Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Hırsız ve İmparator - Altın Meyve Veren Armut

Burhanuddin Aldiyaî Çevrimdışı

Burhanuddin Aldiyaî

Aktif Üye
İslam-tr Yazar
Hırsız ve İmparator
Altın Meyve Veren Armut
27531

Hemen herkese büyük ders olan bir yazı okumuştum bir zamanlar Çin’de cereyan ettiği söylenen.

Özetle aç bir adam bir armut çalıp yer. Adamı tutup cezalandırmak için imparatorun karşısına getirirler. Bir armut için ceza yiyeceğini anlayan adam, bir taraftan bundan kurtulmak, diğer taraftan belki de bir umut olarak bunu fırsata çevirmek ister ve “Efendim çok açtım, onun için çalıp yedim. Eğer beni affederseniz size pahası olmayan bir armağanım olacak…” der.

Tabi imparator böyle bir garibandan bir şey çıkacağını ummadığını için alaylı bir şekilde; “Sende pahası olmayan ne olabilir ki” der. Bunun üzerine hırsız, avucunda getirdiği armut çekirdeğini göstererek; “Bunu ekerseniz kısa zamanda altın meyveler veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz.” der. İmparator kahkahayla; “Ek dediğin gibi meyve verirse seni affederim.” diye cevap verir.

Adam tam ders verme yerinin geldiğini görür ve “Efendim ben bir hırsızım. Bunu ancak hiç hırsızlık yapmamış, başkasına haksızlık etmemiş, yalan söylememiş biri ekerse olur. Yoksa ekeni zehirler, çok acı verir. Bunu ancak siz ekerseniz meyve verir.” der. İmparator hiç beklemediği bu cevap karşısında irkilir, biraz düşündükten sonra belki o da hiç değer vermediği hırsızın bu hikmetli çıkışını değerlendirmek istedi ve biraz kızmış gibi; “Ben imparatorum bahçıvan değil, başbakana ver o eksin.” der.

Mesele ciddi olmaya başlar, başbakan da imparatordan daha pak değil ve başından savmak için; “Efendim ben ekim işinden hiç anlamam, şimdi tohumu heder ederim. Hazinedar başı ekse daha iyi olur.” diyerek kızarmış bir halde işin içinden çıkar. Derken bütün devlet erkânı ile diğer görevliler bu şekilde sırasıyla bundan kaçarlar. İmparator hepsine dik bir bakış gezdirdikten sonra; “Hadi bu hırsıza tohumun nasıl altın meyve verdiğini gösterelim.” der ve cebinden bir altın çıkarıp verir. Diğerleri de ceplerinden birer altın çıkarır ve sessizce verirler. Ardından hırsıza; “Şimdi çık git, bugün bu ders hepimize yeter.” der.

Kanun yapıp insanlara uygulayanlar, çoğu zaman en büyük kanunsuz kendileridir. Garibanlara hukuk uygulamaya çalışanlar, hukuksuzluğun büyüğünü kendileri yaparlar. Burada kimin gücü ne kadarına yettiği vardır artık. Devlet hazinesini çalabilen onu yapar, hiçbir şey yapamayan da artık bir armut çalar. İlginç olan ise, elinde güç olan büyük hırsız, gariban olan küçük hırsıza hukuk uygular!...

Bunun önüne geçebilecek tek şey, insanı bir amaç için yaratıp ona göre kanun koyan Allah’a ve bu hayatta yapılan her şeyin hesabının sorulacağı ahiret gününe sadık bir imandır. Bunun için Kur’an’da; «Allah’a ve ahiret gününe iman edenler…» ifadesi çok geçer [Bakara 2/62-126-177-228-232-264]. Onun dışında ne hırsızlığın, ne de hukuksuzluğun önüne geçmek mümkün olmaz.

Burhanüddin Aldiyaî
 
Üst Ana Sayfa Alt