Yeni yetişmiş kız öğrencilerine baş örtüsünün önemini anlatmak elbette zordur. Ancak herkesin anlayacağı bir dil vardır ve bu dili iyi bilen bir Kur’an kursu öğretmeni, çantasından iki çeşit şeker çıkartır, biri kapalı jelatine sarılı öbürü ise açıkta jelatinsiz ve korumasız. Hepsini bir tepsiye koyarak öğrencilere ikram eder. Öğrencilerinin tümü kapalı olan şekeri tercih ettiklerini ve açık olan şekerden hiç kimsenin almadığını gören öğretmen öğrencilerine neden kapalı şekeri tercih ettiniz diye sordu…?
Öğrenciler bir ağızdan: Çünkü açık olan şeker pislik ve mikroplara bulaşmış olabilir.
Öğretmen: Ama açık olan şekeri kapalı olandan çok daha titiz ve dikkatlice muhafaza ettim öyle bir şey kesinlikle olamaz.
Öğrenciler: Affedersiniz hocam ama kapalı olan her zaman tazeliğini korur, üstelik ne kadar temiz ve dikkatli muhafaza edilirse edilsin açık olduktan sonra kesinlikle kapalı olan kadar sağlıklı taze ve temiz olmaz.
Öğretmen: Ama baksanıza şunlara ne kadarda güzel gözüküyorlar. Ballı gibi duruyorlar, nasılda iştah açıyorlar değimli.
Öğrenciler: Hocam haklısınız, gerçekten iştah açıcı ve çok güzel görünüyorlar. Ama bu şekerler açık oldukları için mikrop kapmamış olması ve tadında bayatlama olmaması mümkün değil. Hem biliyorsunuz ki gözle görünmeyen mikroplar var.
Bu tartışma üzerine öğretmen bir türlü açık olan şekerleri öğrencilere kabul ettirmemiş olmasından duyduğu mutlulukla sıra dersi vermeye gelmişti.
Öğretmen: Evet kızlarım gerçekten sonuna kadar haklısınız ama size anlatmaya çalıştığım kainatta her şeyin bir kabuğu yani koruyucusu var. Bir üzüm tanesinin bile üzerinde muhafaza amaçlı ince bir örtü varken insan hiç örtüsüz olur mu? Hele ki kadın hiç olmaz ve kadınında koruyucusu yani örtüsü eşarbıdır. Şimdi sizde bu şekerleri kendinize örnek alın acaba başı açık olan mı daha iyi kapalı olan mı.?
İlerde evlilik çağına geldiğinizde sizi tercih edecek olan erkek bile aynen sizin şekerleri tercih ettiğiniz gibi yapacaktır.
Sadece erkek mi? Hayatınızın birçok merhalesinde hep kapalı olana değer verileceğini göreceksiniz. Unutmayın ki açık olan sadece kısa zaman dilimindeki anlık zevkler için tercih edilir. Görünüşte açık olan daha güzel ve iştah açıcı olduğundan, ileriyi düşünen akıllı bir insan şekerdeki mikropları veya bulaşma ihtimali olan pislikleri düşüneceğinden ilerde hasta olmamak için kapalıyı seçer.
Fakat sadece anlık bir tad için şeker seçen kişi ancak mantıksız biri olabilir. Sadece görüntüsü ile iştah açan aslında tadı bile bozulmuş olan şekeri akıllı ve mantıklı hiçbir insan seçmez. İşte bu yüzden sizde kapalı olmalısınız. Ancak kapalı olduğunuzda, ifet ve namusunuzu temiz bir şekilde hayat arkadaşınız olabilecek eşinize verebilirsiniz. Açık bir şeker ne kadar temiz bir ortamda korunsa bile ve hiçbir mikrop bulaşmazsa dahi, tadı muhakkak bozulacaktır.
Açık bir kız’da ne kadar iffetli ve namuslu olursa olsun, açıklığa göre hareket edeceğinden muhakkak edebinde hasar olacaktır. Ama kapalı insan kendine bir takım şeyleri yakıştıramayacağından hep temiz ve saf kalacaktır.
Yani aslında kapalı kişinin kalbinde kötüye meyil oluşsa dahi anlık bir vesveseden ibaret olacaktır. Ama açık biri o anlık vesveseye istem dışı hareket ile uyar. Çoğu zamanda farkında olmadan uyar.
Ama kapalı biri kapalı olduğu için hareketlerine pür dikkat eder. İnsanlık hali şeytan vesvese verse bile örtüsü onu engelleyecektir. Hani tam vesveseye takılacağı esnada başındaki örtü ile bağdaşmadığını düşünecek ve vazgeçecektir.
Kısacası başınızdaki örtünüzden utanacağınız için kötüye meyilli olmayacak ve yine o örtü ile onur duyacağınız için hep ona yakışanı yapmaya meyilli olacağınızdan daima onurlu ve şerefli olma yolunda ilerleyeceksiniz, yani hep iyi ve doğru olanı seçeceksiniz. Siz farkında olmazsanız bile örtünüz size bunu yaptıracaktır.
Canım kızlarım bu size belki son dersim olacaktır,
Onun için bunu can kulağı ile, geleceğiniz ve yaşantınızla bağdaştırarak pür dikkat dinlemenizi ve aklınızdan asla silmemeniz gerektiğini hatırlatmak istiyorum,
Daha doğrusu Allah rızası için rica ediyorum.
Canlarım; inanıyorum ki hepiniz aklı selim birer Müslüman olarak örtünüze sadık kalacak ve hakkı ile örtüneceksinizdir. O halde örtünüzün hakkını korumanız gerekecektir, siz örtünüzün hakkını verdiğiniz sürece, örtünüz hem kendisini hemde sizi nefsinizden ve şeytanın şerrinden koruyacaktır. Yeterki örtünüzü bir aksesuar olarak değil inancınızın bir sembolü olarak hakkı ile bağlayınız ve bağlanınız.
Ben örtümün hakkını nasıl veririm diye sorarsanız.
Size örtünün hakkını vermek ile ilgili küçük bir tavsiyede bulunayım,
Eğer Müslüman bir bayana yakışmayacak hal ve harekette bulunduğunuzda, uygunsuz laf konuştuğunuzda ve hatta uygunsuz bir yere gittiğinizde yüreğiniz cız etmiyor ve eşarbınız aklınıza gelmiyorsa hakkını vermiyorsunuzdur demektir, daha kötüsü Allah’tan korkmuyorsunuzdur demektir.
İşte bu yüzden ömrünüz boyunca, yürürken yürüme şeklinizden tutunda toplum içinde konuşma, hal ve hareketlerinize kadar, her şeyde kendi kendinize sıklıkla bir muhasebe yapın, ama sakın olaki muhasebenizde nefsiniz ve şeytanınız olmasın tamamen Allah’a istiğfar ve tevekkül ederek yapın. sonra ölçün biçin, tavrınız doğrumu değilmi, eğer doğru ise emin olun ve rabbinize şükür edin, yok doğru değilse yüreğiniz başınızdaki örtüden dolayı muhakkak incinecektir yanı cız edecektir.
İşte o zaman hemen Allah’tan yardım ve mağfiret dileyin sonra kalbinizdeki eksikliğin giderilmesi için Allah’ı hatırlatacak dostlarınızın sohbetlerine gidin. Gidemiyorsanız kendi kendinize kalbinize güç verecek zikirlerde bulunuz, örneğin kitap veya benzeri islami mecmuları okuyunuz, bunada imkanınız yoksa daha önce okuduklarınız ve dinlediklerinizi hafızanızda canlandırınız.
Emin olun siz böyle olduğunuz sürece, Allah’ın dostu olacaksınız ve Bir Allah dostunun ifettine hiçbir güç zerre kadar zarar veremeyecektir veremezde.
Daima aklınızda olsun ki, pazardan meyve bile alırken soyulmuşunu tercih etmezsiniz.
O HALDE ALLAH RIZASI İÇİN ÖRTÜNÜZE SADIK OLUN VE ASLA SOYULMUŞ OLAN OLMAYIN
ÖRTÜYÜ SADECE ELİNİZLE BAŞINIZA DEĞİL, AKLINIZLA KALBİNİZEDE ÖRTÜN
(ALINTI)
Öğrenciler bir ağızdan: Çünkü açık olan şeker pislik ve mikroplara bulaşmış olabilir.
Öğretmen: Ama açık olan şekeri kapalı olandan çok daha titiz ve dikkatlice muhafaza ettim öyle bir şey kesinlikle olamaz.
Öğrenciler: Affedersiniz hocam ama kapalı olan her zaman tazeliğini korur, üstelik ne kadar temiz ve dikkatli muhafaza edilirse edilsin açık olduktan sonra kesinlikle kapalı olan kadar sağlıklı taze ve temiz olmaz.
Öğretmen: Ama baksanıza şunlara ne kadarda güzel gözüküyorlar. Ballı gibi duruyorlar, nasılda iştah açıyorlar değimli.
Öğrenciler: Hocam haklısınız, gerçekten iştah açıcı ve çok güzel görünüyorlar. Ama bu şekerler açık oldukları için mikrop kapmamış olması ve tadında bayatlama olmaması mümkün değil. Hem biliyorsunuz ki gözle görünmeyen mikroplar var.
Bu tartışma üzerine öğretmen bir türlü açık olan şekerleri öğrencilere kabul ettirmemiş olmasından duyduğu mutlulukla sıra dersi vermeye gelmişti.
Öğretmen: Evet kızlarım gerçekten sonuna kadar haklısınız ama size anlatmaya çalıştığım kainatta her şeyin bir kabuğu yani koruyucusu var. Bir üzüm tanesinin bile üzerinde muhafaza amaçlı ince bir örtü varken insan hiç örtüsüz olur mu? Hele ki kadın hiç olmaz ve kadınında koruyucusu yani örtüsü eşarbıdır. Şimdi sizde bu şekerleri kendinize örnek alın acaba başı açık olan mı daha iyi kapalı olan mı.?
İlerde evlilik çağına geldiğinizde sizi tercih edecek olan erkek bile aynen sizin şekerleri tercih ettiğiniz gibi yapacaktır.
Sadece erkek mi? Hayatınızın birçok merhalesinde hep kapalı olana değer verileceğini göreceksiniz. Unutmayın ki açık olan sadece kısa zaman dilimindeki anlık zevkler için tercih edilir. Görünüşte açık olan daha güzel ve iştah açıcı olduğundan, ileriyi düşünen akıllı bir insan şekerdeki mikropları veya bulaşma ihtimali olan pislikleri düşüneceğinden ilerde hasta olmamak için kapalıyı seçer.
Fakat sadece anlık bir tad için şeker seçen kişi ancak mantıksız biri olabilir. Sadece görüntüsü ile iştah açan aslında tadı bile bozulmuş olan şekeri akıllı ve mantıklı hiçbir insan seçmez. İşte bu yüzden sizde kapalı olmalısınız. Ancak kapalı olduğunuzda, ifet ve namusunuzu temiz bir şekilde hayat arkadaşınız olabilecek eşinize verebilirsiniz. Açık bir şeker ne kadar temiz bir ortamda korunsa bile ve hiçbir mikrop bulaşmazsa dahi, tadı muhakkak bozulacaktır.
Açık bir kız’da ne kadar iffetli ve namuslu olursa olsun, açıklığa göre hareket edeceğinden muhakkak edebinde hasar olacaktır. Ama kapalı insan kendine bir takım şeyleri yakıştıramayacağından hep temiz ve saf kalacaktır.
Yani aslında kapalı kişinin kalbinde kötüye meyil oluşsa dahi anlık bir vesveseden ibaret olacaktır. Ama açık biri o anlık vesveseye istem dışı hareket ile uyar. Çoğu zamanda farkında olmadan uyar.
Ama kapalı biri kapalı olduğu için hareketlerine pür dikkat eder. İnsanlık hali şeytan vesvese verse bile örtüsü onu engelleyecektir. Hani tam vesveseye takılacağı esnada başındaki örtü ile bağdaşmadığını düşünecek ve vazgeçecektir.
Kısacası başınızdaki örtünüzden utanacağınız için kötüye meyilli olmayacak ve yine o örtü ile onur duyacağınız için hep ona yakışanı yapmaya meyilli olacağınızdan daima onurlu ve şerefli olma yolunda ilerleyeceksiniz, yani hep iyi ve doğru olanı seçeceksiniz. Siz farkında olmazsanız bile örtünüz size bunu yaptıracaktır.
Canım kızlarım bu size belki son dersim olacaktır,
Onun için bunu can kulağı ile, geleceğiniz ve yaşantınızla bağdaştırarak pür dikkat dinlemenizi ve aklınızdan asla silmemeniz gerektiğini hatırlatmak istiyorum,
Daha doğrusu Allah rızası için rica ediyorum.
Canlarım; inanıyorum ki hepiniz aklı selim birer Müslüman olarak örtünüze sadık kalacak ve hakkı ile örtüneceksinizdir. O halde örtünüzün hakkını korumanız gerekecektir, siz örtünüzün hakkını verdiğiniz sürece, örtünüz hem kendisini hemde sizi nefsinizden ve şeytanın şerrinden koruyacaktır. Yeterki örtünüzü bir aksesuar olarak değil inancınızın bir sembolü olarak hakkı ile bağlayınız ve bağlanınız.
Ben örtümün hakkını nasıl veririm diye sorarsanız.
Size örtünün hakkını vermek ile ilgili küçük bir tavsiyede bulunayım,
Eğer Müslüman bir bayana yakışmayacak hal ve harekette bulunduğunuzda, uygunsuz laf konuştuğunuzda ve hatta uygunsuz bir yere gittiğinizde yüreğiniz cız etmiyor ve eşarbınız aklınıza gelmiyorsa hakkını vermiyorsunuzdur demektir, daha kötüsü Allah’tan korkmuyorsunuzdur demektir.
İşte bu yüzden ömrünüz boyunca, yürürken yürüme şeklinizden tutunda toplum içinde konuşma, hal ve hareketlerinize kadar, her şeyde kendi kendinize sıklıkla bir muhasebe yapın, ama sakın olaki muhasebenizde nefsiniz ve şeytanınız olmasın tamamen Allah’a istiğfar ve tevekkül ederek yapın. sonra ölçün biçin, tavrınız doğrumu değilmi, eğer doğru ise emin olun ve rabbinize şükür edin, yok doğru değilse yüreğiniz başınızdaki örtüden dolayı muhakkak incinecektir yanı cız edecektir.
İşte o zaman hemen Allah’tan yardım ve mağfiret dileyin sonra kalbinizdeki eksikliğin giderilmesi için Allah’ı hatırlatacak dostlarınızın sohbetlerine gidin. Gidemiyorsanız kendi kendinize kalbinize güç verecek zikirlerde bulunuz, örneğin kitap veya benzeri islami mecmuları okuyunuz, bunada imkanınız yoksa daha önce okuduklarınız ve dinlediklerinizi hafızanızda canlandırınız.
Emin olun siz böyle olduğunuz sürece, Allah’ın dostu olacaksınız ve Bir Allah dostunun ifettine hiçbir güç zerre kadar zarar veremeyecektir veremezde.
Daima aklınızda olsun ki, pazardan meyve bile alırken soyulmuşunu tercih etmezsiniz.
O HALDE ALLAH RIZASI İÇİN ÖRTÜNÜZE SADIK OLUN VE ASLA SOYULMUŞ OLAN OLMAYIN
ÖRTÜYÜ SADECE ELİNİZLE BAŞINIZA DEĞİL, AKLINIZLA KALBİNİZEDE ÖRTÜN
(ALINTI)