Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü İngiliz Casusunun İtirafları Kitabı Gerçek mi?

Ebu Tevhid Çevrimdışı

Ebu Tevhid

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
İngiliz Casusunun İtirafları Kitabı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir
??
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bir İngiliz Casusunun itirafları diye piyasada dolaşan kitabın aslı Farsça olmasından bir şeyler uyanmanız gerekir.
Bu kitap Hakikat Kitabevi’nin yayınları arasında bulunmakta olup, M.Sıddık Gümüş (Hüseyin Hilmi Işık) tarafından tercüme ettiği iddia edilmektedir. Bu yayınevi tevhid ehli Müslümanları kendisine düşman edinmiş ve bu davetin öncülerine iftira atacak derecede bu işi ileri götürmüştür.
Kitabda bahsedilen Hampher isimli şahıs tamamen hayali ve uydurma bir şahıstır.
Bu kitab Şii molla Ayetullah el-Uzma Muhammed Şirazi tarafından 'uydurulduğu' da açıklandı.

zOkf06-x.jpg

Kitabın temel iddiası şudur: “1713 yılında Hampher isimli İngiliz casusu Basra’ya gelmiş, orada Muhammed bin Abdulvahhab ile temasa geçmiş, O’nu yönlendirerek Vahhabilik akımının kurulmasını sağlamış gibi iddialarla dolu olup, dolayısıyla Vahhabilik düşüncesi bir İngiliz ajanının tertibidir” anlamını ihtiva etmektedir.

Biz bu kitabı incelerken tarihi çelişkiler, akli çelişkiler ve aynı zamanda nakli, Kur'an ve sünnet açısından da çelişkileri oldukça fazladır.


"İngiliz Casusunun İtirafları" İsimli Kitabın İçeriğinden Bazı Yalanlar
Bu kitabın miladi 20. asırdan önce yazılmış olamayacağına ve tarihle uyuşmayan yalanlarla dolu olduğuna bir kaç örnek verebiliriz:
Ajan Hempher "Rasputin" isminde bir oğlundan bahseder. Oysa tarih sahnesinde bu isim ilk defa çarlık Rusya'sında 1869-1916 miladi yıllarında yaşamış, mistik şarlatanlık yapıp çarın oğlunu tedavi edip güya şifa bulmasını sağlayıp sarayda kendine yer edinmiş ve bir çok gayri ahlaki olaylarda ismi geçmiş bir zavallıya aittir ve “ahlaksız“ anlamına gelir.
Zavallı diyorum, zira zamanı dolduğunda defteri dürülüp, vurulup, buzlu Volga nehrine atılmıştır. Ajan Hempher'in yaşadığı dönemi, Muhammed bin AbdulVahhab'ın doğumundan ölümüne kadar ki zaman dilimini baz alırsak (1703-1791 seneleridir) "Rasputin" denen adam neredeyse bir buçuk asır sonra tarih sahnesindedir. Öte yandan hiçbir insan kafir olsun müşrik olsun fark etmez oğluna "ahlaksız" manasına gelen bir isim koymaz.
Bu da casus kitabının yazarı Mueyyidi'nin tarih bilgisinden ve genel kültürden ne derece yoksun bir yalancı ve aynı Rasputin gibi bir zavallı olduğunu göstermektedir. İstanbul'daki mütercimlerimiz de onun mislidirler.

Başka bir yalan:
Kitabın başka bir yerinde ajan Hempher Osmanlı için "Hasta Adam" tabirini kullanmaktadır. Oysa Osmanlı'yı böyle bir isimle anmak 1700'lü yılların ortasında kesinlikle bilinmemekte ve kullanılmamaktaydı.
Rus çar I. Nikola 1852'de ingiliz büyükelçisine: (Osmanlı'yı kasdederek): "Kollarımızda hasta bir adam var…" demiş ve bu lakab Avrupa'da meşhur olup kullanılmaya başlanmıştır.

Türkçe tercümesinin önsözünden bir yalan:
M.Sıddık Gümüş kitabın önsözünde "Müstemlekeler Nezâreti" (ing. Minister of Colonies, mezkur kitabın ingilizce tercümesinden) 1713'te ajan Hempher'i Arabistan'a yolladığını ve onun da Basra'da Muhammed bin AbdulVahhab'ı 14 yaşında "avladığını" yazar. Öncelikle miladi 1713'te Muhammed bin AbdulVahhab 9-10 yaşlarındadır ve 1722 senesinden evvel hiç Necid mıntıkasından dışarıya çıkmamıştır. Dolayısıyla Hempher onu 1713'te Basra'da "avlamış" olamaz, burada avlanmış olan olsa olsa önsözün yazarıdır.
İlaveten Mustemlekeler Nezâreti (ing. Minister of Colonies) 1801 senesinden sonra icraatlarına başlamış ve 1884 yılından sonra bu isim altında anılmaya başlanmıştır. Yani Hempher'in güya yaşadığı 1700'lü yıllarda böyle bir bakanlık (eski dildeki "nezâretin" günümüzdeki karşılığıdır) daha kurulmamıştır. Zira İngiltere'nin sömürgecilik tarihi 1875 yıllarından sonra başlamış ve 1700'lü yıllarda dünya çapında daha pek rol oynayamamıştır.
Maalesef casus kitabı yazarımız ve mütercimlerimiz "tarihe ve doğruluğa sadık kalma" dağıtılırken pek nasibini alamamışlardır.
Bu zikrettiğimiz örnekler her ne kadar tüm kitabın uydurma olduğunu düşünsek te bizim gözümüze ilk etapta çarpan yalanlardır. Acaba gözümüzden kaçan böyle bariz daha kaç tane yalan bu kitabda vardır?
Aslında verdiğimiz örnekler bir bardak temiz suya atılan bir kaç damla kanın tüm suyu necis ettiği gibi kitabın kirliliği için yeterlidir.

İngiliz Ajanının İsmi "Hempher" veya "Hampher" mi?
M.Sıddık Gümüş tarafından tercüme edilen kitabda ajanın ismi "Hempher" olarak geçer. Nehir Yayınları tarafından yayınlanan tercümede ise ajanın ismini "Hampher" olarak görürsünüz. Batıda isim yazılış şekillerinin belli olduğu ve tercümelerdeki bu değişikliğin sebebini mutercimlere sormak isterdik ama konuyu uzatmama adına Hempher veya Hampher iki yazılış şeklini de baz alıyoruz ve ajan bahsini kapatıyoruz:
Batıda yaşayan müslümanlar bilirler, Avrupa'da soy isim kullanılmaya ortaçağlarda başlandığı ve doğal olarak aileler çoğaldığı için soy isim olarak kullanılan isimlerden binlerce, hatta yüzbinlerce vardır. Mesela Almanya'da "Schmidt" soyisminde muhtemelen yüzbinlerce insan vardır. "Schneider", ve "Meier" soyisimleri de çok kullanılan isimler arasındadır. İngiltere'de de durum farklı değildir, mesela "Miller" veya "Cooper" isminde binlerce insan vardır.
Ajan Hempher veya Hampher soy ismi her ne kadar kulağa ingilizce gibi gelse de Londra gibi 7,5 milyon nüfusa sahib bir şehrin telefon rehberine bu soy isimde olan kaç kişi olduğunu tahmin edersiniz? Hiç kimse yok, bir kişi bile yok, nette Londra'nın telefon rehberini bulabilirsiniz ve kendiniz bakabilirsiniz.
Her iki yazılış şekliyle arayın. Hempher yazın veya Hampher yazın farketmez. Hatta İngiltere'nin daha başka büyük şehirlerine bakın, (mesela Birmingham veya Liverpool gibi) bu isimde bir insan bulamazsınız.
Hani casusun Rasputin isminde güya oğlu vardı? Emin olun 250-300 sene içinde bu isim altında sözde ajanın soyundan gelen veya en azından isim benzerliği olan binlerce insan olması gerekirdi.
Bir örnek vereyim: Bu çalışmamın nette eski bir versiyonunda "inticab etmesidir" yazmışım. Ama niyetim "intisab etmesidir" yazmaktı. Kendi kendime, acaba icabet kelimesinden türemiş başka bir kelimeyi mi kasdettim demiştim.
Sözlüklere baktım, inticab diye bir kelime Arabca da ve Türkçede yoktu, her ne kadar kulağa Arabca veya eski Türkçe gibi bir kelime gelse de. Daha sonra ben-Allah beni bu maskaralıklara düşmekten korusun- "Ahmed bin İnticab" diye bir isim uyduruyorum. Bu adam 18. yüzyılda yaşamış, Osmanlı topraklarında ajanlık yapmış bir Arab casusudur diyor ve masalımı yazıyorum. Bu ajan hikayesi de böyle bir şey.

Mueyyidi o kadar cahil bir insan ki, bir ingiliz ismi bile bulamamış ajan kahramanına. Pardon Doktor Mueyyidi olacaktı. Bir insan bu kadar yalan ve iftira nasıl yazabilir diye düşünüyorum. Bu insanlar müslümanları bu kadar kandırırken Allah'tan korkmuyorlar mı?
Burada kafirleri kayırmak gibi bir niyetimiz yok, ancak Muhammed bin AbdulVahhab'ın selefi davetinden -ki bu davet İslam'ın aslıdır- ayırmak için müslümanlara bu kadar yalan söylemenin kimsenin hakkının olmadığına inanıyoruz.
Demek ki bazı insanlar bu davetten oldukça rahatsız, neden acaba? Acaba diyorum, bu davetin semeresinin neticesinde müslüman mahallesinde salyangoz satmak mümkün olmayacak ta ondan mı? (Ebu Umeyr bin Muhammed et-Turki)



Bir İngiliz Casusunun İtirafları Kitabına REDDİYE
(indir)
 

Ekli dosyalar

  • BİR İNGİLİZ CASUSUNUN İTİRAFLARI KİTABINA -REDDİYE-.pdf
    654.8 KB · Görüntüleme: 481
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
AbdulFettah Çevrimdışı

AbdulFettah

94.7 - Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.
İslam-TR Üyesi
Hakikat yayin evinin kitaplarindan uzak durunuz, üniversite ilk yillarinda kyk yurtdunda bu kitaplardan vardı inceleme fırsatı bulmuştum, bazi kitaplari ilk sayfalarında tevhidi anlatiyor gibi görünsede içerisinde birçok şirk hurafe alimden evliyadan ölüden diriden medet rabıta gibi birçok sapik inançları içerir. Elhamdülillah Allah yardım ettide bu sapık inançlara kapılmadim. İngiliz casusları kitabi ise kendileri gibi düşünmeyen ehli sünnet müslümanı vehhabilikle suçlama girişimidir. Kitabi okudugunuzda bu düşünce kafaniza yerleştirilir sahih ehli sunnet akidesine düşmanlığınız artar, Asıl bu kitap İngiliz casusudur. İngilizlerin Mısır'da ve Arap diyarlarinda casusluk yaptıkları doğrudur fakat bu casusluk Trablusgarp savaşlarından sonra etkili olmuştur, zaten Osmanlı'dan kopan/koparilan en son millet Araplardır. Trablusgarp savaşında bile italyanlar, Araplar ve Türklerden beklenmedik bir direniş görmüşlerdir bu da Arap halkının henüz osmanlidan kopmadiklarinin halifeye bağlı olduklarının kanıtıdır.
 
Son düzenleme:
Üst Ana Sayfa Alt