Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale İnnâ Lillâhi ve innâ İleyhi Râciûn

Necati Koçkesen Çevrimdışı

Necati Koçkesen

İyi Bilinen Üye
İslam-tr Yazar
İnnâ Lillâhi ve innâ İleyhi Râciûn

Bu sözü müslümanlar bir musîbetle karşılaştıklarında veya bir ölüm haberi duyduklarında söylerler.
Şu anda öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, emin olun islâmın ilk dönemindeki Mekke döneminden daha bir zor durumdayız. Mekke döneminde hiç değilse saflar belli idi. Kim mü'min, kim müşrik biliniyordu. Mü'minler tebliğ yaparken nasıl ve kime tebliğ yapacaklarını biliyorlar, işkencelere tâbî tutulduklarında ise niçin işkence çektiklerini biliyorlar ve sabrediyorlardı. Buna karşı müşrikler de neyi inkar ettiklerini biliyorlardı.

Halbuki günümüzde öyle mi? Sözde müslümanların içinde yaşıyoruz. Bu müslümanların islama karşı bilinçsiz, câhilî bir saygısı var. Mesela kıbleye karşı ayak uzatmaz ama namaz kılmaz, kitabın kendisine saygı gösterir, belden aşağı tutmaz, eline aldığında veya kitabı yerine koyarken üç defa öpüp alnına değdirir ama o kitabı okumasını bilmez. İçindeki bir çok hükme isyan eder. Câmilerde mukabele okumayı hiç kaçırmaz ama mesela mukabelede fâiz ile ilgili âyetleri okuduğu halde ev veya araba almak istediğinde fâizli krediler çekmek için hemen bankalara koşarlar. İçkiyi su gibi içer ama domuz etini yiyenleri kâfir gibi görür. Beş vakit namazını kılanlar, hattâ beş vakit namazın dışında işrak, duha, evvâbîn, teheccüt namazlarını da kaçırmayanlar var ama bunlar namaz kılmasını bilmezler. Onlara namazın farzlarını, vâciplerini, sünnetlerini, namazı bozan şeyleri, sehiv secdesinin hangi hallerde yapılacağını sor hiç bir şey bilmezler. Kıraat diye hiç bir şey yok. Besmeleyi çekmesini bile bilmez. Hele bir fâtihâyı okut gülmekten kırılırsın. Ama bunlar namaz kılarlar. Daha doğrusu namaz kıldıklarını zannediyorlar. Beş vakit namazını kılan ama bir saat milli piyango bileti kuyruğunda bekleyenler var. Üstelik milli piyango biletini besmele ile çekerler. Kimdir bunlar? Anamızdır, babamızdır, amcamızdır, dayımızdır, halamızdır, teyzemizdir, kardeşimizdir, komşularımızdır. İşin acı tarafı bunlara hiç bir şeyi de anlatamıyorsunuz. Anne, baba, kardeşim, sizin kıldığınız namaz olmuyor, bakın şunları şunları düzeltmeniz, şöyle şöyle yapmanız gerekir, dediğinizde cevap hazırdır. "Biz böyle öğrendik, sen kıl da nasıl kılarsan kıl, Allah kabul eder", derler.

Akâid mi? Akâidden tek kelime bilmezler. Kelimei tevhidi söyler ama amca bunu demekle ne dedin? desen cevap veremez. Geçenlerde İstanbul'da bir TV muhâbiri halk ile röpörtaj yapıyordu. Onlara sorduğu soru: Tâgut nedir, kimdir biliyor musunuz? sorusu idi. Kimisi, bilmiyorum, ilk defa duyuyorum, diyor, kimisi de tâgutu tavuk diye anlıyordu. Bir zaman gömlekçi bir arkadaşın dükkanında oturuyordum. Yaşlı bir adam geldi. Adam hacca gitmiş, beş vakit namazını da kılıyormuş. Gömlekçi arkadaş demokrasi ve lâiklik nedir onu anlatıp partilerden, partilerin misyonlarından bahsederken adam ne dedi biliyor musunuz? "Ben dînimden dönerim, partimden dönmem" dedi. Yine beş vakit namazını kılan birisinin: "Ben Atatürk'ü peygamber ile Allah'ın arasına koyarım" dediğini kulaklarım bizzat işitti. Yâni adam Mustafa Kemal'i Allah'tan aşağı ama peygamberden üstün görüyor. Eğer sorarsanız bunlar da müslüman. Peki müslümanlar mı? Eğer islam akâidine vurursan vallâhi hayır. Sözlerinde, fiillerinde bir sürü küfür veya şirk var.

Nice namaz kılanların; "ben müslümanım ama şerîata karşıyım, şerîat gelsin de bu devirde kafa kol mu kessin?" dediğini, fâizden, fâizin haram olduğundan bahsettiğiniz zaman, "fâiz neden haram olsun canıım, banka benim paramı çalıştırıyor bana da kârından veriyor, hem fâiz çağın gereğidir, fâizsiz olmaaz" dediğini çok duyduk.

Bırakın avamı, Allah rızası için câmi imamlarını akâidden bir imtihandan geçirin, çoğunun Allah'ı ve Allah'ın sıfatlarını doğru dürüst tanımadıklarını görürsünüz. Bir zaman bir imama, sen de göreve başlarken "Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma, anayasaya sadâkattan ayrılmayacağıma" diye yemin ettin mi? diye sorduğumda, "evet, ettim" demişti. Ona, peki şimdi senin durumun ne oluyor? diye sorduğumda ne dedi biliyor musunuz? "Ben ordan ayrılsam benim maaşımı sen verecek misin? Vallahi ben geçimim için Atatürk'ün ilke ve devrimleri üzerine de yemin ederim, anayasaya sadâkattan ayrılmayacağıma da yemin ederim" dedi. Bizler böyle imamların arkasında namaz kılınmaz dediğimizde de hemen birileri, "peki çâresi nedir, onu da söyle" diyorlar. Sanki namaz sâdece böyle imamların arkasında kılınır mış gibi. Îmânı sahih olan bir iki kişi bul onlarla cemaat hâlinde namazını kıl. Bu da mı yok, evinde geç öne âilenle cemaat hâlinde kıl. Bu da mı yok, yalnız kıl. Namaz her hâlükarda kılınır. İnsanlar partilerine ve tarîkatlarına dinlerinden daha fazla bağlanmışlar. Parti liderlerine ve şeyhlerine Allah'a ve peygambere îman etmekten daha kuvvetli bir îman ile bağlanmışlar. Lideri, şeyhi bin defa küfür söz söylese yine de onu bırakmıyor. İşte bizim islâmı anlatmada en çok zorlandığımız, en çok karşı saldırılara uğradığımız böyle insanlar. Yâni kendilerinin müslüman olduğunu zanneden insanlar.

Geçenlerde bana bir bayan soru sormuştu. Sorusunda diyordu ki: "Hocam kocamla ufacık bir tartışma yaptığımızda kocam hep 'senin Allah'ını kitabını ..." veya "senin dînini îmânını ....." diyerek küfrediyor. Hocam bizim durumumuz nedir?" diye soruyordu.
Ben de ona siz hâlâ evli misiniz? Evliliğinizi sürdürüyor musunuz? diye sorduğumda, "evet hocam, evliliğimiz devam ediyor" demişti. Ben yine ona, "kocan ilk Allah'a veya kitaba küfrettiğinde küfre girmiş. Senin onu uyarıp tevbe etmesini ve imânı ile nikahını tâzelemesi gerektiğini söylemen gerekirdi. Eğer tevbe edip tekrar îmana dönmezse derhal ondan ayrılman gerekirdi. Çünkü Allah kitabında mü'min bir kadının kâfir bir erkekle evlenmesini haram kılmıştır" dediğimde, "ama hocam çocuklarım var, yuvamı yıkamam" diyordu. Düşünün, bu kadın da kendisini müslüman zannediyor. Yuvasını yıkmayı göze alamıyor ama Allah'ın kitabındaki hükmü hiçe saymayı, kocasının Allah'a kitaba küfretmesini göze alabiliyor.

Evet, maalesef içinde yaşadığımız toplumun durumu bu. Ve bunlar kendilerine göre iyi müslüman bizler ise aşırıcı, radikal veya tekfirciyiz. İyi de biz kendi kafamızda küfür uydurup birilerini küfürle ithâm etmiyoruz ki. Allah kitabında kimlere kâfir demişse, sünnete göre kim kâfirse, ehli sünnet ulemâ kimlere kâfir demişse onlara kâfir diyoruz. Bunu söylerken amacımız onların küfre girmelerinden zevk alıp onları cehenneme göndermek değildir. Amacımız onlar durumlarını bilsinler de tevbe edip îmanlarını kurtarsınlar diyedir. Yani yaptığımız şey yine onların iyiliği içindir. Fakat çok zorlanıyoruz çook.

İşte böyle bir müsîbetten dolayı İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn diyoruz.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
MaşeAllah hocam , Rabb'im radı olsun, emeğinize sağlık gerçekten çok değerli ve bilgilendirici bir paylaşım olmuş.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt