Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Imam Ebu Hanifenin Münazarayi Başladığı Anda Münazarayı Güzel Bitirmesi

H Çevrimdışı

Hanefi mezhebi

Üye
İslam-TR Üyesi
İmam Ebu Hanifenin, (Cemaatle namaz kılarken, imama uyanlar, Fatiha ve zamm-ı sure okumaz) dediğini duyanlardan on kişi, Ebu Hanifenin huzuruna gelip derler ki:
– İmamın okumasını yeterli görüp, cemaate Kur’an okutmadığını işittik. Halbuki, Fatihasız namaz olmaz. Elimizde bunu isbat eden kuvvetli deliller vardır. Hakkın ortaya çıkması için tartışmaya geldik.
Ebu Hanife der ki:
-Ben bir kişi, siz on kişisiniz, hepinizle aynı anda nasıl tartışayım ?
– Nasıl tartışmak istiyorsunuz?
– İçinizden en bilgili, âlim olanı seçin, onunla konuşayım. O, kendi ile birlikte hepinizin adına konuşsun.
– Teklifiniz uygun…
– O beni yenerse, hepiniz beni yenmiş olacaksınız, ben onu yenersem, hepiniz yenilmiş olacaksınız. Kabul mü?
– Peki kabul ettik.
– Tartışmayı ben kazandım.
– Nasıl olur, daha başlamadık bile…
– Siz, seçtiğiniz âlimin hepinizin adına konuşmasını kabul etmediniz mi?
– Evet…
– Ben de, sizin kabul ettiğinizi kabul ediyor, aynı şeyi söylüyorum. Herkesin tabi olduğu imam, kendi adına ve ona uyup, imam kabul edenler adına Kur’an-ı kerim okur, cemaat okumaz. Anlaşamadığımız bir nokta kaldı mı?
İmamin yanina tartışmaya gelenler Evet anlaştık dediler
 
H Çevrimdışı

Hanefi mezhebi

Üye
İslam-TR Üyesi
Yûsuf ibn Hâlid es-Simtî şöyle der: Bir gün İmâm-ı A‘zam’la bir bahçeye çıktık, tekrar yerimize dönerken İbn Ebû Leylâya rastladık. İbn Ebû Leylâ katır üzerinde idi. İmâm-ı A‘zam’a selâm verdi. Birlikte giderlerken bir kısım kadına rastladılar. O kadınlar şarkı söylerken o ikisini görünce sustular. Ebu Hanife, o kadinlara iyi yaptınız, dedi. İbn Ebû Leylâ fırsat arıyordu. İmâm’ın şâhidliğini düşürmek için bir mes’eleye şâhid olmasını istedi. Ebu Hanife şâhidlik ettiğinde İbni Ebû Leylâ, sen şarkı söyleyenlere iyi yaptınız dedin, diyerek şâhidliğini kabûl etmedi. Ebu Hanife, şarkı okurlarken mi yoksa sustuklarında mı dedim-dedi. İbn Ebû Leylâ, sustuklarında, dedi. İmâm, iyi yaptınız dediğim susmalarınaydı yoksa şarkı söylemelerine değildi, dedi. İbn Ebû Leylâ, İmâm’dan bu sözleri duyunca şâhidliğini tasdîkleyip “ve lâ-yuhikku’l-mekru’s-seyyi’ü illâ bi-ehlihî(Kötü tuzak ancak sâhibine dolanır”) âyetini okudu. Ve İbn Ebû Leylâ, Ebu Hanifeden çok korktu. Bundan sonra ne zaman İbn Ebû Leylâ’nın bir müşkülü olsa gizlice birini Ebu Hanifeye gönderip sorduğu soruya ancak güzellikle İmam Ebu Hanife cevâb verebilirdi.
 
H Çevrimdışı

Hanefi mezhebi

Üye
İslam-TR Üyesi
Harici mezhebinden olan Dahhak b. Kays Küfe’ye gelince İmam Ebu Hanife’ye (r.a.) uğrar ve Ondan tövbe etmesini ister.İmam Ebu Hanife neden tövbe etmesi gerektiğini sorar. Dahhak:
– Hz. Ali(r.a) ile Hz. Muaviyenin (ra) sulh için meseleyi hakemlere havale etmelerini caiz gören görüşünden tövbe et.
– Beni öldürecek misin yoksa benimle münazara mı edeceksin?
– Münazara edeceğim.
– Münazara ettiğimiz konuda bir meselede ihtilaf edersek, aramızda kim hakem olacak?
– Dilediğin birisini hakem tayin et.
Bunun üzerine Ebu Hanife (r.a.) Dahhak’ın adamlarından birisine: “Şöyle otur. Tartıştığımız konuda eğer ihtilaf edersek aramızda hakemlik yapacaksın” dedi. Sonra da Dahhak’a dönerek: “Bu kişinin aramızda hakem olmasına razı mısın?” diye sordu. Dahhak: “Evet.” cevabını verince; Ebu Hanife: “İşte sen de hakem tayin etmeyi kabul ettin.” dedi. Diyecek söz bulamayan Dahhak derhal meclisten çıkıb gitti.(Takıyyuddin b. Abdilkadir et-Temimi, Tabakatu’s-Seniyye fi Teracmi’l-Hanefiyye, Daru’r-Rufai, Riyad, 1983, I, 151-2.)
 
H Çevrimdışı

Hanefi mezhebi

Üye
İslam-TR Üyesi
Arap asıllı olan mutaassıp alimler Ebu Hanife’yi (r.a.) arap olmamasından dolayı hakir görürdü. Hac vesilesi ile gittiği Mekke’de devrin alimleri onu meclislerine çağırıp, hangi millete mensup olduğunu sordular. Arap olmadığını söyleyince ilmi açıdan yetersiz olduğunu bu durumda Kur’an’ı anlayamayacağını ona ihsas ettiler: “Sen bu halinde Kur’an’ı zor okursun nerede kaldı Onu anlayıp ta içtihat edeceksin; Hele bir ayet oku da dinleyelim-dediler. Arap olduklarından dolayı kendilerini ilmi açıdan yeterli Ebu Hanife’yi de cehaletle itham eden heyete İmam Ebu Hanife şu ayeti kerimeyi okur: “Araplar/bedeviler inkar ve nifak bakımından daha ileri ve Allah’ın peygamberine indirdiği hükümlerin sırlarını tanımamaya daha yatkındırlar(Tevbe:97) Arap olmayı ilmi açıdan iftihar vesilesi gören grup, Kur’an’ı anlamamakla itham ettiği Ebu Hanife’nin (r.a.) 6000 küsür ayet arasından Arapları yeren ayeti seçip okuması karşısında önce bir sarsılır ardından da İmam Ebu Hanife hakkinda fikirlerini değiştirirler
 
H Çevrimdışı

Hanefi mezhebi

Üye
İslam-TR Üyesi
Birisi ölürken İmam Ebu Hanife’yi vasiyetini uygulamak üzere görevlendirir. O ise vasiyet meclisinde değildi. Mesele Küfe kadısı İbn Şübreme’ye intikal eder; Ebu Hanife konuyu kadıya anlatır; Adamın, ölürken kendisini vasi tayin ettiğine dair de şahid getirir. İbn Şübrüme Ebu Hanife’ye: “Şahidlerinin gerçekten hadiseye şahid olduklarına yemin eder misin?” diye sorar. Ebu Hanife:
– Bana yemin gerekmez. Çünkü orada değildim.
– Ey Ebu Hanife! Kriterlerin şaştı.
– Peki sana şunu sorayım: Başı yarılan, iki kişinin de başının yarıldığına dair kendisine şahidlik ettiği bir amâ hakkında ne dersin? Amâdan şahidlerinin gerçekten olayı gördüklerine dair yemin etmesi istenir mi?
Bu açıklama karşısında söyleyecek cevap bulamayan İbn Şübrüme vasiyeti kabul edip onaylar
 
Ahadun Ahad Çevrimdışı

Ahadun Ahad

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Yûsuf ibn Hâlid es-Simtî şöyle der: Bir gün İmâm-ı A‘zam’la bir bahçeye çıktık, tekrar yerimize dönerken İbn Ebû Leylâya rastladık. İbn Ebû Leylâ katır üzerinde idi. İmâm-ı A‘zam’a selâm verdi. Birlikte giderlerken bir kısım kadına rastladılar. O kadınlar şarkı söylerken o ikisini görünce sustular. Ebu Hanife, o kadinlara iyi yaptınız, dedi. İbn Ebû Leylâ fırsat arıyordu. İmâm’ın şâhidliğini düşürmek için bir mes’eleye şâhid olmasını istedi. Ebu Hanife şâhidlik ettiğinde İbni Ebû Leylâ, sen şarkı söyleyenlere iyi yaptınız dedin, diyerek şâhidliğini kabûl etmedi. Ebu Hanife, şarkı okurlarken mi yoksa sustuklarında mı dedim-dedi. İbn Ebû Leylâ, sustuklarında, dedi. İmâm, iyi yaptınız dediğim susmalarınaydı yoksa şarkı söylemelerine değildi, dedi. İbn Ebû Leylâ, İmâm’dan bu sözleri duyunca şâhidliğini tasdîkleyip “ve lâ-yuhikku’l-mekru’s-seyyi’ü illâ bi-ehlihî(Kötü tuzak ancak sâhibine dolanır”) âyetini okudu. Ve İbn Ebû Leylâ, Ebu Hanifeden çok korktu. Bundan sonra ne zaman İbn Ebû Leylâ’nın bir müşkülü olsa gizlice birini Ebu Hanifeye gönderip sorduğu soruya ancak güzellikle İmam Ebu Hanife cevâb verebilirdi.


bu anlattığının kaynağını verir misin?

ibn ebu leyla da büyük bi alimdi.
 
Ahadun Ahad Çevrimdışı

Ahadun Ahad

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ibn ebu leyla tabiin neslinin zahidleriden ve büyük bir alimdir. bu anlattığın olayda osmanlı döneminde bitane adamın kitabında geçen menkıbe tarzı uydurma bir olay.

yok efendim ibn ebu leyla fırsat kolluyormusş da hatasını arıyormuş gibi saçma sapan şeyleri uydurarak neden büyük alimleri zan altında bırakıyorsunuz?
 
H Çevrimdışı

Hanefi mezhebi

Üye
İslam-TR Üyesi
Alimlerin arasında bazan anlaşılmazlıklar ola bilir.Onların da sonuçta nefisleri var ,masum değiller. Bu yorumun haklılığını kavramak için Ahmed İbnu Hanbelin şu sözünü kaydetmede fayda var. Der ki: Biz ehl-i reyi(yani hanefileri), onlar da bizi durmadan lânetlerdik. Bu hal Şâfiî'nin gelmesine kadar devam etti. O gelince aramızı bulup bizi kaynaştırdı.(bk. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, 1/193-194) İmam İbni Ebu Leyla zaten sonunda zor meselelerini ona sordurub cevaplarini alıyor.Bundan sonra zor meseleleri ona sordurup cevap aldırması İmam İbn Ebu Leylanın ondan memnun olduğunu gösteriyor
 
Son düzenleme:
Üst Ana Sayfa Alt