Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Kafirin Kul Hakkı ve Kul Hakkının Çeşitleri?

S Çevrimdışı

sagemim

Üye
İslam-TR Üyesi
selamun aleykum kardesler kul demek rabbımıze ıtaat eden oluyrsa sunu sormak ıstyrm kafır olanlardan yada musrıklerden helallık ıstenrmı onlar kul olylarmı bıde kısı musluman oldktan sonra kul haklarıda af olrmu selamun aleykum
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Aleykum selam we rahmetullah;

Öncelikle "kul" olmaları açısından Müslümanlarla, Kafirlerin hakları arasında herhangi bir fark yoktur.

Bir Müslüman, kendi dindaşlarının haklarına riayet ettiği gibi, gayr-i Muslim'lerin (kafir) haklarına da riayet etmeli, onların haklarına tecavuz etmekten kaçınmalıdır.

"Kul" ifadesi genel anlamıyla tüm insanlar için kullanılmıştır. Çünkü her insan yaratılmaları cihetiyle Allahın kuludur.
Kur'an'da ve hadiste, bütün insanlar hatta bazen diğer varlıklar için kullanılıyorsa da, daha çok “Mûmin” mânasına gelmektedir. Özellikle izafet yoluyla Allah'a nisbet edilen abd ve ibâd kelimeleri, “O'na iman eden, kendisinin de sevdiği kullar” anlamını taşımaktadır. (M. F. Abdulbâki, Mûcem; DİA, Abd md.)


Kendisi Kafir İken, Kafirlerin Koyunlarını Emanet Alarak Çobanlık Yapan Yesar,
Musluman Olunca Kafirlerin Hakları Olan Koyunları Geri Göndermesi :


Müslüman Olup Şehid Olan Hayber'li Çoban

Hayber yahudilerinden Amir'in, Yesar adında Habeşli zenci bir kölesi vardı ve bu köle onun davarını güderdi.

(Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in, Hayber kalelerinden bazısını kuşattığı zaman: İbn İshak; İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 358; İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1, s. 85; Beyhakî, Delâilu´n-Nubuvvıe, c. 4, sf: 220; İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, sf: 142) Yesar Hayber'lilerin silaha sarıldıklarını görünce, onlara:

"Ne yapmak istiyorsunuz?" diye sormuştu.
Onlar da: "Şu Rasûlullah olduğunu iddia eden kişi ile çarpışacağız" demişlerdi.
Rasûlullah'ın sözü, Yesar'ın kalbine işledi. Davarını sürüp Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına geldi. (Vâkıdî, c. 2, s. 649; Beyhakî, Delâil, c. 4, s. 220; İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c.2,s. 150; Zehebî, Megâzî, s. 347; Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 190)

"Ey Muhammed! Sen, neler söylüyor ve nelere davet ediyorsun?" diye sordu.
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "İslamiyete, Allah'dan başka ibadete layık ilah bulunmadığına şehadete, Allah'dan başkasına ibadet etmemeye ve benim, Allah'ın rasulü olduğuna şehadete davet ediyorum." buyurdu.

(Vâkıdî, Megâzî, c.2, sf: 649; Beyhakî, c. 4,sf: 220; İbn Kayyım, c. 2, s. 150; Ebu´l-Fidâ, c. 4, sf: 190,191)

Yesar, Müslüman olunca:
"Ya RasulAllah! Ben, siyah tenli, çirkin yüzlü, pis kokulu ve varlıksız bir adamım. Şu yahudilerle çarpışır ve ölürsem, cennete girer miyim?" diye sordu.
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Evet " buyurdu.

(İbni Kayyım, Zadu'l-mead, c. 2, sf: 150; Ebu´l-Fidâ, c. 4, sf: 190, 191; İmam Muhammed, Siyeru´l-kebir, c. 1, sf: 287, 288; Beyhakî, c. 4, sf. 220)

Yesar: "Ya RasulAllah! Ben, şu davarların sahibinin işçisiyim. Bu davarlar, benim yanımda bir emanettir. Şimdi, ben, bunları ne yapayım?" diye sordu.
(İbn İshak; İbn Hişam, c. 3, s. 359; İbn Abdilberr, c. 1, s. 85; Beyhakî, c. 4, s. 220; Zehebî, s. 347; Ebu´l-Fidâ, c. 4, sf: 191)


Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu.: "(Onları, karargahtan çıkar Onlara, bağır ve ufak taşlar at . Muhakkak ki yüce Allah, sana emanetini iade ettirecektir.(Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 649; Beyhakî, Delâilu´n-nubuvve, c. 4, s. 220; İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 150; Zehebî, Megâzi, s. 347; Ebu´l-Fidâ, el-Bi dâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 191) Onlar, sahiblerinin yanına döneceklerdir." (İbn İshak; İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 359; İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1, s. 85; Beyhakî, Delâil, c. 4, s. 220; İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c.2, s. 142; Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 191)

Yesar, hemen kalkıp yerden bir avuç kum aldı, davarların yüzlerine attı ve: "Sen, sahibine dön. Vallahi, ben, artık sana sahib olmayacağım" dedi. (Vâkıdî, c. 2, s. 649; Beyhakî, c. 4, s. 220; İbn Seyyid, c. 2, s. 142)
Davarlar, sanki çoban tarafından sürülüyorlarmış gibi kaleye girinceye kadar topluca gittiler, sahiplerinin yanına döndüler. (Vâkıdî, c. 2, s. 649; Beyhakî, c. 4, s. 220; İbn Seyyid, c. 2, s. 142)
Yahudi Amir, kölesinin Müslüman olduğunu anladı. (Vâkıdî, c. 2, s. 649; Beyhakî, c. 4, s. 220; İbn Kayyım, c. 2, s. 150; Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 191) Ali Radıyallahu Anhu, sancağı çekip kaleye dalarak çarpıştığı sırada, Yesar da onun yanında çarpıştı. (Vâkıdî, Megâzî, c. 2, s. 649)

Yesar, yahudilerin attıkları bir taşla şehid oldu. Allah'a, bir vakit bile namaz kılmak fırsatını bulamadı. (İbn İshak; İbn Hişam, c. 3, s. 359; Zehebî, s. 347; Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 191; İbn Kayyım, c. 2, s. 150) Yesar, Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına getirildi. Arkasının üzerine yatırıldı. Üzerine, bir örtü örtüldü.

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ona dönüp baktı. Ashab-ı kiram da, dönüp baktılar. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ondan hemen yüzünü çevirdi.
Ashab-ı kiram: "Ya Rasulallah! Ondan, niçin yüzünü çevirdin?" diye sordular.
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Şimdi, onun yanında cennet hurilerinden iki zevcesi bulunuyor. (İbn İshak; İbn Hişam, c. 3, s. 359; İbn Abdilberr, c. 1, s. 85, 86; İbn Seyyid, c. 2, s. 1 42) Şehid, vurulup yere düştüğü zaman, cennet hurilerinden iki zevcesi gelip yüzünden tozları silerlerken: "Allah, seni toza toprağa bulayanın yüzünü toza toprağa bulasın! Seni, öldüreni öldürsün" derler. (İbn İshak; Siyer İbn Hişam, c. 3, s. 359; İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 142)

"Allah, bu kuluna ikram edip onu hayra sevk etti. Allah'a, hiç secde etmediği halde, cennet hurilerinden ikisini, onun baş ucunda gördüm" buyurduktan sonra:
"Allah, senin yüzünü ve kokunu güzelleştirsin. Varlığını da çoğaltsın" diyerek dua etti. (İbni Kesir - Sire)

***
Kâfirler asla cennete giremeyecektir. Fakat kafir de olsa, bir müslüman hakkına girmişse ; dünyada iken aralarında bu konuyu halletmeli, helalleşmelidirler. Aksi durumda ahiratte hakkını muslumandan alır.
Bu, onu cehennemden çıkarmaz ama, 'hakkın durumu'na göre müslümanı cehenneme bile sokabilir. Fakat “imanını” alacak diye bir şey söz konusu değildir. Bu sebeble, musluman ebedi olarak cehennemde kalmaz.

Kafir bir kişinin musluman olması durumunda, câhili dönemindeki yine başka bir kafire veya muslumana olan (maddi) kul hakkı aynen devam eder. Fakat diğer günahları silinir.


"Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın; insanlara eşyalarını eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular olarak dolaşmayın." (Hud 85)

Kâfir Kişi, müslüman olunca geçmişi (şirki) temizlenir. Fakat kul hakkı silinmez. Bu da Rahman'ın bir rahmetidir. Çünkü Allah (c.c.), kafir müslüman olunca , kendine ait olan suç ve günahları (şirki) bağışlamaktadır. Fakat "Kul Hakkı" sadece sadece (mûmin veya kafir) hak sahibi Kul'u ilgilendiren bir mesele olduğundan, Allah (c.c.) ona karışmaz.

Gıybet, dedikodu, gibi manevi günahları, (cahilken-kafirken sorumlu olmadığından ve karşı tarafın bunu bilmesinde fitneler çıkmaz) zaten musluman olmasıyla temizlenmekte. Ama cahiliyye dönemindeki maddi çıkarı vermek zorundadır. Aksi taktirde fitneler çıkar. Daru'l Harbte olan muslumanlar ya öldürülür, ya zindana girer.

Kafirin kafiri gıybet etmesinin bir hukmu yoktur, zaten kafirdir. Ama maddi borçlu olmalarının bir değeri vardır ki , ödeyecektir, ödemese bir yakını ödemektedir.

Muslumanın, kafirin gıybetini (savaş harici) yapması uygun değildir. Zaten kişi kafirden gıybet yapmıştır. Musluman olduktan sonra sulh halindekilerin gıybetini yapmamıştır.
Kafirin şahsının değil de, sıfatlarının gıybetini yapmada bir beis de yoktur.


Kim bir kul hakkı yemişse derhal o kardeşi ile helalleşsin. Çünkü (kıyamet günü) dirhem de geçmez dinar da. Böyle olunca o (hak yiyen) kişinin sevabları alınır, o adama yüklenir. Eğer sevabları yoksa o hakkını yediği adamın günahları buna yüklenir.”
(Buhari, Rikak, 48)

Ebu Katâde (r.anh) anlatıyor:
Rasulullah (s.a.v.), aralarında ayağa kalkarak: "Allah yolunda cihadla imanın amellerinin en faziletlisi" olduğunu söylemiş.
Bunun üzerine bir adam kalkarak: Ya Rasulullah, ne buyurursun, ben, Allah yolunda öldürülsem günahlarım afvolunur mu? demiş
Rasulullah (s.a.v.), Ona: "Evet, ihlâsla sabrettiğin hâlde, ileri gidip geri dönmeyerek Allah yolunda öldürülürsen." buyurmuş.
Sonra Rasulullah (s.a.v.): "Nasıl dedin?" diye sormuş
Adam: Ne buyurursun, ben, Allah yolunda öldürülürsem günahlarım affolunur mu? demiş.
Rasulullah (s.a.v.): "Evet, ihlâsla sabrettiğin halde, ileri gidip geri dönmeyerek Allah yolunda öldürülürsen!.. Yalnız borç mustesna!.. Gerçekten bunu, bana Cibril (a.s.) söyledi." buyurdular.
(Sahih-i Muslim, Kitabu'l-İmare, B.32, Hds.l 17; Sunen-i Neseî, Kitabu'l-Cihad, B.32, Hds. 3141-3144; Sunen-i Tirmizî, Kitabu'l-Cihad, B.32, Hds.1765; Sünen-i Dârimî, Kitabu'l-Cihad, B.21, Hds.2417; İmam Malik, Muvatta', Kitabu'l-Cihad, Hds.31)




Ebu Hurayra (r.anh)'den rivayet edildiğine göre,
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Muflis kimdir, biliyor musunuz?" diye sordu.
Ashab: - "Bizim aramızda muflis, parası ve malı olmayan kimsedir", dediler.
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Şubhesiz ki ummetimin muflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekat sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina isnad ve iftirası yapıp, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeble iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevabları biterse, hak sahiblerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir" buyurdular.
(Muslim, Birr, 59; Tirmizî, Kıyamet, 2)


Ebu Hurayra (r.anh)'den rivayet edildiğine göre;
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Mûminin ruhu, ödeninceye kadar borcuna bağlı kalır
(Tirmizî, Cenâiz 74; İbni Mâce, Sadakât 12)


*******

Babası Kafir Olarak Ölen Kişinin Borcunu, Müslüman Oğlu Ödeyebilir :

Sakif temsilcileri, Taif'e dönerken, bunlar da onlarla birlikte döndüler. Dönecekleri sırada,
Ebu Muleyh: "Ya Rasulallah! Babam öldürüldüğünde, üzerinde iki yüz miskal altın borç vardı. Eğer, Rabbe'ye (Lat) hediye edilmiş bulunan ziynet eşyasından bu borcu ödemeyi uygun görürsen, öde!" dedi. (Vakidi - Megazi)
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: ''Olur!'' buyurdu.
Karib b. Esved de: "Ya Rasulallah! Benim babam Esved b. Mes'ud da Urve gibi borç bıraktı. Onun borcunu da put mallarından ödesen?" dedi.
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Esved, kafir ve muşrik olarak ölmüştür!" buyurdu.
Karib: "Onun, bana olan yakınlığı dolayısıyla borcu da bana düşer, benden istenilir. Onun borcunu benim için öde" dedi.
Bunun üzerine, Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "O halde, onun borcunu da ödeyeyim." buyurdu.
Ebu Sufyan'a, Urve b. Mes'ud ile Esved b. Mes'ud'un borçlarını, put mallarından ödemesini emretti. (Siyeri İbni Hişam)


***

Muşrik As b. Vail'in, Sahabe Habbab bin Eret'e (r.anh) Borcunu Vermemesi

As b. Vail es-Sehmi Rasulullah'a eziyet eden kişilerden birisidir.
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sahabesi olan Habbab b. Eret Mekke'de iken kılıç yapardı.Yapmış olduğu kılıçları ona satmıştı.
Habbab Radıyallahu Anhu parasını almak için ona gittiğinde As b. Vail şöyle dedi:

- "Ey Habbab! Dinin üzere olduğun arkadaşın Muhammed cennette cennet ehlinin arzu ettiği altın, gümüş, elbise ve hizmetçilerin var olduğunu iddia etmiyor mu?"
Habbab dedi ki: - "Evet öyle."
As b. Vail dedi ki: - "Ey Habbab! O zaman, kıyamet gününe kadar bana mühlet ver. O toplanma yerine döndüğümde senin ücretini ödeyeyim!
Allah'a yemin ederim ki sen ve arkadaşın Allah katında benden daha seçkin kimseler değilsiniz. Ve bu hususta daha büyük pay sahibi de değilsiniz
."


İşte Allah Teâlâ'nın bu kişi hakkında indirdiği ayeti celilesi şudur:
"Ey Muhammed! Ayetlerimizi inkâr eden ve: "Bana elbette mal ve çocuk verilecektir" diyeni gördün mü? O görülmeyeni mi biliyor, yoksa Rahman katından bir söz mü almıştır? Hayır söylediğini yazacağız ve onun azabını uzattıkça uzatacağız. Bahsettikleri şeyler Bize kalacaktır. Kendisi Bize tek olarak gelecektir." (Meryem: 77-78) (Buhari; Muslim ; Siyeri İbn Hişam)



mücahide şehadeti;222544' Alıntı:
Kafir bir kişinin musluman olması durumunda, cahili dönemindeki yine başka bir kafire veya muslumana olan kul hakkı aynen devam eder. Fakat diğer günahları silinir SADECE BU KASTEDLMS AMA DELIL YOK ORTADA COGU SELEFI AHKI SILINIR DIYORDU VEDE KAFIRDEN HELALLIK ISTENMEZ DIYOR
Kafir Kişi, müslüman olunca geçmişi (şirki) temizlenir. Fakat kul hakkı silinmez. Bu da Rahmanın bir rahmetidir. Çünkü Allah (c.c.), kafir müslüman olunca , kendine ait olan suç ve günahları (şirki) bağışlamaktadır. Fakat "Kul Hakkı" sadece sadece (mu'min veya kafir) hak sahibi Kul'u ilgilendiren bir mesele olduğundan, Allah (c.c.) ona karışmaz.

Kim bir kul hakkı yemişse derhal o kardeşi ile helalleşsin. Çünkü (kıyamet günü) dirhem de geçmez dinar da. Böyle olunca o (hak yiyen) kişinin sevabları alınır, o adama yüklenir. Eğer sevabları yoksa o hakkını yediği adamın günahları buna yüklenir.”
(Buhari, Rikak, 48)

Ebu Katâde (r.anh) anlatıyor:
Rasulullah (s.a.v.), aralarında ayağa kalkarak: "Allah yolunda cihadla imanın amellerinin en faziletlisi" olduğunu söylemiş.
Bunun üzerine bir adam kalkarak: Ya Rasulullah, ne buyurursun, ben, Allah yolunda öldürülsem günahlarım affolunur mu? demiş
Rasulullah (s.a.v.), Ona: "Evet, ihlâsla sabrettiğin hâlde, ileri gidip geri dönmeyerek Allah yolunda öldürülürsen." buyurmuş.
Sonra Rasulullah (s.a.v.): "Nasıl dedin?" diye sormuş
Adam: Ne buyurursun, ben, Allah yolunda öldürülürsem günahlarım affolunur mu? demiş.
Rasulullah (s.a.v.): "Evet, ihlâsla sabrettiğin halde, ileri gidip geri dönmeyerek Allah yolunda öldürülürsen!.. Yalnız borç mustesna!.. Gerçekten bunu, bana Cibril (a.s.) söyledi." buyurdular.
(Sahih-i Muslim, Kitabu'l-İmare, B.32, Hds.l 17; Sunen-i Neseî, Kitabu'l-Cihad, B.32, Hds. 3141-3144; Sunen-i Tirmizî, Kitabu'l-Cihad, B.32, Hds.1765; Sünen-i Dârimî, Kitabu'l-Cihad, B.21, Hds.2417; İmam Malik, Muvatta', Kitabu'l-Cihad, Hds.31)
 
S Çevrimdışı

sagemim

Üye
İslam-TR Üyesi
ACIKLAMALARINIZ GUZEL AHKI YALNIZ KISININ KAFIRLIKTEN MUSLUMANLIĞA GECTIKTEN SONRAKI HALIYLE ILGILI KUL HAKKIYLA ILGILI BIR HADIS RIVAYET GOREMYRM NORMAL MUSLUMAN OLANIN KUL HAKKINA DEGNMSNZ SONRADAN MUSLUMAN OLANIN DEGL ORNEGIN KISI MUMIN OLUNCA ŞİRK DAHI TUM GUNAHLARI AF OLYR BOYLE BIR HADS VAR DEMI ISTE BU HADSTE BUNA KUL HAKKININ DAHL OLMADGNI NEYE DAYANARAK SOLYBLRSNZ ANLTBLRMYM
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim , Kafir çoban Yesar, Musluman oluyor ve muslumanların safında olduğu halde, Rasulullah ona 'koyunlar senin oldu', demiyor, aksine koyunları hak sahiblerine geri yolluyor. Bu hadisten bir şey anlamıyor musun? Bunu neden eklediğimi sanıyorsun?
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
peygamber efendimizin Emanetleri sahiplerine vermek için geride İmam Ali (r.a) da bırakmıştır.
 
S Çevrimdışı

sagemim

Üye
İslam-TR Üyesi
BU HAK MALLA ILGILI YANI MADDI PEKI KAFIRKEN GIYBET OLSA ONLARDANDA GIDP HELALLIK ISTEMEK GERKRMI ULASMDKLARMZ ÖLENLER NE OLCAK YA
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
En azından, kafirken musluman olduktan sonra ödeyebildiği Maddi borçlarını ödemesini kabul edebildin.

Gıybet, dedikodu, gibi manevi günahları, (cahilken-kafirken sorumlu olmadığından ve karşı tarafın bunu bilmesinde fitneler çıkmaz) zaten musluman olmasıyla temizlenmekte. Ama cahiliyye dönemindeki maddi çıkarı vermek zorundadır. Aksi taktirde fitneler çıkar. Daru'l Harbte olan muslumanlar ya öldürülür, ya zindana girer.

Kafirin kafiri gıybet etmesinin bir hukmu yoktur (belki cehennemdeki azâbı artar, Allah-u âlem), zaten kafirdir. Ama maddi borçlu olmalarının bir değeri vardır ki , ödeyecektir, ödemese bir yakını ödemektedir.

Muslumanın, kafirin gıybetini (savaş harici) yapması uygun değildir. Zaten kişi kâfirken gıybet yapmıştır. Musluman olduktan sonra sulh halindekilerin gıybetini yapmamıştır.
Kâfirin şahsının değil de, sıfatlarının gıybetini yapmada bir beis de yoktur.
 
S Çevrimdışı

sagemim

Üye
İslam-TR Üyesi
Muslumanın, kafirin gıybetini (savaş harici) yapması uygun değildir. Zaten kişi kafirden gıybet yapmıştır. Musluman olduktan sonra sulh halindekilerin gıybetini yapmamıştır.
Kafirin şahsının değil de, sıfatlarının gıybetini yapmada bir beis de yoktur. bunları delıle dayandırrmsnz
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Delil sahih akidedir.
"Harb hiledir." hadisi. Normal şartlarda da , kafirlerin şahıslarıyla ilgili değil de kötülüklerinin, dinlerindeki sapkınlıkları deşifre ederek, muslumanların bunların tuzak ve hilelelerine düşmelerine mani olunabilir.
 
Üst Ana Sayfa Alt