İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler
İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
"Câbir (radıyallahu anh) rivayet etmiştir:
Peygamber (sallallahu aleyhi we sellem)'i şöyle buyururken dinledim:
"Şüphesiz ki Şeytan Arap yarımadasında namaz kılanların kendisine ibadet edeceklerinden ümidini kesmiştir. Fakat aralarını bozmakla (da yetinir).'" [Sahih Muslim-53/17]
"Bize Muhammed b. Müsennâ da rivâyet etti.
(Dedi ki): Bize Ebû Dâvûd rivâyet etti.
(Dedi ki): Bize Şu'be, Katâde'den, o da Enes'den naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem):
'Birbirinize hasedlik çekmeyin! Birbirinize buğz etmeyin. Ve birbirinizle alâkayı kesmeyin! Kardeş olun ey ALLAH'ın kulları!' buyurmuştur." [Sahih Muslim-46/7]
"Mümin diğer müminler için vücuttaki baş gibidir.Cesedin baştaki acıyı hissetmesi gibi mümin de iman ehlinin çektiği acıdan dolayı acı hisseder."(Şuabu'l İman, 7/505)
"Bize Kuteybe b. Saîd, Mâlik b. Enes’den, ona okunanlar meyanında Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlar:
'Cennet kapıları pazartesi ve perşembe günleri açılır. Ve ALLAH'a hiçbir şeyi şerik koşmayan her kula (günahları) mağfiret buyurulur. Yalnız din kardeşi ile aralarında düşmanlık bulunan kimse müstesna! (Onlar hakkında) şu iki kişiye barışıncaya kadar mühlet verin! Şu iki kişiye barışıncaya kadar mühlet verin! Şu iki kişiye barışıncaya kadar mühlet verin! denilir.'" [Sahih Muslim-46/11]
"Bana Abdü’l-A'lâ b. Hammad rivâyet etti.
(Dedi ki): Bize Hammad b. Seleme Sâbit'ten, o da Ebû Râfi'den, o da Ebû Hüreyre’den, o da Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti ki:
'Bir adam başka bir köydeki kardeşini ziyaret etmiş. Bunun üzerine ALLAH onun için yoluna bir gözcü melek oturtmuş. Adam meleğin yanına gelince (ona):
'Nereye gitmek istiyorsun?' diye sormuş.
Adam: 'Şu köydeki kardeşime gitmek istiyorum!' cevâbını vermiş.
Melek: 'Onun üzerinde ıslâhına çalıştığın bir nimetin var mı?' diye sormuş.
Adam: 'Hayır! Şu kadar var ki, ben onu ALLAH (azze ve celle) için sevdim,' cevabını vermiş.
Melek: 'O hâlde ben senin o kardeşini ALLAH için sevdiğin gibi, ALLAH da seni sevdiğini bildirmek üzere ALLAH'ın sana gönderdiği elçiyim.' demiş."
[Sahih Muslim-46/12]
"Müslümanın, din kardeşine üç günden fazla dargın durması helâl değildir. Onlar birbirleriyle karşılaştıklarında birisi yüzünü şu tarafa, diğeri ise öte tarafa çevirir. Onların en hayırlısı önce selam verendir." [Tirmizî-Birr ve Sıla/21]
"Tadı Acı Dahi Olsa Kardeşlerinizin Nasihatini Kabul Edin"
"Kardeşlere olan nasihat bir elin diğer eli yıkaması gibidir. İhtiyaca göre bazen yumuşak bazen de sert davranılır. Velakin bunun neticesi övülmüştür. Çünkü el yıkamaktan maksat onun kesilmesi değil temizlenmesidir.
Kardeşlerimiz gerçekten nasihat eden ile ifşa edip sıkıntı verenin arasını ayırt etmektedirler.
Bazılarının eleştiri ile itibarsızlaştırmayı ve karalamayı hedeflemektedir. Böyleleri için deriz ki: vadide oturanın dağın zirvesinde oturanın halinden konuşmaya hakkı yoktur.
Tadı acı dahi olsa kardeşlerinizin nasihatini kabul edin. Batılı temize çıkartanların batılı temize çıkartmaları size tatlı gelsede onlara aldanmayın. Nasihatçi sana karşı sert davransa bile senin için seni aldatandan ve değersizleştirenden daha hayırlıdır."
-Ebu Muhammed el Makdisi orijinal
"Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (zalimlere de) teslim etmez. Kim din kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, ALLAH da onun ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın bir sıkıntısını giderirse, ALLAH da onun Kıyamet sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın (kusurunu) örterse ALLAH da Kıyamet Günü onu örter." [Sahih Muslim-Birr/58, Tirmizî-Hudud/3]
Zeyd bin Eslem der ki: "Ebû Dücâne hastayken yanına girildi ve yüzü çok nurluydu. O'na denildi ki: 'Neden yüzün bu kadar nurludur?' O da dedi ki: 'Benim güvene bileceğim iki amelim var: Bunlardan birincisi; ben beni ilgilendirmeyen hususlarda konuşmam. Diğeri de; benim kalbim Müslümanlara karşı (kötü düşünmekten yana) selîmdir."
"Bir Müslümanı terk eden hiçbir Müslüman yoktur ki kendisi de benzer bir şekilde yalnız bırakılmış olmasın ve kendisine yardım edecek kimse de bulamaz."
-Şeyh Suleyman el-Ulvan