Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü İslam Dininde Meşru, Sünnet veya Mustehab Olan Bir Amel Ne Zaman Bidate Dönüşür?

Sayfullah at-Turki Çevrimdışı

Sayfullah at-Turki

حَسْبُنَا ٱللَّهُ وَنِعْمَ ٱلْوَكِيل
İslam-TR Üyesi
Es selamu aleykum hocam,

mübah, sünnet veya müstehap olan bir amel ne zaman bidate dönüşür. Örnek vermek istiyorum, müslüman kardesimizle musafaha yapıp onun için dua etmek mustehaptir, her namaz sonrası musafaha yapıp Allah kabul etsin demek neden bidat oluyor, namazdan sonra bunu yaparken genel olarak islamda mustehap olduğundan yapıyor özellikle namaz sonrasında sünnet, daha iyi veya mustehap kabul etmeden yapıyorsa niyetine göre bu meşru olan bir amel olabilir mi ve bunun adet haline gelmesi de müstehap olan bir şeyin adet haline gelmesi demek ki bu da bidat yerine seriatta güzel kabul edilen bir adet olmaz mi?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullah kardeşim;

Musafaha normalde sünnet olan bir muameledir.

Berâ radıyallahu anh anlatıyor: Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
İki Müslüman karşılaşıp musafahada bulununca ayrılmalarından önce (küçük günahları) mutlaka affedilir.”
(Ebû Davud, Edeb, 153; Tirmizi, İsti’zân, 31)

Atâ el-Horasani anlatıyor: Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
Musafaha edin ki kalblerdeki kin gitsin. Hediyeleşin ki birbirinize sevgi doğsun ve aradaki düşmanlık bitsin.
(Muvatta, Husnu’l-Hulk, 16)


Sünnet olan bir amel / ibâdetin hakkında özel bir nas bildirilmemişse, devamlı işlenmesi durumunda o amelin bir şart olduğu intibaı meydana getirerek insanlarında farz gibi taklid etmesine, topyekün icra edilmesine sebeb olacağından tenzihen (küçük, hafif) de olda bid'at durumu söz konusu olacaktır. Sanki namazın bir parçaymış, namazın tamamlayıcısıymış gibi insanlarda bir algı oluşarak, Mescidin içinde her namazın sonunda, mushafalaşma buna misal gösterilebilir. Fakat musafahalaşma sünneti arasıra mescidde yapılması bid'at kapsamına girmez.
Musafahalaşma misalinde olduğu gibi aslen câiz veya mustehab, sunnet olan amellerin belli durumlarda periyodik olarak devamlı yapılması durumunda dinin bir emri gibi anlaşılıb insanlar tarafından kabul görüb tatbik edilmeye başladığı zaman bid'at halini alacaktır. Ayrıca musafaha hadisinde aslolan, ilk karşılaşma anında musafahalaşmaktır.



Namaz Sonunda Musafaha Yapmak !


İmam Nevevî, “el-Ezkâr” isimli eserinde musafaha konusunda şöyle diyor:
“Şunu bil ki her karşılaşmada musafaha yapmak mustehabdır. Halkın sabah ve ikindi namazlarından sonra âdet hâline getirdiği güzel musafahanın ise şeriatla ilgisi yoktur. Ancak bunun zararı da yoktur. Çünkü prensip olarak musafaha sünnettir. Ve halkın çoğu hallerde aşırı giderek bunu kusurlu halde yapmaları onu sünnet olmaktan çıkarmaz. (…)
Mubah olan bidatlerden birisi de sabah ve ikindi namazlarından sonra tokalaşmaktır.” (Muhammed İbn Allân, el-Futûhâtu’r-Rabbâniyye, V, 397-399.)


Hanefi ulemasından Aliyyu’l-Kâri, İmam Nevevî’nin bu görüşüne Reddiye:
“İmam Nevevî’nin bir nevi çelişki içinde bulunduğu aşikârdır. Çünkü halkın bazı vakitler işledikleri sünnete bid’at denilemeyeceği gibi, halkın bu sünneti sabah ve ikindi namazlarından sonra mustehab ve meşru olmayan şekliyle yapmalarına da sünnet denilemez. Çünkü meşru olan musafahanın zamanı, ilk karşılaşma zamanıdır. Bazen halk karşılaştıkları halde musafaha yapmadan uzun süre sohbet ve ilim müzakeresi yapıyorlar. Sonra namazı kılınca musafaha ediyorlar. Nerede sünnet, nerede bunların yaptıkları! Onun için bizim Hanefî ulemasından bazıları, İmam Nevevî’nin sözünü ettiği bid’atin mekruh ve mezmûm (kınanmış) bidatlerden olduğunu açıkça ifade etmişlerdir.” (Aliyyu’l-Kârî, Mirkâtu’l-Mefâtîh, IV, 74-575.)

Aynı konuda İbn Abidin şöyle diyor:
“Sadece namazlardan sonra musafahaya devam etmek, bazı cahillerin bunun sünnet olduğunu ve diğer zamanlarda yapılan musafahalardan daha faziletli olduğunu zannetmelerine yol açar. Oysa seleften hiçbir kimse bu vakitlerde musafaha etmemiştir. Binaenaleyh namazdan sonra musafaha her hâlûkârda mekruhtur ve Rafızîlerin sünnetlerindendir.” (İbn Abidin, Reddu’l-Muhtâr, V, 244.)




İlgili Konu:

Şeyh Makdisi : Bid'at Türlerinin Arasında Ayırım Yapmamak
https://www.islam-tr.org/konu/seyh-makdisi-bidat-turlerinin-arasinda-ayirim-yapmamak.9630/
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt