Neler yeni

İlahiyat öğrencisi intihar etti

S Çevrimdışı

simurg

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Diyarbakır Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi Sena Düzgün, Onkoloji Hastanesi bahçesindeki ağaçta asılı halde ölü bulundu.

Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 2’nci sınıf öğrencisi ve sosyal medya içerik üreticisi 20 yaşındaki Sena Düzgün, ağaca asılı halde ölü bulundu.

Genç kadının cansız bedeni, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağlı Onkoloji Hastanesi bahçesinde bir ağaçta bulundu.

Yerel basının aktardığına göre dün gece evine dönmeyen Sena Düzgün’ün ailesi, sabah saatlerinde kayıp ihbarında bulundu.

Annenin durumu yetkililere bildirmesi üzerine yapılan arama çalışmaları sonucu genç kadının cansız bedeni, sabah saatlerinde bulundu.

İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerinde yapılan ilk incelemede Sena Düzgün’ün yaşamını yitirdiği tespit edildi. Olay yeri güvenlik çemberine alınırken, cenaze otopsi için Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

Genç kızın daha önce de intihar girişiminde bulunduğu ileri sürülürken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Dicle Üniversitesi yönetimi ve İlahiyat Fakültesi tarafından olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Öte yandan Düzgün’ün, kurs hocasına bir mektup bırakarak intihar edeceğini belirttiği ve konum bilgisi paylaşarak “Cenazemi alın” mesajı gönderdiği, ölüm anını kayda aldığı iddia edilirken, Instagram hesabında intihardan bir gün önce, notlar kısmına "26.05 2025, Sağlıksız bir birey. Bir ölünün hatıra defteri” yazdığı bildirildi.
 
Mutenakıs Çevrimdışı

Mutenakıs

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun..

Bu olay üstünde çok yazılıp çizilecek mesele var da Allah bes baki heves.
Ey iman edenler, mallarınızı aranızda karşılıklı rıza ile gerçekleştirdiğiniz ticaret yolu hariç, batıl yollarla yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir." (en-Nisa', 4/29).

Allah rahmet eylesin.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
baska seylerde olabilir isin icinde, intihar etmemistir umarim. Rabbim geride kalanlara sabr versin. Zor bir olay.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Hakkında yazılanlar doğruysa: okuduğu üniversitedeki bir akademisyen tarafından umut verilerek kandırıldığı bilgisi var. Kendisinin gafleti, o akademisyenin şerefsizliğini bir kenara koyarsak, bu tür konularda en büyük suçlunun toplum olduğunu düşünüyorum. Namus önemli bir şey, evet, hem de çok. Ancak bu kavrama putlaştıracak düzeyde önem veriliyor. Öyle bir önem ki, bir kızın ne gafletle hata yapmaya, ne de zorla tecavüz edilse dahi başı dik dolaşmaya hakkı var. Erkek, "elimin kiri" deyip önüne bakıyor. Bir kız için ise, tüm hayatının kayması bir anlık bir gaflete veya zulme bakıyor. El insaf, şu baskı zulmünü yapanlara sorulsa "elhamdülillah Müslümanız" diyor. İslam'da bir zinanın cezası (bekâr için; ki en çok hataları da onlar yapıyor, cahillikten) ölüm veya ölüm kadar acı bir hayat mıdır?

İslâm böyle bir din değil. "Düşene bir tekmenin de toplum tarafından vurulduğu" bu kültürü ise, sonuna kadar kınıyorum. Nitekim sebep oldukları ne ilk, ne de korkarım ki son ölümdür bu. Ancak bir gün son olması duası ile...
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
İnsatgramda takipçi sayısı 20bin iken 50 bini aştı. Şaşılacak iş. Ben toplumu anlamaya çalışıyorum da anlaşılacak gibi değil
İbretlik oluşundandır ahi.

Ben de az evvel baktım hikayelerin bir kısmına... Ve tek düşündüğüm:

Bir ülkem olsa, aşkı güzelleyen, acıyı süsleyen tüm edebi şiir, hikâye, kitap, şarkı türkü, film ne varsa yasaklardım. Ki dün, bu konuyu araştırırken, yorumlarda intihar düşüncesini anmaya başlamış bir genç daha gördüm. Sayfasına bakayım dedim, edebiyat, acıyı süsleme, hüznü ve ölümü güzelleme... Bu arada bu bahsettiğim erkekti, sevdiği kişi onu istememiş diye...

Ve: Bu kişilerin tek sorunu başlarına gelenler değil. Bu kişilerin sorunu: hayatı bir film, bir roman edasıyla "edebi şekilde" yaşamak istemeleri. Zerâfet, duygusallık, edebiyat; böyle kişiler için çok anlamlı. Ancak, yanlış kişiye çıkarsa kapıları... İşte orada tükeniyorlar.

Bu açıdan, şu yazılarımın tüm gençlere ulaşmasını çok isterdim:

Hayat, sadece hayattır ve bu hayatta çok çeşitli insanlar ve olaylar göreceğiz. Her şey istediğimiz gibi olacak diye bir şey yok ve herkes bizim gibi iyi niyetli olacak diye bir şey de yok. Hayalci değil, realist olun. Ve dünyadaki mutluluğu değil, ahiretteki mutluluğu hedef alın. Bu şekilde hiçbir sorun sizi yıkamaz, her şeyin ahirette bir karşılığı olduğunu bilen biri dünyada yıkılmaz.

Son not, tebliğci kardeşlere:

Edebiyatla, özellikle de hüzün ve acı temalı edebiyatla ilgilenen kişilere karşı dikkatli olun. Bu kişiler tüm olayları en kötü haliyle yorumlamaya adaylar ve bu açıkça şeytan tuzağıdır. Onlar kendilerini içine attıkları bu tehlikeyi görmez. Yakınları, şahid olanları olarak sizler görün ve onları İslam'ın çizgisinde bir pozitifliğe davet edin. Ve bunu ısrarla yapın. Çünkü, en başta, kesinlikle davete icabet etmeyi düşünmeyecekler. Nitekim onlar, acıdan ve hüzünden zevk almayı öğrenmiş kişiler. Ancak zevk alsalar dahi, bu duygu dünyası insanı zehirlemeye devam eder. Hayat stabilken çok sorun görülmez. Ancak ilk sarsıntıda...

Allah muhafaza...
 
Y Çevrimdışı

Yusuf Culeybib

Offline
İslam-TR Üyesi
Canım çok sıkkın, foruma girip kafa dağıtayım dedim. Bu konuyu görünce çok üzüldüm. Uyanık olmak lazım. Ciddi düşündüğünüz kişinin e devletine girin. Soyuna sopuna, nufusuna, e nabizina girin bakın. Kanmayın, kandirilmayin.. evlilik oncesi süslü sozlere, güzel hediyelere tav olmayın.
 
Üst