Çevrimdışı
Ömer (ra), Abbas (ra) hatrına mı Allah'tan yardım istiyordu ?
“Bir defasında Hz. Ömer, Abbas bin Muttalib'i vasıta ederek yağmur dileğinde bulunmuş ve şöyle dua etmişti; "Peygamberimiz vasıtasıyla Sen'den yağmur dilerdik. Bu defa da Peygamberimizin amcasını vasıta ederek Sen'den yağmur diliyoruz. Bize yağmur ver, Ya Rabbi!" Bu dua üzerine halk yağmura kavuştu.” (Buhari, 107)
1. Sahabiler vaktiyle hayattayken nasıl Peygamberimizi vasıta ederek yağmur diliyor idiyseler bu defa da aynı şekilde amcası vasıtası ile yağmur dilemektedirler. Yani sahabiler sağlığında Peygamberimizin duasına ve şefaatine başvuruyorlar, o da onlar için dua ediyor ve bu duaya sahabiler de katılıyorlardı. Tıpkı imam ile cemaat gibi... Aynı mantıkla Peygamberimiz ölünce amcası Abbas'ın duasına başvurarak yağmur dileğinde bulunmuşlardır.
Özetle; burada vasıta duasına başvurmaktır. Hz. Ömer (ra) , Abbas (ra)'ın duasının daha makbul olduğuna inanarak onu dua etmek için beraberinde götürmüştür.
Bunun başka bir delili ise şu olaydır :
“Muaviye, Yezid b. Esved'i aracı tutarak yağmur dileğinde bulundu ve şöyle dedi : "Allah'ım, Yezid b. Esved aracılığı ile Sen'den yağmur diliyoruz. Ya Yezid, kaldır ellerini." Bunun üzerine Yezid de ellerini kaldırıp dua etmeye başladı ve halk da bu duaya katıldı. Sonunda yağmur yağdı ve halk da dağılıp evlerine döndü.” (İbn Hacer, El-İsabe, c.3 s.673)
Görüldüğü üzere sahabiler "falanın hürmetine" şeklinde dua etmiyor "falan kişi ile huzuruna geldik" diyorlar.
Yani buradaki vasıta (tevessül) teveccüh (yönelme) anlamındadır.
2. Türkiye’deki Tarikat dinine göre duanın kabul olması için daha üstün birini vesile kılman gerekir. Ömer’in Abbas’a (Allah ikisinden de razı olsun) üstünlüğü gün gibi ortadadır. Tarikatçılara göre ise tevessülde bulunulan mürşidin tevessülde bulunan müridden çok üstün olması gerekir.
İmam Ebu Hanife dedi ki : “Allah Rasulü’nden sonra bu ümmetin en hayırlılarının Ebu Bekr, Ömer, Osman ve Ali olduğuna şehadet ederiz.” (Vasiyet Şerhi, s. 14)
İmam Malik’e alevi bir adam sordu: “Rasulullah’tan sonra ümmetin en hayrlısı kimdir?”
İmam Malik : “Ebu Bekr” dedi.
Adam : “Sonra kim?” dedi.
İmam Malik : “Ömer” dedi.
Adam : “Daha sonra kim ?” dedi.
İmam Malik: “Osman” dedi.
Bunun üzerine alevi : “Vallahi asla seninle asla aynı mecliste oturmayacağım” dedi.
Malik de : “Sen bilirsin” dedi.
(Tertibu’l-Medarik, c.2, s.44-45)
İmam Şafii şöyle dedi : “Allah Rasulü’nden –sallallahu aleyhi vesellem- sonra ümmetin en hayrlıları Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali’dir. Allah onlardan razı olsun” (Menakıbu’ş-Şafii, c.1 s.433)
Abdullah bin Ahmed bin Hanbel’den rivayet ediliyor : “Babama imamlar hakkında sordum. Bana : Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali dedi.” (es-Sunne, s.235)
“Bir defasında Hz. Ömer, Abbas bin Muttalib'i vasıta ederek yağmur dileğinde bulunmuş ve şöyle dua etmişti; "Peygamberimiz vasıtasıyla Sen'den yağmur dilerdik. Bu defa da Peygamberimizin amcasını vasıta ederek Sen'den yağmur diliyoruz. Bize yağmur ver, Ya Rabbi!" Bu dua üzerine halk yağmura kavuştu.” (Buhari, 107)
1. Sahabiler vaktiyle hayattayken nasıl Peygamberimizi vasıta ederek yağmur diliyor idiyseler bu defa da aynı şekilde amcası vasıtası ile yağmur dilemektedirler. Yani sahabiler sağlığında Peygamberimizin duasına ve şefaatine başvuruyorlar, o da onlar için dua ediyor ve bu duaya sahabiler de katılıyorlardı. Tıpkı imam ile cemaat gibi... Aynı mantıkla Peygamberimiz ölünce amcası Abbas'ın duasına başvurarak yağmur dileğinde bulunmuşlardır.
Özetle; burada vasıta duasına başvurmaktır. Hz. Ömer (ra) , Abbas (ra)'ın duasının daha makbul olduğuna inanarak onu dua etmek için beraberinde götürmüştür.
Bunun başka bir delili ise şu olaydır :
“Muaviye, Yezid b. Esved'i aracı tutarak yağmur dileğinde bulundu ve şöyle dedi : "Allah'ım, Yezid b. Esved aracılığı ile Sen'den yağmur diliyoruz. Ya Yezid, kaldır ellerini." Bunun üzerine Yezid de ellerini kaldırıp dua etmeye başladı ve halk da bu duaya katıldı. Sonunda yağmur yağdı ve halk da dağılıp evlerine döndü.” (İbn Hacer, El-İsabe, c.3 s.673)
Görüldüğü üzere sahabiler "falanın hürmetine" şeklinde dua etmiyor "falan kişi ile huzuruna geldik" diyorlar.
Yani buradaki vasıta (tevessül) teveccüh (yönelme) anlamındadır.
2. Türkiye’deki Tarikat dinine göre duanın kabul olması için daha üstün birini vesile kılman gerekir. Ömer’in Abbas’a (Allah ikisinden de razı olsun) üstünlüğü gün gibi ortadadır. Tarikatçılara göre ise tevessülde bulunulan mürşidin tevessülde bulunan müridden çok üstün olması gerekir.
İmam Ebu Hanife dedi ki : “Allah Rasulü’nden sonra bu ümmetin en hayırlılarının Ebu Bekr, Ömer, Osman ve Ali olduğuna şehadet ederiz.” (Vasiyet Şerhi, s. 14)
İmam Malik’e alevi bir adam sordu: “Rasulullah’tan sonra ümmetin en hayrlısı kimdir?”
İmam Malik : “Ebu Bekr” dedi.
Adam : “Sonra kim?” dedi.
İmam Malik : “Ömer” dedi.
Adam : “Daha sonra kim ?” dedi.
İmam Malik: “Osman” dedi.
Bunun üzerine alevi : “Vallahi asla seninle asla aynı mecliste oturmayacağım” dedi.
Malik de : “Sen bilirsin” dedi.
(Tertibu’l-Medarik, c.2, s.44-45)
İmam Şafii şöyle dedi : “Allah Rasulü’nden –sallallahu aleyhi vesellem- sonra ümmetin en hayrlıları Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali’dir. Allah onlardan razı olsun” (Menakıbu’ş-Şafii, c.1 s.433)
Abdullah bin Ahmed bin Hanbel’den rivayet ediliyor : “Babama imamlar hakkında sordum. Bana : Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali dedi.” (es-Sunne, s.235)
