Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Kafir Kafirliğini Yaparken Müslümanlar Müslümanlığını Neden Yapmıyor!

Murf Çevrimdışı

Murf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kafir Kafirliğini Yaparken Müslümanlar Müslümanlığını Neden Yapmıyor!

Gazze'ye 27 Aralık tarihinde yine büyük bir katliam başlatıldı ve yaklaşık bir ay boyunca her gün Gazze üzerine bombalar yağdırıldı. İsrail, Müslüman çocukları yetim, anaları evlatsız bıraktı. Burada bu makaleyi hazırlarken veya siz bu satırları okurken dahi Allah'u Alem (Allah bilir) kaç evladımızı, bacımızı ve kardeşlerimizi kaybediyor olacağız. Binlerce ağır yaralı ilaçsız bakımsız bir halde acılar içinde gözyaşı dökmektedir.
Bu acı durumu gören Müslümanlar (her ne kadar zihinlerine milliyetçilik fikirleri kâfirler tarafından empoze edilmiş olsa da) var olan İslami mefhumların kırıntılarıyla kardeş olduğumuzu hatırlayıp, ayaklanıp bu vahşete seslerini duyurmaya çalışıyor ve bunun için birçok girişimde bulunuyorlar. Yürüyüşler yapılarak İsrail'e lanetler okunuyor, İsrail ve Amerikan bayrakları yakılıyor ve çoğunlukla maddi yardımlar yapılıyor. Aslında bütün bu faaliyetler yeni yapılan şeyler değil. Kâfir ve yahudinin her katliamında Müslümanlar hep aynı tepkiyi verdiler. Aralarında birisi ‘senelerdir bu faaliyetleri yapıyoruz ama hiç bir yere varamadık' diye düşünmüşler midir acaba?!

Dikkatinizi çekmek istiyorum ki;

‘‘Bu 1924'ten bu yana olan ilk saldırı değil, nitekim sonda bulmayacak. Her vahşette yüreklerimizde bir burukluk hissediliyor, boğazımız düğümleniyor içten içe kahroluyoruz. Bu halde iken aklımızdan birçok şeyler geçiyor, kinleniyor ve öfkeleniyoruz, sonra sokaklara dökülüp Müslümanlara bu zulmü reva görenlere nefretimizi kusuyoruz. Bu zulümler ile alakalı haberler, görüntüler devam ettikçe, bizimde duygularımız kabarmış bir halde, en üst seviyede devam ediyor. Lakin haberler kesildiğinde, gündem değiştiğinde tekrar eski halimize dönmekte hiç gecikmiyoruz. İşte bu gelip geçici duygularımızla yıllardır hareket ettiğimizden dolayı bir arpa boyu yol alamadık. Her yıl bu tür zulümlerin tekrarları işlenirken, bizler geçici duygularla hareket ettiğimizden, kalıcı ve köklü çözüme bir türlü sevk olamıyoruz.'' Diye hiç düşünmedi Müslümanlar.

Peki, Müslümanları bu tefekkürden alıkoyan nedir?
Müslümanlar her ne kadar devletlerini kaybetmiş ve gayri İslamî bir çok fikirler zihinlerinde barınsa da, hatta İslam'ı layıkıyla yaşamasalar da sonuçta Allah Subhanehu ve Teala'ya iman eden insanlardır. Kâfirler belki de Müslümanların birçok değerlerini ellerinden almış olabilirler. Ama imanlarını almayı başaramamışlardır. İşte o iman birçok Müslümanlarda zayıfta olsa, saldırılarda, katliam ve zulümde, en kötü durumda Müslüman olduklarını, kardeş olduklarını hatırlatıyor. Bundan dolayı da gözle görülen, açık bir katliamda yürekleri sızlıyor, ‘biz evlerimizde rahat, yer-içerken Gazze'deki kardeşlerimiz atılan bombalar ne zaman evimizi yıkacak diye beklemekteler' diye tefekkür edip bu düşünce dahi onları rahatsız ve huzursuz kılıyor. İşte bunun için kardeşlerimize yardımda bulunmak istiyorlar. Maalesef onlar, bütün Müslümanlar için Köklü Çözümü bilmediklerinden ötürü mevcut olan laik düzenin onlara sunduğu, izin verdiği Yamalı Çözümlere başvurmaktalar.
Kafir ve hain yöneticiler böyle bir katliamda Müslümanların ayaklanıp tek vucud olacaklarını iyi bilirler. Bu yüzden bunun önüne geçmek için birçok kurumlar, teşkilatlar kurmuşlardır. Bunlarda genelde yardım kuruluşlarıdır. Müslümanlar ne yapacaklarını bilmedikleri için bu kuruluşlara maddi yardımda bulunmalarıyla birlikte içlerinde büyük bir huzur hissediyorlar. İşte bu hissettikleri huzur ‘nede olsa biz elimizden geleni, gücümüzün yettiğini yaptık' düşüncesine sevk ettiği bir yana yerlerinde oturmaya ve pasifliğe sebebiyet vermektedir. Bu durumda hiç kimse yöneticilerden hesap sormayacak, onları oturdukları makamlarından kimse rahatsız etmeyecek.
Bütün bu yardım kuruluşları Müslümanları ayaklandırmak, uyandırmak ve birlik olması için kurulmamıştır. Aksine onları uyutmak ve pasifleştirmek için kurulmuştur. İşte Müslümanları tefekkürden uzaklaştıran, pasifleştiren sebeplerden biri budur.
Yahudiler kardeşlerimizi katlederken, diğer taraftan onların işbirlikçileri olan hain, zalim ve de münafık yöneticiler de Müslümanların hiç bir şeyi görmemesi, farketmemesi için bu yönde pasifleştirerek yahudilerin ekmeğine yağ sürmektedir. Şimdi burda kafir veya yahudi veyahutta zalimler neden böyle yapıyorlar? Neden Müslümanları öldürüyorlar? Neden bu kadar zalimler? Bu ve benzeri soruları sormak kişinin yüzeysel düşüncede olduğunu gösterir. Biz bu soruların yanıtını aramıyoruz. Çünkü biliyoruz ki onlar kafir, onlar yahudi ve onlar zalim. Kâfir kafirliğini, zalim de zulmünü icra edecektir. Çünkü onlar İslam ve Müslüman düşmanlarıdır ve hayattaki tek gayeleri Müslümanları yok edip bütün maddi değerlerine sahip olup, yeryüzüne hâkim olmaktır.
Burada asıl sorgulanması gereken, kâfir kâfirliğini yaparken Müslümanlar neden Müslümanlık görevini yapmıyor olmasıdır. Her katliamda kâfire ateş püskürüyoruz onları hesaba çekiyoruz. Oysa yapılması gereken şey kâfiri değil Müslümanları hesaba çekmektir. Çünkü Müslümanlar Müslümanlıklarını yapsalar, görevlerini tas tamam yerine getirseler, kâfirler kâfirliklerini yapmaya zemin bulamayacaklardır.

Şunu unutmayalım ki;
Kâfir veya yahudi veyahutta zalimler gerçekten korkak insanlardır. Çünkü onların dayandıkları merci kendileri gibi aciz, eksiz ve sınırlıdır. Güvendikleri insanlar ölümcüldür. Ama Müslümanlar Yalnızca Allah Subhanehu ve Teala'ya dayanır tevekkül ederler ve bilirlerki O' Subhanehu Teala ölümsüz olduğu gibi aciz, eksik ve sınırlı değildir. Bu güven Müslümanları cesaretli kılar ama ne acıdır ki Müslümanlar İslamî mefhumlarının bozukluğa uğramasından dolayı Allah'u Teala dışında başka mercilere güven duymaya başladılar. İşte bu durum kâfirleri cesaretlendirmektedir. Yani korkak olan kâfirleri cesaretlendiren tek şey bugünkü Müslümanların İslam'dan uzaklaşması, İslam'ı tanımaması ve zihniyetlerinin bozukluğa uğramasıdır. Yoksa hiç bir millet Müslümanların önünde durmaya dahi cesaret edemez.
Satılmış hain yöneticilerin, sömürgeci kafirlerin ve tüm pislik yuvaların korktuğu, Müslüman'ın huzur ve sukut bulduğu ve Kafirlerin çizmiş olduğu sınırları kaldıracak İslam ümmetini tekbir çatı altında "Lailahe illaallah Muhammederrasullullah" bayrağının altında toplayacak ve Kafirlerin Müslümanlara yapmış oldukları zulümlerin hesabını soracak olan tek devlet Raşid-i Hilafet'tir.
Tek çözümün, tek kurtuluşun 2. Raşid-i Hilafet olduğunu makalelerimizde defalarca belirttik. Ümmeti bu katliamdan, zulümden kurtaracak olan İslam Devletidir. Bu çözüm için çalışan muttaki kardeşlerimize dua etmekten başka diyecek bir sözümüz yok. Biz onlara ancak ‘Rabbim sizlerden razı olsun ve sizleri Cennetle mükafatlandırsın' diye dua ederiz. Ama yahudilerlele işbirliği kuran hain yöneticilere destek veren Müslümanlara diyecek çok sözümüz var...

Ey Müslümanlar!
Artık başınızdaki hain yöneticilerin gerçek yüzlerini görün. Onların bizi düşündüğü yok ve akıttıkları timsah gözyaşları, söyledikleri sözler, belirttikleri üzüntünün hiç bir aslı yok. Artık bunu anlayın. Onların bizim safımızda değil kâfirlerin ve yahudilerin safında olduğunu artık görün ve bu gerçeği idrak edin.
Yaptığınız yardımların gerçekten Gazze'ye yetiştiğini mi zannediyorsunuz? Yardımların BM'ler kontrolünde olduğunu bilince ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Yetişse dahi onların istedikleri bu mu? Evet, onlar yiyecek, içecek bir şey bulmada sıkıntı yaşıyorlar, elektrikleri kesildi ama onlar bundan dolayı şikâyetçi değil. Onlar bizden yiyecek giyecek veya para istemiyorlar. Onlar bizden birlik olmamızı bekliyorlar ve bu katliamı durdurmamızı istiyorlar. Para göndererek biz bu katliamın önüne geçmiş mi oluyoruz?
Ey Müslümanlar!
Sizler onların durumlarına üzülüp ağlamayın. Asıl kendi halinize üzülüp ağlayın. Çünkü onlar İnşa'Allah şehit oluyorlar. Allah Şehitlerden hesap sormaz ve onların mükafatı Firdews'te Rasulullah'la beraber olmak. Peki ya bizler? Rabbim yarın hesap gününde sormayacak mı? ‘‘Ey Kulum! Filistin'deki kardeşlerin katledilirken, acımasızca öldürülürken sen ne ile meşguldün? Onlar ‘Nerde müslümanlar?' dedikleri zaman sen nerdeydin?'' demeyecek mi? Peki biz ne diyeceğiz? Para yardımı yaptık, yahudilerin bayraklarını yaktık mı diyeceğiz? Eimizdeki hüccet bu mu olacak!!!
Onların durumu içlerimizi parçalıyor, canımızı acıtıyor bu doğru ama oradaki kardeşlerimiz için hiçbir şey yapmayan yada yaptığını zanneden Müslümanlar, kendileri için üzülsünler. Kendi durumları için ağlasınlar. Çünkü onların durumu Gazze'deki kardeşlerimizin durumundan daha da acı. Herkes bir sefer ölecek. Dönüşü olmayan bir yola girilecek. Ne mutlu şehitlere...
"Allah, Allah yolunda çarpışıp öldüren ve öldürülen Mü'minlerden, karşılığı Cennet olmak üzere, mallarını ve canlarını satın almıştır. Bu O'nun üzerine, Tevrat, Incil ve Kur'an'da vadedilmiş olan bir haktir. Allah'tan daha çok ahdine vefa gösterebilen kim vardir? Şu halde yapmış oldugunuz bu alışverişinizden dolayı sevinin. İşte büyük kurtuluş budur." (Tevbe, 9/111)

Bacınız, Sümeyye AVCI

(ALINTI)
 
DAVA Çevrimdışı

DAVA

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Kafir Kafirliğini Yaparken Müslümanlar Müslümanlığını Neden Yapmıyor!

Inandigin kadar inandirir ve Iman ettigin Kadar uygular insan, Bence Ne kadar Inaniyor ve amel ettimizi bir hesaba cekelim.. ALLAH biz Müslümanlari islah ettsin
 
Üst Ana Sayfa Alt