Çözüldü Kadın , Evlenirken Eşinden Tek Eş ve Talak Şartı İsteyebilir mi?

E Çevrimdışı

ehl-i iman

Üye
İslam-TR Üyesi
anlamadım kısaca biri söyler mi hanefide kadın kuma istemem şartı koyabilir mi... i
şart yoksa erkek 2. eş alırken 1. eşten izin almalı mı almasada olur mu


?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
İslam'da 4 kadar kadınla evlenmek , Allah (c.c.)'nun vermiş olduğu bir haktır. Kadın; kocasına , Allahın vermiş olduğu bir icazeti men eden bir şart koşamaz, tavsiye/rica edebilir. Buna misal verecek olursak;

Misver ibnu Mahrame buyurdu :
Ali (r.anh) nikahı altında Fatıma (r.anha) olduğu halde Ebu Cehl'in kızına talib oldu.
Bunu işiten Fatıma, Rasulullah (s.a.v.)'a gelerek: "Kavmin, kızları için senin hiç gadablanmayacağını zannediyor. İşte Ali, Ebu Cehl'in kızıyla evlenecek!" dedi.
Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam kalktı, minbere çıkti, şehadet getirdi ve şu hitabede bulundu: "Emma ba'd! Ben Ebu'l-As İbnu'r-Rebi'e (kızımı) nikahladım. Bana konuştu ve doğruyu söyledi [vadetti ve vaadini tuttu. Şurası muhakkak ki ben helal olanı haram kılmıyorum, haramı da helal kılmıyorum]. Fatıma benden bir parçadır. Onu üzen beni de üzer. Allah'a yemin olsun Rasulullah (s.a.v.)'ın kızı Allah düşmanının kızıyla ebediyyen bir araya gelmeyecektir!"
Ravi der ki: "Ali istemekten vazgeçti."

(Buhari, Fezailu'l-Ashab 16, 12, 29, Cum'a 29, Humus 5, Nikah 109, Talak 13; Muslim, Fezailu's-Sahabe 96, (2449); Ebu Davud, Nikah 13, (2071); Tirmizi, Menakıb, (3866)

Ali (r.anh) , Rasulullah'ın vefatına kadar, 2. evliliği yapmamış, Rasulullah(s.a.v.)'i üzmemiştir. Rasulullah'ın (s.a.v.) vefatından sonra 2. evliliği yapmıştır.



2. eşi alırken, 1. eşin imzası/gönlü şart değildir.! Erkek durumu anlatıp, 1. eşin gönlünü hoş etmesi, evliliğin mutlulukla sürmesi için etkendir. Fakat bu durum Laik demokratik Türkiye'deki kadınların Avrupai özenti, konfor, feminist düşüncelerden etkilenmesi sebebiyle pek mümkün görülmemektedir. Çok çok nadiren çok evlilik olabilmektedir. Bunda da 1.eşte huzursuzluk ve yuvaların yıkılmasına kadar varabilmektedir. Türk toplumun örfü, şu an için çok evliliğe hazır görmüyorum. Rasulullah (s.a.v.)'in kızı Fatıma (r.anha) dahi çok evlilik karşısında huzursuz olabilmiştir. Genelde Dar'ul Harbin sakini müslüman kadınların yapısı/ bu durumu çek(e)mez. Rabb'im kadınlara anlayış , erkeklere de sabır versin .


Not:
Nikahta kadının kocasından 2. eş almamasını şart koşması gibi benzeri şartlar (Hanefi ve Şafi mezhebince) geçerli / câiz değildir, ancak erkek kabul ederse ahlaki olarak riayet etmesi gerektiğini savunurlar.

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah’ın kitabında olmayan bir şartı, şart koşan kimsenin şartı batıldır, (hükümsüzdür). Allah’ın şartı daha hak ve daha sağlamdır."
(Buhârî, Buyû’, 49; Muslim, Fezâil, 85)

Hanefîler, evlilik gibi Allah’ın koyduğu hükümleri içeren bir akitte, Allah’ın helal kıldığı bir şeyi yasaklayan şartların geçersiz olacağını belirtirler. Buna göre, nikâh sırasında "koca ikinci bir eş almamalıdır" gibi bir şart geçersizdir, çünkü Allah erkeğe dört kadınla evlenme hakkı vermiştir (Nisâ, 3). Ancak, böyle bir şart erkeği ahlaken bağlar, fakat hukuki bağlayıcılığı yoktur.

Hanefî fıkıh kitabı "el-Hidâye" adlı eserde şöyle denir: "Eğer bir kadın, kocasının üzerine ikinci bir eş almaması veya Onu belli bir beldeden çıkarmaması gibi bir şart koşarsa, bu şart geçersizdir. Ancak evliliğe zarar vermez, nikâh geçerli olur." (Burhâneddin el-Mergīnânî, el-Hidâye, C. 2, Sf: 124)

Şafiî mezhebi de benzer şekilde, Allah’ın izin verdiği bir şeyi yasaklayan şartların geçersiz olduğunu kabul eder.
İmam Nevevî şöyle der: "Eğer kadın, erkeğin ikinci bir eş almamasını şart koşarsa, bu şart batıldır. Çünkü Allah’ın helal kıldığı bir şeyi haram kılmayı gerektirir." (İmam Nevevî, el-Mecmû‘, C. 16, Sf: 222)


Mâliki mezhebince, evlilik akdinde kadının "kocam ikinci bir eş almayacak" şeklinde bir şart koyması geçerli kabul edilir ve bu şart bağlayıcıdır. Eğer erkek bu şartı ihlal ederse, kadın talâk-ı bâin (geri dönüşü olmayan boşanma) hakkını elde eder.
"
Ey iman edenler! Akitleri yerine getirin..." (Mâide, 1)

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Müslümanlar, şartlarına bağlıdır."
(Ebû Dâvûd, Buyû‘, 16; Tirmizî, Ahkâm, 17)

İbn Ruşd el-Cedd şöyle demiştir: "Eğer kadın, kocasının ikinci bir eş almamasını şart koşarsa ve erkek de bunu kabul ederse, bu şart geçerlidir. Şayet erkek bu şartı ihlal ederse, kadın boşanma hakkına sahibtir." (İbn Ruşd - Ebu’l-Velîd Muhammed b. Ahmed b. Ahmed el-Kurtubî el-Endelusî, el-Beyân ve’t-Tahşîl, C. 4, Sf: 113)

İbn'ul-Kâsım’a (İmam Mâlik'in öğrencisi) göre: "Kadının eşine 'Beni başka bir kadın üzerine getirmeyeceksin' şartını koşması geçerlidir. Eğer erkek bu şartı ihlal ederse, kadın fesih (boşanma) hakkına sahibtir." (İbn'ul Kâsım - Ebû Abdillâh Abdurrahmân b. Kāsım b. Hâlid el-Utakî el-Mısrî el-Mudevvene, C. 2, Sf: 209)

Hanbelî mezhebi, kadının nikâh akdinde kocasının ikinci bir eş almamasını şart koşuyor ve erkek de bu şartı kabul etmişse ve daha sonra ikinci bir evlilik yaparsa, kadın mahkemeye başvurarak nikâhın feshedilmesini (talâk-ı bâin) taleb edebilir.
"Ey iman edenler! Akitleri yerine getirin..."
(Mâide, 1)


Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Müslümanlar şartlarına bağlıdır."
(Ebû Dâvûd, Buyû‘, 16; Tirmizî, Ahkâm, 17)


"Allah’ın kitabına uygun olan şartlar içinde, en fazla yerine getirilmesi gereken şart, onunla cima (evlilik) helal kıldığınız şarttır."
(Buhârî, Şurût, 14; Muslim, Aymân, 12)

İmam Ahmed’e kadının "Kocam ikinci bir eş almayacak" şeklinde şart koşması sorulduğunda şu cevabı vermiştir: "Eğer erkek bu şartı kabul ederse, buna uymak zorundadır. Aksi takdirde kadın, evliliği sona erdirme hakkına sahibtir." (İbn Kudâme - Ebû Muhammed Muvaffakuddîn Abdullāh b. Ahmed b. Muhammed b. Kudâme el-Cemmâîlî el-Makdisî
, el-Muğnî, 7/371)

Hanbelî Fakihi İbn Kudâme şöyle der:
"Kadın, nikâh sırasında kocasının üzerine başka bir kadın almamasını veya Onu belirli bir yerden çıkarmamasını şart koşarsa, bu şart geçerlidir. Eğer erkek bu şartı yerine getirmezse, kadın nikâhı feshedebilir."
(İbn Kudâme - Ebû Muhammed Muvaffakuddîn Abdullāh b. Ahmed b. Muhammed b. Kudâme el-Cemmâîlî el-Makdisî , el-Muğnî, 7/371)

İbn Teymiyye şöyle demektedir: "Evlilik akdinde kadının kocasının ikinci bir eş almaması veya kendisini boşamaması gibi şartlar koyması câizdir. Eğer erkek bu şartı kabul ederse, buna uymak zorundadır."
(
İbn Teymiyye -
Ebü’l-Abbâs Takıyyuddîn Ahmed b. Abdilhalîm b. Mecdiddîn Abdisselâm el-Harrânî, Mecmû‘u’l-Fetâvâ, C. 29, Sf: 157)



Sözde Durma :
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَوْفُواْ بِالْعُقُودِ أُحِلَّتْ لَكُم بَهِيمَةُ الأَنْعَامِ إِلاَّ مَا يُتْلَى عَلَيْكُمْ غَيْرَ مُحِلِّي الصَّيْدِ وَأَنتُمْ حُرُمٌ إِنَّ اللّهَ يَحْكُمُ مَا يُرِيدُ
"Ey iman edenler! Akitlerin gereğini yerine getirin!" (Maide 1)
وَلاَ تَقْرَبُواْ مَالَ الْيَتِيمِ إِلاَّ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ وَأَوْفُواْ بِالْعَهْدِ إِنَّ الْعَهْدَ كَانَ مَسْؤُولاً
"... Ahdi de yerine getirin. Çünkü verilen sözde elbette sorumluluk bulunuyor." (İsra 34)

"Bir de anlaşma yaptığınızda Allah'ın ahdini yerine getirin ve pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın. Allah'ı üzerinize şahid tuttuğunuz halde, nasıl olur da bozarsınız! Şubhesiz ki Allah yaptıklarınızı bilir.
Bir ummet, diğer bir ummetten
(sayıca ve malca) daha çok olduğu için, yeminlerinizi aranızda aldatma vasıtası yaparak, ipliğini sağlamca eğirdikten sonra onu söküp bozmaya çalışan kadın gibi olmayın. Allah Sizi bununla imtihan eder ve şubhesiz hakkında ihtilaf ettiğiniz şeyleri kıyamet günü size mutlaka açıklayacaktır.
" (Nahl 91 - 92)

Ebu Hurayra (r.anh);
Rasulullah (s.a.v.)’ın şöyle buyurduğunu aktarmıştır: “Munafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, emin görüldüğü zaman/kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder, söz verdiğinde ise sözünden cayar.”
(Buharî, İman, 24)

وعَنْ عبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرو بْنِ العاص رضي اللَّه عَنْهُمَا أنَّ رسُولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ : « أرْبعٌ مَنْ كُنَّ فيهِ ، كانَ مُنَافِقاً خالصاً ، وَمَنْ كانتْ فيه خَصْلَةٌ مِنْهُنَّ ، كانَ فِيهِ خَصْلَةٌ مِنَ النِّفاقِ حتَّى يدعها : إذا أؤتمِنَ خانَ ، وإذا حدَّثَ كَذَب ، وإذا عاهَدَ غَدَر ، وإذا خَاصَم فَجر متفقٌ عليه
Abdullah İbni Amr İbni'l-Âs (radıyallahu anhumâ)'dan rivayet edildiğine göre, Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
"Dört huy vardır ki bunlar kimde bulunursa O kişi tam munâfık olur. Kimde de bu huylardan biri bulunursa, Onu terk edinceye kadar O kişide munâfıklıktan bir sıfat bulunmuş olur:
Kendisine bir şey emânet edildiği zaman Ona ihânet eder. Konuştuğunda yalan söyler.
Söz verince sözünden döner. Düşmanlıkta haddi aşar, haksızlık yapar.
"
(Buhârî, Îmân 24, Mezâlim 17, Cizye 17; Muslim, îmân 106; Ebû Dâvûd, Sunnet 15; Tirmizî, Îmân 14; Nesâî, Îmân 20)


وعن ابن مسْعُودٍ ، وابنِ عُمرَ ، وأنسٍ رضي اللَّه عنهُمْ قَالُوا : قَالَ النبيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم: « لِكُلِّ غَادِرٍ لِوَاءٌ يوْمَ القِيامةِ ، يُقَالُ : هذِهِ غَدْرَةُ فُلانٍ » متفقٌ عليه
İbni Mes'ûd, İbni Ömer ve Enes (radıyallahu anhum)'den rivayet olunduğuna göre, Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
"Ahdini bozan herkes için kıyamet günü bir bayrak dikilip, bu falanın vefâsızlık alâmetidir diye ilân olunacaktır."
(Buhârî, Cizye 22, Edeb 99, Hiyel 99; Muslim, Cihâd 11-17; Ebû Dâvûd, Cihâd 150; Tirmizî, Siyer 28; İbni Mâce, Cihâd 42)


Sözden Dönmenin Kefâreti :

Abdurrahman İbni Semura (radıyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre;
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Ona şöyle buyurdu: "Herhangi bir konuda yemin ettiğinde ondan başkasını daha hayırlı görürsen, hayırlı olanı işle ve yeminine kefâret öde."
(Buhârî, Ahkâm 5, 6, Eymân 1, Keffârât 10; Muslim, Eymân 19, İmâre 13; Ebû Dâvûd, İmâre 2; Tirmizî, Nuzûr 5; Nesâî, Âdâbu'l-kudât 15, 16)

Ebû Mûsa (radıyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre;
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ben, Allah diler de, vAllahi diye bir hususta yemin ederim, sonra ondan daha hayırlısını görür, yeminimin kefâretini verip daha hayırlı olanı yaparım."
(Buhârî, Eymân 1, Keffârât 10; Muslim, Eymân 7; Ebû Dâvûd, Eymân 12, 14; Nesâî, Eymân 15)

"Allah, sizi, kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Fakat kasıtlı yaptığınız yeminlerinizden sizi sorumlu tutar. Bozulan yeminin keffareti (cezası), ailenize yedirdiğinizin ortalamasından 10 yoksulu yedirmek veya giydirmek yahut da 1 köle azad etmektir. Verecek bir şey bulamayan kimse için de 3 gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizi bozmanın cezası budur. Yeminlerinizi koruyun. İşte Allah âyetlerini Size böyle açıklar ki, şükredesiniz." (Maide 89)





İlgili Konular:


Kadının Talak Hakkı Olur mu? 2. Hanım Almamaya Söz Verdim Ne Yapmalıyım?

Kadın , Evlenirken Eşinden Tek Eş ve Talak Şartı İsteyebilir mi?

ŞARTLI NİKAH
 
Geri
Üst Ana Sayfa Alt