Hazretleri de : «Sizi bîr nefisden yaratan, zevcesini de Ondan halk eden Allah'dan sakının.» (Nisa 1) buyurarak buna işaret etmiştir.
Kaadî Beydâvî: «Kadınlar hakkında size vasiyyette bulunuyorum; bu vasıyyetimi tutun!» şeklinde tefsir etmiştir. Bu tefsire göre kaburga, eğrilik mânâsına istiare edilmiştir. Yâni kadınlar eğri bir asıldan yaratılmışlardır. Binâenaleyh Onlardan istifâde ancak kendilerini idare etmek ve eğriliklerine sabru tehammul göstermekle mümkün olur.
Tîbî'ye göre bu cümle : «Kadınlar hakkında nefislerinizden hayır tavsiyesi isteyin!» manasınadır ve mubalağa ifâde eder. Mezkûr cümle ile umûmî hitâb kabilinden : «Birbirlerinize kadınlar hakkında hayır tavsiye edin!» mânâsı kasdedilmiş de olabilir. Kadınların hassaten tavsiye edilmesi zayıf ve işlerine bakacak bir kimseye muhtâc oldukları içindir.
Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayetinde: «Her kim Allah'a ve âhiret gününe îmân ederse bir şey gördüğü zaman yâ hayır söylesin yâhud sussun!» buyuruluyor. Bu cümlenin mefhumu muhalifine bakılırsa hayır söylemeyen yâhud susmayan bir kimsenin mûmin olamayacağı anlaşılırsa da hadîsden kasdedilen mânâ bu değil, böyle bir kimsenin kâmil mûmin sayılamayacağını beyândır.
Hadisi umumiyetle lafzî mânada yorumlanarak Havvâ’nın Âdem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı görüşünün benimsenmesine rağmen; Tevrat’a da uygun olan bu görüş bazı âlimlerce kabul edilmemektedir. (Sâbûnî, I-II, 352-353; Munâvî, I, 503)
Bu konuda Sahih hadis kaynaklarında yer almayan Daif (zayıf) bir hadiste ;
أَخْرَجَ إِبْنُ إِسْحَاقٍ عَنْ إِبْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: خُلِقَتْ حَوَّاءُ مِنْ أَصْبَعِ آدَمَ الْيُسْرَى فِيهِ فَجَعَلَ اللَّهُ فِي تِلْكَ الصَّفْرَاءَ
İbn İshak, İbn Abbas’tan rivayet eder: "Havva, Âdem’in en kısa sol kaburga kemiğinden yaratıldı."(İbn İshak, Kitab ul-Megazi)İbn Hâcer el Askalâni, bu rivâyet hakkında Hava'nın Âdem’in kaburgasından yaratıldığını göstermez. Bu anlam daha çok İbn İshak’ın İbn Abbas’tan naklen rivayet ettiği “Havva, Âdem uyurken Onun en kısa sol kaburga kemiğinden yaratıldı.” şeklindeki hadis rivayetinden ötürü yaygınlık kazanmıştır." (İbn Hâcer, Fethu’l-Bari, 9/253) demekte iken İmam Nevevi bu hadis rivayetine hiç itibar etmemiş ve bu sözü bazı fakihlere dayandırmıştır. (Nevevi, 10/57; İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 9/253)
Bu açıklamalardan yola çıkan bâzı âlimler, “kadının eğri kaburga kemiğinden” yaratıldığını bildiren hadisin ifadesini bir teşbih, bir benzetme sanatı olarak değerlendirerek kadınların hassas ruhî durumunu belirten mecazi bir ifade olarak yorumlayarak , yaratılışın menşeinden ziyade kadınlara karşı dikkatli ve nazik davranılması gerektiğine dikkat çektiğini kabul etmektedirler.
Bu Rivayetlerden Çıkarılan Hükümler:
1- Havva, Âdem (Aleyhisselam)'ın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Birçok fukahânın kavilleri bu yöndedir..
2- Müslümana yakışan hareket daima hayr ve faydalı şeyler konuşmaktır.
3- Kadınlara rifk-u mulâyeme ile muamele etmeli, onların eğrilik ve hırçınlıklarına sabr-u tehammul göstermelidir.
İmam Gazali: «Kocanın karısı ile iyi geçinmesi, Ona karşı güzel ahlâkla muamelede bulunması kadının hakkıdır. Güzel ahlâkdan murâd : Kadına ezâ-cefa etmemek değil, Onun ezasına tehammul göstermek, Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yolundan giderek kadının taşkınlık ve gadabına karşı halîm selim davranmaktır.» diyor.
4- Kadınların eğriliğini doğrultmaya imkân yoktur. Kadını ne bahasına olursa olsun doğrultmaya çalışan Onu mutlaka kırar. Bundan murâd Onun boşanmasıdır.
Kadının eğriliği, ahlaken hırçın, aklen dâif olması, sebebsiz olarak boşanmak istemesi, kocasının tahammul edemeyeceği tekliflerde bulunması, aile sırrını ifşa etmesi, dedikodu yapması gibi şeylerdir.
Erkek hiç bir zaman kadından mustağni kalamayacağı cihetle geçinmenin çaresini bulmak, metîn ve sabırlı olmak Ona düşen bir vazifedir.
"Sizi topraktan yaratmış olması O'nun âyetlerindendir. Sonra siz, yayılmakta olan bir beşer oldunuz.
Kendileriyle huzûrâ kavuşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun âyetlerindendir. Şubhesiz ki bunlarda düşünen bir kavim için âyetler vardır." (Rum, 20 - 21)
Allah (c.c.) insanlığın atası olan Adem (a.s.)'ı toprak ve sudan yaratmıştır.
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Şubhesiz Allah Teâlâ, Âdem'i yeryüzünün her tarafından almış olduğu bir avuç (toprak)'tan yaratmıştır. Âdemoğulları yeryüzünden alınan bu topraklar ölçüsünde dünyaya gelirler. Onlardan beyazı, kırmızısı siyahı, bunlar arası bir renkte olanı, pis ve temiz olanı, uysal ve üzüntülü olanı, bunlar arasında bir tabiata sahib olanı (dünyadan alınmış olan toprakların ölçüsüne göre) dünyaya gelirler."
(Hadîsi Ebu Dâvûd ve Tirmizî, muhtelif kanallardan olmak üzere Avf el-A'râbî'den rivayet etmişlerdir.
Tirmizî hadîsin hasen, sahîh olduğunu söyler.)