Hakan Cahit Çiftçi
SURİYE IRAK VE İMTİHANSIZ İMANLARIMIZ
Siz hiç sınandınız mı, denendiniz mi, ağır imtihanlara uğradınız mı Allah yolunda?
Örneğin; ben hiç katmerli tarafından sınanıp denenmedim, bir tokat dahi yemedim bu yolda. En fazla şeytan ve dostlarından, vuku bulmayacak şayeler ve tehdid i sağir’ler değdi kulağıma, es geçtim.
Siz hiç ateş dolu hendeklere atıldınız mı Allah’ınızın aşkı için? güçlü bir düşman ordusuyla koca bir deniz arasında sıkıştınız mı ve her şeye rağmen hasbiyallahu ve niğmel vekil dediniz mi? Veya şehir halkının sizin için yaktığı devasa ateşe atılmayı beklediniz mi mancınığın içinde sabırla ona (c.c) Halil olma şerefi için?
Bu yolda taşlandınız mı yeni yetmeler tarafından, namaz kılarken deve işkembesi kondu mu ensenizin ortasına, dişiniz kırılmadı mı, miğferinizin çivisi batmadı mı yanağınıza hiç?
Siz sıkıntı ve zorluklara dayanamayıp başınızdaki peygamberle birlikte Allah’ın yardımı ne zaman diye figan ettiniz mi hiç?
Başınız dışarıda kalacak şekilde toprağa gömülüp testereyle ikiye ayrıldı mı kafatasınız. Yada demir taraklarla etleriniz kemiklerinizden ayrıldı mı bu yolda? Hani, Resul (sav) bunları anlatıyordu, kendisine bizim için Allah’a dua etmeyecek misin diye gelen Habbab, Yasir ve Bilal’e. Ve ekliyordu onlar yinede dinlerinden dönmediler, lakin siz acele ediyorsunuz.
Bu misaller içinde ulu l azm peygamberler ve sahabeler var gibi yersiz bahanelere kaptırabilir şeytan sizi.
Ama inanın ne siz nede ben bir Suriyeli çocuk kadar denenmedik bu yolda. Bir Irak’lı kadın kadar cefa çekmedik bu din uğruna!
Daha birkaç sene önce Esed’in köpekleri bir müslüman’ı toprağa gömüp ona Esed ilahtır,Esed tanrıdır dedirtmeye çalışırken bir yandan da onun nefes yollarına kürekle toprak atıyorlar o ise dininden Allah’ından kitabından dönmüyor habire kelime i şehadet getiriyordu.
Bizim imanımız imtihan görmedi henüz !
Mesela: kimse bizim ailemizi,çocuklarımızı,amcamızı,dayımızı,babamızı,abimizi,annemizi,yengemizi çırılçıplak soyup hep beraber bir odaya tıkmadı Esed ve ABD itleri gibi.
Biliyormusunuz ben cenneti hak etmiyorum şu halde. Çünkü ; yanakları kaybolmuş dulukları açlıktan içine geçmiş , ölmemek için, sokakta yakaladığı köpeğin memelerine iştahla yapışan Halepli bir çocuk kadar cefa çekmedim bu yolda.
Size kadim alimlerin haberleri gelmiyor mu , onlar başlarına uzun müddet bir bela ve musibet gelmezse yoldan saptıkları zehabına kapılıp telaşa düşerlermiş.
Bizde denenmeye namzet iman bile yok be kardeşim.
Çünkü ; bizim Ebu Garip hapishanesinde ne eşimiz ne anamız ne kızımız kaldı namahrem eli değmiş, ve gelin ey ümmetin erkekleri gelin ve bizimle birlikte havaya uçurun bu hapishaneyi yeter ki gün yüzü görmesin şu çığlıklarımız diyen mısralara hemdem olmadık, yarım yamalak mektuplarla.
Biz en fazla tek çeşit yemekle deneniriz sofrada veya ağır bir griple yada evladımızın kırık notlarıyla karne günü.
Biliyormusunuz ben hiç denenmedim bu yolda !
Mesela ; Amerikan conileri ben ve oğlumun başına çuval geçirip bizim ölüm korkusundan titreyişimizi seyretmedi kahkahalarla.
"Ey insanlar! Düşmanla
karşılaşmayı arzulamayın! Allah'tan sıhhat, sağlık ve afiyet talep edin. Ama düşmanınızla karşılaştığınız vakit ise sabredin. Bilin ki
cennet kılıçların gölgesi altındadır Diyordu Resul (sav) bir savaştan önce .
Evet bizde arzulamadık savaşı. Hatta ölümü, işkenceyi, kötü sözü vedahi bu yolda bir küçük tokadı. Öyle ki sıcak ve yumuşacık döşeklerimizde kelime i şehadet eşliğinde uçmak istedik cennet i ala ya. Biz zora talip olmadık ki zorluk gelsin başımıza. Biz ancak Celaleddin Rumi’nin Aşka uçma kasideleriyle name yaptık sağda solda çıkmamış kanatlarımızla.
Biz daha denenmedik, bir doğu Türkistanlı Müslüman gibi; iki çocuğumuz ve eşimizin asılmış cesetlerini görmedik bir izbede.
Biz Ankebut suresinin baş kısmında geçen ; iman ettik demekle sınanıp denenmeden kurtulacağını sanan zavallılarız.
Yada Bakara 244 de olduğu gibi ; onlardan öncekilerin başlarına gelenlerin kendi başlarına gelmeden cennete gideceklerini uman acaibul garaib kullarız.
Ne malıyla ne canıyla ne zamanıyla ne ilmiyle cenneti satın almaya yeltenmeyen beleş cennet yolcularıyız.
Ama kupkuru topraktan rahmetiyle nice bağlar ve bahçeler çıkaran Allah nasıl ki müşrik bir topluluktan sahabe nesli inşaa ettiyse , bizim yarım yamalak imanlarımızı ihya edip öncüler,sıddıklar ve şehitler çıkaracaktır inşallah.