Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Îdami'nin Kalbiyle Imtihanı

ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
I
Cevapsız Sorular

Gönül hücresine kondurduğu dünyevi arzuları düşünüyor. Sonra aynanın karşısına geçip《Eyvah! Ne yapıyorum?》 sorusuna cevap arıyor. Aldığı cevap gönül hücresine muazzam bir umut yüklüyor ve 《tamam》 diyor 《tamam bunun üstesinden geleceğim》. Aradan 5 dakika geçmiyor yine aynanın karşısında 《Ne yapıyorsun? Nereye gittiğinin farkında mısın?》 sorusunu sorarken buluyor kendisini. Buna cevap vermeye amelleri yetmiyor. Sessizliğe bürünüyor aynalar. Aslında başka soru bekliyor. Onu tatmin edecek bir soru... Belkide rahat cevap vereceği, omzuna yük yüklemeyecek bir soru... 'Sevdiğin biri var mı? İşler nasıl gidiyor? Çok para kazanıyor musun?' gibi basit bir soru... Tam bu sırada İdami'yi yıkacak soruyu soruyor 《Ben... Ben iman olmadan yaşayabilirmiyim İdami?》. Bakışlarını aynaya çeviren İdami sinirli ama dokunsan ağlayacak bir eda ile 《Yaşayamazsın... Biliyorum yaşayamazsın. N'olur sus artık, dayanamıyorum...》cevabını vererek hıçkırıklara boğuluyor. İdami'nin hıçkırıklarına aldırış etmeden sorularına devam ediyor. 《Ne olacak seninle aramızdaki bu ilişki? Beni sadece göğsünde taşıyarak mı yaşayacaksın? Ne zaman kullanacaksın beni? Ne zaman ellerimden tutacaksın? Ne zaman birlikte yaşayacağız? Ne zaman bir olacağız? Zamanı gelmedi mi? Sevgilerin yücesiyle bağlanma zamanımız gelmedi mi?》aynaya bakan İdami 《Bilmiyorum kalbim, bilmiyorum... Belki de çok geç kaldık.》 diyerek aynaya sert bir yumuruk atar ve kana bulanan eline bakarak 《Belkide çoktan kana buladım seni》diyerek sorulardan kaçar.
 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
II
Kalbin İdami'ye Oyunu

Kurtulmak ümidiyle kendisini dışarı atan İdami etrafını süzerek kalabalığa atar kendini. Yarım saat sessiz bir yürüyüş yaptıktan sonra sorulan sorulara açıklayıcı cevaplar işitmeye başlar:

《İdami, beni anlıyor olmalısın. Biz boşuna varolmadık, ikimiz boşuna aynı bedende toplanmadık. İnsanlara ak yüzünü gösterirken beni siyaha boyayamazsın, beni düşünmek zorundasın. Biliyorum benimle düşünemiyorsun ve benimle karar vermek istemiyorsun. Ama aleyhine şahitlik edeceğim günden korkmak zorundasın. Hayır, hayır öyle değil. O'na gereği gibi davranamamaktan korkmak zorundasın. Beni anlıyor musun İdami? 》.

Bu açıklama sonrasında İdami ne diyeceğini bilemez bir vaziyette düşünmeye başladı:

《Beni çok iyi tanıyan biri ile karşı karşıyayım. Ama haklı çok haklı, siyah noktalara çok bürüdüm. Her defasında iman için kapı aralarken ona hevalarımı ve heveslerimi çok tercih ettim. Biliyorum hata içindeyim. Evet, biliyorum ona haksızlık ediyorum ama ne yapabilirim ki?》tüm bunları aklından geçirirken kalbinin bunları işitmeyeceğinden emindi. Kalp herşeyi işitmese bile hisseden bir yapıydı. Bundan dolayı İdami'nin açığını yakalamıştı. Ve bu açık kendisiydi.
 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
III
İdami'nin Sarsılan Güveni

İdami düşüncelerden sıyrılıp evin yolunu tuttu. Yol boyunca aklında yeniden diriliş vardı... Yeniden hisseden bir kalp ve yeniden tefekkür eden bir akıl... Evet, İdami artık anlıyordu. Kalbinin imana ihtiyacı vardı. Ve bunun en kısa yolu bedenini ve aklını kullanmaktı. Ama nasıl yapacağını hiç bilmiyordu...

İdami tüm bunları düşünürken kalbide İdami'yi kendisine getirecek bir yol arıyordu. Bu yol az bir menzilde olsa kendisinden geçiyordu. Şimdi o yolu düşünüyordu 《kendimi kullanarak İdami'yi nasıl doğru yola getirebilirim, nasıl. Biliyorum bu yol azıyla çoğuyla benden geçiyor. Ama İdami bedenini ve aklını kullanmadan ben nasıl hissedebilirim ki?!》

Eve gelmişti İdami. Yatağına uzanmış, ellerini ensesinde toplayarak bir yandan gözleriyle tavanı süzüyor diğer yandan da düşünüyordu 《Şu tavan gökyüzü gibi olamıyor, gerçi gökyüzünede hasret yaşıyoruz ya... 》elini göğsünde birleştirerek 《Ah kalbim... Betonlaştın mı sende bu betona bulanmış şehirlerde, yoksa bir çiçek gibi narin misin? Bilmiyorum, bulunmaz bir yoldayım. Sonu nereye çıkacak inan hiç bilmiyorum. Küçükken ablamın arkadaşları olurdu hep, sokakta sürekli oynarlardı. Ablam kalbini hep arkadaşları ile beslerdi, bilirim. Ama benim çok arkadaşım olmadı. Seni besleyemedim. Bir besleyenin oldu, onunda verdiği zehir oldu. İşte kalbim, seninle aramızdaki samimiyetsizliğin temellerini o zaman attık. O zaman koptuk birbirimizden... Yok, yok! Tüm suçu ona atmıyorum, onu sana emanet ederken seni nasıl olurda böyle boş bir duyguya kaybettim ona üzülüyorum. Ah kalbim, şimdi kaldık mi yine bir başımıza... Hadi oku bana şiirini şimdi seni dinlemek istiyorum. 》
 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
IV
İdami'nin Gözyaşları
Adında gizli herşey
Yol hep senden bahsediyor
Gökyüzünde parlayan yıldız,
Yeryüzünde kana bulanan toprak,
Ben... Ve ben...
Hep senden konuşuyoruz.

Bir sehpa üzerindesin
Sert bir tekmeyi bekliyor gözlerim
Adında kaderin gizli
Aklına işlemiyor sözlerim.
İdami yol benden geçiyor.
Zafer benden, hüsran benden,
Kurtuluş, yok oluş hepsi benden geçiyor.
Beni aç bana, dinle!
Seni sen yapan şey benim,
Beni ben yapan şey iman!

İdami kör olmuş olamazsın
Günahkar çukurundayken
Boğazında düğümlenmiş iple

İdama mahkum olamazsın.

Bedeni ıslanmış, yağmur yağıyor sanıyordu. Gerçeği henüz anlamadığı şu satırlarda geziyordu:

《Beni aç bana, dinle!
Seni sen yapan şey benim,
Beni ben yapan şey iman!》

yürüdükçe yürüdü satırlarda... Sonra ellerini topladığı göğsünden çekerek bir anda doğruldu. Cama yaklaştı ve gökyüzüne baktı, şaşırdı. Evde olduğunu yeni anlamıştı. Gözleri parlayan dolunaya kilitlenirken dışarıda yağmurun yağmadığını anladı. Yatağına dönerken gözlerinden akan yaşı sildi ve usul usul sesli bir şekilde tekrar etti:

《Beni aç bana, dinle!
Seni sen yapan şey benim,
Beni ben yapan şey iman!》
 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
V
Geçmişin İzi: Karanlık Kalp


Hissettiği derin acıyla açtı gözlerini. Uyuya kalmıştı tekrar ettiği satırlarla... Dün yaşadıklarını aklından çıkaramıyor, sızlayan yarasının üzerinde parmaklarını gezdiriyordu. Gece nasıl uyuduğunu hatırlamasa da camından odasına yayılan güneş her şeyi anlatıyordu.

Aydınlık bir kalp tıpkı güneş gibi olmalıydı. Yani herkesi, her şeyi aydınlatmalıydı. Tabi ki karanlık günleri de olacaktı ama bir güneş gibi doğmaktan da asla vazgeçmeyecekti. 《Umut》dedi, 《Buna umut diyorlar sanırım》 sesli düşünmeye başladığını anladı. 《Neyse》 diyerek yüzünü yıkamaya gitti.

Yerde ki cam parçalarını kaldırmamıştı. Daha doğrusu cesaret edememişti bir daha yüzüne bakmaya... 《Sanırım şimdi bakabilirim》 dedi ve toplamaya başladı. Eline aldığı ilk cam parçasında dünü okudu, ikinci parçasında geçmişini okudu, üçüncü parçasında kalbini...

《Tüm bunları ben mi yaşadım?》 sorusunu kendisine sorarken buldu kendisini... İşini bitirmiş tavanı didikliyordu yine... 《Cidden bir rüya mı yoksa gerçekten ben mi yaşadım? Ah kalbim bu ne zor bir yaşam! Hepsini sana ben mi yaptım? 》 diyerek vücudunu çimdikledi... Rüyadan uyanamasa da gerçek yaşamında uyanmıştı artık. Umurunda olmayan geçmişi şimdi umurundaydı. Artık aydınlık bir kalbi, umut dolu bir geleceği vardı. Aradığını bulmuş, geçmişte kaybettiklerini telafi edecekti.

İçli bir 'ah' çekerek kalktı yatağından... Hazırlandı... Ve geçmişini kaybettiği yere gitmek için yola koyuldu...
 
Benzer konular Forum Tarih
Melhame-i kübra Şiir 0 2K

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt