Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Haber Ihvan: 19 Aydır Öldürülüyoruz, Artık Yeter

H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
İhvan: 19 Aydır Öldürülüyoruz, Artık Yeter
RÖPORTAJ - 30.01.2015 10:15
MEHMET ÖZCAN / DOĞRUHABER / ÖZEL - Mısır'da devrimin dördüncü yıldönümünde düzenlenen eylemlerde ordu yine halka ateş açarak kan akıttı. Darbeci Sisi'nin kontrolündeki askerlerin açtığı ateş sonucu en az 28 kişi hayatını kaybederken, onlarca kişi de yaralandı.

Devrimin dördüncü yıldönümüne girilirken ordunun halka yönelik katliamdan vazgeçmemesi İhvan'ı da strateji değişikliğine götürdü.

Dört yıldır darbeci Sisi'nin kontrolündeki ordunun kendilerine yönelik yaptığı katliamlara rağmen barışçıl gösterileri sürdüren İhvan hareketi artık aktif direnişe geçmiş bulunuyor. İhvan “ya şehitlik ya zafer” sloganını “ya zafer ya zafer” olarak değiştirirken, polis şiddetine karşılık vermeye de izin çıkardı. İhvan'ın bu politika değişikliği ilk kez farklı şehirlerde düzenlenen gösterilerde de gözlendi

Gazetemize konuşan İhvan Hareketi'nin Türkiye Temsilcisi Dr. Eşref Abdülgaffar, çok önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Abdülgaffar, Mısır'da darbecilere karşı yeni bir devrimin başladığını, safların belirlendiğini, askerin hain olduğunu ve 19 aydır barış diye diye öldürüldüklerini belirterek, “Artık yeter! Kısas yöntemine, dişe diş durumuna geçmiş durumundayız. Bu acıyı onlara tattırmamız lazım, çünkü bunlar hain!” diye konuştu. Ölen Suudi kralı Abdullah'ın yerine geçen Selman Bin Abdülaziz'le birlikte Suudi yönetiminde ciddi değişimlerin olacağına da değinen Abdülgaffar, Sisi'nin Yemen'e Husilerle savaşmak için gönderilmesi planlanan 20 bin askeri, yeni Suudi kralı Selman'a darbe için göndermek istediği şeklinde şok bir bilgi de paylaştı.

İşte İhvan liderlerinden Dr. Eşref Abdülgaffar'ın gazetemize yaptığı çok özel açıklamalar…

SAFLAR BELİRLENMİŞTİR, ASKER HAİNDİR!
Mısır'da devrimin 4. Yılında yine kan aktı, 28 kişi hayatını kaybetti. Ordunun yaptığı bu katliam, Mısır halkı ve zindandaki liderlerin durumu derken ülkedeki son gelişmeleri genel anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz?


Tek kelimeyle şunu diyoruz; yeni bir devrim, yeni hareket başlamıştır ve sonuna kadar devam edecektir. Evet, tek kelimeyle özetlemek gerekirse Mısır halkı artık kim dost kim düşman bir şekilde anlamış durumdadır. Ve bir şekilde herkes konumunu belirlemiş durumdadır. Bundan sonrası saflar artık belirlenmiştir. Görüldü ki şu anda Mısır'da asker vatanı korumuyor, ülke maslahatı ve ülke çıkarı için çalışmıyor. Görüldü ki bunlar tam manasıyla haindirler. Bundan dolayı da halk şu anda bunlara karşı harekete geçmiş durumdadır ve sonuna kadar da bu böyle devam edecektir. Artık kim düşman kim dost, herkes kendi tarafını biliyor ve ona göre davranacaktır.

SUUDİ'DE CİDDİ GELİŞMELER VAR
Sisi'nin ölen Suudi kralı Abdullah'ın cenaze törenine katılmaması kötü hava şartlarına bağlanırken Sisiyle birlikte 20'ye yakın Arap ülke liderinin törene katılmaması göz önünde bulundurulduğunda bunun Suudi'de kral olan Selman'la yeni bir döneme imza atılacağını söylememiz mümkün mü? Ya da sizin açınızdan sizi etkileyen durum nedir?


Evet, Suudi'de ciddi gelişmeler var. Elbette bu onların içişleri. Ancak biz Mısır halkı olarak İhvan olarak, devrimciler olarak biz biliyoruz ki Suudi'nin bugünkü tutumu olduğu gibi değildir, net bir şekilde değişmiştir. Çünkü yönetimde farklı farklı bazı dinamikler vardı, farklı bazı aktörler vardı. Örneğin Halit et Tüveycr, krallık divanı başkanıydı ve bütün siyaseti bu yürütüyordu. Ve sonradan keşfedilmiş olmalı ki Suudiler ortaya çıkarmış oldukları belli oluyor. Bu adamın Selman bin Abdülaziz'i arkadan hançerlemek için pusuda beklediği ve ona karşı Sisi, Dahlan ve Birleşik Arap Emirlikleri kralı ile birlikte bir plan kurdukları deşifre edilmiştir. Yeni kral, bunların komplosunu anlamış. Bu nedenle yeni kralın ilk icraatı, Halit et Tüveycr denen kişiyi görevden almak olmuştur. Evet, Suudi'de şu an çok ciddi bir değişim söz konusudur ve biz bunu seziyor ve farkındayız.

SİSİ, CENAZE TÖRENİNE KABUL EDİLMEDİ
Ayrıca Sisi, Suudi'ye en son gittiğinde Mısır Cumhurbaşkanı olarak değil kişisel olarak gitmişti. Zaten cenaze törenine de kabul edilmedi. Yani durum çok ciddi, biz de takip ediyoruz. Sayın Abdülgaffar, çok ciddi bilgiler veriyorsunuz. Bu söylediklerinizin, söylenti olmadığından eminsiniz değil mi?


Hayır efendim, söylenti değil, net bilgiler. Hatta basına yansımadı ama Mısır darbe rejimi 20 bin Mısır askerini Husilere karşı savaşmak için Yemen'e gönderme bahanesiyle bunları Suudi Arabistan'a gönderip yeni krala karşı darbe komplosunda faal bir şekilde kullanmak istedi. Bu iş bu noktaya kadar varmış durumda. Ve bunu Suudiler deşifre etti. Bu, tamamen doğru bilgiler…

KATAR'IN MISIR'LA YAKINLAŞMA SÜRECİ DE KESİNTİYE UĞRAMIŞ DURUMDA
Bu arada Katar yönetiminin darbe yönetimli Mısır'la yakınlaşma süreci de kesintiye uğramış gözüküyor gibi…
Evet, öyle görünüyor. Doğrusu ben bu konuyla ilgili bir şey söylemek istemiyorum. Ama şu an görünen o.

BATI, ÇIKARLARININ PEŞİNDE, ONLAR İÇİN DEMOKRASİ, İNSAN HAKLARI HİKÂYE…
Sayın Eşref Abdülgaffar, Batılı ülkeler Mısır'da yapılan son katliamı kınadı ancak göstermelik ve de çok cılız bir kınama olarak gördüğümüz Batının bu tavrını siz nasıl değerlendiriyorsunuz?


Biz çok iyi biliyoruz ki Avrupalılar için maslahat değerlerden, ilkelerden öncedir. Bu net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Adamlar maslahatlarını düşünüyor. Değerler falan hikâye… Demokrasi, insan hakları bunlar hepsi hikâye… O bakımdan doğrusu biz Avrupalılardan bir şey beklemiyoruz. Çünkü onlar sadece maslahatları ve çıkarlarının peşindeler. Ve Mısır darbesi onların bu yüzünü deşifre etmiştir. Bu net bir şekilde ortaya çıkmıştır.

19 AYDIR BARIŞ DİYE DİYE ÖLDÜRÜLÜYORUZ. ARTIK YETER! KISAS YÖNTEMİNE GEÇTİK
Şu anda devrimcilerin darbecilere karşı barışçıl bir şekilde sürdürdüğü tavrı devam mı edecek yoksa geliştirilen yeni bir strateji var mı?


Hayır, hayır. Şu anda biz barış mefhumunu değiştirmiş bulunuyoruz. Biz buna artık acı veren barışçı hareket adını veriyoruz. Karşı tarafa da bir acı tattıracak barışçıl bir hareket anlamında olacak yeni bir strateji değişikliği var. Çünkü biz 19 aydır öldürülüyoruz. 19 aydır barış barış, silmiyye, silmiyye diyoruz. Yani barışçıl bir yol diyoruz fakat biz gördük ki karşıdakiler bundan bir şey anlamıyor. Aksine bize çok acı veren şeyler yaşandı. O nedenle biz bu şeyi değiştiriyoruz, kısas yöntemine, dişe diş durumuna geçmiş durumundayız. Bu acıyı onlara tattırmamız lazım, çünkü bunlar hain! Darbeci Sisi ve yandaşları askerlerinin bu acıyı tatmaları lazım. Yoksa bunlar hiçbir şekilde barıştan bir şey anlamıyorlar. Bunlara bize tattırdıkları acıyı tattırmamız lazım ki caydırıcı olsun. Biz de inşallah artık bunu yapacağız, kesinlikle kısas diyoruz, artık onlara bu acıyı tattıracağız diyoruz. Ve acı veren barışçı hareket diyoruz.

BEDEL ÖDEMEYE HAZIR OLUN, ZAFER BİZİMDİR
Sayın Abdülgaffar, son olarak mesajınız nedir?


Evet, hareket devam edecektir. Mısır halkına mesajım şudur; sağlam dursunlar, her türlü fedakârlığa ve bedel ödemeye hazır olsunlar. Ama eninde sonunda zafer Mısırlıların olacaktır. Mısır halkı kendi kaderini belirleyecektir. Bundan başka bir seçenek yoktur ve inşallah zafer Mısır halkının olacaktır. Mısır halkını selamlıyorum…

Sayın Eşref Abdulgaffar, verdiğiniz bu çok değerli bilgiler için teşekkür ediyoruz…

Sağ olun, ben teşekkür ediyorum…
 
A Çevrimdışı

Away

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Yazının yarısını okudum. gerçekten çok ciddi iddalar var.
benim aklıma takılan diyor ki: sisi husilerle savaşmak için 20 bin askeri yemene gönderecek aslında suudun yeni Kralına darbe yapmak niyetiyle...
bu husilere amerika yardım ettiklerini biliyoruz ayrıca siside kafirlerin uşağı. sisi husilere karşı nasıl asker gönderecek aklım almıyor.
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Mücahid

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
El kaidenin yıllardır dediğine geldiler.Bu katliamlar her ne kadar kafir sisinin işi olsa da ölenlerin veballeri ihvan liderlerinin de üzerindedir...
 
S Çevrimdışı

Süleyman Incek

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Karşı tarafa acı verecek barışcıl hareket ..." bu nedir acaba ...
Cihadı bu kadar mı red eder bir topluluk ...
 
H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
ihvan_1422693915.jpg

İhvan'ın mücadele felsefesinde değişim sinyalleri
DÜNYA - 31.01.2015 10:37
Mısır'da İhvan yıllardır pasif bir direniş sergileyip merkeze şehid olmayı alırken son olaylarda “nasıl cezalandırıldıysanız öyle cezalandırınız” prensibini kabul etmeye başladı
KAHİRE: Müslüman Kardeşler'in mücadele felsefesinde, zafer kazanmak ve gerekirse zulmetme riskini göze alarak ülke yönetimini ele geçirmek değil, “şehit olmak” ön plandadır.

80 yıldan fazla süren mücadelenin en önemli sloganlarından birisi “Kudüs” olarak bilinir. Söz konusu slogan “على القدس رايحين شهداء بالملايين” “Ala el Kuds rayıhın Şuheda bil melayin” (Milyonlarca şehit Kudüs'e gidiyoruz) şeklindedir. Kudüs'ü kurtarmak için üretilen sloganda bile zaferden çok milyonlarca şehit vermenin ön planda olduğu görülmektedir.

Rabia ve Nahda Meydanlarındaki insanların önemli bir bölümü şehit olmayı göze almış, bazıları ise şehit olmak için oradaydı. Çünkü kimileri bir kaç gün önceden görüntülerini videoya kaydedip şehit olacaklarını söylemişlerdi.

Meydandaki bazı gençler şehit olmaya o kadar hazırdı ki, eylemler esnasında kendilerini hedef göstermekten çekinmediler. Eylemci gençlerin bazıları alınlarına “مشروع شهيد” (Şehit projesi) şeklinde bandaj bile bağlamıştı..

Konuya buradan bakıldığında Cemaatin iktidar olmayı ikinci planda tutan ve davete ağırlık veren bir hareket olduğu algısı oluşmaktadır. Ancak Nasır, Sedat ve Mübarek dönemlerindeki tutuma bakıldığında ise, İhvan hareketinin siyasi hedefinin varlığı da gözden kaçmamaktadır.
2005'te Mübarek ile anlaşarak parlamentoya 80'den fazla vekil soktular. Sendikalardaki faaliyetleri ve buralarda yönetimleri ellerine almaları da yine Hareketin siyasi hedeflerinin olduğunun açık kanıtıdır.

Siyasi hedeflerinden dolayı, İhvan rejimlerin şamar oğlanı durumuna gelmiş, işbaşına gelen yöneticilerin İhvan üzerinde halka gözdağı verdiği de gözlenmiştir. Nasır İhvan ile önce anlaşmış sonra bir suikast girişimi gerekçesiyle tavır takınmış ve bastırmıştır. Sedat 1973 Harbi öncesinde cemaatle anlaşmış, Sina'nın geri alınması ve israil ile imzalanan Camp David Antlaşması nedeniyle cemaat ile karşı karşıya gelmiştir. Bu karşı duruşun sonu da yine acı ve hapislerde bitmiştir.

Mübarek'in ilk yıllarında hapisteki liderlerin bir kısmı serbest bırakılmış sonra zaman zaman yine İhvan'a zindanlar gösterilmiştir.

25 Ocak Devrimi'nden sonra Askeri Konsey ile anlaşan İhvan, Mursi'nin devrilmesinin ardından yine rejimle karşı karşıya geldi ve çok büyük acılar yaşandı.
Kısaca özetlemeye çalıştığımız bu uzun tarihin genelinde mücadele barışçıl olmuş, bazı süreçlerde cemaatin içinden şiddet yanlısı gruplar türemiş ve kopmuştur. İhvan Hareketi'nin bu uzun soluklu mücadelesi insanların; “İhvan'ın siyasi İslam söylemi acaba pratiği olmayan bir teori mi?” sorusunu haklı olarak sormasına neden olmuştur olmaktadır.

İHVAN'IN ANİDEN DEĞİŞEN SÖYLEMİ

25 Ocak Tahrir Devrimi'nin dördüncü yıldönümü öncesinde İhvan'ın söyleminde ani bir değişiklik gözlendi. Yöneticileri hapis veya sürgünde olduğu için Mısır'daki tabanı ile tek ve en etkili iletişim kaynağı olan medya aracılığı ile cemaatin kanaat önderleri, sert mesajlar vermeye başladı.

Mısır – Katar uzlaşmasının ardından El Cezire Mısır Mübaşir kanalının kapatılmasıyla birlikte şoke olan El Cezire seyircisi başka kanallara yöneldi. Alternatifleri ise stüdyoları Türkiye'de bulunan ancak Nile Sat'tan Mısır halkına doğrudan hitap eden İhvan yanlısı muhalif kanallardı.

Son bir buçuk yıldır yaşananlara rağmen söylemini değiştirmeyen İhvan yönetimi, bu kanallar aracılığı ile “nasıl cezalandırıldıysanız öyle cezalandırınız” prensibini devamlı bir şekilde tekrarlayarak “harekete geçin mesajı” verdi. Bu nedenle karakollara, polis araçlarına ve polislere saldırılar arttı. Tren, tramvay ve otobüsler ateşe verildi.

Bu kanallardan birinde spiker, eski milletvekillerinden Eşref Bedreddin'e; “otobüslerin yakılması ve toplu taşıt araçlarına zarar verilmesini nasıl yorumluyorsunuz?” şeklinde bir soru sordu. Bedreddin Kehf Suresi'nde anlatılan Musa ve Hızır'ın kıssasına işaret ederek, Hızır'ın fakirleri taşıyan bir gemiyi delmesini delil gösterdi. Asıl hedefin gemiyi batırmak değil zalim hükümdardan fakirleri taşıyan gemiyi kurtarmak olduğunu söyledi.

Kısacası Mursi'nin devrilmesinin ardından yönetim tarafından “terör örgütü” olarak kabul edilen Müslüman Kardeşler, 25 Ocak 2015 itibariyle şiddet içeren aktif ve fiili bir mücadeleye doğru kaydı.

Sina'da ve diğer bazı şehirlerde farklı gruplar şiddet başvurmuştu. Ancak İhvan, açıktan böyle bir mücadele şeklini benimsememişti. Şimdi Mısır'da İhvan adına yeni bir dönem başlamış gibi bir algı oluşmuştur.

KUZEY SİNA SALDIRILARI

Resmi rakamlara göre 29 kişinin öldüğü ve 50 kişinin yaralandığı Kuzey Sina saldırıları Beyt el Makdis üstlendi. Beyt el Makdis'in bu derece büyük bir saldırıda bulunması ile Müslüman Kardeşler hareketinin “misli ile karşılık verme” söyleminin paralellik arz etmektedir.

Ilımlı İslam'ı ve barışçıl mücadeleyi temsil eden İhvan'ın “misli ile karşılık” söylemi şiddete doğru kayma olarak kabul edilmektedir. Diğer silahlı gruplar için ise İhvan'ın tutum değişikliği, şiddet ve saldırı seviyesinin artırılması için teşvik olarak yorumlanmaktadır. Çünkü Müslüman Kardeşler, ülkedeki bütün İslami hareketleri bir şekilde etki etmektedir.

KRALIN ÖLÜMÜ

Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın ölümünün de cemaatin söylemini değiştirmesinde etkili olduğu konuşuluyor. Suudi Arabistan yeni yönetiminin Mısır politikalarını gözden geçirme ihtimalinden söz edilmektedir.

İçeride liberal, sosyalist ve solcu grupların eylemlerini arttırması, Kral Abdullah'ın ölümü ve diğer bazı dengeler İhvan'ın söylemini değiştirmesine neden oldu. Bazı gözlemcilere göre İhvan'ın bütün bu yaşananlara rağmen cemaat olarak şiddete pirim vermemesi Mısır'ın istikrarı için büyük bir kazanım olmuştur.

Sonuç olarak İhvan, mücadele metodu ve felsefesini değiştirmeye başlamış ve bunun işaretlerini sahada fiilen vermiştir.

Dünya Bülteni
 
Üst Ana Sayfa Alt