İmam Hüseyin (a.s) ayağa kalkıp kılıcına dayandı ve yüksek sesle şöyle buyurdu:
"Allah aşkına söyleyin, beni tanıyor musunuz?"
"Evet, sen Peygamber'in evlâdısın." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Sizi Allah'a ant verdiriyorum, ceddimin Resulullah olduğunu biliyor musunuz?"
"Allah'a ant olsun ki biliyoruz." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Sizi Allah'a ant verdiriyorum, babamın Ali b. Ebu Talib olduğunu biliyor musunuz?"
"Ant olsun ki biliyoruz." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Allah aşkına söyleyin, Muhammed Mustafa'nın kızı Fatımatü'z Zehra'nın benim annem olduğunu biliyor musunuz?"
"Ant olsun ki bunu biliyoruz." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Allah aşkına söylesenize, şehitler efendisi Hamza benim babamın amcası değil miydi?"
"Evet, ant olsun ki dediğin gibidir." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Allah aşkına söylesenize, Cafer-i Tayyar benim amcam değil miydi?"
"Evet, öyledir." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Allah aşkına söylesenize, şu tuttuğum kılıç, Allah Resulü'nün kılıcı değil midir?"
"Ant olsun, böyle olduğunu biliyoruz." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Allah aşkına söylesenize, başımda taşıdığım şu sarık Peygamber'in değil miydi?"
"Biliriz ki öyledir." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Allah aşkına söylesenize, ilk Müslüman Ali değil miydi? O değil miydi herkesten daha bilgili, daha sabırlı, daha dayanıklı? Müslüman her erkek ve kadının emir sahibinin Ali olduğunu bilmez misiniz?"
"Allah'a ant olsun ki biliriz." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Peki, kanımı akıtmayı niye helâl görürsünüz? Kevser suyunu dağıtacak da odur; kıyamet günü Hamt sancağını taşıyacak da."
"Biz bu söylediklerinin hepsini biliriz ve susuz olarak can verinceye kadar da senden el çekmeyiz." dediler.
İmam Hüseyin (a.s) konuşmasını bitirdiğinde kızları ve bacısı Hz. Zeynep gözyaşına boğulmuşlardı; hıçkırıklarla ağlıyorlardı.
İmam Hüseyin (a.s), kardeşi Hz. Abbas ve oğlu Ali'yi göndererek buyurdu:
"Kadınları susturun; canıma ant olsun ki bundan sonra çok ağlayacaksınız!"
Rivayettir.
"Allah aşkına söyleyin, beni tanıyor musunuz?"
"Evet, sen Peygamber'in evlâdısın." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Sizi Allah'a ant verdiriyorum, ceddimin Resulullah olduğunu biliyor musunuz?"
"Allah'a ant olsun ki biliyoruz." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Sizi Allah'a ant verdiriyorum, babamın Ali b. Ebu Talib olduğunu biliyor musunuz?"
"Ant olsun ki biliyoruz." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Allah aşkına söyleyin, Muhammed Mustafa'nın kızı Fatımatü'z Zehra'nın benim annem olduğunu biliyor musunuz?"
"Ant olsun ki bunu biliyoruz." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Allah aşkına söylesenize, şehitler efendisi Hamza benim babamın amcası değil miydi?"
"Evet, ant olsun ki dediğin gibidir." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Allah aşkına söylesenize, Cafer-i Tayyar benim amcam değil miydi?"
"Evet, öyledir." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Allah aşkına söylesenize, şu tuttuğum kılıç, Allah Resulü'nün kılıcı değil midir?"
"Ant olsun, böyle olduğunu biliyoruz." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Allah aşkına söylesenize, başımda taşıdığım şu sarık Peygamber'in değil miydi?"
"Biliriz ki öyledir." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Allah aşkına söylesenize, ilk Müslüman Ali değil miydi? O değil miydi herkesten daha bilgili, daha sabırlı, daha dayanıklı? Müslüman her erkek ve kadının emir sahibinin Ali olduğunu bilmez misiniz?"
"Allah'a ant olsun ki biliriz." dediler.
İmam Hüseyin (a.s):
"Peki, kanımı akıtmayı niye helâl görürsünüz? Kevser suyunu dağıtacak da odur; kıyamet günü Hamt sancağını taşıyacak da."
"Biz bu söylediklerinin hepsini biliriz ve susuz olarak can verinceye kadar da senden el çekmeyiz." dediler.
İmam Hüseyin (a.s) konuşmasını bitirdiğinde kızları ve bacısı Hz. Zeynep gözyaşına boğulmuşlardı; hıçkırıklarla ağlıyorlardı.
İmam Hüseyin (a.s), kardeşi Hz. Abbas ve oğlu Ali'yi göndererek buyurdu:
"Kadınları susturun; canıma ant olsun ki bundan sonra çok ağlayacaksınız!"
Rivayettir.