Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kafir tevbeye muhtaç mıdır?

I Çevrimdışı

islami bilgiler

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بســـم الله الرحمن الرحيم


Kafir tevbeye muhtaç mıdır?


Günahkâr olan bir kimse, günahlarının bir kısmından tevbe ederken bir kısmından tevbe etmezse bu durumda yapılan tevbe yalnızca, tevbe edilen günahın bağışlanmasını gerekli kılar.

Ama bu günahlardan tevbe edilmeyen günahta kişi, günahından tevbe etmeyen kimsenin durumunda olduğu gibi, işlemiş olduğu o günah üzerinde kalır. Bir değişiklik söz konusu olmaz. Doğrusu bu hususta herhangi bir tartışmanın olduğunu bilmiyoru m.

Ancak bir kâfirin müslüman olması durumunda, mesele farklı bir boyut kazanmakt adır. Çünkü söz konusu kimsenin müslüman olması aynı zamanda onun küfürden tevbe etmesini de içerir. Bu yüzden müslüman olmakla, tevbe ettiği küfürden ötürü bağışlanır. Fakat burada şöyle bir sorunun gündeme getirilme si olasıdır:

Bir kimse küfür halinde iken işlediği günahlarından ötürü, müslüman olduktan sonra tevbe etmezse yalnızca müslüman olması bu günahların mağfiret edilmesin i sağlar mı?

Bu konuda iki görüş vardır:

1 - Kâfir bir kimse müslüman olması halinde bütün günahları bağışlanır. Çünkü Müslim 'in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Resûlullah -salat ve selâm O'nun üzerine olsun-şöyle buyurmakt adır:

"İslâm kendinden önce vaki olan tüm günahları (n hükmünü) düşürür." (Müslim, İman, c. 1, s. 112, H. No 192)

Öte yandan Cenâb-ı Hak şu âyette de şöyle buyurmakt adır:

"Ey Muhammed: O küfredenlere "eğer küfürlerine ve düşmanlıklarına son verirlers e, geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle." (Enfâl, 8/38)

2 - O dönemde işlediği günahlarından tevbe etmediği sürece yalnız müslüman olmakla, tüm günahlarından bağışlanmayı hak edemez.

Sözgelişi bir kimse müslüman olduğu zaman, küfürde değil de kebâir (büyük) günahları işlemeye devam ederse, söz konusu kimsenin bu noktadaki hükmü, büyük günahları işleyen kimsenin durumu gibidir. Metodoloj i ve delil kitapları bu hususun böyle olduğuna işaret eder.

Çünkü Resûlullah (sallallah u aleyhi ve sellem) Hakîm b. Hizâm'ın:

"Ey Allah'ın Resulü! Cahiliyye döneminde işlediğimiz günahlardan sorumlu tutulacak mıyız?" sorusuna şöyle cevap vermişti:

"Sizden müslüman olduktan sonra güzel davranan (dengeli ve ölçülü yaşayan) bir kimse, cahiliyye döneminde işlediği eylemlerd en sorumlu tutulmaya caktır. Ancak müslüman olduktan sonra da kötü davranan (bozuk bir yaşantı sürdüren) kimse müslüman olmadan önce ve müslüman olduktan sonra işlediği bütün günahlardan sorumlu tutulacak tır." (Buhârî, c. VIII, s. 49; Müslim, K. İman, c. 1, s. III; H. No 190)

Bu hadis müslüman olduktan sonra ihsan üzerine hareket eden kimsenin, cahiliyye döneminde işlediği günahlarından ötürü tâbi tutulması gereken sorumluluğunun kaldırılacağına, buna karşılık, muhsince davranmay an kimsenin sorumlulu klarının kaldırılmayacağına (günahlarının bağışlanmayacağına) işaret etmektedi r.

Kişi müslüman olduktan sonra ihsan üzere bir hayat yaşamıyorsa, önceki ve sonraki tüm günahlarından sorumludu r; günahlarından tevbe etmediği sürece de muhsin değildir. Çünkü az önce de kaydettiğimiz gibi Cenâb-ı Hak:

"Ey Muhammed, küfredenlere, eğer küfür ve nifaklarına son verirlers e, geçmişte yaptıkları günahların bağışlanacağını söyle." (Enfal, 8/38) buyurmuştu.

Görüldüğü gibi bu âyet, bir günaha son veren kimsenin geçmişte yaptığı yalnızca o günahının bağışlanacağına işaret ediyor; geçmişte yapılan başka günahların bağışlanmasına değil. Çünkü başka günah için şöyle diyen kimsenin görüşü burada gündeme gelmekted ir:

"Eğer sen günahı işlemeye son verirsen geçmişte yaptıkların bağışlanır."

Bu ve benzeri ifadelerd en:

"sen şu işe son verirsen geçmişte bu işi yapman dolayısıyla kazandığın günahın bağışlanır; sen bi rşeye son verdiğin zaman geçmişte o şeyi yapmandan ötürü kazandığın günah bağışlanır".

Bunun benzeri bir anlamı şu ifade şeklinden çıkarmak mümkündür:

"Eğer tevbe edersen." oysa bu ifadeden şu anlaşılmaz:

Senin bir günaha son vermen ile, geçmişte yaptığın o günahından başkaları da affedilir .

Resûlullah'ın biraz önce kaydettiğimiz sözünde:

"İslâm kendisind en önce vâki olan günahları ve sorumlulu kları düşürür;" demiştir.

"İslâm kişinin kendisind en öncesi yapılan eylemlerl e ilişkisini keser." hadisine gelince:

Bu hadis, Amr b. el-Âs, müslüman olduğu sırada, Resûlullah'a (sallallah u aleyhi ve sellem) geçmişte yaptığı günahların bağışlanıp bağışlanmayacağını sorduğunda ona verdiği şu cevaptır:

"Ey Amr, sen bilmiyor musun, İslâm, kendisind en önce vakii olan günahlardan doğan sorumluluğu düşürür. Tevbe, önce yapılan günahı düşürür; hicret, kendinden önce yapılan günahların sorumluluğunu düşürür." (Müslim, c. 1, s. 112, H. No 192)

Biliyoruz ki tevbe, sadece kendinden tevbe edilen günahın bağışlanmasını gerektiri r; bütün günahların mağfiret edilmesin i değil.
 
Üst Ana Sayfa Alt