E
Çevrimdışı
islamda ismi geçen bir çok meselede olduğu gibi hilafet konusundada pek çok sui istimaller gündeme gelmiştir, her cemaat gönlünde büyüttüğü hocasına,imamına,agabeyine,şeyhine dönük,ona halifelik nisbetinde bulunmuştur,ve kişileride bu halifelik nisbetettiği kişiye beyata zorlamış,beyat a yanaşmayanları delalet ile suçlamıştır.
oysaki ümmetin başına halife olacak bir insan ,islamın alimleri tarafından bilinmesi ve öne geçirilmesi gerekirken, halifelik nisbet edilen bu kişiler,taraftarlarını susturmak ve bu konuyu ehl-i ilim e bıraakmaları gerekirken ,adeta cemaatindeki bu halifeye beyat edin diye yaygara koparanlara övgülerde bulunmuşlardır.
BİLMİYORLARMI Kİ ,İSLAMDA GÖREV ALINMAZ ,GÖREVLENDİRİLİR, VEDE GÖREVE TALİP OLANA ALLAHIN YARDIMI UZAK İKEN ,GÖREVE GETİRİLENEDE YAKINDIR.
aşağıda, sulandırılmak istenen bu konu ile kısa bir bilgi bulunmaktadır, allah cc ın hidayet ettiğini saptıracak,saptırdığınada hidayet edecek yoktur.
Ehl-i Sünnet ve'1-Cemâat İnancına Göre
İSLAM HUKUKUNDA BEYAT ve İMAMET
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
Hamd, ancak Allah içindir. O'na hamdeder, O'n-dan yardım ve mağfiret diler ve O'na tevbe ederiz. Nefislerimizin şerrinden, amellerimizin kötülüğünden O'na sığınırız.
Allah, kime hidayet etmişse, o hidayet bulmuştur. Kimi de saptırmışsa, artık sen, orta yol gösteren bir yardımcı bulamazsın.
Bundan sonra:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem'in, peygamber olarak gönderilmesinden önce cahiliyye arapları, bölük pörçük, ihtilaflara boğulmuş ve insanların sebepsiz yere birbirlerini öldürdükleri bir ortam içindeydi.Güçlü zayıfı yutar, her kabile kendi dengine hücuma geçebilmek için en uygun fırsatı kollardı, işte tam bu sırada Allah, Rasûlü Muhammed sallallâhu aleyhi ve sel-lem'i gönderdi. O, cemaatleşmeye önem verdi ve insanları buna teşvik etli. ihtilafa düşülmemesi hususunda uyarılarda bulundu ve insanların dikkatini bu yöne çekıi. içerdiği önem nedeniyle bu konuyla ilgili, gerek Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'den, gerek O'nun ashabından ve gerekse selef imamlardan onlara uyanlardan (Allah hepsinden razı olsun), pek çok hadis, tevâ-türen günümüze kadar gelmiştir.
Allah-u Teâlâ şöyle buyurur:
"Allah ve Rasûlü'ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da korkunuz (kuvvetiniz, devletiniz) gider." (Enfâl,46)
"Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın, işte bunlar için büyük bir azap vardır."(Âl-i Imrân, 105)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ise bu konuda şu tavsiyelerde bulunmuştur:
1-Usâme b.Şerîk radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Allah'ın eli cemâatin üzerindedir."
Sahih Hadis1 Ahmed2, tbnu Ebî Asım3, Taberânî4 ve Hâkim5.
(1) Bkz. el-EIbânî, Tahrîcu Islâhil-Mesâcid. H.No: 61. Zılâlu'l-Ceıme, 1/40, H.No: 81. Sahîhu'I-CârmT s-Sağır, 2/1340, H.No: 8065.
(2) Hadisi bıı lafızla Müsneıi'de bulamadım. Hadis için bkz. :
Tirmizî, es-Sunen, 4/405, H.No: 2166 Ibn Abbâs radiyallahu anh'den, H.No: 2167 Ibn Ömer radiyallâhu anh'den. Nesaî, es-Sımen, 7/92,Arfece b. Şüreyh el-Eşcai' radiyallâhu an-huma'dan.
Daha geniş bilgi için bkî. Tahricu Islâhi'l-Mesâcid. H.No:61.
(3) es-Sünne, 1/40, H.No: 81.
(4) el-Mu'cemu'l-Keblr, 1/186, H No: 489.
(5) el-Müsiedrek ala's-Sahîhayn, 1/199-200, H.No: 391 ve 392 Ibn Ömer radiyallâhu anhuma'dan
2-Ka'b b. Âsim radiyallâhu anh'den: Allah Nebisi sallallâhu aleyhi ve seliem şöyle buyurdu:
"Allah-u Teâlâ ümmetimi, sapıklık üzere birleşip toplanmaktan korumuştur."
Sahih Hadis Ibnu Ebî Âsim7 rivayet etmiştir. Tirmizî'de ise bir benzeri vardır.
3-Ömer b. el-Hattâb radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Her kim, cennetin mu'tenâ yerini (en ortasını, en geniş ve güzel yerini) istiyorsa cemâatten ayrılmasın. Zira şeytan tek (yalnız) olanla beraberdir, iki kişiden (birlik olandan) ise daha uzaktır."
Sahih Hadis9 Ahmed,10 Ibnu Ebî Âsim,11 Tirmizî,12 Hâkim1* ve Ibn Hibbân.14
(10) el-Müsned, 1/18,26.
(14) el-lhsân fi Tertibi Sahîhi Ibni Hibbân, 10/436-437, H.No: 4576.
4-Fadâle b. Ubeyd radiyallâhu anh'den: Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Üç kişi var ki, onlardan (hesap günü) soru sorulmaz.Müslümanların cemâatini terkedip imamına (idarecisine) isyan eden ve asi olarak ölen kişi, sahibinden kaçan ve hu hal üzere ölen köle ve kocası yanında yokken, geçimini karşılayacak kadar yanında parası olduğu halde, kocasının arkasından açılıp-saçılan kadın."
Sahih Hadis15 Ibnu Ebî Âsim,16 Ibn Hibbân17 ve Hâkim18.
5-Ebû Hureyre radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Her kim, itaatten çıkar, cemaatten ayrılır ve bu hal üzere ölürse, artık onun ölümü cahiliyyel ölümüdür."
Sahih Hadis19 Müslim^.
6-Nu'mân b. Beşîr radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
(15) Bkz. d-Elbânl, Zılâlu'l-Cenne, 1/43, H.No: 89.
Si hileni'1-Ehâclîsi's-Sahîha, 2/81, H.No: 542. Sahîhu'l-Câmii's-Sağlr, 1/686, H No: 3058.
(16) es-Sünne, 1/43, H.No. 89.
(17) el-îhsân fî Sahihi Ibni Hibbân, 10/423, H.No: 4559.
(18) el-Müstedrek ala's-Sahihayn, 1/206, H.No: 411
(19) Bkz. el-Elbânî, Zılâlu'UCenne, 1/43, H.No:90.
Silsiletıj'1-Ehâ-dîsi's-Sahîha, 2/677, H No: 983. Sahihu'I-Camifs-Saglr, 2/1070, H.No: 6227. Muhtasaru Sahihi Müslim, s.329, H.No: 1232.
(20) es-Sahîh, 3/1476, H.No: 1848/53.
12
"Cemâat rahmet, fırka (ayrılık) ise azaptır."
Sahih Hadis21 Ahmed22 ve Ibnu Ebî Asım23.
7-Hâris b. Beşîr radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Size beş şeyi emrediyorum: (idarecilerinizin emir ve isteklerine karşı) tam bir dinleyiş ve itaat, cemâate bağlılık, hicret ve cihat."
Sahih Hadis24 Ahmed25, Ibnu Ebî Âsim26 ve Tir-mizî.27
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem, gerek mü'minlerin bölük pörçük olmaları ve gerekse müs-lümanlarm cemâatinden ayrılma hususunda, yapılabilecek en güzel şekilde uyanlarda bulunmuş ve bu işleri işleyenlerin âhirette en ağır cezalarla karşı karşıya kalacaklarını bildirmiştir.
Bakınız O, bu hususla neler söylemektedir:
8-Abdullah b. Amr radiyallâhu anhuma'dan:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve seliem şöyle buyurmuştur:
"Benim sünnetimden yüz çeviren benden değildir."
Sahih Hadis28 Buharı29 ve Müslim30.
9-Abdullah b. Ömer radiyallâhu anhuma'dan:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyİe buyurmuştur:
"Kim elini ((idarecisine) itaat etmekten geri çekerse, artık o kimse için kıyamet günü (ortaya koyabileceği) bir delil yoktur."
Sahih Hadis31 Ahmed32 ve Ibnu Ebî Âsim33.
10-Arfece el-Eşca'î radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: -
"Siyasi idarî işiniz tek bir adam üzerinde birlik vej vahdet hahnde iken, sîzlere biri gelirde birliğinizi parçalayıp gücünüzü kırmak yahut topluluğunuzu bölmek isterse, onu hemencecik ö/dürün."
Sahih Hadis34 Müslim35.
(28) Bkz. el-Elbam, Zılâlu'l-Cenne, 1/31, H.No: 61,62.
Muhtasaru Sahihi Müslim, s.207, H.No: 795.
(29) es-Sahih, 10/130, H.No:5063 Enes b. Mâlik radîyallâhu anh'den.
(30) es-Sahih, 2/1020, H.No: 1401/5
(31) Bkz. el-Elbâm, Zılalu'l-Ceıme, 1/44, H.No: 91; 2/498, H.No: 1075.
Silsüetu 1-Ehâdis's-Sahîha, 2/677, H.No: 984.
(32) el-Müsned, 2/70,83,93,97,111,123,133,154 muhteliflafızlarla.
(34) Bkz. el-Elbâm, Zılalu'l-Ceıme, 2/512, H.No: 1108.
Muhtasam Sahihi Müslim, s. 329, H.No:1234. Tahrîcu Islâhi'l-Mesâcid, H.No: 61. Sahîhu'l-Camii" s-Sagîr, 1/677, H.No: 3621, 3622.
(35) es-Sahîh, 3/1480, H.No: 1852/60.
14
Uzun olur korkusuyla, bu babla ilgili burada zikredemediğimiz daha pek çok hadisi terketmek zorunda kaldık (Okuyucunun dikkatine sunulur.) Allah başarıya ulaştırandır.
Bilindiği gibi cemâat, ancak üzerinde müslümanlan sözünün birleştiği imam (idareci) ile dosdoğru olabilmekte, imamın (idarecinin) otoritesi ise ancak ona itaatle sağlanabilmektedir. Bu nedenle Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem yönetilenleri, yönetenlerine itaat etmekle emretmiştir. O, sallallâhu aleyhi ve sellem şunları söyler:
11-Enes b,Mâlik radiyallâhu anh'den: Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Sizin aranızda Allah'ın kitabıyla hükmettiği müddetçe, size; bası üzüm salkımı gibi olan Habesli bir köle bile idareci tayin edilse, siz (yine de) (onu) dinleyiniz ve ona) ifaat edin,"
Sahih Hadis36 Buhârî,37
12-Ebû Hureyre radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Bana itaal eden Allah'a itaat etmiş, bana isyan eden ise Allah'a isyan etmiştir, idarecisine) itaat eden bana itaat, etmiş, ona isyan eden ise bana isyan etmiştir"
(36) Bkz. el-Elhâm, lrvâu'1- Galll, 8/107, H.No: 2455.
(37) es-Sahîh, 15/16, H.No: 7142.
15
Sahih Hadis38 Buharı39 ve Müslim40.
13-Abdullah b. Ömer radiyallâhu anhuma'dan:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Müslüman kişinin ma'siyetle (günah şeylerle) emredilmediği sûrece hoşlandığı ve çirkin gördüğü şeylerde (idarecisini) dinlemesi ve (ona) itaat etmesi gereklidir. Eğer ma'siyetle emredilirse dinlemek ve itaat etmek yoktur."
Sahih Hadis41 Buharı42 ve Müslim43.
14- Avfb. Mâlik radiyıllâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Haberiniz olsun ki, kim ki başına bir vali (idareci) tayin edilirde, önün Allah'a karsı işlenmiş ma'siyetle f den bir şeye yöneldiğini görürse, peşinden gittiği bu ma'siyeü çirkin görsün fakat elini ona itaattende sakın geri çekmesin."
Sahih Hadis44 Müslim43.
(38) Bkz el-Elbânî, Zılâlu'l-Cenne. 2/493-494, H.No:1067, 1068.
Muhtasara Sahîhi'l-Buhârl, 2/307, H.No: 1298. Muhtasaru Sahihi Müslim, s.327 H No' 1223 Irvâu'l-Galil, 2/120, H.No: 394. Sahîhu'l-Câmıi's-Sağîr, 2/1044, H.No: 6044
15-Huzeyfe b. el-Yemân radiyallâhu anh'den: Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle dedi:
"Benden sonra, benim hedyimi (doğru yolumu) yol olarak görmeyen ve benim sünnetimi sünnet edinmeyen idareciler olacak. Sonra onlar arasında, kalpleri şeytan kalpleri olan, insan suretine (bedenine) bürünmüş kişiler sıyrılıp çıkacaklar. Dedim ki: Onlara ulaştığım zaman nasıl yapayım? Şöyle cevap verdiler: Sırtını dovse ve malını aha bile. dinler ve itaat edersin."
Sahih Hadis46 Müslim47.
-Abduilah b. Ömer radiyallâhu anhuma'dan:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bize silah çeken bizden değildir."
Sahih Hadis48 Buhârî4^ ve Müslim50.
-el-lrbâd b. Sâriye radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem, bize hutbe îrâd etti ve şunları söyledi:
"Allah'tan korkun. (Başmıza) Habesli bir köle dahi tayin edilse, dinleyiniz ve itaat ediniz. Zira sizin içinizden yasayanlar pek çok ihtilaflar göreceklerdir (O halde) sizlere lâzım olan, benim sünnetim ve benden sonra gelen râsit (hak yolunda olan) halifelerimin sünnetidir."
Sahih Hadis51 Ebû Dâvud52, Tirmizî53 ve Dâri-mîM.
18-Ubâde b. es-Sâmit radiyaİlâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Her kim ki, Allah'a, hiçbir şeyi sirk koşmadan ibâdet (kulluk) eder, namazı (dosdoğru) kılar, zekâtı (layıkıyla ) verir ve (idarecisini) dinler ve (ona) itaat ederse, cennetin sekiz kapısından islediği herhangi birinden girsin."
Sahih Hadis55 Ahmed56, Ibnu Ebî Asım57 ve Ta-berânî.38
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem, idarecileri dinleyip onlara itaat etmekle ilgili hadislerin, takva sahibi imamlarla (idarecilerle) ilgili olduğu kadar, fâcir (günahkar) imamlar hakkında da geçerli olduğunu gayet net olarak açıklamıştır. Buraya kadar geçen tüm hadisler bizlere, idarecilerden bir kısmının ortaya koyduğu işlerin kabul edilebilecek özellikte, diğer bir kısmının ortaya koyduklarının ise inkar edilebilecek özellikte olduğunu, bununla birlikte, onların; Allah Rasûlü'nÜn yolunu yol olarak görmediklerini ve O'nun sünnetini sünnet olarak edinmediklerini haber vermektedir.. Bu da gayet açıktır.
Bu hususu Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem'den gelen daha pek çok hadis desteklemektedir. Bazıları şunlardır
19-Adiyyb. Hatim radiyaİlâhu anh'den: "Kendisi dedi ki: Dedik ki: Ey Allah Rasûlü! Biz sana Allah'tan korkan (muttaki) (idarecilere) itaati sormuyoruz. Aksine biz sana şöyle şöyle (yaptıkları kötülükleri Zikretti) yapanları soruyoruz? Bunun üzerine Allah Rasûlü sallaUâhu aleyhi ve sellem söyle cevap verdiler;
"Allah'tan korkunuz, (idarecilerinizi) dinleyiniz ve (onlara) itaat ediniz."
Sahih Hadis59 Ibnu Ebî Âsim60.
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem, idarecilere özel hususlarda, gizliliği asıl kabul etmiş ve bu gizliliğin bozularak, onlarla ilgili şeylerin ulu or-
(59) Bkz. el-Elbâni. Zılâlu'l- Cenne, 2/494, H.No:1069. (00) es-Sünne, 2/494, H.No:1069.
ta söylenmesini yasaklamıştır:
20-Abdullah b. Ömer radiyallâhu anhuma'dan: "Bir adam Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'e geldi ve bana (bir şeyler) tavsiye et dedi. O'da bunun üzerine kendisine şunu söyledi:
"(idarecini) dinle ve (ona) itaat et. Sana (sözlerinde ve işlerinde) açık-seçik olman yakışır. Gizli şeylerden ise kaçın."
Sahih Hadis61 Ibnu Ebî Âsim62.
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem, idarecilere karşı çıkmanın iki durum dışında caiz olmadığını kesin bîr dille ifâde etmiştir.
Bu iki durum şunlardır:
a) Onların (sözlerinde yada işlerinde) açık bir küfrün ortaya çıkması (ve açık olan bu küfrün tesbitinde yanımızda Allah'ın kitabından yoruma yer bırakmayan acık bir delilin bulunması.)*
b) Müslümanların namaz kılmalarım yasaklamak.
Bu iki durumu ifade eden hadisler şunlardır:
21-Ubâde b. es-Sâmit radiyailâhu anh'den:
"Biz Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'e, gizli ve açık olan şeylerde, (onu) dinlemek ve(ona) itaat etmek, zorlukla, kolaylıkta ve başkalarının bizim üzerimize tercih edilmesi hallerinde onun nafakasını sağlamak, imaret sahibi olan kimselerle emirlik hususunda çekişmemek üzere bey'at edip söz verdik. Ancak emir sahibinde açık bir küfür görmemiz hali müstesnadır ki, bu haldede onun küfrü hakkında yanımızda, Allah'tan (yâni kitabından) açık bir delilin olması gereklidir."
Sahih Hadis63 Buharı64 ve Müslim65. 22-Ümmü Seleme radiyailâhu anha'dan:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Benden sonra (ileride) Öyle idareciler olacak ki, siz onları (ve onların bazı islerini) bilip tanıyacaksınız, (bazılarını ) ise inkar edeceksiniz.lşte her kim (o yaptıklarını) inkar ederse (onlardan) ber'idir yâni uzaktır. Her kimde (yaptıklarını ) hoş görmezse (ortaklık suçundan) kıtrtulur.Fakat kimde razı olur ve (onlara) uyarsa ! (işte o zaman hem günahtan uzak olamaz hem de ortaklık suçundan kurtulamaz). Bunun üzerine dediler ki: Onları kılıçla alaşağı edelim mi? Rasüllullah sallallâhu aleyhi ve sellem onlara:
"Hayır, içinizde namaz kıldıkları sürece hayır" dedi"
Sahih Hadis66 Müslim67.
(63) Bkz. el-Elbâni, Zılâlu'l- Cenne, 2/480, H.No:1029, 1030, 1031. Muhtasarı Sahihi Müslim, s. 326 H.No-1221.
(64) es- Sahîh, 14/494, H.No:7056.
(65) es-Sahîh, 3/1470, H.No:1840/42.
(66) Bkz. el-Elbânî, Zılâlu'l-Cenne, 2/501, H.No:1083.
Muhtasaru Sahihi Muslini, s 328, H.No:1229. Sahîhu'l- Camii's- Sağîr, 1/677, H.No;3618.
(67) es-Sahîh, 3/1480-1481, H.No:1854/62, 63, 64.
.:.\. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem idarecilerin günah işlemeleri ya da nasihate gereksinim duyulan herhangi bir işin belirmesi durumunda, onlara nasihatte bulunmayı emretmiştir:
23-Temîm ed-Dârî radiyallâhu anh'den: Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"'Din nasihattir.' Dedik ki, kimin için Ey Allah'ın Rasûlü? Dediler izi: 'Allah için, kitabı için, rasûlü için, müslümanların idarecileri için ve müslümanlann hepsi için.'"
Sahih Hadis6S Müslim09.
Zeyd b. Sabit radiyallâhu anh'den: Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Üç haslet (meziyet) vardır ki, müslüman bir kişi onlara sahip olduğu sürece kalbi kin, hıyanet ve husûmet (düşmanlık) beslemem: Ameli, (am bir ihlasla sırf Allah rızası için islemek, müslümanların başındaki yöneticilere hayır dilemek ve müslümanların cemâatindan ayrılmamak. Çünkü müslüman cemâatinin daveti, arkalanndakileri de kaplar."
Sahih Hadis70 Sünen Sahipleri71.
RasûluUah sallallâhu aleyhi ve sellem, idarecilere sövüp saymayı, onlara karşı riyakârlıkta bulunmayı ve onlan kandırmayı yasaklamış, tam tersine onlara uygun bir lisanla nasihat etmeyi ve onlar hakkında sâlih dualarda bulunmayı emretmiştir.
imam Tahâvî (Allah kendisine rahmet etsin) bu hususta, ümmetin kabulüne mazhar olmuş, (mezhebinin imamı, Imam-ı Ebû Hanîfe'nin i'tikâdını-ki zaten bu Ehl-i Sünnet ve'1-Cemaat'in l'tikâdıdır-derlediği)* el-Akîdelü't-Tahâviyye adlı meşhur eserinde şunları söyler:
"Müslüman emir sahiplerine ve imamlarımıza karsı, haksızlıkta bulunsalar dahi karşı çıkmayı uygun görmeyiz ve onlar aleyhine dua etmeyiz. Onlara itaatten el çekmeyiz. Onlar bize günah işlemeyi emretmedikçe, onlara itaati Allah'a itaat dairesinde farz görürüz. Allah'a karşı gelmeyi bize söylemedikleri sürece, onlara
iyi ve afiyette olmaları için dua ederiz."72
(70) Bkz. el-Elbânî, Zılâlu'l- Cenne, 1/45, H.No: 94.
Sahîhu't- Tergîb, 1/112- 113, H.No: 83, 84-, 85, 86.
(71) Bkz. Ebû Dâvûd, es- Sünen, 4/68, H.No:3660 Zeyd b. Sabit radiyallihu anh'den.
Tinnızî, es- Sünen, 5/33, H.No: 2656, Zeyd b. Sabit radiyallâhu anh'den.
5/33, H.No- 2657, Ibn Mes'ûd radiyallâhu anh'den.
5/34, H.No: 2658, Ibn Mes'ûd.
Ibn Hibbân, el-lhsân, 1/270, H.No: 67, Zeyd b. Sabit radiyallâhu anh'den.
1/268, H.No: 66, Ibn Mes'ûd. 1/271, H.No; 68, Ibn Mes'ûd 1/271, H.No: 69, Ibn Mes'ûd.
(72) Bkz. Ibnu Ebî'l- t'zz el- Hanefî, Şeıhu'İ- Akîdeti't- Tahâviyye
(thk. el-Elbânî), s. 379. * Parantez içindeki cümle, çevirenin ekidir.
23
25-Enes b. Mâlik radiyallâhu anh'den: "Muhammed salîallâhu aleyhi ve sellem'in ashabından büyüklerimiz bizleri (bazı şeyleri söylememiz ve yapmamız hususunda)yasaklar ve Rasûlullah salla!lâhu aleyhi ve seHem'irt şöyle buyurduğunu söylerlerdi: "idarecilerinize sövmeyiniz, onları aldatıp kandırmayı n iz ve onlara bu.gzetm.eyiniz. Allah'tan korkunuz ve sabrediniz. Zira emir (idarecilerinizin zulmünden kurtulmanız) yakındır."
Sahih Hadis73 îbnu Ebî Âsim74.
26-Ebû Bekre radiyallâhu anh'den: AHah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Sultan Allah'ın yeryüzündeki göîgesidir Kim onu
(sultanı) küçümser ve hakir görürse Allah'da onu küçümser ve hakir görür. Kim de sultanına ikramda kusur etmezse, Allah'da ona ikramda kusur etmez."
Sahih Hadis75 Ahtned76, îbnu Ebî Âsim77, Tayâli-sî78, Tirrnizî79 ve Ibn Hibbân80.
27-Muâz b.Cebel radiyallâhu anh'den: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
(73) Ceyyid Bir Isnadla. Bkz. el-Elbâıü, Zılalu'l- Cenne, 2/474,
H.No; 1015. (71) es- Sünne. 2/474, H.No: 1015.
(75) Hasen Hadis, Bkz, el-Elbânî, Zılâlu'l - Cenne, 2/475,
H.No-,1017.
Silsiletü'-Ehâdîsi's-Sahiha, 5/375, H.No: 2297.
(76) el-Müsned, 5/42,49.
(77) es- Sunne, 7J 475, H.No: 1017; U 478, H.No:1024.
(78) el- Müsned, 21 167 (Zılâlu'l- Çetine). Farklı bir lafız için bkz.
aynı eser, 4. cüz, s. 121, H.No: 887. (79} es- Sünen, 4/502, H.No:2224. (80) es-Sika t, 4/259.
"Beş şey var ki, kim bu beş şeyden birini yaparsa Allah'ın (azabına) karşı kendini sağlama almıs olur/Hasta ziyaretinde bulunan veya cenazeye iştirak eden veya (Allah yolunda) gazaya çıkan veya İdarecisinin huzuruna onu (yaptığı işlerden dolayı) azarlayıp terbiye etmek ve ona saygı göstermek için giren yada evinde oturup, İnsanların kendisinden kurtulup salim olduğu kimse".
Sahih Hadis81 Ahmed82, îbnu Ebî Âsim83, Bez-zâr04, Hâkim85 ve Taberânî80.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem idarecilere yapılabilecek nasihatin niteliğini ve bu nasihatin insanların gözleri önünde cami minberlerinde ve kürsülerinde ulu orta yapılamayacağını belirtmiştir:
28-lyâd b. Ganem radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kim sultanına nasihat etmek isterse, bunu (insanların gözleri önünde) ulu orta yapmasın. Tam tersine onu eliyle (kimsenin bulunmadığı bîr yere) (utup, çekip götürsün . Eğer (sultan) onu dinlerse ne âla. Yok eğer dinlemezse o üzerine düşeni yerine getirmiştir."
Sahih Hadis87 Ahmed80, Ibnu Ebî Âsımöy, Hâkim90 ve Bey haki91.
29-Ubeydullah b. el-Hıyâr radiyallâhu anh'den:
"Usâme b. Zeyd'e geldim ve 'Osman b. Ajfân'a, Ve-lîd'c fıad uygulaması için nasihat ta bulunmuyor musıın?' dedim. Usâme bunun üzerine şöyle dedi: 'Sen benim ona, sadece sizin önünüzde nasihat ettiğimi mi sanıyorsun? Vallahi ben ona, ikimiz arasında geçen (pekçok) konuşmada, açık söyleyip de bir şerr (fitne) kapısı açmaksızın, nasihat etmişimdir ve ben o kapıyı ilk açan kişi olmam.'"
Sahih Eser92 Buharı 93 ve Müslim94.
Kanun koyucu (Allah ve Rasûlü), idareciler, kendilerine yapılan nasihatleri dinlemeseler hile onlara karşı çıkmaya izin vermemiş, tam tersine onlara sabretmeyi emretmiştir. Bunun sonucu olarak işlenen şeylerin günahından da idarecileri sorumlu tuttuğunu haber vermiştir. Onlara nasihat eden ve meşru yolları kullanarak onların işledikleri ma'si-yetleri inkar eden kimse, günahtan kaçıp kurtulan kimsenin ta kendisidir:
(87) Bkz el- Hbanî, Zılâlu'l- Cenne, 2/507, H.No:1096.
(88) el- Müsncd, 4/403-404.
(89) es- Süntıe, 2/507, H.No: 1096.
(90) el- Mııstedrek ala's- Sahihayn, 3/329, H.No:5269.
(91) es- Sünenü'l- Kubrâ, 8/164. Farklı bir lafızla.
(92) Bkz. el- Elbânî, Muhtasara Sahihi'1- Buharı, 2/393, H.no: 1405. Muhtasaru Sahihi Müslim, s. 330, H.No: 1238.
(93) es- Sahih, 6/481, H.No: 3267, 14/548-549, H.No. 7098.
(94) es- Sahih, 4/2290, H.No 2989/51.
26
30-VâiI b. Hucr radiyallâhu anh'den: "Dedik fer Ey Allah'ın Rasûlü! Haklarımızı yasaklayan fakat kendi haklarını bizden isteyen idarecileri başımızda görsen (ne yaparsın?): Kendisi bunun üzerine söyle dediler: '(Onları) dinleyiniz ve (onlara) itaat ediniz- Zira anlar kendi yükümlülüklerinden sorumludurlar, siz/er de kendi yükümlülüklerinizden sorumlusunuzdur." • Sahih Hadis95 Müslim96.
31-Encs b. Mâlik radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu :
"Benden sonra sizler, yakında (böyle dünya işlerinde) başkalarının size tercih edildiği zamana kavuşacaksınız. (Bununla beraber) sizler (kıyamet günü) (Kevser) havuzunun başında bana kavuşuncaya dek sabrediniz."
Sahih Hadis97 Buhârî98 ve Müslim99.
32- Ebû Hureyre radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"(Benden sonra) halijcler olacak ve bunlar çoğalacaklar. (Ebû Hureyrc) dedi ki: Biz dedik ki: (O halde) bize
(95) Bkz. el- Elbani. Zılâlu'l- Cenne, 2/501-502, H.No: 1084.
Mu h tasanı Sjhîhi Müslim, s. 327, H.No: 1227. Sahîhu'l- Câmiı's- Sagîr, 1/229, H.No. 984.
(96) es- Sahih, 3/1474, H.No- 1846/49.50.
(97) Bkz. el- Elbani, Zılâlul- Cenne, 2/510, H.No: 1102.
Muhosaru Sahihi Müslim, s. 328, H.No. 1230. Sahîhu'l- CâmiiV Sagîr, 1/457-458, H No:2309.
(98) es- Sahîh, 14/494, H No: 7057.
(99) es- Sahîh, 3/1474, H.No: 1845/48.
neyi emredersin? Rasûllldh sallallâhu aleyhi ve seüem şöyle cevap verdiler: "ilk olan halifeye yapmış olduğunuz bey'atmıza sâdık kalın ve onlarla ilgili yapmakla yükümlü olduğunuz şeyleri yerine geürin.Zira muhakkak ki Allah onların sizlerle ilgili olan yüküm l ulufelerinden onları hesaba çekecektir."
Sahih Hadis100 Buhâri101 ve Müslim102.
33- Muâviye b. Ebî Süfyân radiyallâhu anhu-ma'dan:
"Ebû Zeır Kebzeye doğru yola çıkınca, İrak'tan bi-nekü gelen insanlar onu karşıladı la r ve söyle dediler: Ey Ebâ Zerr! Bize insanların, altında sana geldikleri bir sancak çıkar Ebû Zerr bunun üzerine onlara söyle dedi: Yavaş! Yavaş/ Ey Ehl-i islam/ Zira ben Rasûîullah sallalîâhu aleyhi ve sellem'i söyle derken işittim: "Benden sonra bir sultan gelecek. Siz onu yüceltiniz. Zira her kim onun (sultanın) zayi/ ve zelil olmasını islerse, muhakkak ki o, islam'da bir gedik açmıştır. Üstelik o kimsenin (tevbesi, islam'da açtığı bu gediği eski (sağlam) haline döndürünceye kadar kabul de olmaz."
Sahih Hadis103 Ahmed104 ve Ibnu Ebî Âsim105.
34- Ebû Zerr radiyallâhu anh'den:
(100) Bkz. el- Elbânî, Zılllu'l- Cenne, 2/498-499.
Irvâu'l- Galtl, 8/127, H.No: 2473.
Muhıasaru Sahihi'1- Buhârl, 2/444,
H.No: 1465.
Muhtasaru Sahihi Müslim, s. 322, H.No:
1198.
(101) es- Sahîh, 7/170, H.No: 3455.
(102) es- Sahîh, 3/1471-1472, H.No: 1842/44.
(103) Bkz. el- Elbânî, Züâlu'l- Cenne, 2/499, H.No: 1079.
(104) el-Müsned, 5/165.
(105) es- Sürme, 2/499. H.No: 1079.
28
"Ben mescitte uyurken, Rasûllullah sallallâhu aleyhi ve sellem bana geldi ve şöyle dedi: "Mescitten (zorla) cıkarılırsan ne yaparsın?" Dedim ki: şam'a giderim. O, "peki Şam'dan da (zorla) çıkartırsan ne yaparsın" dedi. Ben kendisine: 'Kılıcımı kuşanır ve onunla vuruşurum Ey Allah'ın Rasulü' dedim. Bunun üzerine o bana şöyle dedi: "Ben bundan daha hayırlı ve doğruya daha yakın bir şeyi sana göstereyim mi? Dinler; itaat eder ve seni nasıl güderlerse sende öylece güdülürsün."
Sahih Hadis106 Ahmed107, Ibnu Ebî Asım10», Dâ-rimî109velbnHibbân110.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, idarecilerde olduğu gibi, kötü ve çirkin şeylerin yayılmasını amaçladığı için, cami minberlerinde ve sohbet edilen diğer meclislerde, insanların ayıplarını ve hatalarını ilan edip yaymayı da hoş görmemiştir. Çünkü Allah Sııbhânehü ve Teâlâ, kutsal kitabında, çirkin şeylerin yayılmasını şu ayetiyle yasaklamıştır: "inananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da âhirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Nur, 19)
35- Ebû Hureyre radiyallâhu anh'den:
Allah Rasulü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kişi, İnsanlar helak oldular dediği zaman, o onları helak etmiştir"
Sahih Hadis111 Müslim112
Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem, fitne ateşini alevlendirip yaymayı ve ne kadar küçük olursa olsıın, fitnelerin yayılmasına neden olan şeyleri, kesin bir dille yasaklamıştır. O, ümmetin üzerinde dönüp dolaşan bu fitnelerin, hiçte hayra alâmet olmadıklarını bildirmiştir. Allah Rasülü, müslümanlara karşı silah kullanmayı veya silah kullananlara katılmayı özellikle yasaklamıştır. Hele hele müslümanlar arasında dönüp dolaşan bu fitneler, mevcut kurulu düzeni yıkmak ve dünyevî makamları elde etmek için baş göstermişse durum daha da vahimdir:
36- el-Mikdâd b. el-Esved radiyallâhu anh'den: Allah Rasülü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Gerçekten saîd (mutlu) olan fcişi, fitnelerden uzaklaştırılan ve belaya uğrayıp iyice sabreden kimsedir. Ne kadar güzel, ne kadar hoş bir şey."
Sahih Hadis113 Ebû Dâvûd.114 * * *
Bu kısa fakat özlü araştırmayla ilgili yer verdiğimiz hadislere, imam Şevkânî'nin es-Seylü'l- Cerrar adlı eserinin, Kitâbu'l- Bağy bölümünde dile getirdiği şu sözlerle son veriyoruz:
"Bâgî; imama itaatten çıkan kimsedir. O, basiretsiz bir şekilde, muhatabına nasihat etme gayesi gütmeden, imamının müslümanların işlerini görmesini boş yere engeller... imamlar zulümde hangi dereceye varmış olursa olsunlar..." kendilerinden apaçık bir küfür sâdır olmadığı sürece onlara karşı ayaklanmak caiz değildir. Bu mânâda varit olan hadisler mütevâtırdirler."*15
106) Bkz el- Elbânî, Zılâlu'l- Cenne, 2/497, H.No:1074.
(107) el- Mtisned, 5/144, 156, 6/457.
(108) es- Sürme. 2/497, H.No: 1074.
(109) es-Sünen, 1/379, H.No: 1399.
(110) el- ihsan fi Tertibi Sahihi Ibni Hibban, 15/52-53, H.Noı 6668
Bu sözü O'ndan Allâme Muhammed Sıddîk Hân er-Ravdatü'n-Nediyye adlı eserinin Kitâbu'l-Bağyi ala's-Sultân (Sultana Karşı Haddi Asıp Heri Gitme Kitabı) bölümünde naklettikten sonra herhangi bir eleştiri getirmeden olduğu gibi ikrar etmiştir.
Son olarak, tüm islam da davetçilerini; yöneticilerle başbaşa kalma ve onlara karşı riyakarlıktan uzak durma hususlarında Allah ve Rasûlü'nün emir buyurduğu şeylere sımsıkı sarılmaya, durum ve görüşleri ne olursa olsun Allah ve Rasûlü'nûn önüne kesinlikle geçmemeye davet ediyorum.
Şâir şöyle der:
Muhammed'in sözü yanında her sözü bırakın, Dininden emin olmayan tehlikede olan gibidir. Azîm olan Allah'tan, bizleri;rızasını kazanmak
(115)4/556.
* Sevkânî'nin sözünün tamamı için bkz. s.2,3
HALİFE NASIL SEÇİLİR?
İslam'da halifenin seçilişi üç yoldan birisiyle meydana gelir.
1- Müslüman, mükellef, adil –yani büyük günahlardan sakınıp, küçük günahlarda ısrar etmeyen- ve kendisini şüphelerden koruyan ve şahsi menfaatını ön planda tutmayan, bilgili, şahsiyetli ve müslüman halkın ileri gelenlerinden birini müslümanların tayin etmesi. Hazreti Ebubekir al-Sıddık'ın halife olarak seçilişi bu yolla olmuştur.
2- Adil halifenin henüz vefat etmeden önce adil ve bu işe layık olan bir kimseyi tayin etmesi Hz. Ebubekir al-Sıddık hz. Ömer'i (ra) bu yolla tayin etmiştir. Hz. Ebubekir vefat etmeden evvel şöyle buyurdu: ben Ömer bin Hattab'ı size amir olarak tayin ettim. İyilik eder ve adelete bağlı kalırsa zaten benim bilgim ve görüşüm de hakkında budur. Zulüm eder ve durumu değiştirirse ben gaybı bilmem. Ben istedim. Herkes ne kazanırsa kendisine aittir. Durum öyle olmakla beraber ehli hal ve akdin muvafakatıda şarttır. Bunların muvafakatı olmazsa o hilafet hilafet değildir.
3- Hilafetin şartlarına haiz bir kimsenin zor kullanmak suretiyle kendini seçtirmesi (Nihayetü'l-Muhtac).
HALİFENİN BELİRLENMESİ
Hz. Peygamber (s.a.s) hayatta olduğu sürece peygamberlik görevinin yanısıra devlet başkanlığını da şahsında toplamıştı. Bu nedenle Hz. Peygamber hayatta iken, kurulan ilk Islâm devletinin başkanını belirlemek gibi bir problem ile karşılaşılmış değildi. Diğer taraftan Hz. Peygamber (s.a.s) kendisinden sonraki halifeyi belirleyen herhangi bir söz de söylememişti. Durumun böyle olması nedeniyle Hz. Ebu Bekir (r.a) halîfe seçilene kadar bazı farklı görüşlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Ancak bu durumlar geçici ve oldukça kısa bir süre için sözkonusu olmuş; bir müddet sonra unutulup gitmiştir. Yani bu görüş ayrılıkları Hz. Peygamber (s.a.s)'in vefatından sonra Hz. Ebu Bekir halife seçilinceye kadar devam etmiş ve onun seçilmesiyle tam anlamıyla son bulmuştur.
Ancak daha sonraki dönemlerde Hz. Ali (r.a)'ın halifeliği zamanında başlayan ve gittikçe yayılan karışıklıklar sonucunda ondan önceki halifelerin halifelikleri tartışma konusu yapılmıştır. Bu tartışmalar, Hz. Peygamber'in, Hz. Ali'yi vasiyet ettiği iddiasıyla başlatılmış; pek çok yanlış görüşlerin, düşünüşlerin, Islâm dünyasında yayılmasına neden olmuştur. Geçmiş dönemlerin kapatılmış sahifeleri tekrar aralanmış, ileri-geri, doğru-yanlış pek çok fikirler ortaya atılmıştır.
Aslında Hz. Peygamber (s.a.s)'in kendisinden sonraki halifenin kim olacağına dair açık hiç bir tavsiyede bulunmadığı hususu, başta Hz. Ali (r.a) olmak üzere pek çok sahabinin açıkça ifade ettiği bir husustur (Müslim, Vasiyye 18,19; Edâhi 43; Tirmizî, Fiten, 48; Nesâî, Vesaya, 2; Ibn Mace, Cenâiz 64; Vesaya 1; lbn Kuteybe, el-Imame ve's-Siyâse, I, 6).
Sahabiler söz birliği halinde böyle bir tavsiyenin olmadığını ifade etmişlerdir. Çünkü öyle birşey olsaydı, onları bu tavsiyenin dışına çıkıp önceleri Ensar'ın, Sa'd b. Ubâde'yi seçmek istemeleri ve sonradan da hep birlikte Hz. Ebu Bekir (r.a)'in halifeliğinde karar kılmaları mümkün olmazdı. Böyle bir şeyi kabul edecek olursak onarın hep birlikte Hz. Peygamber'in emirlerine aykırı hareket etmiş olduklarını da kabul etmemiz gerekecektir. Bu ise imkansızdır.
Imamın özelliklerinin en çok Hz. Ali'de toplandığı iddiasını ileri sürenler ise, büyük bir ihtimalle Hz. Peygamber'in Hz. Ali hakkındaki övücü sözlerinden hareket ederler. Oysa Hz. Peygamber'in pek çok sahabe hakkında övücü sözler söylediği bilinen bir husustur. Bu tür hadislerin hepsini de hilafet için bir gerekçe olarak kabul etmek mümkün değildir. Bu tür hadislerin pek çoğu özel nedenlere bağlı bulunmaktadır. Bunları imamet konusunu da içine alacak şekilde genişletmek doğru olmaz. Hadislerin maksatlarına ters düşer (Müslimin Fedâilu's-Sahâbe 31'de zikrettiği ve Hz. Peygamber'in Hz. Ali'ye "Sen bana Harun'un Musa ya yakınlığı kadar yakınsın" hadisinin, onu halifeliğe aday göstermek anlamına gelemeyeceğine dair açıklamalar için bk. Ibn Hazm, el-Fisal, IV, 94-95; Kurtubî, Tefsir, I, 267-268; Tecrid-i Sarıh Tercümesi, IX, 363).
Sefîne (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Hilâfet, ümmetim arasında otuz yıl sürecektir. Bundan sonra saltanat gelecektir." Said İbnu Cumhân dedi ki: "Sonra ilâve etti: "Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh)'in hilâfetine Hz. Ömer'in hilâfetini, Hz.Osman'ın hilâfetine Hz. Ali'nin hilâfetini (radıyallahu anhüm ecmain) ekle (parmaklarınla say) bak!" dedi. Bunları (sayınca hakikaten) otuz yıl bulduk."
Sefîne'ye: "Emevîler, hilâfetin kendilerinde (devam ettiğini) zannederler" denmişti, şu cevabı verdi: "Benî'z-Zerkâ yalan söylüyor. Onlar krallardır, hem de en kötü krallar." [Ebû Dâvud, Sünnet 9 (4648, 4647); Tirmizî, Fiten 48, (2227).] [8]
Ebû Musa (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Yanımda amcamın evlatlarından iki kişi daha olduğu halde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın huzuruna girdim. Yanımdakilerden biri:
"Ey Allah'ın Resûlü! Allah'ın sana tevdi ettiği işlerden bazıları üzerine bizi emîr tayin et" dedi. Diğeri de aynı talepde bulundu. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın onlara cevabı şu oldu:
"Biz, -Allah'a kasem olsun- bu işe, onu taleb eden veya ona hırs gösteren hiç kimseyi tayin etmeyiz!" [Buhârî, Ahkâm 7, 12, İcâre 8, İstitâbe 2; Müslim, İmâret 7, (1733); Ebû Dâvud, Harâc 2, (2930); Nesâî, Adâbu'l-Kudât 4, (8, 224).]
Allah cc ın bizleri kendisi için sâlih amel işleyen ve Rasûlü'nün yolu üzere çabalayıp gayret sarfeden kullarından kılmasını diler,gerek açığa çıkmış ve gerekse kapalı kalmış fitnelerden bizleri uzaklaşlırıp korumasını yine O'ndan niyaz ederim.
Âmîn..,
Zira O, şüphesiz türn bunları üzerine alan ve her şeye güç yetirendir.
Allah'ın salamı, peygamberimiz Muhammed s.a.v e, Onun Âli ve Ashabına olsun.
oysaki ümmetin başına halife olacak bir insan ,islamın alimleri tarafından bilinmesi ve öne geçirilmesi gerekirken, halifelik nisbet edilen bu kişiler,taraftarlarını susturmak ve bu konuyu ehl-i ilim e bıraakmaları gerekirken ,adeta cemaatindeki bu halifeye beyat edin diye yaygara koparanlara övgülerde bulunmuşlardır.
BİLMİYORLARMI Kİ ,İSLAMDA GÖREV ALINMAZ ,GÖREVLENDİRİLİR, VEDE GÖREVE TALİP OLANA ALLAHIN YARDIMI UZAK İKEN ,GÖREVE GETİRİLENEDE YAKINDIR.
aşağıda, sulandırılmak istenen bu konu ile kısa bir bilgi bulunmaktadır, allah cc ın hidayet ettiğini saptıracak,saptırdığınada hidayet edecek yoktur.
Ehl-i Sünnet ve'1-Cemâat İnancına Göre
İSLAM HUKUKUNDA BEYAT ve İMAMET
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
Hamd, ancak Allah içindir. O'na hamdeder, O'n-dan yardım ve mağfiret diler ve O'na tevbe ederiz. Nefislerimizin şerrinden, amellerimizin kötülüğünden O'na sığınırız.
Allah, kime hidayet etmişse, o hidayet bulmuştur. Kimi de saptırmışsa, artık sen, orta yol gösteren bir yardımcı bulamazsın.
Bundan sonra:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem'in, peygamber olarak gönderilmesinden önce cahiliyye arapları, bölük pörçük, ihtilaflara boğulmuş ve insanların sebepsiz yere birbirlerini öldürdükleri bir ortam içindeydi.Güçlü zayıfı yutar, her kabile kendi dengine hücuma geçebilmek için en uygun fırsatı kollardı, işte tam bu sırada Allah, Rasûlü Muhammed sallallâhu aleyhi ve sel-lem'i gönderdi. O, cemaatleşmeye önem verdi ve insanları buna teşvik etli. ihtilafa düşülmemesi hususunda uyarılarda bulundu ve insanların dikkatini bu yöne çekıi. içerdiği önem nedeniyle bu konuyla ilgili, gerek Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'den, gerek O'nun ashabından ve gerekse selef imamlardan onlara uyanlardan (Allah hepsinden razı olsun), pek çok hadis, tevâ-türen günümüze kadar gelmiştir.
Allah-u Teâlâ şöyle buyurur:
"Allah ve Rasûlü'ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da korkunuz (kuvvetiniz, devletiniz) gider." (Enfâl,46)
"Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın, işte bunlar için büyük bir azap vardır."(Âl-i Imrân, 105)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ise bu konuda şu tavsiyelerde bulunmuştur:
1-Usâme b.Şerîk radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Allah'ın eli cemâatin üzerindedir."
Sahih Hadis1 Ahmed2, tbnu Ebî Asım3, Taberânî4 ve Hâkim5.
(1) Bkz. el-EIbânî, Tahrîcu Islâhil-Mesâcid. H.No: 61. Zılâlu'l-Ceıme, 1/40, H.No: 81. Sahîhu'I-CârmT s-Sağır, 2/1340, H.No: 8065.
(2) Hadisi bıı lafızla Müsneıi'de bulamadım. Hadis için bkz. :
Tirmizî, es-Sunen, 4/405, H.No: 2166 Ibn Abbâs radiyallahu anh'den, H.No: 2167 Ibn Ömer radiyallâhu anh'den. Nesaî, es-Sımen, 7/92,Arfece b. Şüreyh el-Eşcai' radiyallâhu an-huma'dan.
Daha geniş bilgi için bkî. Tahricu Islâhi'l-Mesâcid. H.No:61.
(3) es-Sünne, 1/40, H.No: 81.
(4) el-Mu'cemu'l-Keblr, 1/186, H No: 489.
(5) el-Müsiedrek ala's-Sahîhayn, 1/199-200, H.No: 391 ve 392 Ibn Ömer radiyallâhu anhuma'dan
2-Ka'b b. Âsim radiyallâhu anh'den: Allah Nebisi sallallâhu aleyhi ve seliem şöyle buyurdu:
"Allah-u Teâlâ ümmetimi, sapıklık üzere birleşip toplanmaktan korumuştur."
Sahih Hadis Ibnu Ebî Âsim7 rivayet etmiştir. Tirmizî'de ise bir benzeri vardır.
3-Ömer b. el-Hattâb radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Her kim, cennetin mu'tenâ yerini (en ortasını, en geniş ve güzel yerini) istiyorsa cemâatten ayrılmasın. Zira şeytan tek (yalnız) olanla beraberdir, iki kişiden (birlik olandan) ise daha uzaktır."
Sahih Hadis9 Ahmed,10 Ibnu Ebî Âsim,11 Tirmizî,12 Hâkim1* ve Ibn Hibbân.14
(10) el-Müsned, 1/18,26.
(14) el-lhsân fi Tertibi Sahîhi Ibni Hibbân, 10/436-437, H.No: 4576.
4-Fadâle b. Ubeyd radiyallâhu anh'den: Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Üç kişi var ki, onlardan (hesap günü) soru sorulmaz.Müslümanların cemâatini terkedip imamına (idarecisine) isyan eden ve asi olarak ölen kişi, sahibinden kaçan ve hu hal üzere ölen köle ve kocası yanında yokken, geçimini karşılayacak kadar yanında parası olduğu halde, kocasının arkasından açılıp-saçılan kadın."
Sahih Hadis15 Ibnu Ebî Âsim,16 Ibn Hibbân17 ve Hâkim18.
5-Ebû Hureyre radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Her kim, itaatten çıkar, cemaatten ayrılır ve bu hal üzere ölürse, artık onun ölümü cahiliyyel ölümüdür."
Sahih Hadis19 Müslim^.
6-Nu'mân b. Beşîr radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
(15) Bkz. d-Elbânl, Zılâlu'l-Cenne, 1/43, H.No: 89.
Si hileni'1-Ehâclîsi's-Sahîha, 2/81, H.No: 542. Sahîhu'l-Câmii's-Sağlr, 1/686, H No: 3058.
(16) es-Sünne, 1/43, H.No. 89.
(17) el-îhsân fî Sahihi Ibni Hibbân, 10/423, H.No: 4559.
(18) el-Müstedrek ala's-Sahihayn, 1/206, H.No: 411
(19) Bkz. el-Elbânî, Zılâlu'UCenne, 1/43, H.No:90.
Silsiletıj'1-Ehâ-dîsi's-Sahîha, 2/677, H No: 983. Sahihu'I-Camifs-Saglr, 2/1070, H.No: 6227. Muhtasaru Sahihi Müslim, s.329, H.No: 1232.
(20) es-Sahîh, 3/1476, H.No: 1848/53.
12
"Cemâat rahmet, fırka (ayrılık) ise azaptır."
Sahih Hadis21 Ahmed22 ve Ibnu Ebî Asım23.
7-Hâris b. Beşîr radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Size beş şeyi emrediyorum: (idarecilerinizin emir ve isteklerine karşı) tam bir dinleyiş ve itaat, cemâate bağlılık, hicret ve cihat."
Sahih Hadis24 Ahmed25, Ibnu Ebî Âsim26 ve Tir-mizî.27
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem, gerek mü'minlerin bölük pörçük olmaları ve gerekse müs-lümanlarm cemâatinden ayrılma hususunda, yapılabilecek en güzel şekilde uyanlarda bulunmuş ve bu işleri işleyenlerin âhirette en ağır cezalarla karşı karşıya kalacaklarını bildirmiştir.
Bakınız O, bu hususla neler söylemektedir:
8-Abdullah b. Amr radiyallâhu anhuma'dan:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve seliem şöyle buyurmuştur:
"Benim sünnetimden yüz çeviren benden değildir."
Sahih Hadis28 Buharı29 ve Müslim30.
9-Abdullah b. Ömer radiyallâhu anhuma'dan:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyİe buyurmuştur:
"Kim elini ((idarecisine) itaat etmekten geri çekerse, artık o kimse için kıyamet günü (ortaya koyabileceği) bir delil yoktur."
Sahih Hadis31 Ahmed32 ve Ibnu Ebî Âsim33.
10-Arfece el-Eşca'î radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: -
"Siyasi idarî işiniz tek bir adam üzerinde birlik vej vahdet hahnde iken, sîzlere biri gelirde birliğinizi parçalayıp gücünüzü kırmak yahut topluluğunuzu bölmek isterse, onu hemencecik ö/dürün."
Sahih Hadis34 Müslim35.
(28) Bkz. el-Elbam, Zılâlu'l-Cenne, 1/31, H.No: 61,62.
Muhtasaru Sahihi Müslim, s.207, H.No: 795.
(29) es-Sahih, 10/130, H.No:5063 Enes b. Mâlik radîyallâhu anh'den.
(30) es-Sahih, 2/1020, H.No: 1401/5
(31) Bkz. el-Elbâm, Zılalu'l-Ceıme, 1/44, H.No: 91; 2/498, H.No: 1075.
Silsüetu 1-Ehâdis's-Sahîha, 2/677, H.No: 984.
(32) el-Müsned, 2/70,83,93,97,111,123,133,154 muhteliflafızlarla.
(34) Bkz. el-Elbâm, Zılalu'l-Ceıme, 2/512, H.No: 1108.
Muhtasam Sahihi Müslim, s. 329, H.No:1234. Tahrîcu Islâhi'l-Mesâcid, H.No: 61. Sahîhu'l-Camii" s-Sagîr, 1/677, H.No: 3621, 3622.
(35) es-Sahîh, 3/1480, H.No: 1852/60.
14
Uzun olur korkusuyla, bu babla ilgili burada zikredemediğimiz daha pek çok hadisi terketmek zorunda kaldık (Okuyucunun dikkatine sunulur.) Allah başarıya ulaştırandır.
Bilindiği gibi cemâat, ancak üzerinde müslümanlan sözünün birleştiği imam (idareci) ile dosdoğru olabilmekte, imamın (idarecinin) otoritesi ise ancak ona itaatle sağlanabilmektedir. Bu nedenle Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem yönetilenleri, yönetenlerine itaat etmekle emretmiştir. O, sallallâhu aleyhi ve sellem şunları söyler:
11-Enes b,Mâlik radiyallâhu anh'den: Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Sizin aranızda Allah'ın kitabıyla hükmettiği müddetçe, size; bası üzüm salkımı gibi olan Habesli bir köle bile idareci tayin edilse, siz (yine de) (onu) dinleyiniz ve ona) ifaat edin,"
Sahih Hadis36 Buhârî,37
12-Ebû Hureyre radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Bana itaal eden Allah'a itaat etmiş, bana isyan eden ise Allah'a isyan etmiştir, idarecisine) itaat eden bana itaat, etmiş, ona isyan eden ise bana isyan etmiştir"
(36) Bkz. el-Elhâm, lrvâu'1- Galll, 8/107, H.No: 2455.
(37) es-Sahîh, 15/16, H.No: 7142.
15
Sahih Hadis38 Buharı39 ve Müslim40.
13-Abdullah b. Ömer radiyallâhu anhuma'dan:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Müslüman kişinin ma'siyetle (günah şeylerle) emredilmediği sûrece hoşlandığı ve çirkin gördüğü şeylerde (idarecisini) dinlemesi ve (ona) itaat etmesi gereklidir. Eğer ma'siyetle emredilirse dinlemek ve itaat etmek yoktur."
Sahih Hadis41 Buharı42 ve Müslim43.
14- Avfb. Mâlik radiyıllâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Haberiniz olsun ki, kim ki başına bir vali (idareci) tayin edilirde, önün Allah'a karsı işlenmiş ma'siyetle f den bir şeye yöneldiğini görürse, peşinden gittiği bu ma'siyeü çirkin görsün fakat elini ona itaattende sakın geri çekmesin."
Sahih Hadis44 Müslim43.
(38) Bkz el-Elbânî, Zılâlu'l-Cenne. 2/493-494, H.No:1067, 1068.
Muhtasara Sahîhi'l-Buhârl, 2/307, H.No: 1298. Muhtasaru Sahihi Müslim, s.327 H No' 1223 Irvâu'l-Galil, 2/120, H.No: 394. Sahîhu'l-Câmıi's-Sağîr, 2/1044, H.No: 6044
15-Huzeyfe b. el-Yemân radiyallâhu anh'den: Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle dedi:
"Benden sonra, benim hedyimi (doğru yolumu) yol olarak görmeyen ve benim sünnetimi sünnet edinmeyen idareciler olacak. Sonra onlar arasında, kalpleri şeytan kalpleri olan, insan suretine (bedenine) bürünmüş kişiler sıyrılıp çıkacaklar. Dedim ki: Onlara ulaştığım zaman nasıl yapayım? Şöyle cevap verdiler: Sırtını dovse ve malını aha bile. dinler ve itaat edersin."
Sahih Hadis46 Müslim47.
-Abduilah b. Ömer radiyallâhu anhuma'dan:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bize silah çeken bizden değildir."
Sahih Hadis48 Buhârî4^ ve Müslim50.
-el-lrbâd b. Sâriye radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem, bize hutbe îrâd etti ve şunları söyledi:
"Allah'tan korkun. (Başmıza) Habesli bir köle dahi tayin edilse, dinleyiniz ve itaat ediniz. Zira sizin içinizden yasayanlar pek çok ihtilaflar göreceklerdir (O halde) sizlere lâzım olan, benim sünnetim ve benden sonra gelen râsit (hak yolunda olan) halifelerimin sünnetidir."
Sahih Hadis51 Ebû Dâvud52, Tirmizî53 ve Dâri-mîM.
18-Ubâde b. es-Sâmit radiyaİlâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Her kim ki, Allah'a, hiçbir şeyi sirk koşmadan ibâdet (kulluk) eder, namazı (dosdoğru) kılar, zekâtı (layıkıyla ) verir ve (idarecisini) dinler ve (ona) itaat ederse, cennetin sekiz kapısından islediği herhangi birinden girsin."
Sahih Hadis55 Ahmed56, Ibnu Ebî Asım57 ve Ta-berânî.38
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem, idarecileri dinleyip onlara itaat etmekle ilgili hadislerin, takva sahibi imamlarla (idarecilerle) ilgili olduğu kadar, fâcir (günahkar) imamlar hakkında da geçerli olduğunu gayet net olarak açıklamıştır. Buraya kadar geçen tüm hadisler bizlere, idarecilerden bir kısmının ortaya koyduğu işlerin kabul edilebilecek özellikte, diğer bir kısmının ortaya koyduklarının ise inkar edilebilecek özellikte olduğunu, bununla birlikte, onların; Allah Rasûlü'nÜn yolunu yol olarak görmediklerini ve O'nun sünnetini sünnet olarak edinmediklerini haber vermektedir.. Bu da gayet açıktır.
Bu hususu Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem'den gelen daha pek çok hadis desteklemektedir. Bazıları şunlardır
19-Adiyyb. Hatim radiyaİlâhu anh'den: "Kendisi dedi ki: Dedik ki: Ey Allah Rasûlü! Biz sana Allah'tan korkan (muttaki) (idarecilere) itaati sormuyoruz. Aksine biz sana şöyle şöyle (yaptıkları kötülükleri Zikretti) yapanları soruyoruz? Bunun üzerine Allah Rasûlü sallaUâhu aleyhi ve sellem söyle cevap verdiler;
"Allah'tan korkunuz, (idarecilerinizi) dinleyiniz ve (onlara) itaat ediniz."
Sahih Hadis59 Ibnu Ebî Âsim60.
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem, idarecilere özel hususlarda, gizliliği asıl kabul etmiş ve bu gizliliğin bozularak, onlarla ilgili şeylerin ulu or-
(59) Bkz. el-Elbâni. Zılâlu'l- Cenne, 2/494, H.No:1069. (00) es-Sünne, 2/494, H.No:1069.
ta söylenmesini yasaklamıştır:
20-Abdullah b. Ömer radiyallâhu anhuma'dan: "Bir adam Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'e geldi ve bana (bir şeyler) tavsiye et dedi. O'da bunun üzerine kendisine şunu söyledi:
"(idarecini) dinle ve (ona) itaat et. Sana (sözlerinde ve işlerinde) açık-seçik olman yakışır. Gizli şeylerden ise kaçın."
Sahih Hadis61 Ibnu Ebî Âsim62.
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem, idarecilere karşı çıkmanın iki durum dışında caiz olmadığını kesin bîr dille ifâde etmiştir.
Bu iki durum şunlardır:
a) Onların (sözlerinde yada işlerinde) açık bir küfrün ortaya çıkması (ve açık olan bu küfrün tesbitinde yanımızda Allah'ın kitabından yoruma yer bırakmayan acık bir delilin bulunması.)*
b) Müslümanların namaz kılmalarım yasaklamak.
Bu iki durumu ifade eden hadisler şunlardır:
21-Ubâde b. es-Sâmit radiyailâhu anh'den:
"Biz Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'e, gizli ve açık olan şeylerde, (onu) dinlemek ve(ona) itaat etmek, zorlukla, kolaylıkta ve başkalarının bizim üzerimize tercih edilmesi hallerinde onun nafakasını sağlamak, imaret sahibi olan kimselerle emirlik hususunda çekişmemek üzere bey'at edip söz verdik. Ancak emir sahibinde açık bir küfür görmemiz hali müstesnadır ki, bu haldede onun küfrü hakkında yanımızda, Allah'tan (yâni kitabından) açık bir delilin olması gereklidir."
Sahih Hadis63 Buharı64 ve Müslim65. 22-Ümmü Seleme radiyailâhu anha'dan:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Benden sonra (ileride) Öyle idareciler olacak ki, siz onları (ve onların bazı islerini) bilip tanıyacaksınız, (bazılarını ) ise inkar edeceksiniz.lşte her kim (o yaptıklarını) inkar ederse (onlardan) ber'idir yâni uzaktır. Her kimde (yaptıklarını ) hoş görmezse (ortaklık suçundan) kıtrtulur.Fakat kimde razı olur ve (onlara) uyarsa ! (işte o zaman hem günahtan uzak olamaz hem de ortaklık suçundan kurtulamaz). Bunun üzerine dediler ki: Onları kılıçla alaşağı edelim mi? Rasüllullah sallallâhu aleyhi ve sellem onlara:
"Hayır, içinizde namaz kıldıkları sürece hayır" dedi"
Sahih Hadis66 Müslim67.
(63) Bkz. el-Elbâni, Zılâlu'l- Cenne, 2/480, H.No:1029, 1030, 1031. Muhtasarı Sahihi Müslim, s. 326 H.No-1221.
(64) es- Sahîh, 14/494, H.No:7056.
(65) es-Sahîh, 3/1470, H.No:1840/42.
(66) Bkz. el-Elbânî, Zılâlu'l-Cenne, 2/501, H.No:1083.
Muhtasaru Sahihi Muslini, s 328, H.No:1229. Sahîhu'l- Camii's- Sağîr, 1/677, H.No;3618.
(67) es-Sahîh, 3/1480-1481, H.No:1854/62, 63, 64.
.:.\. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem idarecilerin günah işlemeleri ya da nasihate gereksinim duyulan herhangi bir işin belirmesi durumunda, onlara nasihatte bulunmayı emretmiştir:
23-Temîm ed-Dârî radiyallâhu anh'den: Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"'Din nasihattir.' Dedik ki, kimin için Ey Allah'ın Rasûlü? Dediler izi: 'Allah için, kitabı için, rasûlü için, müslümanların idarecileri için ve müslümanlann hepsi için.'"
Sahih Hadis6S Müslim09.
Zeyd b. Sabit radiyallâhu anh'den: Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Üç haslet (meziyet) vardır ki, müslüman bir kişi onlara sahip olduğu sürece kalbi kin, hıyanet ve husûmet (düşmanlık) beslemem: Ameli, (am bir ihlasla sırf Allah rızası için islemek, müslümanların başındaki yöneticilere hayır dilemek ve müslümanların cemâatindan ayrılmamak. Çünkü müslüman cemâatinin daveti, arkalanndakileri de kaplar."
Sahih Hadis70 Sünen Sahipleri71.
RasûluUah sallallâhu aleyhi ve sellem, idarecilere sövüp saymayı, onlara karşı riyakârlıkta bulunmayı ve onlan kandırmayı yasaklamış, tam tersine onlara uygun bir lisanla nasihat etmeyi ve onlar hakkında sâlih dualarda bulunmayı emretmiştir.
imam Tahâvî (Allah kendisine rahmet etsin) bu hususta, ümmetin kabulüne mazhar olmuş, (mezhebinin imamı, Imam-ı Ebû Hanîfe'nin i'tikâdını-ki zaten bu Ehl-i Sünnet ve'1-Cemaat'in l'tikâdıdır-derlediği)* el-Akîdelü't-Tahâviyye adlı meşhur eserinde şunları söyler:
"Müslüman emir sahiplerine ve imamlarımıza karsı, haksızlıkta bulunsalar dahi karşı çıkmayı uygun görmeyiz ve onlar aleyhine dua etmeyiz. Onlara itaatten el çekmeyiz. Onlar bize günah işlemeyi emretmedikçe, onlara itaati Allah'a itaat dairesinde farz görürüz. Allah'a karşı gelmeyi bize söylemedikleri sürece, onlara
iyi ve afiyette olmaları için dua ederiz."72
(70) Bkz. el-Elbânî, Zılâlu'l- Cenne, 1/45, H.No: 94.
Sahîhu't- Tergîb, 1/112- 113, H.No: 83, 84-, 85, 86.
(71) Bkz. Ebû Dâvûd, es- Sünen, 4/68, H.No:3660 Zeyd b. Sabit radiyallihu anh'den.
Tinnızî, es- Sünen, 5/33, H.No: 2656, Zeyd b. Sabit radiyallâhu anh'den.
5/33, H.No- 2657, Ibn Mes'ûd radiyallâhu anh'den.
5/34, H.No: 2658, Ibn Mes'ûd.
Ibn Hibbân, el-lhsân, 1/270, H.No: 67, Zeyd b. Sabit radiyallâhu anh'den.
1/268, H.No: 66, Ibn Mes'ûd. 1/271, H.No; 68, Ibn Mes'ûd 1/271, H.No: 69, Ibn Mes'ûd.
(72) Bkz. Ibnu Ebî'l- t'zz el- Hanefî, Şeıhu'İ- Akîdeti't- Tahâviyye
(thk. el-Elbânî), s. 379. * Parantez içindeki cümle, çevirenin ekidir.
23
25-Enes b. Mâlik radiyallâhu anh'den: "Muhammed salîallâhu aleyhi ve sellem'in ashabından büyüklerimiz bizleri (bazı şeyleri söylememiz ve yapmamız hususunda)yasaklar ve Rasûlullah salla!lâhu aleyhi ve seHem'irt şöyle buyurduğunu söylerlerdi: "idarecilerinize sövmeyiniz, onları aldatıp kandırmayı n iz ve onlara bu.gzetm.eyiniz. Allah'tan korkunuz ve sabrediniz. Zira emir (idarecilerinizin zulmünden kurtulmanız) yakındır."
Sahih Hadis73 îbnu Ebî Âsim74.
26-Ebû Bekre radiyallâhu anh'den: AHah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Sultan Allah'ın yeryüzündeki göîgesidir Kim onu
(sultanı) küçümser ve hakir görürse Allah'da onu küçümser ve hakir görür. Kim de sultanına ikramda kusur etmezse, Allah'da ona ikramda kusur etmez."
Sahih Hadis75 Ahtned76, îbnu Ebî Âsim77, Tayâli-sî78, Tirrnizî79 ve Ibn Hibbân80.
27-Muâz b.Cebel radiyallâhu anh'den: Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
(73) Ceyyid Bir Isnadla. Bkz. el-Elbâıü, Zılalu'l- Cenne, 2/474,
H.No; 1015. (71) es- Sünne. 2/474, H.No: 1015.
(75) Hasen Hadis, Bkz, el-Elbânî, Zılâlu'l - Cenne, 2/475,
H.No-,1017.
Silsiletü'-Ehâdîsi's-Sahiha, 5/375, H.No: 2297.
(76) el-Müsned, 5/42,49.
(77) es- Sunne, 7J 475, H.No: 1017; U 478, H.No:1024.
(78) el- Müsned, 21 167 (Zılâlu'l- Çetine). Farklı bir lafız için bkz.
aynı eser, 4. cüz, s. 121, H.No: 887. (79} es- Sünen, 4/502, H.No:2224. (80) es-Sika t, 4/259.
"Beş şey var ki, kim bu beş şeyden birini yaparsa Allah'ın (azabına) karşı kendini sağlama almıs olur/Hasta ziyaretinde bulunan veya cenazeye iştirak eden veya (Allah yolunda) gazaya çıkan veya İdarecisinin huzuruna onu (yaptığı işlerden dolayı) azarlayıp terbiye etmek ve ona saygı göstermek için giren yada evinde oturup, İnsanların kendisinden kurtulup salim olduğu kimse".
Sahih Hadis81 Ahmed82, îbnu Ebî Âsim83, Bez-zâr04, Hâkim85 ve Taberânî80.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem idarecilere yapılabilecek nasihatin niteliğini ve bu nasihatin insanların gözleri önünde cami minberlerinde ve kürsülerinde ulu orta yapılamayacağını belirtmiştir:
28-lyâd b. Ganem radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kim sultanına nasihat etmek isterse, bunu (insanların gözleri önünde) ulu orta yapmasın. Tam tersine onu eliyle (kimsenin bulunmadığı bîr yere) (utup, çekip götürsün . Eğer (sultan) onu dinlerse ne âla. Yok eğer dinlemezse o üzerine düşeni yerine getirmiştir."
Sahih Hadis87 Ahmed80, Ibnu Ebî Âsımöy, Hâkim90 ve Bey haki91.
29-Ubeydullah b. el-Hıyâr radiyallâhu anh'den:
"Usâme b. Zeyd'e geldim ve 'Osman b. Ajfân'a, Ve-lîd'c fıad uygulaması için nasihat ta bulunmuyor musıın?' dedim. Usâme bunun üzerine şöyle dedi: 'Sen benim ona, sadece sizin önünüzde nasihat ettiğimi mi sanıyorsun? Vallahi ben ona, ikimiz arasında geçen (pekçok) konuşmada, açık söyleyip de bir şerr (fitne) kapısı açmaksızın, nasihat etmişimdir ve ben o kapıyı ilk açan kişi olmam.'"
Sahih Eser92 Buharı 93 ve Müslim94.
Kanun koyucu (Allah ve Rasûlü), idareciler, kendilerine yapılan nasihatleri dinlemeseler hile onlara karşı çıkmaya izin vermemiş, tam tersine onlara sabretmeyi emretmiştir. Bunun sonucu olarak işlenen şeylerin günahından da idarecileri sorumlu tuttuğunu haber vermiştir. Onlara nasihat eden ve meşru yolları kullanarak onların işledikleri ma'si-yetleri inkar eden kimse, günahtan kaçıp kurtulan kimsenin ta kendisidir:
(87) Bkz el- Hbanî, Zılâlu'l- Cenne, 2/507, H.No:1096.
(88) el- Müsncd, 4/403-404.
(89) es- Süntıe, 2/507, H.No: 1096.
(90) el- Mııstedrek ala's- Sahihayn, 3/329, H.No:5269.
(91) es- Sünenü'l- Kubrâ, 8/164. Farklı bir lafızla.
(92) Bkz. el- Elbânî, Muhtasara Sahihi'1- Buharı, 2/393, H.no: 1405. Muhtasaru Sahihi Müslim, s. 330, H.No: 1238.
(93) es- Sahih, 6/481, H.No: 3267, 14/548-549, H.No. 7098.
(94) es- Sahih, 4/2290, H.No 2989/51.
26
30-VâiI b. Hucr radiyallâhu anh'den: "Dedik fer Ey Allah'ın Rasûlü! Haklarımızı yasaklayan fakat kendi haklarını bizden isteyen idarecileri başımızda görsen (ne yaparsın?): Kendisi bunun üzerine söyle dediler: '(Onları) dinleyiniz ve (onlara) itaat ediniz- Zira anlar kendi yükümlülüklerinden sorumludurlar, siz/er de kendi yükümlülüklerinizden sorumlusunuzdur." • Sahih Hadis95 Müslim96.
31-Encs b. Mâlik radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu :
"Benden sonra sizler, yakında (böyle dünya işlerinde) başkalarının size tercih edildiği zamana kavuşacaksınız. (Bununla beraber) sizler (kıyamet günü) (Kevser) havuzunun başında bana kavuşuncaya dek sabrediniz."
Sahih Hadis97 Buhârî98 ve Müslim99.
32- Ebû Hureyre radiyallâhu anh'den:
Allah Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"(Benden sonra) halijcler olacak ve bunlar çoğalacaklar. (Ebû Hureyrc) dedi ki: Biz dedik ki: (O halde) bize
(95) Bkz. el- Elbani. Zılâlu'l- Cenne, 2/501-502, H.No: 1084.
Mu h tasanı Sjhîhi Müslim, s. 327, H.No: 1227. Sahîhu'l- Câmiı's- Sagîr, 1/229, H.No. 984.
(96) es- Sahih, 3/1474, H.No- 1846/49.50.
(97) Bkz. el- Elbani, Zılâlul- Cenne, 2/510, H.No: 1102.
Muhosaru Sahihi Müslim, s. 328, H.No. 1230. Sahîhu'l- CâmiiV Sagîr, 1/457-458, H No:2309.
(98) es- Sahîh, 14/494, H No: 7057.
(99) es- Sahîh, 3/1474, H.No: 1845/48.
neyi emredersin? Rasûllldh sallallâhu aleyhi ve seüem şöyle cevap verdiler: "ilk olan halifeye yapmış olduğunuz bey'atmıza sâdık kalın ve onlarla ilgili yapmakla yükümlü olduğunuz şeyleri yerine geürin.Zira muhakkak ki Allah onların sizlerle ilgili olan yüküm l ulufelerinden onları hesaba çekecektir."
Sahih Hadis100 Buhâri101 ve Müslim102.
33- Muâviye b. Ebî Süfyân radiyallâhu anhu-ma'dan:
"Ebû Zeır Kebzeye doğru yola çıkınca, İrak'tan bi-nekü gelen insanlar onu karşıladı la r ve söyle dediler: Ey Ebâ Zerr! Bize insanların, altında sana geldikleri bir sancak çıkar Ebû Zerr bunun üzerine onlara söyle dedi: Yavaş! Yavaş/ Ey Ehl-i islam/ Zira ben Rasûîullah sallalîâhu aleyhi ve sellem'i söyle derken işittim: "Benden sonra bir sultan gelecek. Siz onu yüceltiniz. Zira her kim onun (sultanın) zayi/ ve zelil olmasını islerse, muhakkak ki o, islam'da bir gedik açmıştır. Üstelik o kimsenin (tevbesi, islam'da açtığı bu gediği eski (sağlam) haline döndürünceye kadar kabul de olmaz."
Sahih Hadis103 Ahmed104 ve Ibnu Ebî Âsim105.
34- Ebû Zerr radiyallâhu anh'den:
(100) Bkz. el- Elbânî, Zılllu'l- Cenne, 2/498-499.
Irvâu'l- Galtl, 8/127, H.No: 2473.
Muhıasaru Sahihi'1- Buhârl, 2/444,
H.No: 1465.
Muhtasaru Sahihi Müslim, s. 322, H.No:
1198.
(101) es- Sahîh, 7/170, H.No: 3455.
(102) es- Sahîh, 3/1471-1472, H.No: 1842/44.
(103) Bkz. el- Elbânî, Züâlu'l- Cenne, 2/499, H.No: 1079.
(104) el-Müsned, 5/165.
(105) es- Sürme, 2/499. H.No: 1079.
28
"Ben mescitte uyurken, Rasûllullah sallallâhu aleyhi ve sellem bana geldi ve şöyle dedi: "Mescitten (zorla) cıkarılırsan ne yaparsın?" Dedim ki: şam'a giderim. O, "peki Şam'dan da (zorla) çıkartırsan ne yaparsın" dedi. Ben kendisine: 'Kılıcımı kuşanır ve onunla vuruşurum Ey Allah'ın Rasulü' dedim. Bunun üzerine o bana şöyle dedi: "Ben bundan daha hayırlı ve doğruya daha yakın bir şeyi sana göstereyim mi? Dinler; itaat eder ve seni nasıl güderlerse sende öylece güdülürsün."
Sahih Hadis106 Ahmed107, Ibnu Ebî Asım10», Dâ-rimî109velbnHibbân110.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, idarecilerde olduğu gibi, kötü ve çirkin şeylerin yayılmasını amaçladığı için, cami minberlerinde ve sohbet edilen diğer meclislerde, insanların ayıplarını ve hatalarını ilan edip yaymayı da hoş görmemiştir. Çünkü Allah Sııbhânehü ve Teâlâ, kutsal kitabında, çirkin şeylerin yayılmasını şu ayetiyle yasaklamıştır: "inananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da âhirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Nur, 19)
35- Ebû Hureyre radiyallâhu anh'den:
Allah Rasulü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kişi, İnsanlar helak oldular dediği zaman, o onları helak etmiştir"
Sahih Hadis111 Müslim112
Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem, fitne ateşini alevlendirip yaymayı ve ne kadar küçük olursa olsıın, fitnelerin yayılmasına neden olan şeyleri, kesin bir dille yasaklamıştır. O, ümmetin üzerinde dönüp dolaşan bu fitnelerin, hiçte hayra alâmet olmadıklarını bildirmiştir. Allah Rasülü, müslümanlara karşı silah kullanmayı veya silah kullananlara katılmayı özellikle yasaklamıştır. Hele hele müslümanlar arasında dönüp dolaşan bu fitneler, mevcut kurulu düzeni yıkmak ve dünyevî makamları elde etmek için baş göstermişse durum daha da vahimdir:
36- el-Mikdâd b. el-Esved radiyallâhu anh'den: Allah Rasülü sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Gerçekten saîd (mutlu) olan fcişi, fitnelerden uzaklaştırılan ve belaya uğrayıp iyice sabreden kimsedir. Ne kadar güzel, ne kadar hoş bir şey."
Sahih Hadis113 Ebû Dâvûd.114 * * *
Bu kısa fakat özlü araştırmayla ilgili yer verdiğimiz hadislere, imam Şevkânî'nin es-Seylü'l- Cerrar adlı eserinin, Kitâbu'l- Bağy bölümünde dile getirdiği şu sözlerle son veriyoruz:
"Bâgî; imama itaatten çıkan kimsedir. O, basiretsiz bir şekilde, muhatabına nasihat etme gayesi gütmeden, imamının müslümanların işlerini görmesini boş yere engeller... imamlar zulümde hangi dereceye varmış olursa olsunlar..." kendilerinden apaçık bir küfür sâdır olmadığı sürece onlara karşı ayaklanmak caiz değildir. Bu mânâda varit olan hadisler mütevâtırdirler."*15
106) Bkz el- Elbânî, Zılâlu'l- Cenne, 2/497, H.No:1074.
(107) el- Mtisned, 5/144, 156, 6/457.
(108) es- Sürme. 2/497, H.No: 1074.
(109) es-Sünen, 1/379, H.No: 1399.
(110) el- ihsan fi Tertibi Sahihi Ibni Hibban, 15/52-53, H.Noı 6668
Bu sözü O'ndan Allâme Muhammed Sıddîk Hân er-Ravdatü'n-Nediyye adlı eserinin Kitâbu'l-Bağyi ala's-Sultân (Sultana Karşı Haddi Asıp Heri Gitme Kitabı) bölümünde naklettikten sonra herhangi bir eleştiri getirmeden olduğu gibi ikrar etmiştir.
Son olarak, tüm islam da davetçilerini; yöneticilerle başbaşa kalma ve onlara karşı riyakarlıktan uzak durma hususlarında Allah ve Rasûlü'nün emir buyurduğu şeylere sımsıkı sarılmaya, durum ve görüşleri ne olursa olsun Allah ve Rasûlü'nûn önüne kesinlikle geçmemeye davet ediyorum.
Şâir şöyle der:
Muhammed'in sözü yanında her sözü bırakın, Dininden emin olmayan tehlikede olan gibidir. Azîm olan Allah'tan, bizleri;rızasını kazanmak
(115)4/556.
* Sevkânî'nin sözünün tamamı için bkz. s.2,3
HALİFE NASIL SEÇİLİR?
İslam'da halifenin seçilişi üç yoldan birisiyle meydana gelir.
1- Müslüman, mükellef, adil –yani büyük günahlardan sakınıp, küçük günahlarda ısrar etmeyen- ve kendisini şüphelerden koruyan ve şahsi menfaatını ön planda tutmayan, bilgili, şahsiyetli ve müslüman halkın ileri gelenlerinden birini müslümanların tayin etmesi. Hazreti Ebubekir al-Sıddık'ın halife olarak seçilişi bu yolla olmuştur.
2- Adil halifenin henüz vefat etmeden önce adil ve bu işe layık olan bir kimseyi tayin etmesi Hz. Ebubekir al-Sıddık hz. Ömer'i (ra) bu yolla tayin etmiştir. Hz. Ebubekir vefat etmeden evvel şöyle buyurdu: ben Ömer bin Hattab'ı size amir olarak tayin ettim. İyilik eder ve adelete bağlı kalırsa zaten benim bilgim ve görüşüm de hakkında budur. Zulüm eder ve durumu değiştirirse ben gaybı bilmem. Ben istedim. Herkes ne kazanırsa kendisine aittir. Durum öyle olmakla beraber ehli hal ve akdin muvafakatıda şarttır. Bunların muvafakatı olmazsa o hilafet hilafet değildir.
3- Hilafetin şartlarına haiz bir kimsenin zor kullanmak suretiyle kendini seçtirmesi (Nihayetü'l-Muhtac).
HALİFENİN BELİRLENMESİ
Hz. Peygamber (s.a.s) hayatta olduğu sürece peygamberlik görevinin yanısıra devlet başkanlığını da şahsında toplamıştı. Bu nedenle Hz. Peygamber hayatta iken, kurulan ilk Islâm devletinin başkanını belirlemek gibi bir problem ile karşılaşılmış değildi. Diğer taraftan Hz. Peygamber (s.a.s) kendisinden sonraki halifeyi belirleyen herhangi bir söz de söylememişti. Durumun böyle olması nedeniyle Hz. Ebu Bekir (r.a) halîfe seçilene kadar bazı farklı görüşlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Ancak bu durumlar geçici ve oldukça kısa bir süre için sözkonusu olmuş; bir müddet sonra unutulup gitmiştir. Yani bu görüş ayrılıkları Hz. Peygamber (s.a.s)'in vefatından sonra Hz. Ebu Bekir halife seçilinceye kadar devam etmiş ve onun seçilmesiyle tam anlamıyla son bulmuştur.
Ancak daha sonraki dönemlerde Hz. Ali (r.a)'ın halifeliği zamanında başlayan ve gittikçe yayılan karışıklıklar sonucunda ondan önceki halifelerin halifelikleri tartışma konusu yapılmıştır. Bu tartışmalar, Hz. Peygamber'in, Hz. Ali'yi vasiyet ettiği iddiasıyla başlatılmış; pek çok yanlış görüşlerin, düşünüşlerin, Islâm dünyasında yayılmasına neden olmuştur. Geçmiş dönemlerin kapatılmış sahifeleri tekrar aralanmış, ileri-geri, doğru-yanlış pek çok fikirler ortaya atılmıştır.
Aslında Hz. Peygamber (s.a.s)'in kendisinden sonraki halifenin kim olacağına dair açık hiç bir tavsiyede bulunmadığı hususu, başta Hz. Ali (r.a) olmak üzere pek çok sahabinin açıkça ifade ettiği bir husustur (Müslim, Vasiyye 18,19; Edâhi 43; Tirmizî, Fiten, 48; Nesâî, Vesaya, 2; Ibn Mace, Cenâiz 64; Vesaya 1; lbn Kuteybe, el-Imame ve's-Siyâse, I, 6).
Sahabiler söz birliği halinde böyle bir tavsiyenin olmadığını ifade etmişlerdir. Çünkü öyle birşey olsaydı, onları bu tavsiyenin dışına çıkıp önceleri Ensar'ın, Sa'd b. Ubâde'yi seçmek istemeleri ve sonradan da hep birlikte Hz. Ebu Bekir (r.a)'in halifeliğinde karar kılmaları mümkün olmazdı. Böyle bir şeyi kabul edecek olursak onarın hep birlikte Hz. Peygamber'in emirlerine aykırı hareket etmiş olduklarını da kabul etmemiz gerekecektir. Bu ise imkansızdır.
Imamın özelliklerinin en çok Hz. Ali'de toplandığı iddiasını ileri sürenler ise, büyük bir ihtimalle Hz. Peygamber'in Hz. Ali hakkındaki övücü sözlerinden hareket ederler. Oysa Hz. Peygamber'in pek çok sahabe hakkında övücü sözler söylediği bilinen bir husustur. Bu tür hadislerin hepsini de hilafet için bir gerekçe olarak kabul etmek mümkün değildir. Bu tür hadislerin pek çoğu özel nedenlere bağlı bulunmaktadır. Bunları imamet konusunu da içine alacak şekilde genişletmek doğru olmaz. Hadislerin maksatlarına ters düşer (Müslimin Fedâilu's-Sahâbe 31'de zikrettiği ve Hz. Peygamber'in Hz. Ali'ye "Sen bana Harun'un Musa ya yakınlığı kadar yakınsın" hadisinin, onu halifeliğe aday göstermek anlamına gelemeyeceğine dair açıklamalar için bk. Ibn Hazm, el-Fisal, IV, 94-95; Kurtubî, Tefsir, I, 267-268; Tecrid-i Sarıh Tercümesi, IX, 363).
Sefîne (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Hilâfet, ümmetim arasında otuz yıl sürecektir. Bundan sonra saltanat gelecektir." Said İbnu Cumhân dedi ki: "Sonra ilâve etti: "Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh)'in hilâfetine Hz. Ömer'in hilâfetini, Hz.Osman'ın hilâfetine Hz. Ali'nin hilâfetini (radıyallahu anhüm ecmain) ekle (parmaklarınla say) bak!" dedi. Bunları (sayınca hakikaten) otuz yıl bulduk."
Sefîne'ye: "Emevîler, hilâfetin kendilerinde (devam ettiğini) zannederler" denmişti, şu cevabı verdi: "Benî'z-Zerkâ yalan söylüyor. Onlar krallardır, hem de en kötü krallar." [Ebû Dâvud, Sünnet 9 (4648, 4647); Tirmizî, Fiten 48, (2227).] [8]
Ebû Musa (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Yanımda amcamın evlatlarından iki kişi daha olduğu halde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın huzuruna girdim. Yanımdakilerden biri:
"Ey Allah'ın Resûlü! Allah'ın sana tevdi ettiği işlerden bazıları üzerine bizi emîr tayin et" dedi. Diğeri de aynı talepde bulundu. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın onlara cevabı şu oldu:
"Biz, -Allah'a kasem olsun- bu işe, onu taleb eden veya ona hırs gösteren hiç kimseyi tayin etmeyiz!" [Buhârî, Ahkâm 7, 12, İcâre 8, İstitâbe 2; Müslim, İmâret 7, (1733); Ebû Dâvud, Harâc 2, (2930); Nesâî, Adâbu'l-Kudât 4, (8, 224).]
Allah cc ın bizleri kendisi için sâlih amel işleyen ve Rasûlü'nün yolu üzere çabalayıp gayret sarfeden kullarından kılmasını diler,gerek açığa çıkmış ve gerekse kapalı kalmış fitnelerden bizleri uzaklaşlırıp korumasını yine O'ndan niyaz ederim.
Âmîn..,
Zira O, şüphesiz türn bunları üzerine alan ve her şeye güç yetirendir.
Allah'ın salamı, peygamberimiz Muhammed s.a.v e, Onun Âli ve Ashabına olsun.