Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kabir Ziyaretlerine Dâir Sözün Özü

Sükunet Çevrimdışı

Sükunet

Twitter: @sknttt
İslam-TR Üyesi
Büyük âlim İbn-i Kayyim -rahimehullah- şöyle der:

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in kabirler hakkındaki sünnetini, bu konudaki emir ve yasaklarını, ashâbının üzerinde bulunduğu durum ile günümüzdeki insanların çoğunun üzerinde bulunduğu durumu kıyaslayan biri, kesinlikle bir araya gelemeyecek şekilde birinin diğerine zıt ve aykırı olduğunu görecektir. Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kabirlere yönelerek namaz kılmayı yasaklamış, günümüzdeki bu kimseler ise kabirlerin yanında namaz kılmaktadırlar.

Hâlbuki Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kabirlerin mescitler haline getirilmesini yasaklamış, bu kimseler ise kabirlerin üzerine mescitler yapıp buralara türbeler adını vererek bu yerleri Allah'ın evleri durumunda olan camilere benzetmişlerdir.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kabirlerin üzerinde kandiller yakılmasını yasaklamış, bu kimseler ise kabirlerin üzerinde mum ve kandiller yakmak için kabirlerin yanında vakıflar kurmuşlardır.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kabirlerin sürekli ziyâret edilen yerler haline getirilmesini yasaklamış, bu kimseler ise kabirleri ziyâretgâh ve ibâdet edilen yerler haline getirmiş, buralarda bayramlarda olduğu gibi veya daha fazla toplanır hale gelmişlerdir.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kabirlerin yer seviyesine getirilmesini emretmiştir.

Nitekim Müslim, sahihinde şu hadisi rivâyet eder:

Ebul-Heyyâc el-Esedî -rahimehullah-dedi ki:

"Ali b. Ebî Tâlib -radıyallahu anh- bana şöyle dedi:

(( أَلاَ أَبْعَثُكَ عَلَى مَا بَعَثَنِي عَلَيْهِ رَسُولُ اللهِ H أَنْ لاَ تَدَعَ صُورَةً إِلاَّ طَمَسْتَهاَ وَلاَ قَبْرًا مُشْرِفًا إِلاَّ سَوَّيْتَهُ.)) [ رواه مسلم ]

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in beni kendisiyle görevlendirip gönderdiği şey için seni de göndereyim mi? Yok edip ortadan kaldırmadığın hiçbir canlı resim ve yer seviyesine getirip düzlemediğin yerden yükseltilmiş hiçbir mezar bırakma."

Yine Müslim, sahihinde şu hadisi rivâyet eder:

(( عَنْ ثُمَامَةَ بْنِ شُفَيٍّ قَالَ: كُنَّا مَعَ فُضَالَةَ بْنِ عُبَيْدٍ بِأَرْضِ الرُّومِ بِرُودِسَ فَتُوُفِّيَ صَاحِبٌ لَنَا فَأَمَرَ فُضَالَةُ بْنُ عُبَيْدٍ بِقَبْرِهِ فَسُوِّيَ ثُمَّ قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللهِ H يَأْمُرُ بِتَسْوِيَتِهَا.)) [ رواه مسلم ]

"Sümâme b. Şufeyy'den rivâyet olunduğuna göre şöyle dedi:

-Bizler, Fudâle b. Ubeyd ile birlikte Rûm diyarında Ravdes denilen yerde iken arkadaşlarımızdan birisi vefât etti. Bunun üzerine Fudâle, ölen arkadaşımızın kabrinin yer seviyesine getirilmesini emretti. Sonra:

-Ben, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i kabrin yer seviyesine getirilmesini -yani kabrin yükseltilmemesini- emrederken işittim' dedi."

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kabirlerin yer seviyesine getirilmesini emretmiş, bunlar ise bu iki hadise aykırı davranıp aşırıya giderek kabirlerin üzerini ev gibi yerden yükseltmekte, üzerine de kubbeler yapmaktadırlar."

İbn-i Kayyim -rahimehullah- devamla şöyle der:

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in meşrû kıldığı ve kabirler hakkında yukarıda geçen şeyleri yasaklamaktan kastettiği anlam ile bu kimselerin meşrû kıldıkları ve kastettikleri şeyler arasındaki farkın ne kadar büyük olduğuna bakın. Şüphesiz bunun, bir insanın sayamayacağı kadar zararları vardır."

-Sonra İbn-i Kayyim -rahimehullah- bu zararları saymaya başlar ve devamla şöyle der:

"Bu zararlardan birisi de şudur; Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, kabir ziyaretini meşru kılmış, bununla âhiretin hatırlanması, ölüye duâ etmek, ona rahmet okumak, onun için Allah'tan istiğfarda bulunmak, ona âfiyet dilemek ve ihsanda bulunmak kast edilmiştir. Böylelikle kabirleri ziyâret eden kimse, hem kendine, hem de ölüye iyilikte bulunmuş olur ki günümüz müşrikleri, bu işi tersine çevirerek dînî emirlerin aksine davranıp ziyâretin amacını, ölüye yalvarıp yakarmak, onunla Allah'a tevessülde bulunmak, ondan ihtiyaçlarını gidermesini, bereketler indirmesini ve düşmanlarına karşı onlara yardım etmesini istemek gibi, Allah'a ortak koşmak kılmışlardır. Böylelikle onlar hem kendilerine, hem de ölüye kötülükte bulunmuşlardır. Bu müşrikler, böyle davranarak, ölüye duâ etmek, ona rahmet okumak ve onun için istiğfarda bulunmak gibi, Allah'ın meşrû kıldığı şeylerden ölüyü mahrum bırakmışlardır." (Şeyh Fevzân, Kitâbu’t-Tevhîd)
 
Üst Ana Sayfa Alt