Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü İslam'da Sadece Savunma Savaşı mı Vardır?

S Çevrimdışı

SencerKhan

Üye
İslam-TR Üyesi
Muhterem hocalarım, şu mealci kitlesine cihadi anlatamadım gitti :acpsnr:İslamda ''din islam oluncaya kadar savaşın'' ayetini öncesini oku diyip işin içinden çıkmaya çalışıyorlar, aslında cevap çok açıkta daha geniş bir bilgi istiyorum.Soru; islamda sadece savunma savaşımı vardır?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bu Hadis munkirleri mealciler Harameyn'den mi yazıyorlar? Rasulullah (s.a.v.)in sancaktarının kabri ile aynı şehirde/ülkede bulunduğu halde, mealcilik adı altında tarihi, hadisi kenara koyduk ayetleri dâhi inkâr ettiklerini anlayamayacak kadar kalberi üst üstüne kilitlenmiş sapıtmışlardır.

Bir mesele hakkında (muctehidler) hüküm bildirirken sadece 1 ayete bakarak değil, Kur'an ve sunneti bir bütün olarak değerlendirib konuyla ilgili tüm delilleri ortaya koyduktan sonra hüküm çıkarılır. Cihad-ın kapsamını sadece sınır/vatan mucâdelesi ile sınırlayarak daraltanlar ehl-i sunnet değil ehl-i sapıkların heva mahreçli fetvalardır.

Cihad konusundaki ayetlere değinecek olursak;

"Gerçek şu ki, küfre sapanlar, (insanları) Allah'ın yolundan engellemek için mallarını harcarlar; bundan böyle de harcayacaklar. Sonra bu, onlara yürek acısı olacaktır, sonra bozguna uğratılacaklardır. Küfredenler sonunda cehenneme sürülüp toplanacaklardır. Bu, Allah'ın murdar olanı temizden ayırdetmesi; murdarı, bir kısmını bir kısmı üzerinde kılıp tümünü biriktirerek cehenneme atması içindir. İşte bunlar husrana uğrayanlardır. O küfre sapanlara de ki: "Eğer vazgeçerlerse geçmişte (yaptıkları) şeyler bağışlanacaktır. Ama yine dönecek olurlarsa, önceki (toplumlara uygulanan) sünnet, muhakkak (başlarından da) geçmiş olacaktır." (Enfal 36 - 38)

"Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar onlarla cihad edin. Şayet vazgeçecek olurlarsa, şubhesiz Allah, yapmakta olduklarını görendir." (Enfal 39)

Cihad, fitneyi ortadan kaldırmayı, olumlu yönüyle ise tam anlam ve bütünlüğü ile Allah'ın dinini ikame etmeyi amaçlar. Bu mu'minlerin savaşmasını helal, hatta zorunlu kılan tek amaçtır. Cihadı helal kılan başka hiç bir gâye yoktur ve başka bir amaçla savaşmak mu'minlere yakışmaz.


"(Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulûm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur." (Bakara 193)
Hadis munkiri şahıs, eğer cihad ile ilgili bu ayetin öncesine bakın diyorsa;
"Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin): şubhesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir." (Bakara 192)
bakıyoruz. Baktığımız gibi kendisine baktığı ayetin de bir öncesine daha bakarak meseleyi daha iyi anlamaya davet edelim:
"Onları bulduğunuz yerde öldürün. Sizi yurtlarınızdan çıkardıkları gibi siz de onları çıkarın. Fitne çkarmak adam öldürmekten daha kötüdür. Mcscid-i Haramın yanında, onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın. Eğer orada sizinle savaşırlarsa onları öldürün. İşte kafirlerin cezası böyledir." (Bakara 191)

İlk Mufessirlerden Taberi ve muasır Mevdudi (Rahimehumullah), mevzu konusu ayetleri şöyle izah etmektedirler:
"Ortada şirk kalmayıncaya ve ibadet ve taatin de putlara ve tağutlara yapılmayıp yalnız Allah'a yapılmasına kadar muşriklerle savaşın. Eğer onlar sizinle savaşmaktan vaz geçer de sizin dininize girerlerse hemen onlarla savaşmayı bırakın. Zira düşmanlık, ancak Allah'a ortak koşan zâlimlere karşı geçerlidir.
Âyette zikredilen "Fitne"den maksat, "Allah'a ortak koşmak"tır, inkâra düşmektir. Nitekim Katade, Mucâhid, Suddi, İbn-i Zeyd ve Abdullah b. Abbas bu kelimeyi bu şekilde izah etmişlerdir.
Âyette zikredilen "Din" kelimesinden maksat, ise, Allah'ın emir ve yasaklarına itaat etmektir. Bu izahlara göre âyetin baş tarafının mânâsı şöyledir: "Ey muminler, yeryüzünde Allah'a ortak koşma inkâra düşme fitnesi sona erinceye kadar ve yalnız Allah'a kullak edilip deninceye kadar kâfirlerle savaşın."
Bu hususta Peygamber efendimiz (s.a.v.) bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır:
"Ben, şehadet ederim ki Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur, Muhammed Allah'ın Peygamberidir." deyinceye, namazı kılıb zekatı verinceye kadar ben onlarla savaşmakla emrolundum. Onlar bu şeyleri yaptıkları sürece kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Ancak İslamın getirdiği haklar müstesnadır. Onların herbirinin hesabı Aîlah'a aittir."
(Buhari, K. el-İman, bab: 17; Muslim. K. el-İman, bab: 36, Hadis No: 22)

Bu, İslâm'ın muminlere kâfirleri kılıç zoruyla küfür ve şirkten vazgeçirip, bunun yerine Allah'a ibadete yöneltmek için savaşmalarını emrettiği anlamına gelmez. Savaşın amacı, sadece, onları fitneden vazgeçirmektir. Gerçekte İslâm, tüm gayr-i muslimlere inanç özgürlüğü verir. Kişi istediği yaşama tarzını seçebilir ve istediği şeye tapıp tapmamakta özgürdür. İslâm mu'minlere, kâfir ve muşrikleri yanlış inanç ve alışkanlıklarından ikna yoluyla vazgeçirmeye çalışmalarını tavsiye eder; fakat, bu amaçla savaş yapmaya izin vermez. Diğer taraftan kimseye, insanları Allah'a kulluktan vazgeçirip başka bir şeye kul etme hakkı da vermez. Böyle adalete aykırı bir durumu ortadan kaldırmak için, şartların gerektirdiği şekilde tebliğe ve savaşa izin verir. Bu nedenle fitne, yani kâfirlerin hakimiyeti ve politik üstünlükleri ortadan kaldırılmadıkça ve Allah'ın dini için gerekli özgürlük sağlanmadıkça müminlere dinlenme yoktur.

Âyet-i kerimenin sonunda: "Eğer vaz geçerlerse bilin ki, düşmanlık ancak zalimlere karşıdır." buyurulmaktadır. Bu ifadeden maksat şudur:
"Şayet size karşı savaşan kâfirler, savaşmaktan vaz geçer, kinininize girer, putlara tapmaktan vaz geçer ve Allah'ın size emrettiği şeyleri kabullenip boyun eğecek olurlarsa artık onlara karşı savaşmaktan vazgeçin. Zira ancak zâlimlere karşı düşmanlık yapılır. Onlar da Allah'a ortak koşanlardır. Onlar, Allah'ın yoluna engel oldukları muddetçe onlarla savaşın. Fakat onlar savaşı bırakıp, düşmanca tutumlarından vazgeçer vazgeçmez, siz de savaşı bırakın."
İslâm yönetimi küfür yönetiminin yerine geçerse, Hakk'a karşı çıkma konusunda zulüm işleyenden başkaları için genel bir af ilân edilmelidir. Bu ayet, zafer anında mu'minlerin merhamet göstermesine izin vermesine rağmen, İslâm'a düşmanlıkta tüm sınırları aşan zalimleri cezalandırmasını da yasaklamaz.

Âyette ifade edilen "Zalime karşı düşmanlık"tan maksat, onun zulmûne dur demek ve karşı koymaktır. Yoksa zalime cezasını verdikten sonra haksızlık yapmak değildir. Buradaki "Zalim" ifadesinden maksat, Rebi' b. Ene.s ve İkrime'ye göre dememekte direnenlerdir. Mucahide göre ise, Müslümanlara karşı savaşanlardır.

Son olarak diyeceğim şudur ki; bu hasta kalbliler sunneti / hadisi inkâr ettikleri gibi Rasulun siyretini, İslam'ın tarihini de reddetmektedirler. Ben onlara yine Kur'an-ı Kerim'den, hem de yukarıdaki ayetlerden daha da sonra inmiş olan ayetlerin nuzûlunu soracağım.

"Andolsun ki Allah, O Peygamber in ve güçlük ânında ona uyan muhacir ve ansarın tevbelerini kabul etti. İçlerinden bir kısmının kalbleri kaymak üzere iken yine de onların tevbesini kabul buyurdu. Hiç şubhesiz O onlara Rauf ve Rahim'dır. Geri bırakılan üç kişiye de bütün genişliğine rağmen yeryüzü dar gelmiş ve nefisleri de kendilerini sıkıştırmıştı da Allah 'tan başka sığınacak hiçbir şey olmadığını anlamışlardı. Sonra onları da eski hallerine dönsünler diye tevbeye muvaffak kıldı. Muhakkak ki Allah Tevvâb'dır, Rahim'dir, Ey iman edenler, Allah'tan takva üzere ve sâdıklarla da beraber olun." (Tevbe 117 - 119)

Zorluk seferi olarak bilinen Tebuk seferine katılmayan 3 mucahidin gunahı ve samimi tevbe ve pişmanlıkları üzerine avf edilmeleri üzerine inen bu ayetlerdeki Tebuk, Medine'nin mahallesi değildi(!) Son ayette olduğu gibi, cihad seferine çıkanlara Allah (c.c.) sadık buyurarak, oturub kalanların Allah ve Rasulune verdikleri ahde sadık kalarak cihad seferlerine çıkan sadıklarla birlikte olmalarını emretmektedir. Yoksa günümüzdeki ehl-i sufiyyenin sapkın mûkimlerini sâdık sanmaları hak değildir!


İlgili Konular:

Cihad Ed-Daf'in Şartların Olmadığı (icma'sı)

https://www.islam-tr.org/konu/cihad-ed-dafin-sartlarin-olmadigi-icmasi.24078/

Rasulullah'a Hakaret Edenlere Sabredilmeli Diyenlere Cevap?
https://www.islam-tr.org/konu/rasulullaha-hakaret-edenlere-sabredilmeli-diyenlere-cevap.40684/

Halife - İmam - Olmadan Cihad Olmaz mı?

https://www.islam-tr.org/konu/imamsiz-cihad-olmaz-mi.23781/
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Sorunuz kaldırıldı, yeni, farklı soruları ayrı başlıkta sorunuz kardeşim.
 
Üst Ana Sayfa Alt