İzzetin Varisleri

Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve bereketuhu.. Muhammed Emin el-Mısri'ye ait olan "İzzetin Varisleri" adlı kitabın PDF'i bulunmadığı için bu konunun altında kitabın konuları yayınlayacağım inşallah. Bazı işlerden dolayı sadece hafta sonları yeni konuları yayınlayabilirim. Faydalı olacağı düşüncesi ile bu ameli yapacağım inşallah..
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
MUKADDİME
"DİN NASİHATTİR"

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem böyle söylemiştir. Bizi bu sayfaları yazmaya sevk eden sebep de işte budur. Ne yapacağımızı bilmediğimiz için veya kitabımızı okuyacak kimseler bulduğumuz için bu kitabı yazmış değiliz. Ortada bir nasihatin bulunduğunu ve kardeşlerimize bu nasihati sunmamızın üzerimize vacip olduğunu hissettiğimiz zaman; dini hâkim kılma ve dinin sancağını en yükseğe çıkarma yürüyüşü olan bu mübarek yürüyüşten bir pay elde etmek maksadıyla bunları yazdık.

Güzide sahabe Abdullah bin Revaha radıyallahu anh'ın dediği gibi; "Bizler insanlarla sayı, kuvvet ve güç çokluğu ile savaşmayız. Bizler onlarla ancak Allah'ın bize ikram etmiş olduğu bu din ile savaşırız." Bundan dolayı bize gereken dinimize kuvvetlice sarılmak; savaş esnasında silahına sarılan savaşçının silahını kavramasındaki hırs ve azminden daha hırslı bir şekilde dinimiz hususunda hırs sahibi olmamızdır. Öyle ki bu savaşçı, silahı hususunda her ne zaman kusurlu davranırsa, zafer ile alakalı bütün ümitlerini kaybetmiş olur. Hatta öyle ki kurtuluş ile alakalı bütün umutlarını da tüketmiş olur.

Aynı şekilde din ehli de her ne zaman dinleri ile alakalı kusurlu davranırlarsa - velev ki bu kusur çok küçük bir kusur olsun -, zafer ile alakalı bütün ümitleri yok olur gider. Hiç şüphesiz ki Allahu Teâlâ kendisine itaat eden, ihlás sahibi olan, O'na tutunan ve tevekkül eden kimselere yardım eder. Her kim Rabbinin dinine yardım etmezse, Rabbi de ona yardım etmez. Her kim Rabbine isyan ederse, Rabbi onu düşmanlarıyla başbaşa bırakır.

Tıpkı Ömer el-Faruk radıyallahu anh'ın dediği gibi:

"Eğer itaatimizle onlara galip gelmezsek, onlar güçleriyle bize galip geleceklerdir."

Hz. Ömer radıyallahu anh, ordu hakkında düşmanlarından korktuğundan daha fazla ordunun günahlarından korkardı. İşte bu, onun ince anlayışının ve aklının üstünlüğünden kaynaklanmıştır.

Bu manaları hep birlikte idrak etmemizi, kalplerimizin ve akıllarımızın bunlarla dolu olmasını ve bunların ebediyen bizden ayrılmamasını ne kadar çok isterdik. Allahu Teâlâ'nın dinine yardım etmeye ve onu korumaya kefil olduğunu yakîni bir ilimle bilmemizi ne kadar da çok isterdik. Kim İslâm'ın yöneldiği yere yönelir, kalbi ve azalarıyla Allah'a itaat içerisinde olursa, kesinlikle ona yardım edilecektir. Kim de doğru yoldan ayrılırsa, yardım da ondan uzaklaşacaktır.

Allahu Teâlâ her şeyi bilen ve hikmet sahibi olandır. Bizim hallerimizi bilmektedir. Bizim işlerimizden hiçbir şey ona gizli kalmamaktadır. Gizli hallerimizi ve niyetlerimizi bilmektedir. Tıpkı açık hallerimizi ve amellerimizi
bildiği gibi...

Allah subhanehu ve teâlâ hikmet sahibi olandır. Eşyayı yerli yerine koyar. Yardımı ve zaferi ancak onu hak edene verir. Ona ehil olmayan kimselere ise alçaklıktan başka bir şey yoktur. Allah'a karşı zelil bir hale düşmekten yine O'na sığınırız. Ancak nefis inat eder, şeytan vesvese verir. Dünya ise süslü kılınmıştır. Arzular (heva) çoğu zaman galip gelir. Bunların hepsi yönelmiş bir vaziyette; kul ile başarıya ulaşmasının, kurtuluşunun, dünya ve ahiret kazancını elde etmesinin arasına girmek istemektedirler. Bu dördü gerçekten bizim düşmanlarımızın en büyüğüdür. Nefsi, şeytanı, dünyayı ve arzuları her ne zaman yenebilirsek, insanlardan düşmanımız olan kimseleri yenme hususunda daha çok güç sahibi oluruz. Şayet bu dördü (nefis, şeytan, dünyalık, arzular) bizi yenerse, günah işleme hususunda düşmanlarımızla aynı seviyedeyiz demektir. Bize nazaran onların kuvveti daha fazla olduğundan dolayı bu durumda mağlup oluruz.

Bizim burada satırlara dökmüş olduğumuz kelimelerimiz nefse, şeytana, dünyaya ve arzulara (hevaya) galip gelmemize yardmcı olabilecek nasihatlerdir. İnşallah. Ey kıymetli kardeşim; bu nasihatlere bak. Bizler bu nasihatler ile ancak görmüş olduğumuz gediği kapatmak, eksiği gidermek veya iyiliğe işaret etmek suretiyle hayrı göstermeyi arzuluyoruz.

Bizim vazifemiz; anlatmak ve nasihat etmektir. Ancak gediğin kapanması, yırtığın onarılması ve iyiliğin gerçekleşmesi amel etmekle mümkündür. Ey kıymetli kardeşim; bu ise hem senin hem benim, hem de hepimizin vazifesidir.

Kelimelerin lezzeti ancak anlaşıldıkları ve kendileri ile amel edildiği takdirde alınabilir.

"De ki: Amel edin! Amelinizi Allah da Rasulü de müminler de görecektir. Sonra görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir." (Tevbe,105)

Sayfa 7-10
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve bereketuhu.. Muhammed Emin el-Mısri'ye ait olan "İzzetin Varisleri" adlı kitabın PDF'i bulunmadığı için bu konunun altında kitabın konuları yayınlayacağım inşallah. Bazı işlerden dolayı sadece hafta sonları yeni konuları yayınlayabilirim. Faydalı olacağı düşüncesi ile bu ameli yapacağım inşallah..
Ve aleykum selamu ve rahmetullahi ve berakatuhu ahi, Rabbim niyetinizin ecrini misliyle versin dilerim; sadaka-i cariyeniz olarak tüm okuyanlara faydalı olması duası ile...
 
Geri
Üst Ana Sayfa Alt