Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Her Geceyi Kadir Bil!

fatman Çevrimdışı

fatman

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kadir gecesi, bu ümmete bahşedilmiş en büyük gecedir. Hiç bir gece onun kadar faziletli, onun kadar değerli ve onun kadar şerefli değildir. Ona bu değeri veren elbette ki hidayet rehberimiz Kur’an-ı Kerim’dir. Çünkü o gecede, Allah’ın yeryüzüne sarkıttığı sağlam ve kopmak bilmeyen ipi olan kitabı, yani Kur’an’ı indirilmiştir. Bundan daha büyük bir gece olabilir mi?

“Şüphesiz ki Biz, Kuran’ı Kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadir, 1-5)

“Hâ, Mîm. Mubîn (1) olan Kitab’a and olsun ki, Biz onu, mübarek bir gecede indirdik. Doğrusu Biz, insanları uyarmaktayız. Katımızdan bir buyrukla, her hikmetli işe o gecede hükmedilir.”(Duahn, 1-5)

Bu geceyi ihyâ etmeye muvaffak olan kimse, bütün hayırları elde eder. Sanki bir ömrün tamamını ibadetle geçirmiş gibi olur. Zira o gece “bin aydan” daha hayırlıdır. Bin ay demek, bir insan ömrü demektir. Hatta birçok insanın ömründen de ötedir. İnsan eğer bu geceyi hakkıyla idrak ederse, inşâallah Allah’ın affına mazhar olur, kusurları bağışlanır, cennete yaklaşır, dualarına icabet edilir… Evet, bu geceyi hakkıyla idrak edenler tüm bu hayırları elde ederler.

İşte size Ramazan ayı, içerisinde bereketler olan ay geldi! Allah o ayda oruç tutmayı sizlere farz kılmıştır. O ayda cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur! O ayda öyle bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Kim o gecenin hayrından mahrum olursa bütün hayırdan mahrum olur.(2)

Hangi Gece?

Kadir gecesinin hangi gece olduğu net olarak belli değildir. Bu nedenle her geceyi Kadir gecesiymiş gibi değerlendirmek gerekir. Kul, eğer bu şuur ile gecelerini ihyâ edecek olsa, o mübarek geceyi idrak etmesi muhakkaktır. Ama şunu da unutmamak gerekir ki, rivayetlerin bildirdiğine göre bu gecenin son on günün tekli gecelerinden birisinde olması kuvvetle muhtemeldir. Yani bu gece ya yirmi birinci, ya yirmi üçüncü, ya yirmi beşinci, ya yirmi yedinci, ya da yirmi dokuzuncu gecedir. Bundan dolayı mümin, her gecesini Kadir gecesiymiş gibi değerlendirmekle birlikte, bu gecelerde daha da fazla gayret göstermeli, normalinden daha fazla ibadetle meşgul olmalıdır.

Birileri, sanki hakkında kesin nass varmışçasına Kadir gecesini yirmi yedinci geceye hasretti. Belki de bazı siyasi gerekçelerle bunu yaptılar. Böylelikle gecelerini tören havasında geçirmeyi seven insanımızı, hayrın en güzelinden mahrum bıraktılar. Kim bilir belki yirmi yedinci geceyi kesin gibi göstermeselerdi, belki insanlar son on gece daha fazla Rablerine yönelecek ve bu sayede O’nun rahmetine mazhar olacaklardı. Belki en bedbahtları bile gecenin bereketiyle hidayet bulacak, Rabbimizin bir fermanı ile zulmetli hayatından İslam’ın nur dolu yaşantısına adım atacaktı?

Ama böyle olmadı. Bazı sebeplerle insanların sürekli Allah’a yönelmelerinin önü tıkandı. Kulluğu bir geceye mahkûm ettiler. Ne diyelim Allah, sistemin empoze ettiği İslam anlayışından şu mazlum halkı kurtararak gerçek İslam idrakini onlara nasip etsin.

Kadir Gecesinin Alametleri

Kadir gecesinin net olarak hangi gece olduğunun belli olmadığını söylemiştik. Bu gecenin gizlenmesinde elbette Rabbimizin bildiği, bizim bilmediğimiz bir takım hikmetler olabilir. Netice de bize düşen bu geceyi bulmaya çalışmak, bu konuda gayret sarf etmektir.

Hadislere baktığımızda bu gecenin bir takım alamet ve nişanelerinden söz edilmektedir. Biz, bu alamet ve nişanelere bakarak Kadir gecesini tespit etmeye çalışırız. Bunu bir ibadet biliriz. İsabet edersek, Rabbimize hamd eder, hayrımızı artırırız; isabet edemezsek en azından Peygamber Efendimizin “Kadir gecesini arayın”(3) emrini yerine getirmiş olacağımızdan dolayı sünnete ittiba sevabı kazanırız. Her halükarda bu alametleri gözetlemek bizleri Rabbimize yaklaştıran bir ameldir. Bu alametler hadislerde ifade edildiği üzere şunlardır:

1- O gecenin sabahında güneş, beyaz ve göz alan ışınları olmaksızın doğar,(4)

2- Gecesi parlaktır,(5)

3- Bulutsuzdur,(6)

4- Sıcak ve soğuk arasında vasattır,(7)

5- Yıldız kayması olmaz.(8)

Bu rivayetler içerisinde sadece “gecesinin bulutsuz olması” ifadesi tartışılmıştır. Elbânî, bunun zayıf olduğunu söylemiştir; doğrusunu Allah bilir.

İşte bu rivayetlerden hareketle bizlerin, özellikle son on gecede hem sabahın, hem de gecenin alametlerini gözlemleyerek Kadir gecesini bulmaya çalışması gerekmektedir. Ama şunu unutmamak gerekir ki, her gecesini ihyâ edenler, mutlaka Kadir gecesini bulurlar. Ne mutlu her geceyi “kadir” bilerek idrak etmeye çalışanlara!

Kadir Gecesinde Ne Demeliyiz?

Alametlerinden veya her gecesini ihyâ edişinden hareketle Kadir gecesini bulduğunu hissedenler için Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şu duayı etmeyi tavsiye buyurmuştur:

اَللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي

“Allah’ım! Hiç kuşku yok ki Sen, çok affedensin, affı seversin, o halde beni affeyle.”(9)

Bu anlamlı ve güzel duayı ezberlemek sureti ile hem Kadir gecesinde, hem de sair günlerde Rabbimizin bizleri affetmesi için dua etmeyi ihmal etmeyelim.

Aman Dikkat!

Kadir gecesini ihyâ derken, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in de buyurduğu gibi “mümin” ve“muhtesib” olmaya dikkat etmek gerekir. Bir insan “mümin” ve “muhtesib” olmadan, yani Allah’a şirk koşarak ve riyâ yaparak bu geceyi idrâk etmeye kalkışırsa ne bir mükâfat elde edecektir, ne de bağış müjdesi!

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu noktayı, şu hadisinde zikrettiği iki kayıtla vurgular:

“Her kim iman ederek ve karşılığını yalnız Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihyâ ederse önceki günahları affolunur.”(10)

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in bu buyruğu aslında bizlere çok önemli iki mesaj vermektedir:

1- Kişi eğer mümin olarak değil de, müşrik olarak Kadir gecesini ihyâ etmeye kalkışırsa, günahları bağışlanmayacaktır.

2- Kişi eğer ihlâslı ve muhtesib olarak değil de, riyâ yaparak Kadir gecesini ihyâ etmeye kalkışırsa, yine günahları affedilmeyecektir.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “iman ederek” sözü, şirk koşanları; “karşılığını yalnız Allah’tan bekleyerek” sözü de ihlâssız olanları müjde kapsamının dışına çıkarmaktadır.

Bu nedenle bu hadiste zikredilen iki vasfa, yani “mümin” ve “muhtesib” olma vasfına son derece dikkat etmeli ve Kadir gecemizi ihyâ ederken farkında olmadan hüsrana uğrayanlardan olmamalıyız. Aksi halde gecemiz heba olur ve elde ettiğimiz yorgunluk yanımıza kâr kalır(!)

Burada çok önemli bir noktaya dikkat çekmek istiyoruz ki, bu nokta birçok insanın önemsemediği ve gereğince üzerinde durmadığı bir noktadır. Bilindiği üzere İslam’da amellerin kabulü için temel şart “iman”dır. İman olmadan yapılan ameller, Allah katında asla kabul edilmeyecek ve sahipleri kesinlikle her hangi bir mükâfat almaya hak kazanamayacaklardır. Bu, İslam’ın en temel hakikatlerindendir. Allah katında kabul edilecek imanın da şirkten arınmış ve içerisinde en ufak şirk bulantısı kalmamış olması gerekir. Aksi halde ameller yine kabul edilmeyecektir.

Rabbimiz, şirk koşarak kendisine kulluk etmeye çalışan insanların yaptığı amelleri kesin surette kabul etmeyeceğini ve onların amellerinin bütünüyle boş olduğunu şu ayetleri ile bildirmiştir:

“And olsun, sana ve senden önceki peygamberlere şu (kesin gerçek) vahyedilmiştir: Eğer Allah’a şirk koşarsan amelin kesinlikle boşa gider ve sen, muhakkak hüsrana uğrayanlardan olursun” (Zümer, 65)

“Eğer (o peygamberler de) şirk koşsalardı, (yaptıkları) amelleri kesinlikle boşa çıkardı.”(En‘am, 88)

“Biz onların yaptıkları amellere gelir ve onu toz duman ederiz.” (Furkan, 23)

Bu gün nice insan var ki, bilerek veya bilmeyerek Allah’a şirk koştuğu halde Kadir gecesini ihyâ etmeye çalışmaktadır. Evet, maalesef ki bu gün durum böyledir.

Burada “Hocam, müşrik bir insan Kadir gecesini ihyâ eder mi hiç!” şeklinde bir itiraz getirebilirsin. Bu itiraz ilk bakışta belki yerinde gibi gözükmektedir; ama şirkin hakikatini bilen kimseler için bu itirazın yeri yoktur. Zira şirkin hakikatine vakıf olan insanlar çok iyi bilirler ki, dünyadaki insanların çoğu Allah’a inandığını söylediği halde şirk koşarak ona iman etmeye çalışırlar. Oysa Allah her imanı değil, yalnızca şirkten arınmış imanı kabul edecektir. Rabbimiz şöyle buyurur:

“Onların çoğu ancak Allah’a şirk koşarak iman ederler.” (Yusuf, 106)

Bu ayet, insanların çoğunluğunun aslında Allah’a iman ettiğini; lakin bu imanlarına şirk bulaştırdıklarını ifade etmektedir. Allah’ın, şirk bulaşmış bir imanı kabul etmeyeceği azıcık Kur’an bilgisi olan her insanın malumudur.

Burada ısrarla bir kere daha vurguluyoruz ki, Allah her imanı değil, sadece şirkten arınmış imanı kabul edecektir. Eğer bir insan şirke düştüğü halde iman etmeye kalkışırsa, bu iman Allah tarafından kabul görmeyecektir. İzahı sadedinde olduğumuz Kadir gecesini ihyâ da böyledir. Eğer kişi hayatında şirk eseri olduğu halde bu gecede namaz kılsa, dua etse, zikir yapsa veya diğer güzel ibadetlerle gecesini süslese, sırf şirke bulaştığı için bu ibadetleri kendisinden kabul edilmeyecektir.

Bu gün etrafımıza baktığımızda nice insanın, ya Allah’a yapılması gereken ibadetlerden birisini Allah’tan başkasına yaparak, ya da Allah’ın haklarını Allah’tan başka mercilere vererek maalesef ki şirke bulaştığını görmekteyiz.

Bazıları, kanun koyma ve hâkimiyet hakkını insana veriyor.

Bazıları, istek ve taleplerini şeyh efendilere veya büyük zatlara(!) arz ediyor.

Bazıları, kabirlerdekilerden medet ve yardım bekliyor.

Bazıları da, Allah’tan başka varlıklardan fayda veya zarar bekliyorlar.

Oysa bu yapılanların her biri Kur’an ve Sünnete göre sarih olan şirklerdendir; zira şirk: Allah’a ait olan bir şeyi Allah’tan başkasına vermek” ya da Yalnız Allah’a yapılması gereken bir ibadeti Allah’tan başkasına sunmak”tır. Kişi her ne zaman bu tanıma giren işlerden birisini yaparsa, kabullenemese de “müşrik” olur ve Allah muhafaza ebedî cehennemi hak eder.(11)

İşte biz bu geceyi ihyâ etmeden önce evvela hayatımızda şirk var mı yok mu diye bir analiz yapmalı, analizimizin sonucu olumlu yönde çıktıktan sonra gecemizi ihyâ etmeye koyulmalıyız. Aksi halde bu geceyi ibadet ve taatle geçirmemizin bizlere hiçbir faydası olmayacaktır.

İşte Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in “Her kim iman ederek ve karşılığını yalnız Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihyâ ederse önceki günahları affolunur” sözü bizlere bu hassasiyeti vermekte ve bizleri iman ile bu geceyi ihyâ etmeye teşvik etmektedir.

Ne mutlu şirkin her türünden uzak olarak bu geceyi ihyâ etme şerefine nail olanlara!


İbrahim Gadban

1. Hidayet noktasında her şeyi açıklayan, temel konuları güzelce izah eden ve Allah katından geldiği ayan beyan olan…

2. İmam Nesâî rivâyet etmiştir.

3. Buhârî ve Müslim rivâyet etmiştir.

4 Müslim rivâyet etmiştir.

5 Taberânî rivâyet etmiştir.

6 Taberânî rivâyet etmiştir.

7 Sahîhu’l-Camii’s-Sağîr, 5472.

8 Sahîhu’l-Camii’s-Sağîr, 5472.

9 Tirmizî rivâyet etmiştir.

10 Buhârî ve Müslim rivâyet etmiştir.

11 Bu konuda “Lâ İlâhe İllallah Ne Demek Biliyor musun?” adlı eserimizin “şirk” bölümüne bakabilirsiniz.
 
Üst Ana Sayfa Alt