E
Çevrimdışı
İbn Kayyım el-Cevziyye (ö. 751/1350), çekişmeli meseleleri Allah ve Rasûlüne havale etmenin imanın gereklerinden olduğunu, Mâide 49. ve Ahzâb 36. âyetlerine dayanarak izah ettikten sonra "Ey iman edenler! Allah ve Rasûlünün önüne geçmeyin. Allah'tan sakınıp korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir"âyetini şu şekilde yorumlamaktadır:
"Yani, o söz söylemeden siz konuşmayın, o emretmeden siz emretmeyin, o fetva vermeden siz fetva vermeyin ve o bir konuda karar verip yürürlüğe koymadıkça siz böyle bir şeye kalkışmayın…Kısacası Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) söz söylemedikçe yahut fiilde bulunmadıkça, siz ne konuşun ne de fiilde bulunun."
Hatta "Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeyin. Ona karşı, birbirinize seslenip/bağırdığınız gibi seslenip/bağırmayın. Aksi halde amelleriniz boşa gider de hiç farkına bile varamazsınız (Hucurât 49/1.) âyetine de şu yorumu getirir:
Eğer onların (sahâbîlerin), seslerini, Peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeleri amellerinin boşa gitmesine sebep olabiliyorsa, kendi görüşlerini, akıllarını, arzularını, siyaset ve bilgilerini O'nun (sallallahu aleyhi ve sellem)’in getirdiğinin önüne almaları ve ondan yüksek tutmaları nasıl olmalı? Bu durum, amelleri haydi haydi boşa çıkarmaz mı? İbn Kayyım, A'lâmu'l-muvakkıîn, I, 41.
"Yani, o söz söylemeden siz konuşmayın, o emretmeden siz emretmeyin, o fetva vermeden siz fetva vermeyin ve o bir konuda karar verip yürürlüğe koymadıkça siz böyle bir şeye kalkışmayın…Kısacası Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) söz söylemedikçe yahut fiilde bulunmadıkça, siz ne konuşun ne de fiilde bulunun."
Hatta "Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeyin. Ona karşı, birbirinize seslenip/bağırdığınız gibi seslenip/bağırmayın. Aksi halde amelleriniz boşa gider de hiç farkına bile varamazsınız (Hucurât 49/1.) âyetine de şu yorumu getirir:
Eğer onların (sahâbîlerin), seslerini, Peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeleri amellerinin boşa gitmesine sebep olabiliyorsa, kendi görüşlerini, akıllarını, arzularını, siyaset ve bilgilerini O'nun (sallallahu aleyhi ve sellem)’in getirdiğinin önüne almaları ve ondan yüksek tutmaları nasıl olmalı? Bu durum, amelleri haydi haydi boşa çıkarmaz mı? İbn Kayyım, A'lâmu'l-muvakkıîn, I, 41.