Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Tüm yaratılmışların dayanağı olan, mücahidlere yardım eden, tiranları ve kibirlileri aşağılayan Allah’a hamd olsun. Salat ve selam (kıyamet gününde) beyaz yüzlülerin ve beyaz ayaklıların lideri olan Peygamber Efendimiz Muhammed’e, onun ehline ve ashabına olsun.
“Çünkü Allah, (kötülükten) sakınanlar ve güzel amel edenlerle beraberdir.” (Nahl:128)
Muaz bin Cebel Allah Resulünün (sav) söyle dediğini rivayet etmiştir: “İşin (dinin) başı İslam’dır, direği namazdır ve zirvesi cihaddır.” Tırmizi’den nakledilmiştir.
Müslüman kardeşlerim ve cihad milleti;
Ramazan bayramı nedeni ile bu neşe ve bereket ile dolu olan günde size kutlamalarımı iletiyorum. Allahu Teâlâ orucunuzu, ibadetinizi, sadakanızı, dualarınızı, cihadınızı ve diğer güzel amellerinizi kabul etsin.
Müslüman kardeşlerim!
Cihad topraklarında ard arda gelen zaferlere ve başarılara şahit olduğumuz bu zamanda Allahu Teâla’nın bize bugünü bahşettiği için mutluyuz ve şükrediyoruz.
Elhamdülillah, askeri durum ülke düzeyindeki mücahidlerin lehine. Allah’ın yardımı ve mücahidlerin ve insanların benzersiz kurbanları ile istilanın örtüsü geniş bölgelerin üstünden geri çekildi. Düşmanların hayati merkezleri şehirlerde düzenlenen başarılı saldırılara uğradılar. İslam Emirliği’nin emri ve yönetimi nispeten güçlendi. Geçmişe kıyasen şimdi mücahidlerin safları daha iyi organize edilmiş, daha aktif ve birleştirilmiş bir halde.
Ancak maalesef düşmanlar alçak hedeflerine ulaşabilmek için ümmetin bilgisiz ve haberdar olmayan bazı oğullarını alet olarak kullanıyorlar. Kendileri savaş meydanından geri çekiliyorlar ve onları öne (savaşın ön safına) gönderiyorlar. Askerlere, polislere ve genel olarak tüm muhaliflere sesleniyorum; istilacıların hedefleri için kendi halkınıza karşı çıkıp kendi kendinizi helak etmeyin. İki dünyada da mutluluğu kazanabilmek için gelin ve kendi halkınızla, İslam Emirliği’nin mücahidleri ile yan yana ortak düşmana karşı cihad edin.
Din âlimlerini, kabilelerin büyüklerini ve sözü geçen herkesi bu haberdar olmayan ve düşman tarafından kullanılan gençleri ikna etmeleri için teşvik ediyorum. Ve anne babalara ve akrabalara sesleniyorum; çocuklarının hem bu dünyada hem gelecek dünyada zarara uğramamaları için önlem almaya çaba göstersinler.
İslam Emirliği’nin politikasına göre mücahidlerin düşmanın saflarından ayrılanlara karşı cana yakın davranmaları lazım. Onları sıcak karşılayın. Düşmanlara saldırmaya başlayıp ardından cihad saflarına katılan Afganların kahramanlığını takdir edin ve ödüllendirin.
Elhamdülillah, insanların mücahidlere olan güveni ve onlarla olan işbirliğinin derecesi gitgide yükseldi. Bu nedenle, mücahidlerin adına, sadık ve vatansever adamlarıma teşekkür ediyorum. Bu dürüst desteklerinden dolayı Allah’tan onlara başarı, refah ve iki dünyada da mutluluk nasip etmesini diliyorum.
Savaş meydanı ile paralel diğer sektörlere girişilerek İslam Emirliği’nin faaliyetleri ilerliyor. Eğitim, ekonomi, yargı ve adalet, davet ve rehberlik, kültürel faaliyetler, şehidler, özürlüler, NGO koordinasyonu ve yönetimi, tutukluların meselesi ve sivil kayıplar bölümünde çok büyük hizmetler sunuldu. Gösterdikleri çabaları için Allah’tan bu sektörlerin üstlerini ve emrindekilerini bol bol mükâfatlandırmasını diliyorum ve aynı anda saydığımız sektörlerde daha çok gelişme olmasını ve etkili faaliyetlerin gerçekleşmesini diliyorum. Bizim talimatımızla görevlerini yerine getiren siyasi ofisin çabalarından dolayı İslam Emirliği hem dünya hem de ülke içi düzeyinde siyasi bir görünüm kazandı. Bize karşı çıkan insanların çoğu şimdi geldiler ve İslam Emirliği’nin hakikatini kabul ettiler.
İslam Emirliği’nin siyasi ofisinin temsilcilerinin çabalarının neticesinde Amerika ile tutukluların takas edilmesi muhteşem bir başarıdır.
İstilacıların kurduğu yönetim tamamen başarısız oldu ve kendilerine destekçi olan ve yatırım yapan yerlilerin güvenlerini kaybetmiş dereceye vardı. Rüşvette, halkın toprağını ve malını gasp etmekte ve yağmalamakta bir numaralar!
Seçimler adı altında süren sahte işlemler Kâbil yönetimini ve batılı demokrasiyi itibarsızlığa sürüklediler. Aslında istilacılar ve ülke içindeki müttefikleri bu dediğimiz işlemin sayesinde Afganlara (somut) bir değişimin vuku bulduğunu göstermek istemişlerdi. Ama Afganlar onların hırslarını baştan fark etmişlerdi. Bunun yüzünden insanların çoğu seçimleri boykot ettiler. Şimdi hepsi geldi ve bu seçimin ve onların söylediklerinin sadece insanları kandırmak için atılan sloganlardan ibaret olduğunu ve insanların arasına ırk, dil ve coğrafya konusunda nefret ekmelerini istediklerini anladılar.
Hepimiz görüyoruz ki, Amerika’nın seçimler ismi altında sürdürdüğü oyunun gerçekte aynı geçmişte olduğu gibi, ayıklama olduğu ispatlandı. Böylede tahmin etmiştik. Güç istilacıların ellerinde. Ülke içindeki müttefikleri onların söylediklerine, kendi halkının ve ülkesinin çıkarlarını hesaba almadan, itaat etmek zorundalar.
Afganistan’da askerleri bulunan ve Afganistan’da siyasi etki veya askeri üs sağlamaya niyetli olan Avrupa ve Amerika devletlerine diyoruz ki, bırakın Afganları da temeli dinleri olan ve milli isteklerine göre bağımsız bir İslam devleti kursunlar. Onları devlet kurma haklarından mahrum ederseniz bu sadece bir zalimlik ve insan haklarına tecavüz olmaz ve üstelik son on üç senedir gördüğünüz aynı neticeler ile sonuçlanır. Tarihi bağımsızlık ve İslam için mücadeleler ile dolu olan Afgan halkı, yabancı elleriyle kurulmuş bir devleti kabul etmek istemediklerini belki anlamışsınızdır.
Bütün yabancı istilacıların Afganistan’dan çekildiğinde ve burada kutsal ve bağımsız İslam Devleti hâkim olunca Afganistan Savaşı’nın biteceğine inanıyoruz. Neyin adına olursa olsun belirli sayıda askerlerin varlığı işgalin devamı ve savaşın süreceği demektir. Çünkü kimse kendi toprağında işgalci kuvvetleri kabul edemez. Aynı anda, istilacılar ile güvenlik anlaşması imzalamayı düşünenlere de, işgalin uzamasına ve savaşa neden olacak hareketlerden vazgeçmelerini söylüyoruz. İstilacıların ülkemizdeki varlığı hiçbirimize fayda vermez. Savaşın devam etmesi bölgelerin ve ülkenin emniyetine zarar veriyor ve özellikle İslam Devletinin kuruluşuna ve siyasi bağımsızlığa engel oluyor, bölgesel bütünlüğü yok ediyor ve kültürel istilanın yayılmasına ve gelecek nesli helak edecek sebeplerin oluşmasına neden oluyor.
Çabalarımız ile sadece İslam Devletini kurmayı ve ülkemiz için siyasi bağımsızlık elde etmeyi hedeflediğimizi hem dünyaya hem komşularımıza geçmişte temin ettiğimiz gibi tekrar temin ediyoruz. Biz bölgenin iç meselelerine ve dünyanın ülkelerine karışmaya veya zarar vermeye niyetli değiliz. Bizde onlardan aynı karşılığı bekliyoruz ve bize zarar vermelerini kabul etmiyoruz. Sınır bölgelerdeki tüm Mücahidlere sınırlarını korumalarını ve komşu ülkelerle karşılıklı saygı üzere iyi geçinmeyi sağlamalarını söylüyorum.
Ortadoğu’daki olaylara ve gelişmelere gelince, küresel güçlerin o bölgenin insanlarını meşru isteklerine ulaşabilmeleri için serbest bırakmalarının gerektiğini söylemek isterim. İnsanların ayaklanmasına terör deyip onları suçlamak, üzerlerine bombalar yağdırmak veya hapishaneleri onlarla doldurmak hak değildir. Böyle bir davranış ile insanların azmi kırılmaz.
İsrail’in vahşi bir şekilde yüzlerce Filistinliyi şehit etmesini, yaralamasını ve evlerinden sürmesini şiddetle kınıyoruz. Dünyaya ve özellikle İslam dünyasına sesleniyoruz, onların bu vahşete karşı sessiz kalmaları haksızlıktır ve herkese zarar veriyor. Bölgenin ve tüm dünyanın emniyeti daha da kötüye gitmesin diye bu korkunç vahşeti önlemek için pratik ve hızlı adımların atılması lazım.
İslam Emirliğinin yiğit mücahidleri;
İnsanların refahı için uğraşmak, kalplerini ve gönüllerini kazanmak sizin hem dini hem de milli görevinizdir. Kibirden sakinin! Şeriatın izin verdiği mazeret olmadan silah ve güç kullanmak, insanları tehdit etmek, taciz etmek ve onlara zulmetmek ve mallarına, canlarına ve namuslarına zarar vermek çok büyük bir suçtur. Bunu yapmanın mesuliyetinden ne bu dünyada ne de öbür dünyada kaçamazsınız. İnsanlara karşı davranışınız hoşgörü, tevazu, sabır ve karşılıklı saygıdan ibaret olsun, bencil olmayın. Unutmayın ki Allah bizim dış görünüşümüze bakmayacaktır, kalbimize, amellerimize ve insanlara karşı nasıl davrandığımıza bakacaktır. Mücahidler İslam Emirliğinin hâkim olduğunu bölgelerde adaleti ve emniyeti sağlamak için dürüstçe çaba göstermelidirler. Bölgeyi hırsızlardan, eşkıyalardan ve sabotajcı elemanlardan temizlemeleri ve insanlar için emniyetli, yardımsever ve iyi bir ortam sağlamaları lazım. Cihad operasyonlarında halkın canını ve malını korumak için her türlü tedbirler alınmalı ki, Allah muhafaza kimse zarar görmesin. Sivil Kaza Önleme Bakanlığı görevini ciddi almalı ve sivil kazalarını önlemeli. Mücahidler her zaman sebatımızın ve küresel işgalcilere karşı zaferimizin tek sebebinin Allah’ın ipine (dinine) sarılmamız olduğunu hatırlasınlar. Mücahitler Allah’ın emirlerine, Resulullah’ın sünnetine (sallallahu aleyhi ve sellem) uymalıdırlar ve liderlerine itaat etmelidirler. İkiyüzlülükten, tartışmaktan ve ayrımcılık yapmaktan sakının! Birliği, kardeşliği ve iç güveni sağlayın!
Mücahid vatandaşlarım:
Ülkemiz bağımsızlığın ve özgürlüğün eşiğinde. Biz inanıyoruz ki Allah bize işgalcileri ve tiranları yenme şerefini nasip ettiği gibi, Afganlara başarılı ve kendine güvenen bir İslam Devletini de verecektir. Afganistan tüm Afganların paylaştığı bir evdir. Onların bu eve hizmet etmeye hakları vardır. İslam Emirliği tüm ırkların kabilelerin ve grupların yer alabileceği bir devlet kurmak istiyor. Kimse kendini yabancı hissetmeyecektir.
Ekonomik sektörüne gelince, İslam Emirliği tarıma, hayvancılığa, maden çıkarımına, altyapılara, gelişime ve dünyanın yardımı ile teknik sistemine ağırlık verecektir. Toplumun hizmetçisi olan ve adalet ile şeffaflık ışığında ahlak terbiyesi, eğitim, kültürel, sosyal, inşaat ve gelişim sektörlerinde insanlara ve ülkeye hizmet eden bir devlet olacak.
İslam Emirliği İslami nizamının uygulanması ile hem bu dünyada hem öbür dünyada insanların iyiliğinin sağlanacağına inanıyor. Aynı anda, bilimin, teknolojinin, beşeri bilimlerinin de kendini güçlendiren ve kendi ayaklarının üstünde durabilen güçlü bir halk için çok önemli olduğuna inanıyor.
Bu nedenle İslam Emirliğinin eğitime karşı olduğu propagandasını ve iddiayı da kesinlikle reddediyoruz. İslam Emirliği ilim edinmenin dini bir görev olduğuna inanıyor. İslam Emirliği kutsal İslam dininin belirlediği şeriatta erkeklere ve kadınlara verilen tüm hakları kabul ediyor ve tamamen inanıyor ve bu hakları uygulamaya kararlıdır.
Son olarak, Ramazan Bayramından dolayı size kutlamalarımı iletiyorum ve Allah’tan sizin bu mübarek bayramda yakınlarını kaybetmiş perişan ailelere yardım edebilmenizi, yetimlere merhamet göstermenizi, şehidlerin, mahkûmların ve mültecilerin ailelerine yardım etmenizi, mahkûmları ve yaralıları ziyaret etmenizi, onları takdir etmenizi ve onlara yardım etmenizi diliyorum. Hepinize selam olsun.
Molla Muhammed Ömer Mücahid
Müminlerin Emiri, İslam’ın Hizmetçisi
27.9.1435 - 25.7.2014
ıncanews