Eşimden ayrıldım, çocuklarımı büyüttüm, çalışıyorum ve Allah'tan başkasına muhtaç değilim. Kendimden yaşça küçük bir adamı sevdim, oldu işte, kısmet..Dini güzelliğinin olması tercihimdi, kalbime iyi gelen duaları vardı..Beni de sevdiğine inanıyorum.Kırık, dökük, huzurlu sakin bir yılı geçtik.Olmayacağını biliyordum, kalbim söz dinlemedi. En olmayacak şeyleri yaradanın oldurduğunu, olacak dediğini oldurmadığını da biliyorum.Her karşılaşmanın bir sebebi var. Sınavımdı. Hiç evlenmemiş, 38 yaşında, doğal olarak hayat bitiyor telaşıyla onu bir kaç kez hayal ettiklerini yaşasın diye bıraktım..Döndük. Savaşabilecek güçte değil. Beklemem de çok doğru değil. Her ne kadar dileye, isteye güçlü durup sevdasına sahip çıkan hikayeler bilsem de anlamaya çalıştım. Ve iki gün önce kalben oramda dursada iletişimi kestim. Bitti. İlişkimizle ilgili konuşmaya çıktık ve bana düşüncesini sesli olarak söyledi..sonra özür diledi, öyle demek istemedim dedi..ama kalbim çok acıdı..keşke incinmeden ,ben kalbimdeki hançeri bilmeden bitseydi..Dedi ki usulca"dua ediyorum , temiz ahlaklı bir eş dşye ama olmuyor...."...o kadar kırıldım ki.. Sevdiğini söylediği kadına ..sonra sözcüğünden utandı sanırım. Çünkü benim yüreğim ve ahlakımı o da biliyor..Ama ben hayal ettiği hayatın normlarında değilim. Eve geldim..Çok ağladım..Dua ettim. Kimse için olumsuz dileğim olmadı.. Onun için de etmedim.. Rabbim yolunu gönlüne göre açık etsin. Fakat kalbime bir sözcükle batırdığı iğnenin sancısını unutamıyorum. İncindim..Yapmayın...Kalp öyle bir yer ki onun çok içten yanmasının bedeli var..Oraya ilettiğiniz sözcüklere dikkat edin. Şimdi safece dedim ki...Allahım..seni vekil kılıyorum. Sen büyüksün. Sadece o iğnenin sancısını azalt.